YEREL HABERLER - 20 Nisan 2012 Cuma 15:09

TÜRSAB`TAN KAÇAK TUR UYARISI

A
A
A
TÜRSAB`TAN KAÇAK TUR UYARISI

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Kuşadası Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Bülent İlbahar, kaçak turlara dikkat çeken bir açıklama yaptı. Seyahat acentası işletme belgesi olmadan tur düzenleyenlerin sayısının arttığını ve bu konuda denetimleri sıklaştıracaklarını vurgulayan İlbahar, ülke ve bölge turizminin olumsuz etkilenmemesi ve vatandaşların mağdur olmamaları için kaçak tur faaliyetlerine karşı savaş açtıklarını söyledi.
Son günlerde artan kaçak tur şikayetleri üzerine; Kuşadası, Aydın, Denizli ve Didim bölgesindeki seyahat acentelerinin bağlı olduğu TÜRSAB Kuşadası BYK tarafından yoğun şekilde denetimler yapılmaya başlandı. Polis, Kültür ve Turizm Müdürlüğü temsilcisi ve Kuşadası Şoförler Odası ve TÜRSAB Kuşadası BYK temsilcisinin de katıldığı denetlemeler hakkında bilgi veren TÜRSAB Kuşadası BYK Başkanı Bülent İlbahar, kaçak ve rehbersiz tur düzenleyenleri tespit amacıyla gerçekleştirilen denetlemelerde araçların durdurularak, evraklarının incelendiğini, ayrıca tur ile gelen yerli ya da yabancıların ören yerlerine sokulmadığını söyledi.
Havaların güzelleşmesi nedeniyle son zamanlarda bazı kişilerin, derneklerin, vakıfların, odaların ve özellikle okulların kaçak tur düzenledikleri ve bu turların seyahat acentası işletme belgesi olmayan firmalara veya kişilere yaptırıldığı yönünde çok sık şikayet aldıklarını belirten TÜRSAB Kuşadası BYK Başkanı Bülent İlbahar, son 10 günde altı ayrı okul gezisi ile gelenlerin başta Efes antik kenti olmak üzere ören yerlerine sokulmadığını ve ceza yazıldığını açıkladı. Mevcut yasalar gereği işletme belgesi olan seyahat acentaları dışında hiçbir kişi ya da kurumun tur düzenleyemeyeceğinin altını çizen İlbahar, ``Tur düzenlemek için en başta profesyonel turist rehberi bulunmaktadır. Ayrıca araç modelleri belirli bir yıldan eski olamaz. Vatandaşlarımız, özellikle öğrencilerimiz sigortasız olarak tura katıldıklarında her türlü mağduriyete uğrayabilirler. Ayrıca oluşan haksız rekabet yüzünden yasal olarak faaliyetlerini sürdüren ve turizmimizin omurgasını oluşturan seyahat acentaları da zor durumda kalmaktadır. Bu nedenle, seyahat acentası işletme belgesi olmadan kaçak seyahat acentacılığı faaliyetinde bulunan yetkisiz kişi ve kuruluşların hem ören yerlerine girmelerini engelliyoruz hem de 1618 sayılı yasanın 29. maddesi doğrultusunda faaliyetten men edilecek 30. Maddesi gereğince de ilgili mahkemelerde koğuşturma açılarak üç aydan altı aya kadar hapis ve para cezasına çarptırılmaları için hukuksal süreç başlatıyoruz`` dedi.
Minibüsü ya da otobüsü olan herkesin kafasına göre tur düzenleyebileceğini anlatan TÜRSAB Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Bülent İlbahar, kaçak tur satanları ağır cezaların beklediğini belirterek, yaptıkları denetlemelerde kaçak ve rehbersiz tur düzenlediklerini belirlenen firmalar hakkında Cumhuriyet Savcılığı`na suç duyurusunda bulunduklarını ve dava açtıklarını açıkladı. Özellikle okul gezilerinin çok arttığına dikkat çene İlbahar, çok cüzi fiyat farkları açısından okulların risk almaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmirli ‘Müslümcülerden’ Mustafa Keser’e tepki: “Özür bekliyoruz” Şarkıcı Mustafa Keser’in Müslüm Gürses ile ilgili söylediği sözlere İzmir’de ‘Müslümcülerden’ tepki geldi. Müslümcüler, “Mustafa Keser’den özür bekliyoruz” dedi. Sanatçı Mustafa Keser, yaptığı bir röportajda şarkıcı Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses’e yönelik, “Orhan Gencebay iyi bir müzisyendir ama iyi bir ses sanatçısı değildir. Müslüm Gürses Türkiye’nin en lezzetli seslerinden biridir ama hayatımda dinlemedim çünkü kötü okuyor” ifadelerini kullanmıştı. Keser’in bu sözlerine İzmir’de ‘Müslümcüler’ tepki gösterdi. Bornova’da bulunan Müslüm Gürses Arşiv Evi’nde toplanan ‘Müslümcüler’ arasından kendisini ‘radikal Müslümcü’ olarak tanıtan Mehmet Kara, “Geçtiğimiz günlerde Mustafa Keser abimizin bir röportajına denk geldik. Bahsettiği kelimelerde Müslüm Baba için ‘kötü okuyor’, Orhan Gencebay için ‘müzisyenliğini sevmiyorum’ gibi yorumlarda bulunmuş. Biz buna üzüldük. Mustafa Keser’den öncelikle özür bekliyoruz. Müslüm Baba gibi bir sanatçı daha da gelmez” diye konuştu. “Müslüm camiası olarak özür bekliyoruz” 35 yıldır Müslüm Gürses’in müziklerini dinlediğini belirten Nuri Alptekin ise şöyle konuştu: “Müslüm Baba’nın arşiv evi ve müzesi var. Müslüm Baba’nın mumyası yapıldı. Müslüm Baba’nın burada milyonlarca evladı var. Onu sahipsiz bırakmayız. Lütfen ‘Müslüm camiası’ olarak bir özür bekliyoruz.” Müslüm Gürses’in ‘sadece müziklerime saygı duyun’ dediğini aktaran Mustafa Aldanoğlu, “Müslüm Baba, garibanların yanında olan bir insandı. Allah rahmet eylesin, yattığı yeri cennet etsin. Onun üstüne gelmiş geçmiş bir sanatçı daha tanımıyorum. Laflarıyla herkes kendinden sorumludur. Böyle iftiralar atılmaması gerekiyor. Her sanatçıya kendince saygı duyarım. Herkes yaptığından utanır” ifadelerine yer verdi.
Eskişehir Bu hastalığın çaresi hijyene dikkat ve stresten uzak durmak Yaklaşık 50 yıldır Eskişehir’de berberlik yapan Tahsin Bıyıkoğlu, mikrop ve stresten kaynaklanan bir deri hastalığı olan saçkıranın önüne geçilebilmesi için tavsiyelerde bulundu. Son zamanlarda erkek kuaförlerinin hijyene önem vermemesinden ve bireylerin stresli bir hayat sürmesinden kaynaklı saçkıran hastalığının yaygınlaştığı iddia edildi. Bu hastalığın bir deri hastalığı olduğu ve tedavisinin aylar sürdüğü öğrenildi. Saçkıranın, sağlığa herhangi bir negatif etkisinin bulunmadığı fakat vatandaşların, görüntü olarak hoş bir izlenim vermediği için tedaviye başvurduğu gözlendi. “Bu hastalık bir mikroptan bir de stresten olur” Saçkıran hastalığına yakalanan bireylerin kafalarının belirli kısımlarında zaman içerisinde kelliğin meydana geldiğini dile getiren erkek kuaförü Tahsin Bıyıkoğlu, ”Bu hastalık bir mikroptan geçer bir de stresten olur. Bu iki tür oluyor. Birisi dişi birisi erkektir. Bunun tedavisi için cildiyeye gidiyorlar. Ayriyetten jiletle ve sarımsakla kanatarak mikrobu öldürüyorlar. O şekilde dökülen saçın tekrar çıkma durumu oluyor ama erkek olanlarda saçın çıkması biraz daha zor oluyor. İlk başlarda saç olarak beyaz çıkıyor. Arkadan tekrar siyahlaşıyor. Ama bu biraz zaman alıyor tabi. En az 5 - 6 ay sürüyor” ifadelerine yer verdi. “Berberlerin kullanmış olduğu malzeme çok önemli” Saçkıran hastalığının sadece stresten değil, aynı zamanda tercih edilen erkek kuaförlerinin de hijyene dikkat etmemesinden kaynaklı olabileceğini belirten Bıyıkoğlu, “Kullanmış olduğun malzeme çok önemli. Tıraştan sonra kullanılan bütün malzemelerin ilaçlanması çok önemli. Ama tabii ki dikkat edilmiyor bu tür şeylere. Ciltte ne olduğunu bilemeyiz. Çünkü her türlü insan geliyor. Soramayız biz müşteriye saçkıran hastalığın var mı diye. Onun tedbirini berberler kendileri almalı, başka türlü olmaz. Bu saçkıran hastalığının sağlığa bir zararı yoktur. Sadece bir cilt bozukluğu yapar. Saçkıran sakalda ve saçta çıkar. Saç kıranı olan bir müşteriyi tıraş etmek için sandalyeye oturttuduğumuzda düşünerek alırız. Çünkü sonuçta bir sıçrama da olabilir. Tedavi olmadan olmuyor gerçekten. Kullanmış olduğumuz malzemeyi böyle bir durumda yıkamaya mecburuz. Başka bir müşterinin cildine atlama durumu var” şeklinde konuştu. “Hastalığı olan kişinin şansı varsa sarımsak ile saçı ve sakalı tekrar çıkar” Bazı vatandaşların cildiyeye gitmeyip çözümü kuaförlerde aradığını ve bazen dertlerine çözüm bulduklarını söyleyen kuaför Tahsin Bıyıkoğlu, “Önce bir kolonya ile saçkıran olan bölge silinecek sonra kullanılmamış temiz bir jiletin ucuyla iyice kanatılacak. Kanattıktan sonra o bölgeye tuz ve sarımsak sürülecek. Biraz yakar tabi cildi haliyle. Bu şekilde bir deneyecek. Eğer olmazsa mecburen cildiyeye gidilecek. Ama bizim sürdüğümüz sarımsak ve tuz ile geçerse şansına çıkar saçı, sakalı. Bilemeyiz biz, cildin nasıl bir mikrop aldığını bilemeyiz” dedi.