ASAYİŞ - 20 Şubat 2018 Salı 16:07

Bacanağını ve baldızını öldüren zanlı hakim karşısında

A
A
A
Bacanağını ve baldızını öldüren zanlı hakim karşısında

Antalya’nın Manavgat ilçesinde geçtiğimiz Ağustos ayında baldızını ve bacanağını öldüren zanlının yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı.

Antalya’nın Manavgat ilçesinde geçtiğimiz Ağustos ayında baldızını ve bacanağını öldüren zanlının yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı. Jandarma ve savcılıkta verdiği ifadeleri kabul etmeyen zanlı, olay esnasında cinnet geçirdiğini ve hiçbir şey hatırlamadığını söyledi.


21 Ağustos 2017 tarihinde Manavgat Karacalar Mahallesi’nde bacanağı Dursun Ayaz (67) ve baldızı Emine Ayaz’ı (55) tüfekle başlarından vurarak öldüren S.D.’nin yargılanmasına başlandı. Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada Alanya Cezaevinde tutuklu bulunan sanık S.D, öldürülen Dursun-Emine Ayaz çiftinin oğulları Erman, Hasan ve Hüseyin Ayaz, Gelinleri Meryem Ayaz ile tarafların avukatları mahkemede hazır bulunurken, tanık olarak ifadelerine başvurulan S.D.’nin eşi Perihan ve oğlu Kadir D. ise mahkeme salonu dışında bekletildi.



"Kendimi kaybettim, yaptıklarımı hatırlamıyorum"


Cumhuriyet Savcısının iddianameyi okumasının ardından sanık S.D. savunmasını yaptı. Cezaevinden gönderdiği savunmasını aynen tekrar ettiğini belirten zanlı, "6 yıl önce geçirdiğim kaza nedeniyle hala engelli ve yatalak durumdayım. 21 Ağustos günü bir anda kendimi kaybettim ve yaptıklarımı hatırlamıyorum. Savcılık ve jandarmada ifade verirken kendimde değildim. Bundan dolayı çelişkili beyanda bulunmuşum. Bu ifadelerimin değil cezaevinden gönderdiğim yazılı savunmamın geçerli olmasını talep ediyorum. Belgelerde aleyhime olan hususları kabul etmiyorum" dedi.


Cinayete kurban giden Ayaz çiftinin büyük oğlu Erman Ayaz ise, 17-18 Ağustos tarihlerinde yaşanan olayların ardından hayati tehlikelerinin bulunduğunu, sanıktan şikayetçi olduklarını, buna rağmen gerekli önlemler alınmadığı için anne ve babasının canice öldürüldüğünü ileri sürerek "Hem sanıktan hem de şikayetimize rağmen görevini ihmal ederek önlem almayanlardan şikayetçiyim" ifadelerini kaydetti.


Diğer müştekilerin de dinlenmesinin ardından mahkeme salonuna alınan S.D.’nin eşi Perihan D., olay sabahı oğlunun işten geldiğini, kendisinin kahvaltı hazırlamaya başladığı sırada eşinin dışarı çıktığını belirterek "S.’nin gittiği yerde ablam ve eniştemin olduğunu gördüm. Onlara bir zarar verebileceğini düşünerek kaçmaları için bağırdım. Silah seslerinin ardından oğlum eşimi eve geri getirdi. Kendisi, cinnet geçirdiğini ve 2 kişiyi öldürdüğünü belirterek jandarmayı aramamızı istedi" dedi.


Perihan D., eşinin 8-9 yıl önce kaçak içki suçundan cezaevine girdiğini ve kendisini Dursun Ayaz’ın ihbar ettiği şüphesiyle Dursun Ayaz’a husumet beslediğini de sözlerine ekledi.


Mahkeme sanığın tutukluluk halinin devem etmesine, eksiklerin giderilmesi ve bazı tanıkların zorla getirilerek dinlenmesi için duruşmayı 15 Mayıs 2018 tarihine erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.