GENEL - 10 Nisan 2017 Pazartesi 13:34

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş:

A
A
A
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş:

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Türkiye’nin 150 bin ton et açığı olduğunu hatırlatarak, birkaç yıl içerisinde kombin ırklara geçerek, et ve süt dengesini oluşturmayı ve ette dışa bağımlılığı sona erdirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Türkiye’nin 150 bin ton et açığı olduğunu hatırlatarak, birkaç yıl içerisinde kombin ırklara geçerek, et ve süt dengesini oluşturmayı ve ette dışa bağımlılığı sona erdirmeyi hedeflediklerini söyledi.


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Edirne Süt Üreticileri Birliğinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bakan Yardımcısı Daniş, Edirne’nin şaptan ari bölge olduğunu vurgulayarak, “Edirne, Trakya ama özellikle Edirne bizim için tarımsal anlamda, üretim depolarımızdan bir tanesi. Özellikle hayvancılıkta biliyorsunuz Edirne şaptan ari bölge. Burada çok kaliteli hayvancılık yapıyoruz. Kaliteli süt üretiyoruz. Kaliteli et üretiyoruz. Özellikle İstanbul pazarına, Trakya küçükbaş ve büyükbaşta ciddi tedarikçilik sağlıyor” dedi.



“Türkiye’nin 150 bin ton et açığı var”


Daniş, Milli Tarım Projesi kapsamında, hayvancılıkla ve geliştirilmesi ile ilgili ciddi adımlar atılmaya başlandığını belirterek, “Milli tarım projesi kapsamında, hayvancılıkla ilgili Türkiye’de özellikle doğu bölgemizde meraların geniş olduğu alanlarda yetiştirici bölgesi ilan ettik. Buralarda damızlık ve et materyallerimizi daha çok üretmiş olacağız. Besi materyallerimizi Trakya’da Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nin içinde olduğu 41 ilimizde damızlık düve üretim merkezlerini destekleyeceğiz. En az 500 baş olmak üzere. Amacımız, artık damızlıkta ki dışı bağımlılığımızdan kurtulmak. Malumunuz, Türkiye’nin 150 bin ton et açığı var. Şimdi bu damızlık düve üretim merkezlerinde de kombin ırklara geçerek, süt de bir fazlalığımız var. Aslında dünyada, Avrupa’da da bir fazlalık var. Ama biz şimdi sütü az fakat daha kaliteli, daha verimli sütü olan nitelik anlamında daha kaliteli sütü olan ama et verimi yüksek olan türlere hayvanlarımızın bir kısmını dönüştürmeye çalışıyoruz. Bölgemizde simental başta geliyor, şu anda çiftçilerimizin yöneldiği hayvan ırkları gibi. Birkaç yıl içerisinde de sütte de ette de bir denge oluşturmayı sağlıyoruz. Et de dışa bağımlılığımızı sona erdirirken, süt ürünlerini de dışa pazarlamanın yollarını arıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kızılay’dan 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’nde anlamlı sergi 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü, Kızılay tarafından anlamlı bir sergi ile kutlandı. Karaköy Paket Postanesi’nde açılan “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Kızılay, 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü dolayısıyla “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergi düzenledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TRT’nin katkılarıyla açılan sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Mektuplar Karaköy Paket Postanesi’nde geçtiğimiz günlerde ziyarete açılırken, ‘8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’ nedeniyle Türk Kızılay tarafından sergi alanında etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri ile davetliler katıldı. Etkinlikte konuşan Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, “Dünya Kızılay ve Kızılhaç hareketi modern zamanların ilk organize küresel hareketedir. Bu ilk iyilik hareketidir modern zamanlarda. İnsanlığın asırlardır biriktirdiği bu savaşçı ruhuna inat birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelerek, 1.5 asır önce bu gönüllülük hareketini kurdular. Bu hareketin bir diğer özeliği de gönüllülük temeli üzerinde yükselmesidir. Dünyanın farklı coğrafyalarından farklı renklerde, farklı şeylere inanan, farklı dinlere mensup, farklı renklerden birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelmişlerdir bu hareket vesilesiyle. Hareketin kurulmasına, savaş alanında terk edilmiş insanlara ayrım yapmaksızın yardım etme duygusu vesile olmuştur. Sonra bu hareket nerede bir insanı kriz varsa, onun doğurduğu acıları dindirmeyi amaçlayarak bugüne kadar gelmiş, bundan sonra da gidecektir. Bu harekete mensup 191 ülkede birçok iyi insan var. Dünya haritasını önümüze koyup, elimizi nereye dokundurursak biliriz ki orada bu hareketin mensubu gönüllüler, çalışanlar ve onlara destek veren iyi insanlar var. Ülkemiz bu hareketin saygın üyelerinden biridir. Çünkü milletimiz bu harekete güç verir. Bağışçılarımız ve gönüllülerimiz nerede bir insani kriz olsa orada olmamız için bize desteklerini esirgemiyorlar" dedi. Ellialtı, "Bugünün bir başka anlamı da bu mekanda yüzyıllık emanet esir mektuplarını sergiliyor olmamızdır. 1. Dünya Savaşı esnasında düşman ülkelerin eline esir düşüp, ailelerinden haber alamayan, ailelerine haber gönderemeyenler o zamanki Kızılay yani Hilal-i Ahmer Esirler Komisyonuna mektup yazmış, kendi halleri, durumları hakkında bilgi vermiş, ailelerinden bilgi alıp, kendilerine ulaşmalarını istemişlerdir Kızılay’dan. Burada, o günle günümüz arasında ilişki kurmayı sağlıyor bu mektuplar. Çok güzel hikayeler var çok nezih Türkçeyle yazılmış. Bir annenin mektubu var mesela. Oğlunun şurada, şurada esir olduğunu bildiğini ama haber alamadığını ve haber almak istediğini, kendisinden de ona haber ulaştırılmasını istediğini söylüyor. Yine askerlerin mektupları var, nefis bir Türkçeyle yazılmış. O günün ruhunu bugünlere taşıyor adeta. Onlar da yine ailelerinden haber almak, ailelerine haber ulaştırmak adına müracaat etmişler” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eda Erdem Dündar: "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz, hedeflerimiz yüksek" A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, bu yazı heyecanla beklediklerini söyleyerek, hedeflerinin yüksek olduğunu belirtti. 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu ödül töreninde 2023 yılın enleri sahiplerini ödüllerini aldı. Tören öncesinde basın mensuplarına konuşan A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, "Çok keyifli bir gece olacağından hiç şüphe yok. Bugün burada tüm takım olarak bulunmaktan gerçekten keyif alıyoruz. Umarım herkes için keyifli bir akşam olur. Biz kadın sporcular olarak gerçekten ülkemizde ilgi ve alaka görüyoruz. Ben şahsım olarak konuşmam gerekirse uzun yıllar benim için öncelikli hedefimiz istikrar olmuştur. Oynadığım oyunu her zaman en iyi seviyede yapmaya çalışıyorum. Bunun karşılığını saha içinde ve saha dışında en iyi şekilde alıyorum. Yakın zamanda heykelim de dikildi. Çok mutlu ve mesudum. Benim için unutulmaz şeyler oluyor diyebilirim" şeklinde konuştu. Kariyerini ne kadar daha sürdüreceğinin sorulması üzerine deneyimli voleybolcu, "Öncelikle ben gerçekten voleybol oynamaktan büyük keyif alıyorum. Benim için oksijen ne kadar ihtiyaç ise voleybol da hayatımda o kadar önemli. Vücudum el verdikçe oynamak istiyorum. Kendime 40 yaşına kadar bir hedef koymuştum. Bakalım 40’a az kaldı. Hep birlikte göreceğiz" diye konuştu. "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz" Yazı heyecanla beklediklerini vurgulayan Eda Erdem Dündar, "Önce FIVB Milletler Ligi daha sonra Paris Olimpiyat Oyunları var. Takım olarak çalışacağız. En iyi şekilde Paris’e gitmek istiyoruz. Öncesinde Milletler Ligi’nde seviyemizi görme şansımızı göreceğiz. Hedeflerimiz yüksek. Geçen yaz rüya gibi geçti. Bu sene de ülkemizi gururlandırmaya başarılarımızı devam ettirmek için her şeyi yapacağız. Hedef elbette madalya. Güzel bir yaz olacağına hepimiz yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı.