SAĞLIK - 07 Kasım 2017 Salı 12:30

Doğum sonrası depresyonundan 8 adımda kurtulun

A
A
A
Doğum sonrası depresyonundan 8 adımda kurtulun

Klinik Psikolog Özlem Soysal, depresyonun kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görüldüğünü ve kadınların üreme hormonlarında değişim olduğu dönemlerde depresyona daha yatkın hale geldiğini belirterek, doğum sonrası depresyonunun 8 adımla atlatılabileceğine dikkat çekti.

Klinik Psikolog Özlem Soysal, depresyonun kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görüldüğünü ve kadınların üreme hormonlarında değişim olduğu dönemlerde depresyona daha yatkın hale geldiğini belirterek, doğum sonrası depresyonunun 8 adımla atlatılabileceğine dikkat çekti.


Memorial Dicle Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Özlem Soysal, doğum sonrası görülen depresyon ve bu süreçte alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Doğum sonrası depresyonun ilk 4-6 hafta içerisinde ortaya çıktığını anlatan Soysal, tanı konulabilmesi için de belirtilerin en az 2 hafta sürmesinin gerektiğini ifade etti. Gebelik sırasında yaşanan depresyonun dünyada her 10 anneden 5’inde görüldüğünü belirten Soysal, “Doğum sonrası depresyon 10 annenin 1’inde ortaya çıkar. Prenatal denilen hamilelik öncesinde ve perinatal denilen hamilelik sırasındaki bazı duygu durumları, doğum sonrasında bir depresyonun habercisi olabilir” dedi.



Depresyona zemin hazırlayan durumlar


Doğum sonrası depresyona zemin hazırlayan durumlara ilişkin bilgi veren Soysal, “Hamilelik öncesi yoğun stres, kaygı ve depresyon yaşama. Kendine olan saygı kaybı ve mükemmeliyetçilik. Aileden, eşinden ya da çevreden yeterli sosyal destek alamama. Mutsuz evlilik ve başka çocukların olması. Genç yaşta hamile kalmış olma (ergen gebeliği). Hamilelik dönemine yaşanan travma. Geçmişteki düşük ya da kürtaj deneyimleri ile istenmeyen ya da planlanmamış gebelikler buna zemin hazırlar” diye konuştu.



“Erken uyanma ve kilo kaybı depresyon belirtisi”


Anne olmanın bir kadın için yalnızca mutluluk dönemi değil aynı zamanda ruhsal durum değişiklikleri nedeniyle ortaya çıkan, kaygı ve depresyonun yaşanabildiği bir zaman dilimi olduğuna dikkat çeken Soysal, şunları kaydetti:


“Bu dönemdeki depresyon hafif mizaç bozukluğu, huzursuzluk, bitkinlik, erken uyanma, kilo kaybı, iştahsızlık, kendini kınama, tepkisizlik, mutsuzluk, değersizlik hissi, intihar düşüncesi ya da girişimi gibi öznel belirtilerle karakterize olan, şiddetli bir hastalığa kadar uzanabilen geniş bir yelpazeyi içerir. Gelişmiş ülkelerde gebelikten sonra görülen ruhsal problemlerle ilgili hastalıklar ciddi bir öneme sahip olduğundan, bu süreçte annelerin psikolojik destek almaları sağlanır. Ancak gelişmekte olan ülkelerde bu önem oldukça sınırlı kalmaktadır ve bu durum, anne ile bebeğin sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Kendine vakit ayıramamanın getirdiği mutsuzluk, benliğini kaybetme ve kendisini sanki gerçek değilmiş gibi hissetme ile güvensizlik, yetersizlik ve iyi bir anne olamama duygusu gibi belirtilere dikkat edilmeli.”



“Doğum sonrası depresyondan kurtulmak mümkün”


Gebelik sonrası depresyon ile başa çıkmak için öncelikle içinde bulunulan gerçekliğin farkına varılması gerektiğine işaret eden Soysal, şunları söyledi:


“Hayatın hem iyi hem de sıkıntılı olan dönemlerinin olabileceği kabul edilmelidir. Alınabilecek basit önlemler ve yaşam değişiklikleri ile sorun karmaşık bir hal almadan çözülebilir. Doğum sonrası depresyona karşı aşağıdaki önlemler alınabilir. Yakınlarınızdan ve aile bireylerinden kendinize yakın hissettiğiniz kişilerden destek isteyin. Günlük egzersiz ve spor yapın, hareketsizlikten uzak durun. Alkol ve kafeinli içecekler tüketmeyin. Beslenme uzmanından uygun diyet programı için yardım alın. Doğum sonrası eve gelen ziyaretçi sayısını sınırlandırın. Telefon görüşmelerinizi kısıtlı sürede tutun. Bebeğinizle daha yakından ilgilenin ve o uyuduğunda siz de uyumaya çalışın. Gerekli durumlarda bir uzman desteği almaktan çekinmeyin.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eda Erdem Dündar: "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz, hedeflerimiz yüksek" A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, bu yazı heyecanla beklediklerini söyleyerek, hedeflerinin yüksek olduğunu belirtti. 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu ödül töreninde 2023 yılın enleri sahiplerini ödüllerini aldı. Tören öncesinde basın mensuplarına konuşan A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, "Çok keyifli bir gece olacağından hiç şüphe yok. Bugün burada tüm takım olarak bulunmaktan gerçekten keyif alıyoruz. Umarım herkes için keyifli bir akşam olur. Biz kadın sporcular olarak gerçekten ülkemizde ilgi ve alaka görüyoruz. Ben şahsım olarak konuşmam gerekirse uzun yıllar benim için öncelikli hedefimiz istikrar olmuştur. Oynadığım oyunu her zaman en iyi seviyede yapmaya çalışıyorum. Bunun karşılığını saha içinde ve saha dışında en iyi şekilde alıyorum. Yakın zamanda heykelim de dikildi. Çok mutlu ve mesudum. Benim için unutulmaz şeyler oluyor diyebilirim" şeklinde konuştu. Kariyerini ne kadar daha sürdüreceğinin sorulması üzerine deneyimli voleybolcu, "Öncelikle ben gerçekten voleybol oynamaktan büyük keyif alıyorum. Benim için oksijen ne kadar ihtiyaç ise voleybol da hayatımda o kadar önemli. Vücudum el verdikçe oynamak istiyorum. Kendime 40 yaşına kadar bir hedef koymuştum. Bakalım 40’a az kaldı. Hep birlikte göreceğiz" diye konuştu. "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz" Yazı heyecanla beklediklerini vurgulayan Eda Erdem Dündar, "Önce FIVB Milletler Ligi daha sonra Paris Olimpiyat Oyunları var. Takım olarak çalışacağız. En iyi şekilde Paris’e gitmek istiyoruz. Öncesinde Milletler Ligi’nde seviyemizi görme şansımızı göreceğiz. Hedeflerimiz yüksek. Geçen yaz rüya gibi geçti. Bu sene de ülkemizi gururlandırmaya başarılarımızı devam ettirmek için her şeyi yapacağız. Hedef elbette madalya. Güzel bir yaz olacağına hepimiz yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı.