DÜNYA - 15 Aralık 2023 Cuma 21:44 | Son Güncelleme : 15 Aralık 2023 Cuma 21:47

Avrupa Komisyonu Başkanı Leyen, Macaristan’ın vetosuna çözüm bulacağını söyledi

A
A
A
Avrupa Komisyonu Başkanı Leyen, Macaristan’ın vetosuna çözüm bulacağını söyledi

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Macaristan’ın “Ukrayna’ya 50 milyar euroluk yardım paketini” veto etmesine değinerek, “Bir sonraki zirvede ne olursa olsun elimizde hazır bir çözüm olacak” dedi. Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ise, zirvede Orta Doğu'daki durumun masaya yatırıldığını belirterek, “AB Konseyi üyeleri arasında duraklama, insani duraklama ve insani ateşkesi içeren farklı görüşler var” ifadelerini kullandı.

Belçika’nın başkenti Brüksel’de dün başlayan ve AB üyesi ülkelerin liderlerinin bir araya geldiği AB Konseyi Zirvesi’nin ardından Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, zirvede alınan kararlara değinen Leyen, “Birden fazla krizle sarsılan dünyada, bu istikrara yapılan bir yatırımdır. Kıtamızın güvenliğine yapılan bir yatırımdır, ma elbette aynı zamanda kıtamızın refahına yapılan bir yatırımdır. Dimdik ayakta duran ve birlik içinde olan demokrasilere yapılan bir yatırımdır” dedi.

“Öncelik Ukrayna”

AB bütçesinde önerilen revizyona değinen Leyen, 2021 yılından 2027 yılına kadar sürecek olan mevcut uzun vadeli bütçenin Avrupa’nın karşı karşıya olduğu mevcut krizlerden önce tasarlandığını belirtti. Önceliğin Ukrayna olduğunu belirten Leyen, daha sonra göç, rekabet gücünün artırılması, doğal afetler ve insani kriz konularının ele alınacağını sözlerine ekledi. Leyen, 26 ülkenin masadaki teklif üzerinde mutabık kaldığını kaydederken, “Bu iyi bir sonuç” sözlerinin ardından zor seçimler yapılması gerektiğini de vurguladı.
Macaristan’ın Ukrayna’ya 50 milyar euroluk yardım paketini veto etmesine de değinen Leyen, komisyonun bir sonraki zirveye kadar olan süreyi değerlendireceğini belirterek, “Bir sonraki zirvede ne olursa olsun elimizde hazır bir çözüm olacak” dedi.

“Genişlemenin barışa, güvenliğe ve refaha yapılan bir yatırım olduğuna inanıyoruz”

AB Konseyi Başkanı Charles Michel ise, bu haftaki zirvenin Ukrayna ve Moldova ile katılım müzakerelerinin başlatılması kararı nedeniyle tarihi bir boyuta sahip olduğunu söyledi. Michel, “Genişlemenin barışa, güvenliğe ve refaha yapılan bir yatırım olduğuna inanıyoruz. Bu Avrupalı vatandaşlarımıza, aday ülkelerin vatandaşlarına ve dünyanın geri kalanına gönderdiğimiz çık güçlü siyasi mesajdır” şeklinde konuştu.

Michel, 27 ülkeden 26’sının önerilen bütçe revizyonunu desteklediğini belirterek, önümüzdeki yıl herkesi bir araya getirmek üzere özel bir zirve düzenleneceğini aktardı. Masadaki teklifin “çok iyi dengelenmiş” olduğunu ifade eden Michel, teklifin Ukrayna’yı destekleme kararlılığını gösterdiğini ve göç ile savunma gibi öncelikleri de dikkate aldığını söyledi. Michel, “Ukrayna’yı mali imkanlarla destekleme sözümüzü yerine getireceğimiz konusunda son derece emin ve iyimserim” ifadelerini kullandı.

“Bazı üyelerimiz Batı Şeria’da Filistinlilere yönelik artan saldırıları kınamamız gerektiğini söyledi”

Zirvede Gazze Şeridi’ndeki durumun da tartışıldığını aktaran Michel, "İsrail’in kendini savunma hakkının uluslararası hukuka uygun olarak yürütülmesi gerektiğini tekrarlıyoruz” diyerek, “Bazı üyelerimiz haklı olarak Batı Şeria’da yerleşimciler tarafından Filistinlilere yönelik artan saldırıları kınamamız gerektiğini söyledi” şeklinde konuştu.
AB Konseyi Başkanı Michel, Gazze Şeridi’nde insani destek ve yardımın garanti altına alınması gerektiğini yineleyerek, “AB Konseyi üyeleri arasında duraklama, insani duraklama ve insani ateşkesi içeren farklı görüşler var. Bazı üyeler duraklama, bazı üyeler insani bir duraklama, bazı üyeler ise insani bir ateşkes yönünde görüş bildiriyor” dedi.

Temel noktanın iki konuyla bağlantılı olduğunu belirten Michel, “İnsani yardım konusunda daha fazla destek ve yardım sunmaya yönelik ortak taahhüt ve yardım için insani erişimin açık olmasını sağlamak. Diğer nokta ise, AB’nin iki devletli bir çözüm için siyasi sürece olan bağlılığını yinelemektir” ifadelerini kullandı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Leyen, Macaristan’ın vetosuna çözüm bulacağını söyledi

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.