SAĞLIK - 09 Kasım 2018 Cuma 10:31

Riskli gebelik sorununa dikkat

A
A
A
Riskli gebelik sorununa dikkat

Prof.

Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, riskli gebelik ve nedenlerine dikkat çekti.


Hamileliğin doğal bir dönem olduğunu kimi durumlarda hamilelik gerçekleşmeden önce anne adayının vücudunda hali hazırda mevcut olan hastalıklar ya da gebelikten dolayı daha sonra hamilelik dönemi kendini gösteren problemlerin farklı risklerin meydana çıkmasına yol açabileceğini anlatan Kadın Hastalıkları Doğum Ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, “Bu durumdaki hamileliklere riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik ismi verilir. Riskli ve yüksek riskli gebelikler kimi şartlarda hamile anne adayının ve anne karnındaki bebeğin sağlığını tehdit etmenin yanında, hayatlarını dahi riske atabilir. Riskli ve yüksek riskli gebelikler, kesinlikşe bir riskli gebelik uzmanı yani perinatolog ismi verilen uzmanlar tarafından takip edilmelidir” dedi.


Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, riskli gebeliğe yol açan sebepleri şöyle açıkladı:


“Şayet anne adayı 18 yaşın altında ya da 35 yaş üstünde ise Anne adayında tansiyon, guatr, şeker, kalp, karaciğer, kolajen doku hastalıkları, damar ve diğer yapıları tutan hastalıklar gibi hamilelikle ilgisi olmayan, hamile kalmadan önce zaten mevcut olan sistemik hastalıklar mevcut ise, Anne adayı çok zayıf ya da çok şişman ise, Anne adayı ve baba adayı arasında kan bağı mevcut ise, Anne adayı herhangi bir sebeple ilaç kullanıyor ise, Anne adayı sigara ya da alkol tüketiyor ise, Anne adayının tekrarlayan düşük geçmişi mevcut ise, Anne adayının hamilelik dönemi öncesinde hiçbir sağlık sorunu mevcut olmasa dahi, hamilelik gerçekleştikten sonra tamamen hamilelikten dolayı meydana gelen gebelik problemleri mevcut ise riskli gebelikten söz edilebilmektedir.”


Riskli gebeliğe yol açan sebepler nedir hamile anne adayından dolayı gerçekleşen gebelik dönemi problemleri hakkında bilgi veren Dr. Fıçıcıoğlu, “Gebelik diyabeti (gebelikte şeker hastalığı), Hamilelik ile ortaya çıkan hipertansiyon, preeklampsi, eklampsi, toksemi gibi gebelik zehirlenmeleri, Gebelikte meydana gelen vajinal kanamalar, Hamilelikte rahim ağzı yetmezliği, Hamilelikte suların erken gelmesi, Gebelikte erken doğumun söz konusu olması, Bebek kaynaklı gebelik dönemi problemleri, Çoğul ve ikiz hamilelikler, Bebekte gelişme geriliği, Bebeğin suyunun beklenenden az olması, Bebeğin suyunun beklenenden fazla olması, Bebekte kan uyuşmazlığı ve Bebekte sakatlıklar. Hamile anne adayların büyük bir çoğunluğu hamilelik dönemini herhangi bir problem yaşamadan geçirmesine rağmen, hamilelik süresince ne zaman herhangi bir hastalık veya problemle karşılaşılabileceğini önceden tahmin etmek, anne adayları için olası değildir. İlk başta çok normal devam eden bir gebelik döneminde dahi ileriki süreçlerde ciddi problemler ortaya çıkabileceği için, riskli hamilelik söz konusu olsun, olmasın tüm gebeliklerin kadın doğum uzmanı takibi altında olması oldukça büyük önem teşkil eder. Misalen: Gebelik gerçekleşmeden önce hiçbir hastalığı bulunmayan ve tamamen sağlıklı bir kadın, gebe kalıyor, hamilelik döneminin 24. haftasında gebelik şekeri yani, gestasyonel diyabet kendini gösteriyor. Gebelik gerçekleşmeden önce hiçbir hastalığı bulunmayan ve tamamen sağlıklı bir kadın, gebe kalıyor, hamilelik döneminin 28 ile 30. haftasından sonra hamilelik zehirlenmesi kendini gösteriyor. Gebelik gerçekleşmeden önce hiçbir hastalığı bulunmayan ve tamamen sağlıklı bir kadın, gebe kalıyor, hamilelik döneminin 28 ile 30. haftası içerisinde bebek gelişimi ile ilgili problemler yani, bebekte gelişim geriliği gibi, meydana geliyor. Gebelik gerçekleşmeden önce hiçbir hastalığı bulunmayan ve tamamen sağlıklı bir kadın, gebe kalıyor, hamilelik döneminin 11 ile 14. haftası arasında ultrasonda bebek ense kalınlığı ölçümünün yüksek olduğu fark ediliyor. Gebelik gerçekleşmeden önce hiçbir hastalığı bulunmayan ve tamamen sağlıklı bir kadın, gebe kalıyor, hamilelik döneminin 11 ile 14. haftası arasında yapılan ikili test neticesi anormal çıkıyor. Gebelik gerçekleşmeden önce hiçbir hastalığı bulunmayan ve tamamen sağlıklı bir kadın, gebe kalıyor, hamilelik döneminin 16 ile 20. haftası arasında yapılan üçlü test sonucu anormal çıkıyor. Gebelik gerçekleşmeden önce hiçbir hastalığı bulunmayan ve tamamen sağlıklı bir kadın, gebe kalıyor, hamilelik döneminin 16 ile 20. haftası arasında yapılan ultrason muayenesinde bebekte bir sorun down sendromu gibi teşhis ediliyor. Sıralanan örnekler neticesinde, sorunsuz bir şekilde devam eden gebelik süreci, gebelik takibi esnasında herhangi bir sorunu tespit etmek için oldukça önem teşkil eder. Gebelik sürecinin başından itibaren riskli hamile grubuna giren anne adaylarında, hamilelik dönemi risklerinin önceden belirlenmesi ve alınacak önlemler ile bu riskleri minimuma indirmek, bebeğin ve annenin hayatı için oldukça önem teşkil eder. Bu riskli hamileliklerde riskli gebelik uzmanları tarafından yapılması gereken muayenelerin belirli aralıklarla (riskli gebelik takibi) ve detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir” açıklamalarında bulundu.


Anne adayının hamilelik öncesi hali hazırda var olan kimi hastalıkları gebelik sürecini ve bebeği oldukça ciddi bir biçimde etkileyebildiğini ifade eden Dr. Fıçıcıoğlu, “Gebelik de anne adayının mevcut hastalığının ilerlemesini ve tedavisini çeşitli şekillerde etkiler. İlk olarak bebek için plan yapıldığında yani hamilelik gerçekleşmeden önce, genel sağlık problemlerinin mevcudiyeti ya da derecesi ilgili branş hekimince muhakkak saptanmalıdır. Anne adayının daha önce tekrarlayan düşükler yaşamış olması, nedeni ne olursa olsun hali hazırdaki gebeliği riskli sınıfa sokmaktadır. Önceki düşüklerin kaçıncı haftada gerçekleştiği, nasıl olduğu gibi ayrıntılar ve kan testleri ile hali hazırdaki hamilelik takibi yönlendirilir. Tümörler bakımından hamilelik öncesi ya da başlangıcında memede kitlenin mevcut olup olmadığı, yakın zamanda bir smear testinin uygulanıp uygulanmadığı da akıldan çıkarılmaması gereken faktörlerdendir. Bebek gelişiminde anormallikler ve bebek hastalıklarının doğum öncesi tanısı, bugünün teknolojisiyle oldukça ileri seviyelere taşınmıştır. Bunun neticesi olarak da artık anne adayının rahmi içindeki bebeğin tedavisi dahi mümkün olabilecek seviyeye gelmiştir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.