GENEL - 23 Ekim 2017 Pazartesi 16:52

’Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı’ Atatürk Üniversitesinde düzenlendi

A
A
A
’Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı’ Atatürk Üniversitesinde düzenlendi

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından organize edilen ’Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı’ Atatürk Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşti.

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından organize edilen ’Çocuk İstismarının Nedenleri ve Koruyucu Önlemler Çalıştayı’ Atatürk Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşti.


İki gün süren çalıştayın birinci günü Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi Mavi Salonunda, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Erzurum Milletvekilli Zehra Taşkesenlioğlu, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mevlüt Doğan, Kadın ve Demokrasi Derneği Erzurum Temsilcisi Fatime Alkan, çeşitli üniversitelerin öğretim üyeleri, sosyal hizmetler uzmanları, çocuk ve ergen psikiyatristleri, psikologlar, pedagoglar, eğitmenler, basın ve iletişim uzmanları, avukatlar, adli tıp uzmanları, emniyet ve din görevlileri, sosyologlar ile Erzurum Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Halk Sağlığı ve Erzurum KADEM katılımlarıyla gerçekleşti.


Çalıştayın açılışında konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Çocuk istismarının en mühim sebeplerinin bir dizi ihmalden kaynaklandığı belirterek “Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre ihmal, çocuğa bakmakla yükümlü kimsenin, çocuğun gelişimi için gerekli ihtiyaçları karşılamaması veya bu ihtiyaçları dikkate almamasıdır. Bu ihtiyaçlar sağlık, eğitim, duygusal gelişim, beslenme, barınma ve güvenli yaşam şartlarıdır. Ebeveyn veya bakıcının çocuğa sahip olduğu kaynaklarla orantılı bir yaşama alanı sağlaması gerekir” dedi.


“Bu Sorunlar Toplumun Her Kesimini İlgilendiren Sorunlardır”


Toplumların ekonomik, sosyal, kültürel ve politik yapıları göz önüne alınarak, üniversitelerin içinde bulunduğu toplumların gelecekleri için temel misyonlar üstlendiğine ve lokomotif görevi yaptığına dikkat çeken Rektör Çomaklı, “Çocuk ihmal ve istismarı konusunda alınacak her türlü önlemde, her türlü uygulamada, uygulamaların plan aşamasında, sorumluluk sadece bir kuruma yüklenmemelidir. Bu sorun bir sosyal sorundur ve sosyal sorunlar toplumun her kesimini ilgilendiren sorunlardır. Multi-disipliner bir bakış açısıyla örneğin tüm bakanlıkların, devlet kurumlarının işbirliği içinde olduğu bir çalışma yürütülerek ancak başarılı sonuçlar alınabilir. Çocuk ihmal ve çocuk istismarına karşı kurumlar gibi doktor, hemşire, polis, çocuk gelişimci, sosyal hizmet uzmanı, psikolog, avukat gibi meslek elemanları da-bir arada çalışmalıdır Yukarıda bahsedilen tüm çocuk istismarına sebep olan etmenlerin önüne geçecek plan ve programların hazırlanması, uygulanması gereklidir” diye konuştu.


“Öğretmen Adaylarının Bu Konuda Eğitim Alması Bizim Açımızdan Oldukça Önemli”


Çocuk istismarını anlamadan korumanın mümkün olmadığının altını çizen Çomaklı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ortaya çıkarılması, önlenmesi ve koruma konusunda daha nitelikli olunması gerektiğini biliyoruz. Hem gelecekte çocukları istismar etmeme hem de başkaları tarafından istismar edilmesini önleme açısından özellikle öğretmen adaylarının bu konuda eğitim alması bizim açımızdan oldukça önemli.


İnancımız çocuklara melek sâfiyeti yükleyerek onları melekle eşdeğer tutmuştur. Onların bu sâfiyetleri üzerine şekillenmeleri için gerekli zemini hazırlamak, ebeveyn başta olmak üzere tüm yetişkinlerin ve özellikle biz eğitimcilerin en temel görevidir. Bu vesile ile çalıştayın gerçekleştirilmesinde özverili katkıları olan Kadem Erzurum İl Temsilciliğinin değerli mensuplarına ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, çalıştayın verimli geçmesini, çocuklarımızın korunmasına yönelik, sürdürülebilir, etkin sonuçların, tedbirlerin alınmasına vesile olmasını diliyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.


Çalıştayın ikinci gününde katılımcılar Atatürk Üniversitesi Turizm ve Uygulama Oteli konferans salonunda bir araya geldi. Çalıştaydaki oturumlarda öncelikle cinsel istismarın tanımının yapıldığını anlatan Kadın ve Demokrasi Derneği Erzurum Temsilcisi Fatime Alkan şöyle konuştu: "18 yaşını doldurmamış her bireye karşı yetişkin ya da bir gurup tarafından güç hiyerarşisinden kaynaklanan bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimi etkileyecek fiziksel ve ruh sağlığına zarar verecek önlenebilir tutum ve davranışların tümünü çocuk istismarı olarak tanımladık. Cinsel istismarın fiziksel, duygusal ve ihmal olarak çeşitli türlerini alt konu başlıklar halinde ele aldık" ifadelerini kullandı.


Yaklaşık 200 katılımcının bulunduğu ve 2 gün süren çalıştayda, çocuk istismarlarının tanımı ve sebepleri, istismarı önleyici genel yapılabilecekler ve çocuk istismarının hukuksal boyutları alanında uzman katılımcılar tarafından değerlendirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.
Bayburt Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Erzincan Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan bu sınıfta minik öğrencilere masal anlatılıyor Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Eğitim Fakültesinde oluşturulan ve Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan Masal Atölyesi Sınıfında Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve seçmeli ders olarak alan üniversite öğrencileri, anaokulu öğrencilerine unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yaşatmak için masal anlatıp, kurulan oyuncak stantların da miniklerle keyifli zaman geçiriyorlar. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’un yönettiği Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi çerçevesinde, Erzincan Fırat Kılıç İlkokulu öğrencilerine masal etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Eğitim Fakültesi Masal Atölyesi’nde ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mücahit Kağan, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdem Yavuz, Doç. Dr. Alper Kaşkaya, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fethi Kayalar, Fırat Kılıç İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrenciler, Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi kapsamında öğrendikleri “Kaz Yollasam Yolar mısın? “masal tiyatrosunu sergiledi ve “Tırtıl Huppo” hikayesini anlattılar. Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt, atölyede yaklaşık 400 öğrenciye masal anlatıldığını ve Deprem bölgelerindeki Hatay Reyhanlı, Urfa Siverek anaokullarına online masal anlatıldığını belirtti. Ayrıca öğretmen adaylarının derste öğrendiklerini uygulama fırsatı bulduklarını vurguladı. Etkinlikte, Rektör Levent öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla sohbet etti ve öğrencilerin masal etkinliğine büyük ilgi gösterdiği belirterek, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.