KÜLTÜR SANAT - 13 Ocak 2018 Cumartesi 11:02

Bu bebekler kadınları hayata tutunduruyor

A
A
A
Bu bebekler kadınları hayata tutunduruyor

Eskişehir’de Arzu ve Zafer Özer çiftinin kurduğu sanat atölyesi, 500’den fazla kadına umut oluyor.

Eskişehir’de Arzu ve Zafer Özer çiftinin kurduğu sanat atölyesi, 500’den fazla kadına umut oluyor. Bebek yapım sanatı ile üretilen birbirinden farklı birçok eser atölyede sergileniyor.


Tarihi Odunpazarı Bölgesinde bir sanat atölyesi kurarak oyuncak bebek yapım sanatı eğitimlerinin yanı sıra yapılan bebekleri sergileyen çift, sanatın ülkede gelişmesine öncülük ediyor. Açtıkları kurslarla kadınlara bebek yapım sanatını da öğreten Özer çifti, eğitim verilen kişilerin yaptıkları işleri de kendi imkanlarıyla satarak aile ekonomilerine katkı sağlıyorlar. 4 yıl önce eşi Arzu Yener Özer ile birlikte ‘Arzu’nun Bebekleri’ projesine başladıklarını dile getiren proje koordinatörü Zafer Özer, ”Bu proje kapsamında özel dersler de verdik. Bugüne kadar 500’ün üzerinde kadını eğittik ve bu sanat dalını öğrettik. Şimdi bu sanat dalını öğrenen kadınların ürettiklerini pazarlayabilmeleri için onlara bir imkan sunduk ve Arzu’nun Bebekleri Sanat Atölyesini kurduk. Böyle bir uygulama Türkiye’de tek” ifadelerini kullandı.



"Deneme-yanılma yöntemiyle başlayıp sergi açtık"


Kendisinin sanatçı eşinin ise inşaat mühendisi olduğunu söyleyen proje koordinatörü Özer, “Eşim uzun yıllar inşaat mühendisliği yaptıktan sonra ‘bu erkek egemen bir meslek dalı bunu yapamayacağım’ deyip bıraktı. Bıraktıktan sonra ortak bir sanat eseri üretelim diye bu olaya başladık. Başlarken hiçbir deneyimimiz, bilgimiz yoktu. Deneme yanılma yöntemiyle kendimizi geliştirdik ve başladıktan 2 ay sonra da sergi açtık. Sergide bütün bebeklerimiz satıldı. Daha önce folklorik bebekler yapılıyordu, yani bunu yapan kadınlar vardı. Biz bebek yapmıyoruz aslında biz bebek formunda sanat eserleri üretiyoruz. Bunun adı dünyada ‘DollArt’ yani sanat bebekleri, her biri heykel formunda ve her biri koleksiyon değeri olan bebekler. Bunun yaygınlaşmasını sağladık Türkiye’de” dedi.



"Kadınlar aile ekonomilerine katkıda bulunuyorlar"


Eşi Arzu Özer’in tasarladığı bebekleri farklı kentlerde de sergilediklerini belirten Zafer Özer, “Öğrettiğimiz bayanlarında eserlerini sergileyelim şeklinde bir talep geldi ve eski bir Odunpazarı evinde böyle bir galeriyi açtık. Burada hem sürekli sergi var hem de kadınların yaptıkları satılıyor ve onlara gelir kaynağı sağlıyor. Kadınlar hem öğreniyorlar, öğrendiklerini üretime döndürüyorlar ve aile ekonomilerine katkıda bulunuyorlar. Bu işle uğraşmaya başlayan kadınlar, evlerinde eşlerini de bu işe dahil ediyorlar. Eşleri de onlara maketlerini ve diğer aksesuarlarını yapmaya başladılar. Bu giderek eşlerini evlerine bağlıyor. Kadınlar bu durumdan çok memnun. Hep beraber ailecek çocukları ile birlikte bu bebek yapımıyla uğraşıyorlar. Aile bütünlüğü de bu şekilde sağlanmış oluyor. Kadınlar bu anlamda çok mutlular gelip yuvamızı kurtardınız diyen kadınlar çoktur” şeklinde konuştu.



"Kadınlar bundan gelir sağlıyor"


Projenin üreticisi ve eğiticisi Arzu Yener Özer ise kendi çocuklarına daha doğal oyuncaklar yapmak için hobi olarak başladığını belirterek şunları dile getirdi:


“İşin boyutu birden değişti ve şu an çok mutluyum. Bir sürü kadına öğretiyorum ve öğrettiğim kadınlar bunlardan gelir sağlıyor. Ev ekonomilerine katkıda bulunuyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor, manevi değeri çok yüksek benim için. Çok beğeniyorlar, çok hoşlarına gidiyor ve içeriye girer girmez bir hayal dünyasına girdiklerini düşünüyorlar. Çok güzel tepkiler alıyoruz. Çocuklar için de ayrı oyuncaklar yapıyoruz, dekorasyon amaçlı da farklı bebekler yapıyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kızılay’dan 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’nde anlamlı sergi 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü, Kızılay tarafından anlamlı bir sergi ile kutlandı. Karaköy Paket Postanesi’nde açılan “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Kızılay, 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü dolayısıyla “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergi düzenledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TRT’nin katkılarıyla açılan sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Mektuplar Karaköy Paket Postanesi’nde geçtiğimiz günlerde ziyarete açılırken, ‘8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’ nedeniyle Türk Kızılay tarafından sergi alanında etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri ile davetliler katıldı. Etkinlikte konuşan Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, “Dünya Kızılay ve Kızılhaç hareketi modern zamanların ilk organize küresel hareketedir. Bu ilk iyilik hareketidir modern zamanlarda. İnsanlığın asırlardır biriktirdiği bu savaşçı ruhuna inat birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelerek, 1.5 asır önce bu gönüllülük hareketini kurdular. Bu hareketin bir diğer özeliği de gönüllülük temeli üzerinde yükselmesidir. Dünyanın farklı coğrafyalarından farklı renklerde, farklı şeylere inanan, farklı dinlere mensup, farklı renklerden birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelmişlerdir bu hareket vesilesiyle. Hareketin kurulmasına, savaş alanında terk edilmiş insanlara ayrım yapmaksızın yardım etme duygusu vesile olmuştur. Sonra bu hareket nerede bir insanı kriz varsa, onun doğurduğu acıları dindirmeyi amaçlayarak bugüne kadar gelmiş, bundan sonra da gidecektir. Bu harekete mensup 191 ülkede birçok iyi insan var. Dünya haritasını önümüze koyup, elimizi nereye dokundurursak biliriz ki orada bu hareketin mensubu gönüllüler, çalışanlar ve onlara destek veren iyi insanlar var. Ülkemiz bu hareketin saygın üyelerinden biridir. Çünkü milletimiz bu harekete güç verir. Bağışçılarımız ve gönüllülerimiz nerede bir insani kriz olsa orada olmamız için bize desteklerini esirgemiyorlar" dedi. Ellialtı, "Bugünün bir başka anlamı da bu mekanda yüzyıllık emanet esir mektuplarını sergiliyor olmamızdır. 1. Dünya Savaşı esnasında düşman ülkelerin eline esir düşüp, ailelerinden haber alamayan, ailelerine haber gönderemeyenler o zamanki Kızılay yani Hilal-i Ahmer Esirler Komisyonuna mektup yazmış, kendi halleri, durumları hakkında bilgi vermiş, ailelerinden bilgi alıp, kendilerine ulaşmalarını istemişlerdir Kızılay’dan. Burada, o günle günümüz arasında ilişki kurmayı sağlıyor bu mektuplar. Çok güzel hikayeler var çok nezih Türkçeyle yazılmış. Bir annenin mektubu var mesela. Oğlunun şurada, şurada esir olduğunu bildiğini ama haber alamadığını ve haber almak istediğini, kendisinden de ona haber ulaştırılmasını istediğini söylüyor. Yine askerlerin mektupları var, nefis bir Türkçeyle yazılmış. O günün ruhunu bugünlere taşıyor adeta. Onlar da yine ailelerinden haber almak, ailelerine haber ulaştırmak adına müracaat etmişler” ifadelerini kullandı.