SAĞLIK - 13 Şubat 2017 Pazartesi 12:54

İstismarcıya verilen ceza çocuğu toparlıyor

A
A
A
İstismarcıya verilen ceza çocuğu toparlıyor

Dicle Üniversitesi (DÜ) Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, istismarcıya verilen cezanın çocuğun ruh sağlığını toparladığına dikkat çekerek, ailelerin istismarı gizlemek yerine, bunu ortaya çıkararak, istismarcıların ceza almalarını sağlamaları gerektiğine dikkat çekti.
DÜ Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, cinsel istismara uğrayan çocukların ailelerine uyarılarda bulundu. Cinsel istismar ile ilgili olarak yapılan birçok bilimsel araştırma olduğunu ifade eden Nasıroğlu, “Yapılan araştırmalarda, cinsel istismar mağduru çocukların yaklaşık yüzde 70’inde istismarcı tanıdık çıkıyor. Çocukların sadece yüzde 30’u tanımadığı kişiler tarafından bir cinsel eyleme maruz kalıyor. Çocuklar istismar bildiriminde bulunduğu zaman toplumun genel eğilimi bunun yalan olduğu ve çocuğun kişiye kızdığı için böyle bir şey söylediği yönünde oluyor. Aslında öyle değil, cinsel istismar eylemleri daha çok tanıdık kişiler tarafından yapılıyor ve bunun bir süresi de yok. İstismar mağduru bir çocuk bu olayı hemen o anda anlatmayabilir. Bazen yıllar sonra anlatabilir. Bu anlatma da olayını tetikleyen herhangi bir durum da olabilir. Örneğin 5 yaşında bir çocuk cinsel istismara uğramıştır ama 15 yaşında babası kendisine kızmıştır ya da ağabeyi kızmıştır. Bir şekilde o ergenliğin de getirmiş olduğu dinamiklerle birlikte çocuk öfke şeklinde ‘Ben aslında küçükken aile içinde ya da dışında bir şekilde bir cinsel istismara uğradım’ şeklinde bir beyan verebilir. Burada çocuğun beyanı esas olduğundan, çocuğa inanılması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. ‘Olsaydı daha önce anlatırdı, bize kızdığı için, intikam için bunu yapıyor’ gibi bir yaklaşıma girersek hem suçu gizlemiş olabiliriz hem de çocuğun iyileşmesini engellemiş oluruz” dedi.

“İstismarcının ceza alması çocuğun ruh sağlığını toparlıyor”
Cinsel istismarda bulunan kişinin ceza almasının çocuğun ruh sağlığını ciddi oranda toparladığına dikkat çeken Nasıroğlu, “Çocukların istismarı anlatmamalarının birçok sebebi olabilir. En başta inanmayacaklarını düşünüyorlar. Ailesi tarafından cinsel istismara uğrayan bir çocuk bunu anlattığı zaman inanılmayacağını düşünüyor ya da kendisine istismarda bulunan kişi hapse girdiği zaman kardeşlerinin ya da yakınlarının aç kalacağını düşünüyor. Cinsel istismarcı da tehdit edebilir. ‘Bunu bir başkasına anlatırsan kardeşine de aynı şeyi yaparım, seni öldürürüm’ gibi şeylerle tehdit edebilir. O yüzden çocuk bunu gizleme eğiliminde bulunuyor. Çocuk, aileye bu istismarı anlattığı zaman ailenin genel tavrı bunu gizlemek olmamalıdır. Ailenin tavrı gizleme şeklinde olursa. Çocuk hayatı boyunca ailesiyle olan güven ilişkisini tekrar kuramayacaktır. Çünkü istismara uğramış ve beden bütünlüğü bozulmuştur. Ailesi onu korumak yerine bu istismarı gizlemiştir. Daha sonraki süreç çocuğun ruhsal olarak sorun yaşayabileceği bir süreci beraberinde getirecektir. Adalet duygusu burada çok önemli bir nokta oluyor. Çocuk kendisine zarar veren kişinin ceza aldığını ve bu ceza almanın da ailesi tarafından başlatıldığını ve kendisinin korunduğunu hissederse ruhsal belirtileri azalıyor. Ayrıca istismarcı da ceza alınca, bir başka çocuğa daha cinsel istismarda bulunması bir şekilde engellenmiş oluyor. Şunun çok net bilinmesi gerekiyor, çocuğa inanılmamasının sonucu çocuğa cinsel istismara devam edilmesi anlamına gelir. İstismarcı, sadece o çocuğa değil bir başka çocuğa da istismar eyleminde bulunabilir. Çünkü cinsel istismar eyleminde bulunan kişiler bu eylemi sadece bir kez yapmazlar” diye konuştu.

“İstismara uğrayan çocuk uyur taklidi yapıyor”
Cinsel istismara uğrayan çocuğun kendisini bir masal dünyasında gibi gördüğüne vurgu yapan Nasıroğlu, şunları kaydetti:
“Cinsel istismar esnasında çocuk, ‘Bu aslında benim başıma gelmiyor, bu ben değilim ya da babam hasta, ağabeyim hasta o yüzden bunu yapıyor’ şeklinde gözünü kapatıyor. Çünkü istismarcıyla yüz yüze gelmek istemiyor, gözünü açmak istemiyor. Gözünü açtığı zaman istismarcısıyla o anı yaşadığı zaman o gerçekle yüzleşmek zorunda kalacağını biliyor. O yüzden uyur taklidi yapıyor. Özellikle aile içi istismar olgularında uyur taklidi yaparak gerçeklikten uzaklaşmaya çalışıyor. Erkek çocukları ya da bebekler istismara uğramaz diye bir algı var. Bebeklerin de, erkek çocukların da sık olarak istismara maruz kaldıklarını görebiliyoruz. Küçük çocuk dahi olsa cinsel istismara uğradığında bunun onda bazı ruhsal belirtileri oluşabiliyor. Daha önce çok rahat sosyal iletişim kurabilen bir çocuğun bir anda bu iletişimi kestiğini görebiliyoruz. İnsanlardan uzaklaştığını görebiliyoruz. Bazı davranış değişiklikler görebiliyoruz. Tuvalet eğitimini bitirmiş bir çocuğun tekrar tuvaletle ilgili sorunlar yaşadığını görebiliyoruz. Örneğin gece işemesini bırakmışsa tekrar başlıyor. Buna benzer sorunlarla karşılaşabiliyoruz ya da yaşadığı ruhsal travmanın bir belirtisi olarak kekemelik gibi, tik bozuklukları gibi bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor. Ani ve hızlı başlayan vücuduna dokunma, küfürlü konuşmak, cinsel organlarıyla aşırı oynamak gibi belirtiler oluşabiliyor. Ailenin de buna yönelik olarak dikkatli olması gerekiyor.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.