SAĞLIK - 28 Nisan 2024 Pazar 15:37

Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi

A
A
A
Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi

Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı.


Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı.


Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi.


Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.


Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı.


Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.



Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Soma maden kazasının üzerinden 10 yıl geçti Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden 301 işçi 13 Mayıs Pazartesi Günü yapılacak programlarla anılacak. Manisa Valisi Enver Ünlü de faciayı ilk günkü gibi yüreklerinde hissettiklerini söyledi. Manisa Valisi Enver Ünlü yaptığı açıklama ile Soma Maden Faciasının 10. yılını andı. Vali Ünlü yaptığı açıklamada, “Soma ilçemizde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen elim kazada 301 madenci kardeşimiz şehit oldu. Elim kazanın 10. yılında, hayatını kaybeden madencilerimizin acısını, olayın yaşandığı ilk günkü gibi yüreğimizde hissediyoruz. Ülkemizi derinden sarsan maden kazasının yaşandığı ilk andan itibaren, devletimiz bütün imkanlarını seferber ederek, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızın katkılarıyla kazanın yaralarını sarmaya çalışmış ve şehit madencilerimizin geride bıraktığı gözü yaşlı anaların, eşlerin ve yetim çocukların yanında yer almıştır. Devletimiz bundan sonra da milletimizle birlikte dünyanın en zor ve en anlamlı mesleğini yapan hem ilimiz ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla yerin metrelerce altında çalışırken şehit olan madenci kardeşlerimizin emanetlerine sahip çıkmaya devam edecektir. Bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması amacıyla devletimizin, madencilerimizin iş güvenliği başta olmak üzere ekonomik ve sosyal haklarını korumaya devam ettiğini belirterek; 10. yıl dönümünde Soma’da yaşamını yitiren madencilerimizi bir kez daha rahmetle anıyor; acılı ailelerimize sabırlar diliyorum.” şeklinde konuştu.
Ağrı Ağrı’da "Bir Sınıf Bir Koli" projesinde rekor bağışla 3500 yardım kolisi ihtiyaç sahiplerine umut oldu Kızılay Ağrı Şube Başkanı Orhan Tatlı ve beraberindeki heyet, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek’e makamında ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette, her yıl Ramazan ayında gelenekselleşen "Bir Sınıf Bir Koli" projesine verilen destekler için teşekkür edildi. Bu yıl "Bir Sınıf Bir Koli" projesinde rekor bir bağış miktarına ulaşıldı. Öğrenci ve öğretmenlerin katkılarıyla toplanan 3500 gıda kolisi, Kızılay Gönüllüleri tarafından ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldı. Ağrı’da 4. kez düzenlenen proje, birçok ile örnek oldu ve diğer illerde de uygulamaya konulmaya başlandı. Ziyaret programına Kızılay Ağrı Şube Yönetim Kurulu Üyesi Miraç Faruk Tanrıverdi ve Genç Kızılay Gönüllüleri de katıldı. İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek yaptığı açıklamada,Kızılay ile Milli Eğitim Müdürlüğü arasındaki iş birliğinin önemine vurgu yaparak, "Bir Sınıf Bir Koli" projesinin anlamlı bir proje olduğunu ve bu projenin her yıl daha da büyüdüğünü ifade etti. Kökrek, projeye katılan tüm öğrenci, öğretmen ve velilere teşekkür etti. Kızılay Ağrı Şube Başkanı Orhan Tatlı ise,"Bir Sınıf Bir Koli" projesinin, Ağrı’da ihtiyaç sahibi ailelere gıda yardımı ulaştırmanın yanı sıra, öğrencilerde ve öğretmenlerde yardımlaşma ve paylaşma bilincini de geliştirdiğini belirtti. Tatlı, projeye gösterilen ilgiden dolayı İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek’e ve emeği geçen herkese teşekkür etti. "Bir Sınıf Bir Koli" projesi, Kızılay’ın Ağrı’da gerçekleştirdiği önemli yardım faaliyetlerinden biri olarak öne çıkıyor. Proje sayesinde her yıl binlerce ihtiyaç sahibi aileye gıda yardımı ulaştırılıyor ve aynı zamanda öğrencilerde yardımlaşma ve paylaşma bilinci geliştiriliyor.
Yalova Altınova’da “Dünya Göçmen Kuşlar Günü” kutlandı Altınova Belediyesi tarafından Dünya Göçmen Kuşlar Günü’nü çerçevesinde düzenlenen etkinlikte Hersek Lagünü’nde kuş gözlem çalışması yapıldı ve alandaki kuşlar fotoğraflandı. Altınova Hersek Lagünü ve çevresinde Yalova ve çevre iğer illerden gelen kuş gözlemcileri ve kuş fotoğrafçıları tarafından gün boyu gözlem çalışması yapılarak alanda bulunan su kuşları başta olmak üzere diğer kuş türleri fotoğrafladı. Başta alanda 20 çiften fazla üremesiyle lagüne önemli kuş alanı "ÖKA" özelliği katan kara gagalı sumru ve yine alanda üreyen, uzun bacak, sakarmeke, sutavuğu, yeşilbaş, küçük sumru, sumru, poyrazkuşu, bahri ile toplamda 71 tür kuş gözlemlendi. Etkinlikle ilgili bilgi veren Altınova Belediyesi Kuş Gözlemcisi Fatih Bülbül, “Dünya Göçmen Kuşlar Günü (WMBD), göçmen kuşların ve yaşam alanlarının korunması ihtiyacını vurgulayan yıllık bir bilinçlendirme etkinliğidir. Küresel bir erişime sahiptir ve göçmen kuşların karşılaştığı tehditler, bunların ekolojik önemi ve onları korumak için uluslararası işbirliği ihtiyacı konusunda küresel farkındalığın artırılmasına yardımcı olacak etkili bir araçtır” dedi. Dünya Göçmen Kuşlar Günü etkinliğinin önemini belirten Bülbül, “Doğanın ayrılmaz bir parçası ve adeta süsü olan kuşların zorlu göç yolculuklarına dikkati çekmek, karşılaştıkları tehditlere karşı duyarlılığı artırmak ve kuş türlerini tanımak için 2006 yılından bu yana Dünya Göçmen Kuşlar Günü kutlanıyor. Her yıl milyonlarca kuş, üreme ve kışlama alanları arasında uzun bir göç yolculuğu gerçekleştiriyor. Doğanın döngüselliğinin bir göstergesi olan bu göç hareketi, her yıl ilkbahar ve sonbahar boyunca gerçekleşiyor” ifadesini kullandı. Milyonlarca kuşun Avrupa’dan Afrika’ya göç ettiğini de belirten Bülbül, şöyle konuştu: “İlkbahar ve sonbaharda, farklı türlerden milyonlarca kuşun Avrupa’dan Afrika’ya kilometrelerce süren göç yolculuğu başlıyor. Göçmen kuşlar, kendileri açısından stratejik öneme sahip Türkiye’den geçerek, Afrika’da bir yıl önce kışı geçirdikleri yerlere gidiyorlar. İlkbaharda ise tekrar aynı rota üzerinden kuzeye göç ederek kuluçka yuvalarına dönüyorlar. Türkiye, göçmen kuşlara Avrupa-Afrika kıtaları arasında köprü oluyor. Kuşların her yıl gerçekleştirdiği bu hareket bizleri doğanın döngüselliğini fark etmeye çağırıyor.” Hersek Lagünü’nün bu süreçte ki rolüne de dikkat çeken Bülbül, “Alanımızın kuşların göç yolu üzerinde bulunması hem su kuşları hem yırtıcılar hem de ötücü ve diğer kuşlar için önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Göçmen kuşların hayatta kalması için öncelikli olarak su ve sulak alanlar şarttır. Sulak alanlar biyoçeşitliliğin en yüksek oranda olduğu ekosistemlerdir. Bu nedenle sulak alanların korunması hayati öneme sahiptir" diye konuştu.