DÜNYA - 30 Nisan 2024 Salı 22:50 | Son Güncelleme : 30 Nisan 2024 Salı 22:51

İsrail muhalefet lideri Lapid: "İsrail devleti sorumsuz delilerin rehinesi haline geldi"

A
A
A
İsrail muhalefet lideri Lapid: "İsrail devleti sorumsuz delilerin rehinesi haline geldi"

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve kabinesine yönelik eleştirerek, "İsrail devleti sorumsuz delilerin rehinesi haline geldi” dedi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ederken, İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve kabinesine yönelik eleştirilerinin dozunu artırdı. Lapid, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail devleti sorumsuz delilerin rehinesi haline geldi” dedi.
Lapid, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’i kast ederek, "Bu şekilde devam edemezsiniz. Sabıka kaydı olan bir bakan başbakanlık ofisinde duruyor ve başbakanı kendisine söyleneni yapmazsa sonuçlarına katlanmakla tehdit ediyor. Ben-Gvir, tüm dünyaya ve tüm bölgeye Netanyahu'nun zayıf olduğunu ve kendisi için çalıştığını söylüyor. Hükümetten kovulmaması inanılmaz bir şey” dedi.
Ben-Gvir, Netanyahu’ya Gazze Şeridi’nin Refah kentine planlanan askeri harekatı geciktirecek muhtemel esir takası anlaşmasına karşı olduğunu ve bu konuda kendisini uyardığını ifade etmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta Müzeler Haftası çeşitli etkinliklerle kutlandı Muş Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Müzeler Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlendi. Muş Müzesinde düzenlenen program tarihi ve kültürel mirasın korunması ve bu mirasın gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurgulamak amacıyla gerçekleştirildi. Öğrenciler ve vatandaşlar, rehberler eşliğinde müzeyi gezerek sergilenen eserler hakkında bilgi aldı. Programa katılan Vali Yardımcısı Cahit Abukan Şehit Yücel Kurtoğlu Güzel Sanatlar Lisesi Öğrencileri tarafından düzenlenen fotoğraf sergisinin açılışını yaptı. Vali Yardımcısı Abukan, Türkiye’de 18-24 Mayıs müzeler haftası olarak kutlandığını söyleyerek, “İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bu gün de çocuklarımızla birlikte müzeyi geziyoruz. Biliyorsunuz Muş tarihi bakımında da kapalı değil bir açık hava müzesi gibi. İnşallah gençlerimiz burada sergilenin görür” dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Şengül ise, “Anadolu’muz dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış ve eski medeniyet kalıntılarını Kültür ve Turizm Bakanlığımızın himayesinde çeşitli kazılarla gün yüzüne çıkartılarak Müzelerimizde sergilenmektedir. Muş açık hava Müzesi konumunda bulunmakla birlikte, Malazgirt İlçemizde 1071 Malazgirt savaşının geçtiği alanın sondaj ve kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığımızın projesi kapsamında her yıl yaz aylarında devam ediyor. Kazılardan çıkacak olan eserlerimizi ’de Bakanlığımızın talimatları doğrultusunda Muş Arkeoloji Müzesi ve 1071 den 2071’e temalı zaman tünelinde Türk tarihine yolculuk Malazgirt etnografik ve panoramik Müzelerimizde sergilemeye başlayacağız” ifadelerini kullandı.
Kayseri Çerkes Soykırımı’nda hayatını kaybedenler için yürüdüler Kayseri Kafkas Derneği tarafından düzenlenen anma programında onlarca vatandaş, Çerkes Soykırımı’nda hayatını kaybeden Çerkesler için yürüdü. Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, “Çerkes Soykırımı politik ve siyasi kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır” dedi. Kocasinan ilçesine bağlı Mustafa Kemal Paşa Bulvarı üzerinde düzenlenen yürüyüşe; Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, dernek üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yürüyüş öncesi bir konuşma yapan Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek, “Çarlık Rusyası’nın 18. yüzyılda başlayan istilasına karşı uzun süren direnen Çerkesler, 100 yıldan uzun bir süre özgürlükleri ve vatanları için savaşıp Rus işgaline karşı direndiler. Ancak acıyla, zulümle, baskıyla, savaşmakla geçen onlarca yıldan sonra sadece savaşı değil, yerlerini ve yurtlarını da kaybettiler. 21 Mayıs 1864 günü, Çarlık Rusya’sının savaşın bittiğini ilan edip Kafkasya’nın boşaltılmasını kutladığı gündür. 21 Mayıs 1864, yüreğinde tarih boyunca bu savaşın acılarını hissedecek olan biz Çerkesler için Soykırımın ve Sürgünün sembol tarihidir. 21 Mayıs, Çerkes halkının yaşama direncinin ifadesidir. Direniştir, başkaldırıdır, diriliştir. 21 Mayıs, halkımızın belleğine kazınan tüm bu acıları, savaşları insanlık dışı uygulamaları dünyaya haykırmak istediğimiz gündür. 21 Mayıs, birbirinden koparılmış halkın farklı coğrafyalara dağıtılsa bile, birlikte yaşama irade ve arzusunu haykırdıkları gündür. 21 Mayıs halkımızın dünyanın dört bir yanına sürgün edilmesinin, Kafkasya’nın Çerkessiz bırakılmasının, tarihin gördüğü en büyük sürgün ve soykırımlardan birinin yıl dönümüdür. 21 Mayıs, Çarlık Rusyasının politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda Kafkasya’yı işgal etmesiyle başlayan ve 101 yıl devam eden Rus işgaline karşı direniş, varoluş ve adalet arayışımızın tarihidir. 21 Mayıs 1864’ün üzerinden tam 160 yıl geçmesine rağmen biz Çerkeslerin çektiği acılara her gün bir yenisi eklenmektedir” diye konuştu. "Çerkes Soykırımı’nı tüm dünya ülkeleri tanımalıdır” Çerkes Soykırımının, siyasi ve politik kaygılar düşünülmeden tüm dünya ülkeleri tarafından tanınması gerektiğini aktaran Özyürek, “160 yıl boyunca sürdürülen sistemli politikalar sonucu azınlık durumuna düşen Çerkesler, kendi topraklarında dahi eşsiz dillerini ve kültürlerini kaybetme tehdidi ile karşı karşıyadır. Özellikle son 20 yılda Rusya’da merkeziyetçi eğilimlerin güçlendiği görülmektedir. Bu doğrultuda anadil eğitimi ve kullanımı giderek azaltılmakta, Çerkesçe resmi dil olmasına rağmen seçmeli ders olarak okutulmakta ve eğitim kurumlarından dışlanmakta, Kafkasya’da bulunan cumhuriyetlerimizin yönetsel hakları azaltılmakta, sözde güvenlik gerekçeleri ile soydaşlarımıza baskılar uygulanmakta ve demokratik hakları kısıtlanmaktadır. Soykırım ve sürgün sonrası uygulanan inkar ve asimilasyon politikaları da Çerkeslerin, Çerkes kimliği ile var olabilmelerinin önündeki en büyük engeldir. Dönemin Çarlık Rusyası’nın devamı olan Rusya Federasyonu, sistemli bir şekilde yapılan bu soykırım ve sürgünü resmen tanımalı ve tarih yaşanan haksızlıkların telafisi için gerekli adımları bir an önce atmalıdır. Anavatanlarından zorla koparılan Çerkeslerin çifte vatandaşlık ve geri dönüş haklarının önündeki engeller kaldırılarak gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Çerkesler günümüzde, anavatanlarında anadillerini seçmeli ders olarak okumak mecburiyetinde bırakılmışlardır. Rusya Federasyonu tarafından kasıtlı olarak yapılan bu kültür kıyımına bir an önce son verilmelidir. Dünyanın dört bir tarafında yaşamak zorunda bırakılan Çerkesler sadece Rusya Federasyonu’ndan değil, yaşadıkları ve vatandaşı oldukları ülkelerden de doğal ve demokratik haklarını talep etmektedirler. Bu anlamda başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünya ülkelerine sesleniyoruz. Çerkes Soykırımı ve sürgünü politik, siyasi kaygılar gözetmeksizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınmalıdır” ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından onlarca vatandaş sloganlar eşliğinde yürüdü.