Yerel Haberler
Diyarbakır
25 Nisan 2024 Perşembe - 19:56 Diyarbakırlı öğrenciler NASA Conrad Challenge 2024 Finallerinde Türkiye’yi temsil ediyor Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Hevsel Kampüsü öğrencilerinden oluşan Healthy Companions takımı, Houston NASA Uzay Merkezi’nde düzenlenen Conrad Challenge 2024’te Türkiye’yi temsil edecek tek takım olarak seçildi. Conrad Challenge, NASA bünyesinde düzenlenen prestijli bir yarışma olup, Healthy Companions takımı Türkiye’deki tek temsilci olarak 1000 takım arasından 5 finalistten biri olarak seçildi ve NASA’nın Houston Uzay Merkezi’ne gitmeye hak kazandı. Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Yağmur Delal Cengiz, Beyza Kaya, Dilvin Laçin, Adar Özalkak, Mir Baran Esen ve Diyar Karabulut tarafından oluşturulan Healthy Companions, NASA tarafından 13-18 yaş arasındaki öğrencilerin küresel etki oluşturmak, sorunları çözmek için bilim, teknoloji ve inovasyonu kullanarak projeler yürütüp, girişimcilik özelliklerini ortaya koymaları için düzenlediği Conrad Challenge’a Türkiye’yi temsil ediyor. Healthy Companions, evcil hayvan sahiplerinin hayvanlarının sağlık durumunu izlemelerine yardımcı olan yenilikçi bir cihaz geliştirdi. Nabız oksimetrisi ve rektal sıcaklık algılama gibi son teknolojileri kullanarak, projeleri kullanıcıların evcil dostlarının sağlık durumunu kapsamlı bir şekilde takip etmelerini sağlıyor. Ürünleri aynı zamanda telefon uygulamasıyla bütünleşmiş bir şekilde yapay zeka desteği de sunuyor, böylece evcil hayvan sahiplerine daha kişiselleştirilmiş çözümler sunabiliyor ve sağlık durumu ile ilgili önemli bilgiler sağlıyor. Healthy Companions takımı, "Türkiye’den bu aşamaya ulaşan tek takım olarak ülkemizi Amerika Birleşik Devletleri’nde temsil etmenin gururunu taşıyoruz. Uzun süredir çaba sarf ettiğimiz projemizi dünyaya tanıtmak bizi oldukça heyecanlandırıyor" dedi. Healthy Companions, tasarım sürecinde basit ve kullanıcı dostu bir arayüz oluşturmaya özellikle odaklandı ve prototip aşamasında birçok deneme ve test gerçekleştirerek en pratik tasarımı hayata geçirdi. Barınaklar ve veteriner ve sosyal hizmet kuruluşları gibi kurumlardan da geri bildirim alarak ürünlerini geliştirdi. Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Kampüsü Kurucu Temsilcisi Zeki Esen, Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Hevsel Kampüsü Liseleri’nde araştırmacı, bilimin gücüne inanan, yenilikçi, bilim ve teknoloji üreten, ülkemizin geleceğine yön verecek nesiller yetiştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “Sevgili öğrencilerimizin göstermiş oldukları bu başarı uluslararası arenada inovasyon ve teknolojiye olan katkısını bir kez daha vurguluyor. Öğrencilerim adına mutlu ve gururluyum. NASA’nın Texas’taki Uzay Merkezi’nde gerçekleşecek finale katılmaya hak kazanan Healthy Companions değerli işler ortaya koyacaklarına inanıyorum ve onlara başarılar diliyorum” dedi.
25 Nisan 2024 Perşembe - 15:37 Ermenilerin 1915’te çıkardığı olaylarda Diyarbakır’da 120 civarında yönetici tutuklandı Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına açıklık getiren tarihçi Prof. Dr. Oktay Bozan, “24 Nisan tarihinde bir karar alınmış olunuyor. Bu kararda, Ermeni komitelerinin kapatılması, buradaki kişilerin tutuklanması ve bu kişiler hakkında gerekli tahkikatın yapılması istenmiş oluyor. 24 Nisan 1915’teki Osmanlı Devleti’nin aldığı bu karar üzerine Taşnak, Hınçak gibi cemiyetlerin kapatıldığını ve yetkilerinin tutuklandığını görüyoruz. Bu kapsamda Diyarbakır’da da 120 civarında yönetici tutuklanmış” dedi. 24 Nisan 1915 tarihi, bundan 109 yıl önce yaşanmış olan Ermeni tehcir hadisesi, öncesindeki birtakım kararlar, sözde Ermeni Soykırımı olarak adlandırıldığını anlatan Prof. Dr. Oktay Bozan, Osmanlı Devleti’nin bir imparatorluk olduğunu, imparatorluk bünyesinde çok sayıda etnik ve dini unsurların olduğunu dile getirdi. Rumlardan sonra en fazla dini unsurun olduğu kesimin Ermeniler olduğunu aktaran Bozan, Ermeniler ile Müslümanlar arasında ırklarından, dinlerinden veya mezheplerinden dolayı gerek Osmanlı coğrafyasında gerekse Diyarbekir bölgesinde herhangi bir çatışmaya tanık olunmadığını kaydetti. Bunun çok önemli bir şey olduğuna değinen Bozan, şöyle konuştu: “Bu nedenler Avrupalı bazı tarihçiler, Ermenileri Hristiyan Türkler gibi tanımlar. Birçok şeyleri Müslümanlara benzediğinden, sadık olduklarından dolayı böyle ifade eder. Nitekim Osmanlı kayıtlarında Ermeniler için ‘Tebaa-i Sadıka’, sadık topluluk ifadesi kullanılmıştır. 19. yüzyıl büyük gelişmelere sahne oldu. Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçi akımlar, İngiltere, Fransa gibi sömürge yarışına giren devletlerin sömürge arayışları ve bunun yanı sıra milliyetçi akımı sanayi inkılabıyla beraber toplumların gelişmesi, Osmanlı Devleti bünyesindeki toplulukların istismar edilmesi. Akabinde o süreçte Ruslar sıcak denizlere inme, İngiltere’nin ise Uzak Doğu’ya giden yolları güvence atlına alma gibi gerekçelerle Osmanlı ülkesinde yaşayan gayrimüslimleri istismar etmeye başladılar.” “1890’lı yıllarda yaklaşık 40 yerde Ermenilerin isyan ettiğini görüyoruz” Bununda başında Ermenilerin gelmekte olduğunu belirten Bozan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve büyük devletlerin büyük bir payının olduğunu görüyoruz. Bu devletlerin destekledikleri Ermeni komitacıları, aydınları, bu devletlerin sırtını sıvazladıkları buradaki konsolosluklar, politize olan din adamları gibi birçok sosyal sebepten dolayı artık 19 yüzyılın sonlarında iki toplum arasında ciddi problemler yaşanıyor. 1890’lı yıllarda yaklaşık 40 yerde Ermenilerin isyan ettiğini görüyoruz. Diyarbakır’da 1 Kasım 1895 yılında cuma namazı esnasında 8 camiye saldırı düzenlenmiş, saldırının akabinde yangın çıkmış, 878 dükkan, atölye, depo bölge ekonomisinin can damarı olan birimler yanmış, o gün Diyarbakır’da cuma namazı kılınmamış, kanlı bir cuma yaşanmıştır. Dolayısıyla 19 yüzyılda büyük beklenti içerisinde Ermeniler, büyük devletlerin onlara yardım edeceğini ve bu yardımlar neticesinde bir Ermenistan Devleti kurulacağına inanıyorlar. Aslında demografik olarak bakıldığı zaman bu coğrafyada total nüfusun sadece yüzde 20’sini oluşturmaktadır.” Birinci dünya harbi başladığı zaman Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya-Macaristan’la beraber müttefik olarak bir savaşa girdiğini aktaran Bozan, “Karşıda Ruslar, İngilizler, Fransızlar var. Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesini bir fırsata çevirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Nitekim savaşın hemen başında Taşnak Cemiyeti’nin yapmış olduğu bir toplantıda Osmanlı Devleti’nin bu savaşı kaybetmesi için büyük bir çaba harcayacaklarını, Osmanlı ordusunu Ruslarla Ermeni komiteleri arasına, iki ateş arasına bırakacakları ve içeride ihtilal planları yaparak devleti burada çökertmeye ve Ermenistan Devleti’ni kurmaya çalıştıklarını bunu kayıtlarıyla görmek mümkündür. Osmanlı Devleti, birinci dünya savaşına girdiği zaman hele hele Sarıkamış hezimeti yaşandıktan sonra önce Van, Muş, Bitlis gibi yerlerde elden çıkınca Ermenler, bunun vermiş olduğu özgüven ile Rusların destek ve teşvikiyle, İngilizlerin desteğiyle beraber çok pervasız bir şekilde Müslümanlara yönelik baskıya, katliama girişmişlerdir” dedi. "24 Nisan 1915’teki Osmanlı Devleti’nin aldığı karar üzerine Taşnak, Hınçak gibi cemiyetlerin kapatıldığını ve yetkililerinin tutuklandığını görüyoruz" Osmanlı ordusunda Ermenilerin bir kısmı Rusların tarafına geçtiğini, bir kısmı cepheyi terk ederek askeri konvoyları vurmaya başladığını, bir kısmının ise Müslüman köylerini basarak orada katliamlar yapmaya başladığını dile getiren Dr. Bozan, “Dolayısıyla bütün bunlar üzerine 24 Nisan tarihinde bir karar alınmış olunuyor. Bu kararda, Ermeni komitelerinin kapatılması, buradaki kişilerin tutuklanması ve bu kişiler hakkında gerekli tahkikatın yapılması istenmiş oluyor. 24 Nisan 1915’teki Osmanlı Devleti’nin aldığı bu karar üzerine Taşnak, Hınçak gibi cemiyetlerin kapatıldığını ve yetkililerinin tutuklandığını görüyoruz. Bu kapsamda Diyarbakır’da da 120 civarında yönetici tutuklanmış. Bu arada cephede olması gerekirken firar ederek cephe gerisine gelen Ermeni firariler tespit edilmeye çalışılmıştır” diye konuştu. Diyarbakır Sur içerisinde konuşlanmış bin tane firari Ermeni tespit edildiğini belirten Bozan, “Bu bin tane firari Ermeni, Sur içerisinde dam taburu kurmuştur. Bu dam taburu öyle olmuştur ki, Müslümanlar artık sokaklarda gezemez, hale gelmiş, herkese haraç kesen, devlete meydan okuyan bir tehdit unsuru haline geldiğini görüyoruz. Alınmış olan bu karalar, daha sonra tehcirle sonuçlanacaktır. Tehcirinde gayesi şudur; cephe gerisini güvenceye almak. Ermenilerin ihtilal planlarının boşa çıkarılması amacıyla bir tehcir kararı alınmış. O tarihten itibaren Diyarbakır’da yapılan aramalarda çok sayıda patlayıcı, silah, bomba ve yaralayıcı malzemenin bulunduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
Diyarbakırlı öğrenciler NASA Conrad Challenge 2024 Finallerinde Türkiye’yi temsil ediyor
25 Nisan 2024 Perşembe - 19:56 Diyarbakırlı öğrenciler NASA Conrad Challenge 2024 Finallerinde Türkiye’yi temsil ediyor Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Hevsel Kampüsü öğrencilerinden oluşan Healthy Companions takımı, Houston NASA Uzay Merkezi’nde düzenlenen Conrad Challenge 2024’te Türkiye’yi temsil edecek tek takım olarak seçildi. Conrad Challenge, NASA bünyesinde düzenlenen prestijli bir yarışma olup, Healthy Companions takımı Türkiye’deki tek temsilci olarak 1000 takım arasından 5 finalistten biri olarak seçildi ve NASA’nın Houston Uzay Merkezi’ne gitmeye hak kazandı. Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Yağmur Delal Cengiz, Beyza Kaya, Dilvin Laçin, Adar Özalkak, Mir Baran Esen ve Diyar Karabulut tarafından oluşturulan Healthy Companions, NASA tarafından 13-18 yaş arasındaki öğrencilerin küresel etki oluşturmak, sorunları çözmek için bilim, teknoloji ve inovasyonu kullanarak projeler yürütüp, girişimcilik özelliklerini ortaya koymaları için düzenlediği Conrad Challenge’a Türkiye’yi temsil ediyor. Healthy Companions, evcil hayvan sahiplerinin hayvanlarının sağlık durumunu izlemelerine yardımcı olan yenilikçi bir cihaz geliştirdi. Nabız oksimetrisi ve rektal sıcaklık algılama gibi son teknolojileri kullanarak, projeleri kullanıcıların evcil dostlarının sağlık durumunu kapsamlı bir şekilde takip etmelerini sağlıyor. Ürünleri aynı zamanda telefon uygulamasıyla bütünleşmiş bir şekilde yapay zeka desteği de sunuyor, böylece evcil hayvan sahiplerine daha kişiselleştirilmiş çözümler sunabiliyor ve sağlık durumu ile ilgili önemli bilgiler sağlıyor. Healthy Companions takımı, "Türkiye’den bu aşamaya ulaşan tek takım olarak ülkemizi Amerika Birleşik Devletleri’nde temsil etmenin gururunu taşıyoruz. Uzun süredir çaba sarf ettiğimiz projemizi dünyaya tanıtmak bizi oldukça heyecanlandırıyor" dedi. Healthy Companions, tasarım sürecinde basit ve kullanıcı dostu bir arayüz oluşturmaya özellikle odaklandı ve prototip aşamasında birçok deneme ve test gerçekleştirerek en pratik tasarımı hayata geçirdi. Barınaklar ve veteriner ve sosyal hizmet kuruluşları gibi kurumlardan da geri bildirim alarak ürünlerini geliştirdi. Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Kampüsü Kurucu Temsilcisi Zeki Esen, Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Hevsel Kampüsü Liseleri’nde araştırmacı, bilimin gücüne inanan, yenilikçi, bilim ve teknoloji üreten, ülkemizin geleceğine yön verecek nesiller yetiştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “Sevgili öğrencilerimizin göstermiş oldukları bu başarı uluslararası arenada inovasyon ve teknolojiye olan katkısını bir kez daha vurguluyor. Öğrencilerim adına mutlu ve gururluyum. NASA’nın Texas’taki Uzay Merkezi’nde gerçekleşecek finale katılmaya hak kazanan Healthy Companions değerli işler ortaya koyacaklarına inanıyorum ve onlara başarılar diliyorum” dedi.
Ermenilerin 1915’te çıkardığı olaylarda Diyarbakır’da 120 civarında yönetici tutuklandı
25 Nisan 2024 Perşembe - 15:37 Ermenilerin 1915’te çıkardığı olaylarda Diyarbakır’da 120 civarında yönetici tutuklandı Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına açıklık getiren tarihçi Prof. Dr. Oktay Bozan, “24 Nisan tarihinde bir karar alınmış olunuyor. Bu kararda, Ermeni komitelerinin kapatılması, buradaki kişilerin tutuklanması ve bu kişiler hakkında gerekli tahkikatın yapılması istenmiş oluyor. 24 Nisan 1915’teki Osmanlı Devleti’nin aldığı bu karar üzerine Taşnak, Hınçak gibi cemiyetlerin kapatıldığını ve yetkilerinin tutuklandığını görüyoruz. Bu kapsamda Diyarbakır’da da 120 civarında yönetici tutuklanmış” dedi. 24 Nisan 1915 tarihi, bundan 109 yıl önce yaşanmış olan Ermeni tehcir hadisesi, öncesindeki birtakım kararlar, sözde Ermeni Soykırımı olarak adlandırıldığını anlatan Prof. Dr. Oktay Bozan, Osmanlı Devleti’nin bir imparatorluk olduğunu, imparatorluk bünyesinde çok sayıda etnik ve dini unsurların olduğunu dile getirdi. Rumlardan sonra en fazla dini unsurun olduğu kesimin Ermeniler olduğunu aktaran Bozan, Ermeniler ile Müslümanlar arasında ırklarından, dinlerinden veya mezheplerinden dolayı gerek Osmanlı coğrafyasında gerekse Diyarbekir bölgesinde herhangi bir çatışmaya tanık olunmadığını kaydetti. Bunun çok önemli bir şey olduğuna değinen Bozan, şöyle konuştu: “Bu nedenler Avrupalı bazı tarihçiler, Ermenileri Hristiyan Türkler gibi tanımlar. Birçok şeyleri Müslümanlara benzediğinden, sadık olduklarından dolayı böyle ifade eder. Nitekim Osmanlı kayıtlarında Ermeniler için ‘Tebaa-i Sadıka’, sadık topluluk ifadesi kullanılmıştır. 19. yüzyıl büyük gelişmelere sahne oldu. Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçi akımlar, İngiltere, Fransa gibi sömürge yarışına giren devletlerin sömürge arayışları ve bunun yanı sıra milliyetçi akımı sanayi inkılabıyla beraber toplumların gelişmesi, Osmanlı Devleti bünyesindeki toplulukların istismar edilmesi. Akabinde o süreçte Ruslar sıcak denizlere inme, İngiltere’nin ise Uzak Doğu’ya giden yolları güvence atlına alma gibi gerekçelerle Osmanlı ülkesinde yaşayan gayrimüslimleri istismar etmeye başladılar.” “1890’lı yıllarda yaklaşık 40 yerde Ermenilerin isyan ettiğini görüyoruz” Bununda başında Ermenilerin gelmekte olduğunu belirten Bozan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Rusya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın ve büyük devletlerin büyük bir payının olduğunu görüyoruz. Bu devletlerin destekledikleri Ermeni komitacıları, aydınları, bu devletlerin sırtını sıvazladıkları buradaki konsolosluklar, politize olan din adamları gibi birçok sosyal sebepten dolayı artık 19 yüzyılın sonlarında iki toplum arasında ciddi problemler yaşanıyor. 1890’lı yıllarda yaklaşık 40 yerde Ermenilerin isyan ettiğini görüyoruz. Diyarbakır’da 1 Kasım 1895 yılında cuma namazı esnasında 8 camiye saldırı düzenlenmiş, saldırının akabinde yangın çıkmış, 878 dükkan, atölye, depo bölge ekonomisinin can damarı olan birimler yanmış, o gün Diyarbakır’da cuma namazı kılınmamış, kanlı bir cuma yaşanmıştır. Dolayısıyla 19 yüzyılda büyük beklenti içerisinde Ermeniler, büyük devletlerin onlara yardım edeceğini ve bu yardımlar neticesinde bir Ermenistan Devleti kurulacağına inanıyorlar. Aslında demografik olarak bakıldığı zaman bu coğrafyada total nüfusun sadece yüzde 20’sini oluşturmaktadır.” Birinci dünya harbi başladığı zaman Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya-Macaristan’la beraber müttefik olarak bir savaşa girdiğini aktaran Bozan, “Karşıda Ruslar, İngilizler, Fransızlar var. Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesini bir fırsata çevirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Nitekim savaşın hemen başında Taşnak Cemiyeti’nin yapmış olduğu bir toplantıda Osmanlı Devleti’nin bu savaşı kaybetmesi için büyük bir çaba harcayacaklarını, Osmanlı ordusunu Ruslarla Ermeni komiteleri arasına, iki ateş arasına bırakacakları ve içeride ihtilal planları yaparak devleti burada çökertmeye ve Ermenistan Devleti’ni kurmaya çalıştıklarını bunu kayıtlarıyla görmek mümkündür. Osmanlı Devleti, birinci dünya savaşına girdiği zaman hele hele Sarıkamış hezimeti yaşandıktan sonra önce Van, Muş, Bitlis gibi yerlerde elden çıkınca Ermenler, bunun vermiş olduğu özgüven ile Rusların destek ve teşvikiyle, İngilizlerin desteğiyle beraber çok pervasız bir şekilde Müslümanlara yönelik baskıya, katliama girişmişlerdir” dedi. "24 Nisan 1915’teki Osmanlı Devleti’nin aldığı karar üzerine Taşnak, Hınçak gibi cemiyetlerin kapatıldığını ve yetkililerinin tutuklandığını görüyoruz" Osmanlı ordusunda Ermenilerin bir kısmı Rusların tarafına geçtiğini, bir kısmı cepheyi terk ederek askeri konvoyları vurmaya başladığını, bir kısmının ise Müslüman köylerini basarak orada katliamlar yapmaya başladığını dile getiren Dr. Bozan, “Dolayısıyla bütün bunlar üzerine 24 Nisan tarihinde bir karar alınmış olunuyor. Bu kararda, Ermeni komitelerinin kapatılması, buradaki kişilerin tutuklanması ve bu kişiler hakkında gerekli tahkikatın yapılması istenmiş oluyor. 24 Nisan 1915’teki Osmanlı Devleti’nin aldığı bu karar üzerine Taşnak, Hınçak gibi cemiyetlerin kapatıldığını ve yetkililerinin tutuklandığını görüyoruz. Bu kapsamda Diyarbakır’da da 120 civarında yönetici tutuklanmış. Bu arada cephede olması gerekirken firar ederek cephe gerisine gelen Ermeni firariler tespit edilmeye çalışılmıştır” diye konuştu. Diyarbakır Sur içerisinde konuşlanmış bin tane firari Ermeni tespit edildiğini belirten Bozan, “Bu bin tane firari Ermeni, Sur içerisinde dam taburu kurmuştur. Bu dam taburu öyle olmuştur ki, Müslümanlar artık sokaklarda gezemez, hale gelmiş, herkese haraç kesen, devlete meydan okuyan bir tehdit unsuru haline geldiğini görüyoruz. Alınmış olan bu karalar, daha sonra tehcirle sonuçlanacaktır. Tehcirinde gayesi şudur; cephe gerisini güvenceye almak. Ermenilerin ihtilal planlarının boşa çıkarılması amacıyla bir tehcir kararı alınmış. O tarihten itibaren Diyarbakır’da yapılan aramalarda çok sayıda patlayıcı, silah, bomba ve yaralayıcı malzemenin bulunduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor
25 Nisan 2024 Perşembe - 15:28 Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.