POLİTİKA - 28 Eylül 2016 Çarşamba 11:55

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan çarpıcı Rıza Sarraf açıklaması

A
A
A
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan çarpıcı Rıza Sarraf açıklaması

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklu olması ile ilgili, "Yargılanan Rıza Sarraf mı? Yoksa Türkiye mi? Türkiye'nin Cumhurbaşkanı mı?" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Bozdağ, Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklu olması ile ilgili Türkiye'nin davaya müdahil olmasına ilişkin sorulan soru üzerine şunları kaydetti: "Rıza Sarraf hadisesi üzerinde herkesin üzerinde çok düşünmesi gereken bir davadır. Çünkü Rıza Sarraf Türkiye'den ABD'ye gidiyor, yani oraya gitti mi, götürüldü mü? O ayrı bir tartışma konusu, orada gözaltına alınıyor arkasından tutuklanıyor, hakkında bir iddianame var, kefaletle salıverme talebi var, reddi hakim talebi var, bunlara ilişkin de birtakım değerlendirmeler oranın iç hukukuna göre işleyen bir yargı süreci var. Bu süreçlere ilişkin konulara bizzat ben de baktım ve reddi hakim talebi üzerine şu anda bu davanın savcılığını yapan New York Güney Bölge Eyalet Başsavcısı Preet Bharara, ortaya koyduğu iddialar de tamamen hukuk dışı birtakım şeylere istinat ederek oradaki yargılamanın sürmesi devam ediyor ve çok ilginç; 17-25 Aralık'ta FETÖ'nün Türkiye'de yargıyı kullanarak yapmayı başaramadığı yargılamanın ABD'de tekrarından ibaret bir dava gibi duruyor, çok açık ortada. Sanık Rıza Sarraf gibi görünüyor ama Preet Bharara, Cumhurbaşkanımızın adını ve eşi Emine hanımefendinin ismini o iddianamenin içerisine sunduğu ek mütalaaya koyuyor. Orada bakıyorsunuz, yargılanan Rıza Sarraf mı? Yoksa Türkiye mi? Türkiye'nin Cumhurbaşkanı mı? Siz onu okuduğunuzda aklınız karışıyor."

"Rıza Sarraf hadisesine baktığınızda bizim Fethullah Gülen'le ilgili koyduğumuz delillerin milyonda biri yok"
Çok net bir şekilde 17-25 Aralık'ın FETÖ'nün başka dayanışma ile devamı şeklinde yürüyen bir konu olduğuna işaret eden Bakan Bozdağ, "Orada birtakım rapordan bahsediliyor, böyle bir rapor varsa, o raporu koyarsın, altında kimin imzası var, onları yazarsın. Raporu söylüyor, raporu koymuyor, kimin imzası var? İmzalarını açıklamıyor yani her şey afaki. Somut bir delil de ortaya koymuyor, bir yandan Fethullah Gülen'in iadesi için ABD yetkili makamları Türkiye'den somut delil istiyor, biz yeterinden fazla somut delil koyuyoruz hala onun üzerinde düşünüyor, değerlendiriyor ama ama biz Rıza Sarraf hadisesine baktığınızda bizim Fethullah Gülen'le ilgili koyduğumuz delillerin milyonda biri yok orada, sadece savcının yorumları var" diye konuştu.

"Bu bilgiler, belgeler FETÖ mensuplarınca kendilerine götürüldü, verildi"
FETÖ mensubu hakimlerin, savcıların Türkiye'den kendilerine aktardığı bilgilerle hareket ettiklerini söyleyen Bakan Bozdağ, "Bilgileri aktaranı da açıklamıyor. Başsavcının kullandığı o belgeler nereden geldi? 'İnternet ortamında her yerde var' diyor. Türkçe mi biliyorsun sen? Yok Türkçe bilmiyor, nasıl oluyor? Nerede var? Biz niye ulaşamıyoruz çok net bu bilgiler, belgeler FETÖ mensuplarınca kendilerine götürüldü, verildi. İkincisi bu davaya bakan hakim Richard Berman, zannedersem 8-9 Mayıs 2014'te Türkiye'de uluslararası yapılan hukukla ilgili kongrede, FETÖ'nün tezlerini savunmak, Türkiye'de 17-25 Aralık sürecine karşı olanların arkasına uluslararası bir destek koymak maksadıyla yapılan toplantıya geliyor, Türkiye'nin hukukunu eleştiriyor. Yani normalde bir konuyu değil, FETÖ mensuplarının ağzıyla saldırıyor. Bu hakim, Yüksel-Karkın-Küçük bürosu ki şu anda onlar kaçtılar. FETÖ ile irtibatlı olduğu herkesçe bilinen bir yer, bunlar getiriyorlar, bunlar finanse ediyorlar. FETÖ'nün Türkiye'de ağırladığı bir hakim de bunun yargılamasını yapıyor. Şimdi bu mahkemenin hakiminden ve bu savcının yürüttüğü şeyden, FETÖ'nün eline sundukları şeylerle orada bir yargılama yapıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

"Yargı eliyle bir itibar suikasti yapılıyor"
ABD'de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Hükümetini, Cumhurbaşkanını uluslararası hukuk çerçevesinde yargılama imkanı olmadığının altını çizen Bozdağ, "Bir itibar suikastı orada da Türkiye'de yapıldığı gibi maalesef yargı eliyle yapılmaya devam ediyor. Bu meseleyi yakından takip ediyoruz. Sayın Biden'e de bizzat o görüşmede Cumhurbaşkanımız ifade etti. Ben de orada bazı konuları kendilerine aktardım. Türkiye bu davayı elbette Türkiye'nin aleyhine yürüyen ve Türkiye'ye karşı haksız ve hukuksuz bir şekilde yürütülen bu haksız FETÖ'yle irtibatlı yürüdüğünü düşündüğümüz bu sürece elbette biz Türkiye olarak karşı duruşumuzu sürdüreceğiz ve bu davayı takip edeceğiz. Şu anda Türkiye orada sanık olmadığı için Türkiye'ye dönük doğrudan bir şey olmadığı için bir müdahillik yok ancak Sarraf bizim vatandaşımız, o nedenle Türkiye'nin anayasamız gereği her yerde vatandaşların hakkını hukukunu korumak, Türkiye Devleti'nin de bir görevidir" ifadelerini kullandı. 

Goncagül Özcan - İlker Turak - Pelin Üzek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Tenis tarihinde ilk kez Quad Milli Takımı Dünya finallerinde Antalya Megasaray Tenis Akademi’de gerçekleşen 21 ülkeden toplamda 44 takımın katıldığı BNP Paribas Tekerlekli Sandalye Dünya Takımlar Şampiyonası’na wild card ile katılan Quad Milli Takımı Brezilya’yı 2-1 mağlup ederek adını tarihte ilk kez finale yazdırdı. Kaptanlığını Sinem Oğuz’un yaptığı Uğur Altınel, Ahmet Kaplan, Ali Ataman ve Fatih Karataş’tan oluşan Quad Milli Takımı Şampiyona boyunca Amerika’yı 2-1, Avustralya’yı 2-1 ve Büyük Britanya’yı 2-1 yenerek grubunu lider olarak tamamladı. Grubundan lider bitirip diğer grubun ikincisi Brezilya ile yarı final mücadelesine çıkan milliler ilk maçında Uğur Altınel sahne aldı. Uğur’un dünya 13 numarası Leandro Pena’ya 6-1, 6-3 mağlup olmasıyla Türkiye 1-0 geriye düştü. İkinci maçta dünya 11 numarası milli sporcu Ahmet Kaplan, Ymanitu Silva’yı 6-4, 6-0 yenerek seride durumu 1-1’e getirdi. Serinin kazananını belirleyecek çiftler maçında Ali Ataman/Ahmet Kaplan ikilisi Leandro Pena/ Ymanitu Silva çiftini 7-6, 6-0 mağlup ederek Türkiye’yi 2-1 Brezilya karşısında öne geçirdi ve final biteni cebine koydu. Milliler dünya şampiyonluğu için yarın 11.00’de başlayacak karşılaşmalarda Şili ile karşılaşacak. "Şampiyonluk için korta çıkıyoruz" Milli takımın final başarısını değerlendiren Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, “Çocuklarımızın korttaki mücadelesi heyecanımızı gittikçe artırıyor. İlkleri yaşamaya alışmış bir federasyon olarak teniste dünyanın iyi takımları arasına girdiğimizi, bir tenis ülkesi olduğumuzu hep söylüyorduk. Bugün çocuklarımız dünya kupasında dünyanın en iyilerini yenerek finale geldi. Şampiyonluk için korta çıkıyoruz. Çocuklarımız yürekleriyle milli formayı canı gönülden taşımayı ve kortlarda mücadele vermeyi başardılar” dedi. Bu tür organizasyonlara ev sahipliği yapmanın oluşturduğu etkiye dikkat çeken Durmuş, “Çocuklarımız bu turnuvada wild cardla yani puanı yetersiz olduğu halde turnuva ülkesinde olduğu için özel davetle oynayabilme fırsatı buldu. Çocuklarımız dünyanın en iyilerini yenerek namağlup olarak finale geldi. Bu bizim ülkemizde tenise verilen değerin, ilginin arttığının ve hatta çığ gibi büyüdüğünün bir göstergesi” diye konuştu. "İnanılmaz bir duyguydu" Karşılaşmaları değerlendiren milli sporcu Ahmet Kaplan ise, “İnanılmaz bir duyguydu. Teklerde durum 1-1’di karar double’ını oynuyorduk çiftler maçında. Elimizden gelen her şeyi yaptık. İnanılmaz bir savaş vardı. Her şeyimizi verdik. Çok mutluyuz, evimizdeyiz. Yarın final maçımız var kupayı alacağız” dedi. Milli sporcu Ali Ataman ise final karşılaşmasına hazır olduklarını ifade ederek şöyle konuştu: “Şili favori takımdı. Ama bu dakikadan sonra bizim için fark etmez. Herkesi yenecek güçteyiz. Yarın çok büyük bir başarıyla bu işi sonlandıracağız.”
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Öğretmenlerimizi olumsuzluktan korumak ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Evlatlarımıza kattıkları bilgi ve değerler bütünüyle ülkemizin kalkınma mücadelesinde hayati önemde olan öğretmenlerimizi her türlü olumsuzluktan korumak, onlara mesleklerini icra edecekleri rahat ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin kalkınma mücadelesinde hayati önem taşıyan öğretmenleri her türlü olumsuzluktan korumak ve onlara güvenli bir çalışma ortamı sağlamak gerekliliğine vurgu yaparak, "Evlatlarımıza kattıkları bilgi ve değerler bütünüyle ülkemizin kalkınma mücadelesinde hayati önemde olan öğretmenlerimizi her türlü olumsuzluktan korumak, onlara mesleklerini icra edecekleri rahat ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir. Ulvi bir mesleği icra eden, yetiştirdikleri nesillerle geleceğimizi inşa ve ihya eden öğretmenlerimiz başımızın tacıdır. Bu anlayışa kararlılıkla sahip çıkan bir hükümet olarak öğretmenlerimize ve diğer eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddete ilişkin kapsamlı bir düzenlemeyi süratle hayata geçireceğiz. Kanun teklifi olarak Gazi Meclisimize sunacağımız düzenlemeyle, öğretmenlerimize yönelik fiillerde ceza kanunlarında öngörülen cezalar yarı oranında artırılacak. Bu fiilleri işleyenlerin cezasının ertelenmesi engellenecek. Bu fiiller tutuklama sebebi sayılarak tutuksuz yargılamanın önüne geçilecek. Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız da görevleri sebebiyle kendilerine yönelik işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacak. Öğretmenlerimiz müsterih olsun. Böylesine önemli bir mesleği ülkemizin her bölgesinde fedakarca yürüten öğretmenlerimize karşı şiddet olaylarına asla sessiz kalmadık, kalmayacağız. Bu vesileyle, İstanbul’da canice yapılan bir saldırı sonucu hayatını kaybeden İbrahim Oktugan öğretmenimize Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine, öğrencilerine ve tüm eğitim camiamıza başsağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.