- 28 Eylül 2018 Cuma 12:26

Bayburt’ta okul kantin ve yemekhaneler denetlendi

A
A
A
Bayburt’ta okul kantin ve yemekhaneler denetlendi

2018-2019 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı örgün, yaygın ve özel eğitim kurumları bünyesinde il merkezi ve ilçelerde faaliyet gösteren yemekhane, kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi gıda işletmeleri kontrol görevlileri tarafından denetlendi.

2018-2019 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı örgün, yaygın ve özel eğitim kurumları bünyesinde il merkezi ve ilçelerde faaliyet gösteren yemekhane, kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi gıda işletmeleri kontrol görevlileri tarafından denetlendi.


Yapılan denetimlerde et ve süt ürünleri başta olmak üzere tüketime sunulan gıdaların muhafaza koşulları, mevzuata uygunlukları, son tüketim tarihleri, alınan numunelerin miktar ve uygunlukları kontrol edildi. Ayrıca resmi kontrollerde çalışan personelin hijyen eğitim sertifikaları, işletmede zararlı mücadelesi yapıldığına dair ilaçlama belgeleri, ürünlerin etiket ve izin tescil bilgileri incelendi.


Denetimlere katılan Gıda ve Yem Şube Müdürü Gökmen Şengün, “Öncelikle 2018-2019 eğitim ve öğretim yılının tüm öğrenci ve eğitim camiası için hayırlı olması dileklerinde bulunarak, velilerimizin içi rahat olsun güvenilir gıda tüketimi için okullar bünyesinde faaliyet gösteren kantin ve yemekhaneler ile okul çevresindeki gıda işletmelerinin resmi kontrolleri yıl boyunca aralıksız olarak devam edecektir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ‘Çocuklarda bacak ağrısının arkasında yatanlar: Büyüme ağrısı mı, ciddi bir sorun mu’ Çocukluk çağı bacak ağrılarının değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. İlyas Tarık Katırcı, “Kemik tümörleri, hematolojik hastalık tümörleri, eklem iltihabı ve romatizmal eklem hastalıklarının tanısında da önemli bir bulgu olan bacak ağrılarının basit bir masajla iyileştirilebilen büyüme ağrısından ayrıştırılması büyük önem taşır. 3-12 yaş aralığında bulunan çocuklarda sıklıkla görülen bacak ağrılarının sadece büyüme ağrısı olabildiği gibi ciddi hastalıkların habercisi de olabilir” dedi. Medicana International Samsun Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. İlyas Tarık Katırcı, çocuklarda bacak ağrısı hakkında açıklamalarda bulundu. Büyüme ağrısının çocuğun okula gitmesine engel olmadığını dile getiren Opr. Dr. Katırcı, “Büyüme ağrılarında, uyluk kemiğinin dize yakın kısmı (alt kısmı) ve incik kemiğinin dize yakın kısmında (üst kısmı) veya her iki bölgede de ağrı hissedilir. Bacaklarda ve bazen ayak bileğinde de ağrı olabilir. Büyüme ağrısı çoğu zaman basit masajla ve çocuğa gösterilecek şefkatle iyileşen ağrılardır. Gergin aile ortamı, sevgisizlik gibi faktörlerin büyüme ağrılarını tetiklediğini gösteren bilimsel çalışmalar vardır. Büyüme ağrılarının tanısı röntgen ve laboratuvar testleri yapıldıktan sonra konulmaktadır. Anne ve babaları rahatlatacak iyi karakterli bir ağrı olan büyüme ağrılarının tedavisinde herhangi bir aktivite kısıtlamasına gerek duyulmamaktadır. Çocuğun okula gitmesinde ya da beden eğitimi derslerinden mahrum bırakılmasına gerek yoktur" diye konuştu. “Her bacak ağrısı büyüme kaynaklı olmayabilir” Büyüme ağrılarının çocuklarda gelişebilecek diğer bacak ağrılarından ayrıştırılmasında büyük önem taşıdığını söyleyen Opr. Dr. Katırcı, “Çocuklarda bacak ağrıları kemik tümörleri ve hematolojik hastalıkların tümörlerine işaret edebileceği gibi eklem iltihabı ve romatizmal eklem hastalıklarının tanısında da önemli bir bulgu olarak değerlendirilmektedir" ifadelerine yer verdi. Büyüme ağrılarında dikkat edilmesi gerekenler Opr. Dr. İlyas Tarık Katırcı, büyüme ağrılarında çocukların sürekli farklı eklem noktalarının ağrılarından yakınabileceğine dikkat çekerek, “Eğer ağrı hep aynı noktada ise bu noktada şişlik, hassasiyet ve aksama söz konusuysa bu ağrı büyük ihtimalle büyüme ağrısı değildir. Ayrıştırmada özellikle dikkat edilmesi gereken bir diğer konu, çocuğun herhangi bir travma yaşayıp yaşamadığını sorgulamaktır. Örneğin, çocuğun parkta oynarken bir yerden düşüp düşmediği, spor yaparken yaralanıp yaralanmadığı öğrenilmelidir. Bazen kalçada femur başında olan büyüme plağından başın kayması (femur başı epifiz kayması), perthes hastalığı veya kalçanın sinoviti gibi durumlar da dizde yansıyan ağrı yapar. Ancak bunların tamamında öykü farklıdır ve ağrıya aynı zamanda aksama eşlik eder. Kemik tümörleri ve hematolojik hastalıkların tümörlerinin önemli bir kısmı çocukluk çağında sık görülür. Bu nedenle ayırıcı tanıda mutlaka dışlanmalıdırlar. Septik artirit (eklem iltihabı) romatizmal eklem hastalıklarında ise ayırt etmek kolaydır. Bu hastalıklarda tablo, öykü ve laboratuvar testleri ayırt etmede yardımcıdır. Yansıyan ağrılar, özellikle kalça ve belden vuran ağrılarda gerçek hastalığın kaynağı araştırılmalıdır. Bel ve kalça bölgesi dikkatle muayene edilmeli, gerekirse laboratuvar testleri ve röntgen istenmelidir" şeklinde konuştu.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Annelerimiz, baş tacımızdır” Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, 12 Mayıs Anneler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak, anneler gününü kutladı. Yaşanan her günün ve her anın anneler günü tadında olması gerektiğini vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar, mesajında; dinimizin ve kültürümüzün anneye verdiği değerin önemine dikkat çekerek, “Başımızın tacı olan annelerimizi bir gün değil, her gün sevelim ve kıymetini bilelim” dedi. Başkan Çolakbayrakdar, Anneler Günü mesajında şu ifadelere yer verdi: “Örf ve geleneğimizden aldığımız öğretiyle hem de yüce dinimizin bize öğretmiş olduğu bilgiler ışığında annelerimizin bizdeki yeri sadece bir gün değil, yılın 365 günü hatırlanmaya layıktır. Hepimiz bir annenin evladıyız. Yüce dinimiz, Ayet-i Kerime’de ‘Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu’ buyrulmuştur. Bu sebepledir ki, Peygamber Efendimiz de “Cennet anaların ayaklarının altındadır” diyerek anneye saygıyı emretmiştir. Henüz doğmadan bizler için fedakar olan annelerimiz yaşamları boyunca aynı hassasiyetler bizlerin üzerinde varlıklarını hissettirmektedir. Başımızın tacı olan annelerimizi bir gün değil, her gün sevelim ve hatırlayalım. Kocasinan Belediyesi olarak bizler de annelerimize pozitif ayrıcalık tanıyor ve birçok projelerimizi onlar için yapıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü’nü en içten dileklerimle kutlar, sevgi ve hürmetlerimi sunarım.”
Eskişehir Türk Ocağı’nda bu hafta Hüseyin Nihal Atsız ve mücadelesi konuşuldu Türk Ocağı’nın bu haftaki sohbet konusu “Hüseyin Nihal Atsız ve Mücadelesi” oldu. Türk Ocağı’nın bu haftaki sohbetine Araştırmacı Yazar Serkan Akgöz katıldı. Akgöz, Hüseyin Nihal Atsız ve Mücadelesi konusu hakkında konuşma yaptı. Konuşmasında Serkan Akgöz; Atsız’ın 3 Mayıs öncesinde asistanlık yıllarından itibaren başladığı eleştirilerle, Orhun dergisiyle Sabahattin Ali davasını doğurduğunu belirtti. Akgöz, bu davanın 3 Mayıs’taki duruşmasında yaşanan protestonun tarihe Ankara nümayişi olarak geçtiğini söylerken, 3 Mayıs’taki protestonun hükümet çevresinde tedirginliğe yol açtığını ve Irkçılık-Turancılık davasını doğurduğuna değindi. Araştırmacı, konuşmada dava sürecinde radyo ve gazeteler aracılığıyla yapılan kara propagandayla Türkçülerin toplum nezdindeki itibarının zedelendiğini belirtti. Araştırmacı Serkan Akgöz, Mart 1947’ye kadar süren dava sonucunda tüm sanıkların beraat ettiğini, davanın Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirtti. Akgöz, 1944 davasıyla ilgili hatıralardan bahsederek konuşmasını tamamladı. Konuklar tarafından ilgiyle takip edilen konuşmanın sonunda konuşmacıya çok sayıda sorulan soru ve cevaplardan sonra, Eskişehir Türk Ocağı Şube Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Topal’ın konuşmacıya şükran beratı takdimi ile program sona erdi.
Ankara Dışişleri Bakanlığı bünyesinde ‘Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’ kurulacak Dışişleri Bakanlığı’nın daha etkin ve günümüzün ihtiyaçlarına daha uygun bir yapıya kavuşması amacıyla Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurulacak. Resmi Gazete’de 6 Nisan 2024’te yayımlanan ‘Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Dışişleri Bakanlığını ilgilendiren bölümlerinde değişiklik yapılmıştı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Dışişleri Bakanlığı’nın daha etkin ve çağın ihtiyaçlarına uygun bir yapıya kavuşması amacıyla Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurulacak. Dış temsilcilik sayısı bakımından dünyada üçüncü sırada yer alan, yurt içinde ve yurt dışında 2 bin 190 kariyer memuru olan Dışişleri Bakanlığı’nın personel sayısının artması, insan kaynaklarının niteliğinin yükselmesinin yanı sıra diplomatların akademik donanıma sahip olması, birden fazla yabancı dili etkin şekilde kullanabilmesi ve farklı uzmanlık alanlarında yetkinleşmesi hedefleniyor. Bakanlık bünyesinde kurulacak olan vakfın temel amacı, Bakanlığın insan kaynakları kapasitesi bakımından geliştirilmesine ve kurumsal olarak güçlendirilmesine katkıda bulunacak çalışmaları desteklemek ve bu yönde ilave kaynak sağlamak. Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nın ileride tesis edilecek akademik kurum vasıtasıyla diplomatların eğitimlerine destek sunarak, yüksek lisans, doktora çalışmalarına katkı sağlaması ve uluslararası ilişkiler alanındaki yayınlara kaynak sunması hedefleniyor.