DÜNYA - 29 Eylül 2014 Pazartesi 17:59

Arınç: 'Biz bunun yükünü taşıyamaz hale gelebiliriz'

A
A
A
Arınç: 'Biz bunun yükünü taşıyamaz hale gelebiliriz'

Arınç, “Bir taraftan Esad bombalıyor, insanlar Türkiye’ye kaçıyor. Diğer taraftan IŞİD bombalıyor, insanlar yine Türkiye’ye kaçıyor. Dolayısıyla her bombalamadan sonra bu örgütün önünden kaçanlar Türkiye’ye gelecekse, biz bunun maddi manevi yükünü taşıyamaz hale gelebiliriz” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bir taraftan Esad bombalıyor, insanlar Türkiye’ye kaçıyor. Diğer taraftan IŞİD bombalıyor, insanlar yine Türkiye’ye kaçıyor. Dolayısıyla her bombalamadan sonra bu örgütün önünden kaçanlar Türkiye’ye gelecekse, biz bunun maddi manevi yükünü taşıyamaz hale gelebiliriz” dedi.

Türkiye’nin Kabil Büyükelçiliğinde basın mensuplarına değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, IŞİD tehdidinden kaçanlar ve Suriye sınırında yaşanan çatışmalar hakkında bilgi verdi. Arınç, “Bu son yaşadığımız tehlike veya da insanların nefretle andığı ve korkuyla andığı bir örgüt olarak IŞİD’den bahsediyoruz. Oysa maalesef yıllardan bu yana Ortadoğu’da Suriye olsun, Irak olsun, başka ülkeler olsun El Kaide ve El Kaide benzeri başka örgütler de var. Ancak özellikle Irak Şam İslam Devleti ismini alan bu örgütün Irak’ta Musul ve diğer illeri ve yerleşim merkezlerini ele geçirmesi ve vahşiyane bazı cinayetleri işlemesi sebebiyle insanlar korkularından kaçıyorlar ve IŞİD ellerindeki silahlarla çok kolaylıkla Musul olsun Tel Abyad olsun, Kobani üzerine yürümesiyle bazı yerleri elde ediyor ve ilerleyişini sürdürüyor” dedi.

Bunun bir sonuç olduğunu ve sebeplere bakıldığı zaman IŞİD ve benzeri örgütlerin niçin Irak’ta veya niçin Suriye’de yer alabildiğini anlamanın mümkün olduğunu kaydeden Bülent Arınç, “Suriye’de 4 yıldan bu yana Esad rejiminin kanlı bir şekilde kendi halkını maalesef yok etmeye çalıştığını, binlerce insanın hayatını kaybettiğini, yüz binlercesinin de ülkesinden ayrı kalmak durumunda olduğunu biliyoruz. Şehirler bombalanıyor, kimyasal silah kullanılıyor, camiler bombalanıyor, şehir merkezleri bombalanıyor, bazı şehirlerde taş üstünde taş kalmadı. Burada muhalifler, Özgür Suriye Ordusu olsun ve diğerleri maalesef Esad rejiminin bu kanlı eylemlerine karşılık vermekte zorlandılar. Yeterli mevcutları yoktu ve ellerinde silahları yoktu, iyi eğitim almış da değillerdi. Dolayısıyla Batı’nın top yekûn Esad rejimine karşı Suriye’deki muhaliflere hem lojistik destek hem de siyasal destek vermesi gerekirken bu yapılamadı. Yapılamayınca bu rejimle mücadele etmek amacıyla ülkeye dışarıdan gelen bir takım radikal unsurlar inisiyatifi ele geçirdiler. Bugün bu tür örgütlerin Suriye’de ve Irak’ta bulunmasının sebebi otorite boşluğudur, rejimin kendi insanlarına karşı acımasız tavrıdır ve bir çatışma sırasında muhaliflerin zor durumda kalmasıdır. Şüphesiz Irak’ta da gerek Amerika’nın işgalinden sonra, 2003’ten itibaren, gerekse Maliki’nin başbakanlık döneminde ayrıştıran, ayrımcılık kokan ve mezhepçilik saikıyla diğer tüm kesimleri inkar eden bir rejim sonunda kendi içerisinde infiale yol açtı ve kendilerini temsil etme iddiasıyla bir takım aşırı şiddet uygulayan örgütler ortaya çıktı” dedi.

Bu konunun Türkiye’yi çok ilgilendirdiğini ifade eden Arınç, “Norveç’i fazla ilgilendirmiyor, İsveç’i fazla ilgilendirmiyor, belki Amerika bile çok uzakta olduğu için ateşin sıcaklığını çok fazla duymuyor. Ama bin kilometreye yakın Suriye sınırımız var, hemen arkasından da Irak sınırımız başlıyor. Güvenliğimiz için, ticaretimiz için, ülkeler arası ilişkilerimiz bakımından, rejimler noktasında Türkiye birinci derecede bu olan bitenle ilgilenmek durumunda. Unutmayalım 1.5 milyon Suriyeli Türkiye’de sığınmacı. Son gelenlerle beraber 300 bine yakın da Kobani’den gelen Kürtler var. 40 bin civarında da Yezidi dediğimiz farklı inanç gruplarından, Sincar dağlarındaki IŞİD işgali sırasında Türkiye’ye kaçarak canlarını kurtardılar. Dolayısıyla Türkiye 2 milyon civarında sığınmacıya kucağını açtı. Kapımıza dayanan ve can havliyle Türkiye’den medet uman insanlara biz kapımızı kapatamayız. Şimdi Türkiye daha büyük bir göç dalgası olabilir diye endişe ediyor. IŞİD’e karşı mücadele evet doğru ama IŞİD’e karşı mücadelede Esad rejimini nereye koyacaksınız. Bu müdahale Esad rejimini güçlendirecek bir noktaya gelmesin istiyoruz. Dolaysıyla bir taraftan IŞİD’le mücadele edilirken bir taraftan Esad’ın kendi halkına yapmış olduğu zulümlerin de durmasını ve siyasal bir rejim değişliğinin Suriye’de gerçekleşmesini de istiyoruz. Bir taraftan Esad bombalıyor insanlar Türkiye’ye kaçıyor. Diğer taraftan IŞİD bombalıyor insanlar yine Türkiye’ye kaçıyor. Dolayısıyla her bombalamadan sonra bu örgütün önünden kaçanlar Türkiye’ye gelecekse biz bunun maddi manevi yükünü taşıyamaz hale gelebiliriz” diye konuştu.

MUSTAFA DEVECİ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kuşadası’nda patili can dostlar artık hafta sonları da ziyaret edilebilecek Kuşadası Belediyesi tarafından yürütülen yenileme çalışmaları ile can dostlar ve ziyaretçiler için huzurlu bir yaşam alanına dönüştürülen Kuşadası Evcil Hayvan Rehabilitasyon Merkezi, bundan böyle hafta sonlarında da ziyaret edilebilecek. Hayvansever Belediye Başkanı Ömer Günel’in girişimleri ile alt ve üstyapısı bütünüyle yenilenerek tedavileri ve nekahet evreleri süren hayvanların sağlıklı ve huzurlu bir ortamda konuk edilebilmeleri için gerekli tüm düzenlemelerin büyük bir özen ve estetik anlayışı ile yapıldığı Kuşadası Evcil Hayvan Rehabilitasyon Merkezi, hafta sonlarında da ziyarete açıldı. Başta çocuklu aileler olmak üzere hayvansever kent sakinleri tarafından sıklıkla ziyaret edilen merkez, bundan böyle Cumartesi ve Pazar günleri de dahil olmak üzere haftanın 7 günü 11.00-16.00 saatleri arasında kapılarını ziyaretçilerine açmaya başladı. Yürütülen yenileme, çevre düzenleme ve peyzaj çalışmaları ile estetik bir görünüme kavuşturulan merkez, keyifli ve renkli atmosferi ile de hayvan severlerin haftanın 7 günü rehabilite edilen kedi ve köpeklerle dilediğince vakit geçirmesine imkan sağlıyor. Kuşadası Belediyesi’nin resmi internet sitesinden 7/24 canlı olarak izlenebilen merkezin hafta sonlarında da ziyarete açılması hayvansever kent sakinleri tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.
Denizli Denizli’den çıkıp 15 günde Balkanları motosikletle dolaşacaklar Denizli’de yaşayan iki arkadaş, motosikletleriyle balkan ülkeleri turuna çıktı. İki motosiklet tutkunu, 15 günde 7 bin kilometrelik rotayı takip ederek 10 Balkan ülkesini gezecek. Denizli’de yaşayan motosiklet tutkunları Gürcan Ekici ve Yalçın Ekin, 15 günlük Balkan ülkeleri turuna çıktı. Ekici ve Ekin, belirlenen 7 bin kilometrelik gezi parkurunda motosikletleriyle 10 Balkan ülkesini gezecek. İkili gece konaklamalarını da yanlarında götürdükleri çadırda yapacak. Sabah saatlerinde Denizli’den motosikletleriyle hareket eden Ekici ve Ekin, akşam saatlerinde Çanakkale’ye ulaşacak. Geceyi Çanakkale’de çadırda geçirecek olan iki motosiklet tutkunu Balkan turuna yarın başlayacak. Daha öncede ‘Sakin Motorcular’ olarak 10 motosiklet tutkunu ile Yunanistan turu yaptıklarını, yurt içinde de birçok bölgeye motosiklet turu düzenlediklerini anlatan Gürcan Ekici, "Her hafta sonu motorlarımız ile geziler düzenleyip farklı kültürler öğreniyoruz. Ege Bölgesi’nde gitmediğimiz şehir kalmadı. Bölge dışında da geziler yapıyoruz. Gittiğimiz bölgelerde çadırda kalıyoruz. Bugün başladığımız Güney Avrupa turumuzu iki motosikletle 15 gün olarak belirledik. Yaklaşık 7 bin kilometrelik belirlediğimiz güzergâhta Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Karadağ, Slovenya, İtalya, Hırvatistan, Sırbistan ve Bulgaristan’ı ziyaret edeceğiz, tarihi ve turistlik bölgeleri gezeceğiz. Motosikletlerle yapılan turlarda her zaman olduğu gibi kurallara mutlaka uyulması gerekiyor. Çok dikkatli olmamız şart" dedi.
Denizli Motosiklet kazasında hayatını kaybeden iki arkadaştan son bakış Denizli’de seyir halindeki motosikletin sollama yaptığı esnada önüne çıkan otomobile çarpması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybeden iki gençten geriye anıları kaldı. Son yolculuklarına yan yana uğurlanan iki arkadaşın ‘son bakış’ notuyla paylaşılan videosu duygusal anlar yaşattı. Pamukkale ilçesi Zeytinköy Mahallesi Acıpayam Bulvarı’nda meydana gelen kazada; Zekeriya Akhan (21) yönetimindeki 34 VG 8057 motosiklet, bulvar üzerinde ilerlerken aynı yöne seyir halinde olan midibüsü geçmek istedi. Sollama yapan genç sürücünün kullandığı motosiklet, önüne çıkan otomobile arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle motosiklet sürücüsü ve yanında yolcu konumunda bulunan arkadaşı Rahman Çabuk yola savruldu. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalede bulunduğu iki genç, ambulansla Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Durumları ağır olan Zekeriya Akhan ve Rahman Çabuk, hastanede doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılmadı. Gezinti için çıktıkları motosiklet kazasında hayatlarını kaybeden Zekeriya Akhan ve Rahman Çabuk’un cenazeleri, Güzelyurt Mahalle Mezarlığında yan yana kazılan kabirlerde dualarla son yolculuklarına uğurlandı. Çok iyi arkadaş olan Zekeriya Akhan ve Rahman Çabuk’un arkadaşları tarafından sosyal medyada ‘son bakış’ notuyla paylaşılan videosu duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. Kaza yaptıkları motosikletle Çameli ilçesine giderlerken başka bir sürücü tarafından cep telefonu kamerasıyla kayda alınan görüntülerde, iki arkadaşın kendilerini çeken sürücüyü fark ettikleri ve ona doğru bakarak selamlaştıkları anlar yer aldı.
Ordu 70 kişilik otobüsün Ayşegül kaptanı Ordu’da, Büyükşehir Belediyesi özel halk otobüsünde dolmuş şoförlüğü yapan Ayşegül Kurt, bu meslekte ildeki tek kadın olarak görev yapıyor. 8,5 metre uzunluğunda ve 70 kişi kapasiteli otobüsü kullanan Ayşegül Kurt, yolcular ve meslektaşlarından da tam destek alıyor. Geçen yıllarda İstanbul’da memleketi Ordu’da servis şoförlüğü yapan evli ve 3 çocuk annesi Ayşegül Kurt (47), bir arkadaşının tavsiyesi üzerine dolmuş şoförü olmaya karar verdi. Geçen yıllardan da gelen tecrübesi ile direksiyonun başına geçen Kurt, 8,5 metre uzunluğunda ve 70 yolcu kapasitesine sahip Ordu Büyükşehir Belediyesi Özel Halk otobüsü 1. etapta şoför olarak göreve başladı. Yaklaşık 2 haftadır 52 numaralı otobüsü kullanan kadın kaptan, meslektaşları ile yolcuların kendisine destek verdiğini belirtiyor. “Çocukluktan bu yana hevesti” Büyük araç kullanmayı çok sevdiğini, geçmişte de farklı araçlar kullandığını söyleyen Ayşegül Kurt, “Çocukluktan gelen bir heves. 15 gün önce bu mesleğe başladım, ilk defa görenler şaşırıyor ve tebrik ediyorlar. Genel olarak iyi gidiyor, ilk kez bu meslekte Ordu’da kadın görüldüğü için tebrik ediyorlar. Şoför arkadaşlar da gayet yardımcı oluyor, şu an için iyi gidiyor” diye konuştu. “Büyük sorumluluk üstleniyoruz” Trafikte bu araçları kullanmanın zor olduğuna, bir de yolcu sayısı fazla olunca daha çok dikkatli olunması gerektiğine değinen Kurt, “Ayakta, çocuk, yaşlı ve engelli yolcu oluyor, tüm bunları takip ederek araç kullanmak gerekiyor. Ayakta oldukları için ani fren gibi davranışları yapmamak gerekiyor, büyük bir sorumluluk alıyoruz” ifadelerine yer verdi. "Diğer sürücüler trafikte bizi sıkıştırınca zorlanıyoruz" Trafikteki diğer sürücülerin özellikle toplu taşıma araçlarının olduğu noktalarda daha çok dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Kurt, “Ani sollamalar, makas atma gibi davranışlarda özellikle toplu taşıma araçlarından uzak durmalarını rica ediyorum. Biz de kendimizi risk altına alıyoruz, sonuçta can taşıyoruz. Sinyal vermeden önümüze kırıyorlar, bu noktalarda da zorlanıyoruz çünkü ani fren yapamıyoruz” şeklinde konuştu. “Eşimle gurur duyuyorum” Eşine her zaman destek olduğunu ve bundan sonraki süreçte de olmaya devam edeceğini söyleyen Ahmet Kurt, “Her zaman arkasındayım, gurur duyuyorum. İnşallah Allah’ım kazasız ve belasız araç kullanmayı nasip eder. İnsanlarımız da artık çok olumlu sonuçlar veriyorlar” ifadelerine yer verdi. Yolcular ise kadınları bu tür sektörlerde görmekten dolayı mutlu olduklarını dile getirdiler.