AK Parti Artvin İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda gündem referandum

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Artvin İl Başkanlığı’nın düzenlediği Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı Nihat Gök Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Toplantıya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu ve AK Parti Artvin Milletvekili İsrafil Kışla katıldı.
Toplantısının basına açık bölümünde konuşan AK Parti Artvin Milletvekili İsrafil Kışla, Anayasa değişikliğiyle çift başlı yönetim sisteminin kalkacağını geçmişten örnekler vererek açıkladı. Verdiği örnekler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Partili Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu örneği dikkat çekti. Kışla “En kapsamlı değişiklik, bir yönetim tarzı değişikliğini de içeren bir anayasa değişikliği, Devlet Bahçeli’nin de destekleriyle, tamamını yapamasak da 18 maddelik değişikliği AK Parti olarak meclisten geçirmeyi başardık. Geçmişte Demirel ile Tansu Çiller arasında sıkıntılar yaşandı mı ? yaşandı. Peki, Turgut Özal ile Mesut Yılmaz arasında sıkıntılar yaşandı mı ?, Ahmet Necdet Sezer ile Ecevit arasında sıkıntılar yaşandı mı ? yaşandı. Peki, daha yakın zamanınızda AK Parti döneminde Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız Ahmet Davutoğlu arasında bir sıkıntı yaşandı mı ?, yaşandı. Gizlenecek bir tarafı yok bunun. Yürütme şuanda yasama organının içerisinden çıkıyor. Peki, bunun içerisinde Cumhurbaşkanlığı var mı ? yok. Ama Cumhurbaşkanlığı şuanda en güçlü kurum olarak mevcut” dedi.
Anayasa değişikliğinin Türkiye’nin istikrarı için gerekli olduğunu savunan Kışla “Bu değişiklik bir kişi için istenen bir şey mi ? yoksa bir ülkenin kalkınması için gerekli olan bir şey mi? Efendim fazla yetkiler veriyorlar, tek kişiye krallık, padişahlık. Allah aşkına, 5 yıl yönettiniz, 5 yıl sonra bu milletin önüne gelmeyecek misiniz? 5 yılın krallığı, padişahlığı mı olur?” şeklinde konuştu.
16 Nisan’da gerçekleşecek olan referandumda evet oylarının yüzde 60’ın altına düşmemesi gerektiğini dile getiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli de “Bu referandumda en az yüzde 60 evet oyu olmamız lazım ki Tayyip Erdoğan’ı, Türkiye’yi düz çöktürmeye çalışanlar şimdi gelip diz çöksünler, anlaşmak zorunda kalsınlar. Allah’ın izni ile 26 Nisan’da sandığa gideceğiz ve güçlü bir şekilde ’evet’ diyeceğiz. Bu işi başarırsak bizim önümüzü kimse tutamaz. Fransa devlet başkanı bir dönem daha seçilmeyeceğini dile getirdi. Onun yerine aday olan kişi diyor ki ‘Ben Fransa’yı Trump gibi, Putin gibi, Recep Tayyip Erdoğan gibi kimseye bağlı olmadan kimseden emir almadan yöneteceğim”. İşte bizim bu liderimizden yararlanmamız lazım. Allah’a bin şükür güçlü bir liderimiz var” ifadelerini kullandı.
Hava muhalefeti nedeniyle oturumun ilk bölümüne yetişemeyen AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu ise salona girmeden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kuzu, " Neden evet" dediklerini yeni nesile anlatmak zorunda olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımızın yasayı imzalamasından sonra 16 Nisan’da referandum kesinleşti. Biz mevcut sistemin neyinden rahatsızız, neleri var, neler açtı bu zamana kadar milletimizin başına neler açabilir, neleri getirdi, çift başlılık neleri getiriyor, koalisyon neleri getirdi yeni nesile bunları anlatacağız. Yeni nesil bizi biliyor ama bizden öncekini bilmiyor. Ama 7 Haziran sendromunu yaşadıktan sonra zannediyorum onların içinde de o eski yıllarda olanların olmaması için bir sistem değişikliğinin gerekliliği kendisini gösteriyor. 7 Haziran sendromu ülkede herkesin düşünmesine sebep oldu ve sistemin değişmesi vazgeçilmez hale geldi. Bunu ilk görenlerden biri Sayın Bahçeli oldu. Gerçekten büyük bir devlet adamlığı örneğini verdi, gerçekten büyük bir fedakârlıktı. Türkiye diyelim ki bu 15 Temmuz’da yaşadığı vahşeti 7 Haziran’da yaşamış olsaydı ülke ne olurdu, bu masaya yatırıldı ve aklın yolu birdir, bizim de sayımız yetmiyordu o sayı eksikliğini fazla fazla tamamlayarak referandum imkânı vermiştir. Ayrıca tarih bunu yazacaktır. Son birkaç yıla göre evet sayısı artışta. Anlattıkça daha da artacaktır. Sandıkta bu biraz daha artar ve inşallah makul bir seviyede durur ve o da bize yeter.”