GÜNDEM
Öğretmen Kadriye Deveci, Eyüpsultan’da öğrencisi tarafından öldürülen okul müdürünün o anlarını anlattı
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:37 Öğretmen Kadriye Deveci, Eyüpsultan’da öğrencisi tarafından öldürülen okul müdürünün o anlarını anlattı Eyüpsultan’da yabancı uyruklu bir öğrenci tarafından vurularak öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan’ı kanlar içerisindeki halini gören öğretmen Kadriye Deveci o anları anlattı. Deveci, “Problemli bir öğrenciydi, öğretmenlerine karşı saygısızdı. En son olayda zaten öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulunmuştu. Aile bunu kabul etmemek için çok direndi ama ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız’ dedik. Benim şahit olduğum sadece patlama sesinden sonra odadan çıktığımda hocamla yüz yüze gelerek birbirimize bakmamızdı. Her tarafı kan içerisindeydi, ne olduğunu anlayamadım sadece 2 el patlama sesi duydum” dedi. Alibeyköy Mahallesi Beste Sokak’taki özel bir lisede yabancı uyruklu bir öğrenci okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan’a (74) silahla ateş edip kaçmış, şüpheli çocuk bir süre sonra yakalanmıştı. Okul müdürü İbrahim Oktugan ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Aynı okulda öğretmen olan Kadriye Deveci, İbrahim Oktugan’ın kanlar içerisindeki halini gördüğünü anlattı. Odasından silahın patlama sesiyle çıktığını belirten Deveci, okul müdürüyle göz göze geldiğini ardından kendisinin üstüne yığıldığını ifade etti. “Her tarafı kan içerisindeydi” Silahın patlama sesiyle odasından çıktığını ve kanlar içerisindeki okul müdürü İbrahim Oktugan’ı gördüğünü söyleyen öğretmen Kadriye Deveci, “Bu ölümü hocama hiç yakıştıramıyorum. Onun hakkı böyle bir ölüm değildi. Cümleler çok yetersiz kalıyor. Benim şahit olduğum sadece patlama sesinden sonra odadan çıktığımda hocamla yüz yüze gelerek birbirimize bakmamız. Her tarafı kan içerisindeydi. Ne olduğunu anlayamadım sadece 2 el patlama sesi duydum. 3 el silahla atış sesi duyan olmuş. O panikle, heyecanla ne olduğunu anlamaya çalışırken hocamla göz göze geldiğinde üstüme doğru yığıldı, tutmaya çalıştım. Öğrenci bir ay bizde kalmıştı. Gönderilmesi yönünde ailesiyle de konuşulmuştu. Ailesi de tabi biraz problem çıkarmıştı ve öğrenci gönderildi. Ondan sonrasında öğrenciyi hiçbir şekilde görmedim. Problemli bir öğrenciydi, öğretmenlerine karşı saygısızdı. Çevresine ve arkadaşlarına olumsuz davranışlar sergileyen bir öğrenciydi. Geldiği okuldan ne gerekçeyle geldiği bize çok yansıtılmadı. Buradaki kimseyi töhmet altında bırakmak için konuşmuyorum. Bazı özel kurumlarda başından savmak için böyle şeyler lanse edilmiyor ve söylenmiyor. Bir de bu öğrencinin ablası bizde 4 yıl boyunca okudu. Öğrenim gördü ve biz böyle bir problem yaşamadık. Problemleri ve psikolojik sıkıntıları olabilir ama böyle hırçın davranışlar görmedik, tanık olmadık. Ona binaen öğrenciyi almış bulunduk. 1 ay içerisinde gösterdiği tavır ve davranışlar çok problemliydi. Allah rahmet eylesin, hocam da ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız, bize uygun değil, öğrencilerimize kötü örnek’ demişti” şeklinde konuştu. “En son olayda öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulundu” Öğrencinin okulda öğretmenlerine küfür ettiği gerekçesiyle atıldığını anlatan Deveci, “Öğretmenlerine saygısız, ismiyle hitap edip, küfürlü konuşuyordu. En son olayda zaten öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulundu. Aile bunu kabul etmemek için çok direndi ama ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız’ dedik. Gönderilmesi yönünde karar verilmişti. Okulda güvenlik görevlisi var. Güvenlik görevlisinin nerede olduğunu bilmiyorum. Olay sirayet etmeden bir dakika önce moladan arkadaşımla birlikte odalarımıza geçtik. Kapılarımız yan yana. Kapımı kapatıp, sandalyeme oturduğum anda patlama sesi duydum. İbrahim Hoca bizim arkamızdan geliyordu. Yanımdaki oda olduğu için ses çok kuvvetliydi. Ben 2 el ateş sesi duydum. Bomba patladı diye düşündüm. Önceden öğrencinin velisiyle İbrahim Hoca ‘öğrencinizin naklini başka okula alabilirsiniz’ şeklinde bir konuşma gerçekleşiyor. Öğrenci annesiyle Arapça konuşmaya başlıyor. Yani kullandıkları dili. Öğretmenim sadece, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ndeyiz. Türkçe konuşmak zorundasın. Senin konuştuğun dili şu anda anlamıyorum. Annene ne diyorsun?’. Bu orada, ona çok sinirlendi. Odadan çıkarttılar. Bir sürü feveranlar yaptı. ‘Annemi küçük düşüremez’ gibi kendince farklı sebepler göstermeye çalıştı. Ama hiçbir şey yoktu. Hocamın üslubu o kadar iyidir ki, ben 8 yıldır onunla birlikte çalışıyorum. Bir kötü kelimesini duymuş insan değilim. Öğrencilerine de çok yakındı. Bu 5-6 ay öncesinde yaşanan bir olaydı. Silahla öğrenciyi ben görmedim. Sadece İbrahim Hoca ile yüz yüze geldiğimde kanlar içerisindeydi” dedi.
Tahmazoğlu İsrail’i protesto eden üniversite öğrencilerine destek verdi
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:28 Tahmazoğlu İsrail’i protesto eden üniversite öğrencilerine destek verdi Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, İsrail’i protesto eden Gaziantep Üniversitesi öğrencilerini ziyaret ederek destek verdi. Dünya’nın dört bir tarafında üniversite öğrencileri İsrail’in yaptığı katliama tepki göstererek eylem düzenlerken Gaziantep Üniversitesi öğrencileri de İsrail’i protesto için oturma eylemi düzenledi. Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, İsrail’in yaptığı katliama sessiz kalmayan öğrencileri ziyaret ederek onlara destek oldu. “Gazze ile kardeş belediyeyiz” Gazze’ye her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, “Filistin’de 6 aydır çok büyük katliam yaşanıyor. Maalesef Türkiye dışında diğer ülkelerin idarecileri bu konuda çok sessiz ama halklar dünyanın birçok yerinde bu konuya karşı çok duyarlı. Türkiye’de de yapılan katliama karşı birçok eylemler yapıldı. Son zamanlarda Amerika Üniversitelerinde başlayan ve dünyaya yayılan eylemler ciddi bir ses getiriyor. Demokrasi savunuculuğu yapmalarına İsrail’in yaptığı bu katliama sessiz kalmaları kabul edilebilir bir durum değil. Filistin de insanların üzerine bomba yağıyor ve evleri başlarına yıkılıyor. Ancak bunlara kimse seslerini çıkaramıyor. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi onların İsrail’e bir diyet borcu var ve bu nedenle seslerini çıkaramıyorlar. Ancak ne öğrencilerimizin, ne bizim, ne de ülkemizin onlara karşı bir borcu yok. Gaziantep Üniversitesi öğrencilerimizin yaptığı bu eylemler gerçekten de çok kıymetli. Ben de öğrencilerimize destek vermek için geldim. Ayrıca Gazze Belediyesi ile Şahinbey Belediyesi kardeş belediye ve Gazze Belediye Başkanımız ile zaman zaman görüşüp oradaki durum hakkında bilgi alıyoruz. Belediyecilik anlamında Gazze’ye yardıma hazırız. İnşallah bu katliam son bulduğunda Gazze’nin yeniden inşası konusunda Şahinbey Belediyesi olarak elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.
Okul müdürünün öldürülmesine meslektaşlarından tepki
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:22 Okul müdürünün öldürülmesine meslektaşlarından tepki Meslektaşları, okul müdürü İbrahim Oktugan’ın öldürülmesine okulda yaptıkları açıklamayla tepki gösterdi. Eyüpsultan Alibeyköy’de bulunan Final Anadolu Lisesinde 5 ay önce okuldan atılan Iraklı öğrencisinin silahlı saldırısı sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılan okul müdürü İbrahim Oktugan hayatını kaybetmişti. 74 yaşındaki eğitimci İbrahim Oktugan’ın hayatını kaybetmesinin ardından çalıştığı okulda Eğitim-Bir-Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanlığı basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında konuşan İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Mahmut Akay, "Eğitime ve eğitimciye saygıyı esas alan bir medeniyetin varisi olan ülkemizde geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için artarak devam etmektedir. Eğitim ve şiddeti aynı cümle içerisinde kullanmak bile bizi derinden yaralamaktadır. Şu bilinmelidir ki; eğitime ve öğretmene yapılan her kötülük geleceğimizin erozyonudur. Dünkü saldırıyı da kamu çalışanlarına yönelik bütün şiddet eylemlerini de kınıyor ve lanetliyoruz. Okullar yol geçen hanı değildir. Kaba kuvvetle problem çözülecek yerler değildir. Eğitimciler her fırsatta itilip katılacak insanlar değildir. Hukuk sistemimiz eğitimcileri ve bütün kamu çalışanlarını güvenceye alacak caydırıcı tedbirleri almalı, haklının, mağdurun, saldırıya uğrayanın yanında olmalı, ’Yaparım yanıma kar kalır’ düşüncesini yıkmalı, saldırganlara gereken cezayı vermelidir" dedi.
Selçuk Üniversitesindeki Gazze nöbeti sürüyor
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:19 Selçuk Üniversitesindeki Gazze nöbeti sürüyor Selçuk Üniversitesi öğrencilerinin tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de katliam yapmaktan çekinmeyen İsrail’e tepki göstermek için başlattığı “Özgürlük için Kampüsteyiz” nöbeti sürüyor. Öğrencilere destek veren Rektör Prof. Dr. Metin Aksoy, “Zalimin yanında olmadığımızı, mazlumun tarafında yer aldığımızı dünyaya haykırmak için direnişimize devam edeceğiz” dedi. Selçuk Üniversitesi ile Konya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Kudüs Çalışma Grubu tarafından İsrail’in Gazze’deki işgalini protesto etmek amacıyla düzenlenen “Özgürlük için Kampüsteyiz” nöbetine akademik ve idari personel de destek verdi. Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Adem Ceylan, “İsrail’in katliamına karşı özellikle üniversite gençlerinin ortaya koymuş olduğu onurlu tutum destek olunmayı hak ediyor. Amerika’da başlayan ve ABD’nin ikiyüzlülüğünü ortaya koyan üniversite eylemlerinin bir kimliğe dönüşmesini ümit ediyoruz. Hakikate şahitlik etmek üzere programa ev sahipliği yapan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy’a, programa öncülük eden Kudüs Çalışma Grubu’na ve Selçuk Üniversitesi öğrencilerine teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. İsrail’in ortaya koymuş olduğu katliamların soykırım boyutuna ulaştığına dikkat çeken Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy ise, “Geçmiş dönemde Hitler’in soykırımına sessiz kalan devletler, bugün İsrail’e karşı da herhangi bir tepki ortaya koymuyor. Bizler akademisyenlerimizle, öğrencilerimizle birlikte özgürlüğün gerçekleştiği ana kadar nöbetimize devam edeceğiz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu tepkinin yanındayız. İslam dünyasının da aynı tepkiyle devam etmesini, dünyadaki bütün Müslümanların bir araya gelerek Filistin davasını sahiplenmesini ümit ediyoruz. Selçuk Üniversitesi olarak bu soykırımı bütün dünyaya aktarmaya, soykırıma karşı bir arada olmaya, zalimin yanında olmadığımızı, mazlumun tarafında olduğumuzu dünyaya haykırmak için direnişimize devam edeceğiz” diye konuştu. İsrail’in, hedef gözetmeksizin katliamlarına devam ettiğini belirten Muhami Cemiyeti Hukuk Platformu Başkanı Av. Ahmet Han Horasan da, “7 Ekim’den bu yana on binlerce insan ve aile yok oldu. Uluslararası toplumun ve batının tüm hukuk, insan hakları ve birey özgürlüğüne ilişkin tezleri çöktü. Soykırımı, katil İsrail örgütünün meşru müdafaası olarak gören anlayış yok hükmünde. Üniversiteli gençliğin ve üniversite yönetiminin bu haykırışının yanındayız. Dünya üniversiteleri ile birlikte Selçuk Üniversitesinde ateşlenen bu meşale, işgal ordularını yok edecek ve bir gün bu dünya gül bahçesine dönecek” ifadelerini kullandı.
’Türkiye-Katar Gazze İyilik Gemisi’ Mersin’den uğurlandı
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:03 ’Türkiye-Katar Gazze İyilik Gemisi’ Mersin’den uğurlandı Türkiye’nin AFAD koordinasyonunda yürüttüğü insani yardım operasyonu kapsamında bin 900 tonluk insani yardım malzemesi taşıyan ’Türkiye-Katar Gazze İyilik Gemisi’, Mersin Limanı’ndan bugün Gazze’ye uğurlandı. Uğurlama törenine Katar Devlet Bakanı Lolwah Rashid Al-Khater de katıldı. Türkiye, İsrail saldırılarının hedefi olan Gazze’deki sivillere insani yardım ulaştırmayı sürdürüyor. Bu çerçevede AFAD koordinasyonunda Katar Kalkınma Fonu (QFFD), Sağlık Bakanlığı ve STK’ların iş birliği ile "Türkiye-Katar Gazze İyilik Gemisi" hazırlandı. Gıda, sağlık, hijyen ve barınma malzemelerinden oluşan bin 900 ton insani yardım gemiye yüklendi. Yüklenen gemi bugün Mersin Limanı’ndan uğurlandı. İyilik gemisinin 10 Mayıs Cuma günü Mısır’ın El Ariş Limanı’na varmasının planlandığı bildirildi. Bugüne kadar, AFAD, Sağlık Bakanlığı, Türk Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle bölgeye insani yardım taşıyan 13 uçak ve 10 gemi gönderildiği belirtildi. Gemi seferleri, hava köprüsü, yerelden temin ve UNRWA iş birliği ile gönderilen insani yardım malzemelerinin toplamının 52 bin 16 tona ulaştığı açıklandı. Ayrıca Gazze’de sivillerin su ihtiyacını karşılamak için Mısır Kızılayı iş birliğiyle hayata geçirilen Mısır’dan şişelenmiş su tedarik edilmesi projesi kapsamında bugüne kadar ulaştırılan toplam su miktarı bin 735 ton olduğu kaydedildi. "Gazze’de bir insanlık suçu bir soykırım uygulanmakta" Uğurlama töreninde konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, "Bugün güzel bir niyetle buradayız. Gazze’ye uğurlayacağımız 11’inci gemimiz daha özel bir gemi. Katar Kalkınma Fonu’yla Türkiye Cumhuriyeti adına, AFAD başkanlığımızın organize etmiş olduğu iyilik gemisini biraz sonra Mısır’ın El Ariş Limanı’na Gazze’deki kardeşlerimiz için uğurlamış olacağız. Filistin meselesinde göstermiş olduğu dik duruş, Filistin ve Gazze halkına gösterdiği yardım ve dayanışmadan dolayı hem Katar devletine hem Katar halkına sayın bakanın şahsında şükranlarımı arz ediyorum. 7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye başlatmış olduğu insanlık dışı saldırılarla bugün bir insanlık suçu bir soykırım uygulanmakta. Bu saldırıları oluşturan ne İsrail ne de ona destek olanlar tarihin vicdanında yargılanmaktan kesinlikle kurtulamayacaklardır. Halbuki biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak. Türkiye Cumhuriyeti dün olduğu gibi bugün de yarın da Filistin’in haklı davasında uluslararası platformda Filistin’in yanında tam olarak durmaya devam edecek yine Filistin halkıyla, mazlum Filistin halkıyla ve Gazze halkıyla yardımlaşmaya ve dayanışmaya da devam edecektir" dedi. "En kısa sürede kalıcı ateşkes sağlansın" Sözlerini sürdüren Bakan Karaloğlu, "Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin 1 Mayıs günü açıklamış olduğu rapora göre şu ana kadar Gazze’de devam eden bu insanlık dışı saldırılar sonucunda34 bin 568 Gazzeli kardeşimiz şehit oldu. Yine 77 bin 765 Filistinli kardeşimiz yaralandı. 70 binden fazla konut kullanılamaz hale geldi, yerle bir oldu. 290 bin konut hasarlı oturulamaz durumda. Bir milyon 700 bin Filistinli kardeşimiz yerinden olmuş, evinden olmuş, sokağından olmuş, mahallesinden olmuş. İşte Filistinli kardeşlerimizin içerisinde bulunduğu bu duruma Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti kayıtsız kalmamış, AFAD’ın başkanlığında bugüne kadar 13 uçak ve 10 gemiyle 52 ton insani ve barınma yardımını Gazze’ye ulaştırmış durumdayız. 11’inci gemimiz hemen yanı başımızda. Bu gemi daha farklı bir gemi. Bu gemiyi Türkiye Cumhuriyeti’yle Katar Kalkınma Fonu ortak hazırladı. Bu gemide bin 900 ton yardım malzemesi var. Gıda, hijyen ve barınma yardım malzemesi var. Temennimiz odur ki en kısa sürede kalıcı ateşkes sağlansın. Gazzeli kardeşlerimiz kendi topraklarında, kendi memleketlerinde barış içerisinde yaşamaya devam etsin. Bizim gönderdiğimiz bu yardımlar da onların ihtiyaçlarını gidersin. Ve onların yaralarına merhem olsun diye de temenni ediyorum" diye konuştu. Al-Khater: "Eşi benzeri olmayan bir insani dram yaşamaktadırlar" Katar Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Lolwah Rashid Al-Khater ise, "Katar’la kardeş ülke Türkiye olarak iş birliğimizi ve kardeşlik ilişkilerimizin uygun ve güzel bir örneğini burada yaşamaktayız. Birazdan yolcu edeceğimiz gemi Mısır’a gidecek. Oradan da Gazze’deki kardeşlerimize ulaştırılacak yardımlar. Gerek zorunlu göçe maruz kalan, ölümlere maruz kalan, 7 aydır bu sıkıntıyı çeken Gazzeli kardeşlerimize ulaştırılacak yardımdan bahsediyoruz. Gerçekten ışıktan harflerle yazdıkları fedakarlıkların destanlarını burada görmekteyiz. Bütün dünyayı da zaten ayağa kaldıran bu gibi acı öykülere maruz kalmaktadırlar. Tarih bunu yazacaktır tabii ki. Şimdi Gazze’ye gidecek olan bütün yardımcı insani yardımlar yasal olarak yükümlülüktür her şeyden önce. İnsanlık olarak da bizim görevimizdir. 4. Cenevre Anlaşması çerçevesinde baktığımızda İsrail işgalci kuvvetlerinin de sorumlulukları söz konusu. Geçtiğimiz iki günde Refah Belediyesi’ne acımasızca saldırılar, müdahaleler söz konusu oldu İsrail işgal güçleri tarafından. Sınır kapısını ele geçirdiler biliyorsunuz. Yardımların geçişini engellemeye devam ediyorlar şu aşamada. Yani öldürmeleri, can almaları, göçe zorlamaları çabası deyim yerindeyse. Bu insanlar zaten Gazze’den bu bölgeye göç etmiş insanlar. Bunları tekrar göçe zorlayan bir rejimden bahsediyoruz. Eşi benzeri olmayan bir insani dram yaşamaktadırlar" şeklinde konuştu. "Katar olarak Kardeş Türkiye’nin üstlendiği tüm çabaları takdirle karşılamaktayız" Katarlı Bakan Al-Khater sözlerinin devamında, "Bugünkü girişimimiz bilindiği üzere Katar’la Türkiye arasındaki ortak bir vizyonu ortaya koymaktayız. Gerek bölgesel gerekse ikili anlamda iş birliğinin pekiştirilmesi konusunda da büyük bir örnektir diye düşünmekteyiz. İsrail’in Gazze’ye yaptıkları saldırıların bir an önce durması konusunda gereken tedbirlerin alınması hususunda biz de çağrımızı yapmaktayız her vesileyle. Gerek gıda konusunda, gerek sivillerin korunması konusunda, toplu cezalandırma siyasetinden, politikasından vazgeçmelidir İsrail. Uluslararası hukuk, uluslararası insani hukuk da bunu gerektirmektedir zaten. Bilindiği üzere Katar devleti olarak Mısır Arap milletiyle, Amerika Birleşik Devletleri arasında ilişkilerimiz devam etmektedir ki bir an önce Gazze’de ateşkesin sağlanması hususunda görüşmelerimiz devam etmekte. Filistin davasına adil ve kapsayıcı, kapsamlı bir çözüm için gereken politik çalışmalarımız devam etmektedir. Bunların tekrar başlaması için de sivillerin korunması konusunda da girişimlerimiz devam etmektedir. Biz Katar devleti olarak kardeş Türkiye’nin güttüğü ve üstlendiği, yapmakta olduğu tüm çabaları da takdirle karşılamaktayız. Yani Gazze konusunda, gerekse uluslararası ve bölgesel bazda bunu dile getiririz her vesileyle bölgede ve dünyada güvenlik ve istikrarın deyim yerindeyse temellerini atmak için biz buradayız hep beraber. Dünyada milyonların yararlanabileceği birçok konuda biz Türkiye’yle iş birliği içerisindeyiz. Katar devletiyle Türkiye Cumhuriyeti arasındaki gelişmekte olan stratejik risklerin varmış olduğu düzeyden de son derece gurur duyduğumuzu burada ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Katar Devlet Bakanı Al-Khater, İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, AFAD Başkanı Okay Memiş ve Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan’ın aralarında olduğu heyet gemiyi uğurladı.