KÜLTÜR SANAT - 18 Nisan 2015 Cumartesi 09:24

3 bin 100 metrede sıra dışı sanat!

A
A
A
3 bin 100 metrede sıra dışı sanat!

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, sanatın etki alanındaki diline dikkat çekmek için Erzurum’un 3 bin 100 metre ile en yüksek noktası olan Ejder Tepesinde, boya, kar ve şemsiyelerle sıra dışı bir sanat performansında bulundu.

Daha önceki yıllarda araçları buzla kaplayarak, renkli balon ve şemsiyelerle mekanları donatarak dikkat çekici sanat çalışmalarına imza atan sanatçı ve Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, bu seferde zirvede sanat performansı yaptı. Kentteki ajans muhabir ve kameramanlarıyla birlikte zorlu bir yolculuğa çıkan Kavukçu, Palandöken’den Ejder Tepesine kar üstü araçlarıyla gitti. Erzurum’un tepeden kuşbakışı görüldüğü Ejder Tepesinde, Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, sanat performansını sergiledi. İki ucunu demirlere tutturduğu yaklaşık 5 metre karelik şeffaf jelatini boyayan ve kar serperek değişik figürler oluşturan Kavukçu, daha sonra öğrencilerine kendi üzerine önce kar sonra da boya serptirdi. Tamamen boya altında kalan, suratı ve üzerindeki giysileri tamamen boyanan Kavukçu, bunu yapmaktaki amacının sanatın etki alanındaki diline dikkat çekmek olduğunu belirtti.

Kavukçu, “Bu yeri seçmemdeki gaye Erzurum’un en iyi açısı. Sanat geniş kavramalıdır. Çağdaş sanatın, günümüz sanatının dili. Yapmaya çalıştığım bir etki alanı. Etki alanını farklı bir boyuta taşımak” dedi.
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Mehmet Kavukcu, yıllardır süregelen iklim ve doğa sorgulamalarının son aşaması olarak gördüğü performans için şunları söyledi:

“Sanatçının zirvedeki rakım ve şiddetli rüzgara karşı sergilediği bu performansta, yine sanatçı bedeniyle birlikte doğanın hammaddesini oluşturduğu boyayla, karla, buzla oluşturulan, doğayla bütünleşen transparan bir yüzeyle mücadele eden ve bunu günümüz yaşam kargaşasına göndermelerle ifade eden bir durum.

Doğanın, sanatçının ve izleyicinin de performansın içinde yer aldığı, boyaların ve kar kütlelerinin savrulduğu, izleyicilerin de sanatçıya, resim yüzeyine ve çevreyle birlikte var olan derin boşluğa karşı performansı. Hazırlamış olduğum şeffaf, transparan yüzeyi, kullanırken aynı zamanda Erzurum’un zirveden görüntüsü ve Palandöken Dağı’nın bu transparan yüzeyden izlenirken adeta bütün şehir ve manzara bu performansın içinde yer aldı. İki boyutlu yüzeyde üç boyutlu derinlik üzerine gerçekleştirmeyi düşündüğüm bir projenin eskizlerinin ön aşamasını performansın başlangıcında, ifadeci bir dille boyama çabasında olduğumu görebiliriz.

Performans ilerledikçe, gittikçe artan ifadeci bir anlatım dili, sanatçı bedeninin, izleyenlerin ve doğa şartlarının da performansa katılmasıyla 360 derecelik bir manzara izleme açısına sahip bir zirvenin, sanatçıyı etki alanına çekmesinin bir sonucu olarak bu performans gerçekleştirildi. Sanatı galeri ve müze gibi kapalı alanların dışında yaşanılan çevre ve iklim koşullarının bizzat performans alanında ve içinde yer alması ile, sanatın, hayatın en önemli anlatım dillerinden biri olduğunu, bunun da yer ve zamanla sınırlandırılamayacağını vurgularım. Sanatçı burada günümüz sanatının bir merkeze bağlı olmadan, merkezden uzak olarak adlandırılan yaşam alanlarında gerçekleştirilmesinin önemini özellikle günümüz sanatı adına çok önemli olduğunu vurgular.

Bu performansı uygularken, zirvedeki sonsuzluk ilgisi-algısı üzerine bir başka bakış açısı ile dikkat çekmekteyim. Hayat da, gerçekleştirdiğim performanstaki gibi bir davranış biçimi sorgulaması ve ya çözümlemesi olduğunu söylemekte. Bedenin çevre ile bütünleşerek sanatın bir parçası olması, sanatın da hayatın bir parçası olması anlamında bir uyarı ve gönderi olarak düşünebiliriz. Bu performansı, şehirlerin kaos ve kalabalığından soyutlayarak, doğa ile bir buluşma anı olarak niteleyebiliriz." 

AHMET AKBUĞA
ERZURUM

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.