KÜLTÜR SANAT - 08 Kasım 2018 Perşembe 11:00

IV. Murat’ın yaptırdığı 400 yıllık kervansaray gün yüzüne çıkıyor

A
A
A
IV. Murat’ın yaptırdığı 400 yıllık kervansaray gün yüzüne çıkıyor

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde IV.

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde IV. Murat’ın 1600’lü yıllarda düzenlediği Revan Seferi sırasında yaptırdığı kervansarayın kazı çalışmalarında tarih gün yüzüne çıkıyor.


Tarihi kervansarayın restorasyon çalışmaları Seyitgazi Belediyesi tarafından yapılıyor. Osmanlı-İran Savaşları esnasında IV. Murat’ın Revan Seferi sırasında yaptırdığı kervansarayın yapısı kazılarda sona yaklaşılmasıyla ortaya çıktı. Kazı çalışmalarında kervansarayın 2 katlı olduğu tespit edildi. Ayrıca çalışmalar kapsamında kervansarayda 1300’lü yıllara ait izlere de rastlandı. Tarihi kervansaray hakkında bir açıklama yapan Seyitgazi Belediye Başkanı Hasan Kalın, restorasyon sürecini İHA mikrofonuna anlattı.



"Zemin oturma planının tamamının çıktığını gördük"


Başkan Kalın, "Kervansarayın tarihçesine baktığımızda IV. Murat’ın Revan Seferi sırasında yaptırmış olduğu kervansaray olarak adlandırılmakta. Geçtiğimiz yıllarda biz burada L şeklinde ayakta duran yapının restorasyon projelerini başlatmıştık. Fakat burada mimarlarımız ile çalıştığımızda buranın L şeklindeki yapıdan ibaret olmadığını, aslında dikdörtgen şekilde bir han yapısında olduğu kararına varmıştık. Daha sonra Müze Müdürlüğümüz ve Kaymakamlığımız ile ortaklaşa yaptığımız çalışmayla birlikte bu kazılarımız gerçekleşti. Gerçekten de mimarlarımızın dediği gibi altyapısında direklerin tabanlarına kadar ve zemin oturma planının tamamının da bu şekilde çıktığını gördük" diye konuştu.



"1300’lü yıllara ait yapıların alt tarafta olduğunun tespitleri yapıldı"


Binanın 2 katlı olduğunu tespit ettiklerini ve kazıda 1300’lü yıllardan izlerin de olduğunu aktaran Kalın, "Kazı neticesinde baktığınızda zemindeki bütün oturma planı ortaya çıktı aslında ama 1300’lü yıllara ait yapıların alt tarafta olduğunun tespitleri de yapıldı. Genel itibariyle en son 1600’de IV. Murat’ın Revan Seferi sırasında yapmış olduğu kervansarayın tüm izlerinin ortaya çıkmış olduğunu görmüş olduk. Mükemmel bir yapı, kare odalardan oluşuyor. Alt katının 2 katlı olduğunun tespiti yapıldı. Alt katında o zaman ki seferlerde kullanılan binek hayvanlarının konakladığı hem de ısıtıcı olarak kullanıldığı üst katlarda da insanların konakladığı yerlerin olduğu tespitleri yapıldı" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Hataylı bal üreticisi “arılarım beni tanıyor” diyerek atletle arılarına bakım yapıyor Hatay’ın payas ilçesinde balcılık yapan Üzeyir Yarar (47), yarı çıplak bir vaziyette arı kovanlarını açarak, adeta arılara meydan okudu. Balcı Üzeyir Yarar, arılarının kendisini tanıdığını ve 100 yıllık arılar olduğunu ırkın hiç bozulmamış olduğunu belirtti. Payas İlçesi kayalık Caddesi’nde balcılık yapan, Üzeyir Yarar 47 yaşındaki balcı kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiledi. Yaklaşık 15 peteği bulunan ve arıların, günün belirli saatlerinde insanları ısırmadığını iddia eden Yarar, bununla birlikte kendi arılarının da kendisine asla zarar vermeyeceğini ispatlamak için neredeyse yarı çıplak soyundu. ‘Arılarım beni tanıyor’ dedi, içerisinde binlerce arının olduğu peteği yarı çıplak şekilde açtı Arıcılığa Hobi olarak başlayan Üzeyir Yarar(47), “ bundan bir herhangi bir şeye para filan şu bu talep düşünmeden burada işte arı meragım var. Dedem de benim arıcıymış daha önce çocukluğumdan belli bir meragım olduğu için, o arı bir 10 seneden belli bu işi yapıyorum. Arılar bizleri tanıyor zarar vermediğimiz sürece, onlar da bir insan gibi yani hayvan bir insan gibi zarar vermediğiniz sürece benim de zarar vermeyeceğimi biliyorlar, kendilerini yaşatmak için ben ballarını bile almıyorum, kendilerine bırakıyorum aldığım, yani biz aslında insanoğlu hırsızlık, hayvanın kışlık yiyeceklerini biz çalıyoruz ben az bir şey mesela alıyorum bundan bir herhangi bir para şey beklemiyorum yani, bir amcamızla tanıştım, amcam 95 yaşındaydı Hatay’da, adam 95 babasından kalmış arı 95 seneden belli dedi oğlum bendeydi bu arı dedi. Ben bir kovan aldım dedi miydi amca bunun bir kovanını bana sat dedim ve oraya Aracı gitmesi imkansız, ırk bozulmamış tahminimce onları getirdim o ırkı aldım onu çoğalttım kendi çapımda bir şeyler yapmayı kendim ırkım gibi o işte 10 tahminimce de 100 yıldan belli o adam da 95 yani ırk hiç bozulmamış. Oynuyorum devamlı her zaman bakıyorum bakımını yapıyorum elbise giymiyorum yani, herhangi bir şeyde soktuğu zaman da herhangi bir şişkinlikle olmuyor bende arılar beni tanıyor isterseniz bakıyım açıp yani onlar oldu daha büyük arılar var isterseniz videoda bak şurada bunu da açarım, yani arılar beni tanıyor ya bunlar herhangi bir zarar vermez.” İfadelerine yer verdi.
Hatay Bakan Özhaseki: “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem sonrası 76 bin konutun teslim edildiğini belirterek, "Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi. İlk olarak Antakya ilçesi EXPO yerleşkesinde bulunan Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Bakan Özhaseki, şehrin farklı noktalarındaki şantiye alanlarını da ziyaret etti. Çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Özhaseki, ardından Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Hatay İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Türkiye genelinde bin 240 şantiye alanının olduğunu belirten Bakan Özhaseki, bu zamana kadar yapımı tamamlanan 76 bin konutun da teslim edildiğini söyledi. “Depremden doğrudan ve dolaylı olarak 14 milyon insan etkilendi” Türkiye’nin 15 ay önce büyük bir felaketle karşı karşıya geldiğini hatırlatan Bakan Özhaseki, Hatay’da 9 saat arayla uzun süren iki tane şiddetli deprem olduğuna değinerek, “Bundan dolaylı veya doğrudan etkilenen insan sayısı 14 milyonu buldu. 18 tane şehrimizde de hasar var. Yapılan tespitlerde ara ara bu sayılar düşebilir ama ortalama 850 bin bağımsız birimin zarar gördüğünü biz de tescil etmiş olduk. Ülke olarak çok şükür büyük bir milletiz. Böyle bir milletin ferdi olmak ve üyesi olmak hepimiz için şereftir” dedi. “Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye alanımız var” Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye olduğunu ifade eden Bakan Özhaseki, AFAD’ın deprem bölgelerinde bildirmiş olduğu hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut ve 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirterek, “Mahkemelik durumlar nedeniyle arada sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor. Bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz bakanlık olarak 500 bin civarında konut ve iş yeri yapma planlamalarımızı sürdürüyoruz. Ülke genelinde şu anda bin 240 yerde şantiyemiz var. 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz. Genel olarak bin 240 yerde şantiyemiz var. Hatay merkezde bugün arkadaşlarımız 68 yerde şantiyemizin olduğunu söylediler" diye konuştu. “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Köylerde de hasar olduğunu dile getiren Bakan Özhaseki, “Bu köylerde önce normal inşaatlarımız devam ederken, deprem konusundaki uzman hocalarımızın tavsiyesiyle çelik evlere başladık. O çelik evlerimiz de çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu ana kadar 76 bin kadar konut teslim ettik. Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız. 400 bin civarında hak sahibinin 395 bin konut için bir ay içerisinde ihalesini yapacağız. Bunlara da en fazla bir yıl gibi bir süre veriyoruz. Ufak tefek aksamalar olabilir ama büyük ihtimalle gelecek sene ortası veya güz ayları gibi bütün konut ve iş yerleri için hak sahiplerinin tamamının haklarını inşallah bitirmiş ve teslim etmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eyüpsultan’da okul müdürünü silahla öldüren zanlı çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi Eyüpsultan’da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.Eyüpsultan’da 7 Mayıs’ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan’ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.TutuklandıEmniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildiOlaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.’nın eğitimci Oktugan’ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi."Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.’nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.’nın ifadesinde, ‘’2023’ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan’ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ‘’Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz’ dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’ dedi.‘’Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu’’Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ‘’Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak ‘peşimden gelmeyin’ dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı’na attım’’ ifadelerini kullandı.