EKONOMİ - 29 Ocak 2021 Cuma 14:43

Bakan Pekcan: 'Türkiye, pozitif büyüme sağlayacağı öngörülen az sayıda ülke arasındadır'

A
A
A
Bakan Pekcan: 'Türkiye, pozitif büyüme sağlayacağı öngörülen az sayıda ülke arasındadır'

Türkiye-Arnavutluk Ticaret ve Sanayi Odası forumu 1. Ekonomi Konferansı’na katılan Bakan Pekcan, "Türkiye, pozitif büyüme sağladığı öngörülen az sayıda ülke arasındadır" dedi.

Pandemi döneminde IMF’nin ortaya koyduğu dünya ekonomisindeki güncel veriler üzerinden değerlendirmeler yapan Pekcan, salgının ekonomik etkileri ile mücadele anlamında Türkiye’nin Arnavutluk ile her türlü işbirliğine açık olduğunu belirterek, "Her iki ülke için de turizm sektörünün önemli sektörler arasında yer aldığını biliyoruz ve maalesef turizm sektörü pandemiden en çok etkilenen sektörler arasında. Bu çerçevede, salgının ekonomik etkileri ile mücadele anlamında Arnavutluk ile her türlü işbirliğine açık olduğumuzun altını çizmek isterim. Türkiye ekonomisi, 2020 yılı ortalarından itibaren; özellikle de son çeyrekte; önemli normalleşme emareleri sergilemiştir. Son çeyrekte, 51,2 milyar dolarlık ihracatla bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz olduğumuz en yüksek çeyrek dönem rakamına ulaştık. Söz konusu ihracat bir önceki çeyreğe göre yüzde 18,4, 2019 yılının son çeyreğine göre ise yüzde 6,7 artışa karşılık gelmektedir. Böylelikle 2021 Ocak ayı itibarıyla kapasite kullanım oranı 75,6 seviyesine yükselmiştir. Doğrudan yatırımlar kaleminde, 2020 yılı Ocak-Kasım döneminde pandemiye rağmen 6,1 milyar dolar giriş olması oldukça önemlidir. Keza, İmalat Sektörü (PMI) Endeksi’nin, Aralık ayında yeniden yükselerek 50 seviyesinin üzerinde gerçekleşmiş olması ayrıca kayda değerdir. Bu tür ekonomik göstergeler, bir taraftan gelecekten beklentilerimizi güçlendirirken, bir taraftan da Türkiye ekonomisinin ne kadar dinamik olduğunu; ne kadar sağlam temeller üzerinde gittiğini de en güzel biçimde ortaya koymaktadır. IMF’nin 2020 yılına ilişkin son güncellemelerine göre, Dünya ekonomisinde yüzde eksi 3,5’lik ciddi bir küçülme yaşandığı, En önemli ihracat pazarlarımız olan Euro bölgesinde yüzde eski 7,2, Almanya’da yüzde eksi 9, İngiltere’de yüzde eksi 10, ABD’de yüzde eksi 3,4 gibi küçülmelerin yaşandığı bir dönemde Türkiye, pozitif büyüme sağladığı öngörülen az sayıda ülke arasındadır. Türkiye bu dinamizmini; her zaman komşu ve çevre ülkelerle olan ticaret ve yatırım ilişkilerine yansıtma arzusundadır. Bu anlamda, yeni işbirliği adımlarına ve bölgesel ekonomik entegrasyonlara açığız" ifadelerini kullandı.

"Ülkemiz ile Arnavutluk arasında ticaret hacmi yıllar içerisinde giderek artarak Yarım Milyar Dolar seviyesine gelmiştir"

Türkiye ile Arnavutluk’un ikili ticari ve yatırım ilişkilerinin derinleşmesini oldukça değerli bulduğunun altını çizen Bakan Pekcan, "Şüphesiz Arnavutluk da, bölgemiz içerisinde hızlı gelişim perspektifi olan, bu anlamda önemli bir performans sergileyen, ticaret ve yatırımlar bağlamında büyük potansiyeller arz eden bir ülkedir. Bu çerçevede, Türkiye olarak Arnavutluk ile ikili ticari ve yatırım ilişkilerimizin derinleştirilmesini oldukça değerli görüyoruz. Ülkemiz ile Arnavutluk arasında ticaret hacmi yıllar içerisinde giderek artarak Yarım Milyar Dolar seviyesine gelmiştir. 2008 yılından bu yana yürürlükte olan Serbest Ticaret Anlaşmamız ticari ilişkilerimizin gelişmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu arada, hafta içinde; Serbest Ticaret Anlaşmamızın menşe kurallarının revizyonuna ilişkin Protokol, TBMM Dış İlişkiler Komisyonunda kabul edilmiş olup; kısa süre sonra onay süreci tamamlanacak ve yürürlüğe girecektir. Bu da ticari ilişkilerimiz açısından yeni ve önemli bir gelişmedir. Yenilenen Menşe Protokolü sayesinde firmalarımız Avrupa-Akdeniz ağında, girdi tedarik etme ve işleme bakımından yeni imkânlara kavuşmuş olacaktır. Gelecek dönemde, Serbest Ticaret Anlaşmamızın olumlu katkıları ile ticaretimizin dengeli, sürdürülebilir ve ortak fayda temelinde gelişmesini, bu çerçevede en kısa sürede 1 milyar dolarlık ticaret hacmini aşmasını arzu ediyoruz" şeklinde konuştu.

"İki ülke hükümetleri olarak güçlü bir iradeye sahip olduğumuzu da vurgulamak isterim"

İki ülke arasındaki ticari faaliyetlerin arttığını ve Türk firmalarının Arnavutluk’ta gerçekleştirmiş oldukları yatırımların piyasa değerinin 1 milyar dolara yaklaştığını belirten Bakan Pekcan, "Uluslararası firmaların, üretimlerini, uzak coğrafyalardan ziyade, kendilerine ve tüketiciye daha yakın coğrafyalarda yapma yönündeki ilgisinin arttığı görülmektedir. Bu da Türkiye ve Arnavutluk gibi; belli coğrafi avantajları olan ülkeler için yeni yatırım fırsatlarının oluşabileceği anlamına gelmektedir. Umuyorum her iki ülke de bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilecektir. Türkiye olarak; firmalarımızın Arnavutluk’ta yapacağı yatırımların pek çok açıdan getirisi yüksek yatırımlar olabileceğini biliyoruz. Ülkemiz verilerine göre halihazırda Türk firmalarının Arnavutluk’ta gerçekleştirmiş oldukları yatırımların piyasa değeri bir milyar dolara yaklaşmıştır. Gerçekleştirilen yatırımlardan dolayı; bu yatırımların Arnavutluk’ta oluşturulan istihdam ve ihracata katkısından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu sayının daha da artması için önemli imkânlar ve fırsatlar mevcuttur. Bugünkü etkinliğimizin temel amacı da esasen bu fırsatları hep birlikte değerlendirebilmektir. Yine bu bağlamda; altyapı yatırımlarına ayrı bir parantez açmak gerekirse; Türk müteahhitlik firmaları bugüne kadar Arnavutluk’ta yaklaşık 1,8 milyar dolar değerinde 31 proje tamamlamıştır. Arnavutluk’un gelişen ekonomi ve altyapı sürecine paralel olarak; müteahhitlik projelerinin de artmasını arzu ediyoruz. Özellikle Arnavutluk’un öncelikli olarak gördüğü Divjaka turizm bölgesinin geliştirilmesi, Durres Limanının yenilenmesi, Muria-Milot ve Milot-Fier otoyollarının inşası, ve diğer karayolu, sağlık hizmetleri ve toplu konut projelerini birlikte gerçekleştirmeye hazırız. Konuşmamın başında turizmin her iki ülke için önemine değinmiştim. Arnavutluk’un, turizm alanında iş ve yatırım fırsatları sunduğunun farkındayız. Turizmin pek çok farklı kolunda ortak girişimler, ortak yatırımlar söz konusu olabilecektir. Öte yandan Trans Anatolia Projesi; Arnavutluk’u Şahdeniz sahalarından Balkan ülkelerine ve İtalya’ya bağlayan bir enerji koridoru haline getirmiştir. Gerek bu enerji hattı, gerekse enerjinin dağıtımı anlamında öngörülen her türlü alt ve üst yapı projelerinde de Türk müteahhitlerinin etkin katkı sunabileceğini değerlendiriyoruz. Keza, hidroelektrik ve yenilenebilir enerji yatırımlarında birlikte çalışılması mümkündür. Tüm bu konuları birlikte ele aldığımızda, Sanayide, turizmde, tarımsal teknolojilerde ve altyapı yatırımlarında önemli iş imkanları olduğu açıktır. Bu iş imkanlarının en iyi şekilde değerlendirilmesi için iş insanlarımız arasında gerçekleşecek her türlü girişimi destekleyeceğimizin bilinmesini isterim. Ayrıca, iş insanlarımızın karşılaşabileceği herhangi bir sorunu hızla çözüme kavuşturma; ticaret ve yatırımların önünü açmak için gerekli tüm katkıyı sağlama noktasında, iki ülke hükümetleri olarak güçlü bir iradeye sahip olduğumuzu da vurgulamak isterim. TOBB ile muadili Arnavutluk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği arasında geçen yıl kurulan Forum’un ilişkilerimize önemli bir ivme kazandıracağına inanıyorum. Keza, Türkiye-Arnavutluk İş Konseyimize de bu anlamda önemli sorumluluk düşmektedir. Özel sektörlerimiz arasında daha fazla etkileşim sağlayarak somut sonuçlara ulaşacağımıza dair inancım tamdır" diye konuştu.

Engin Yağcı-Bayram Türüdü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak ZBEÜ Öğretim Görevlisi Dr. Gültekin Topaloğlu’na “En İyi Doktora Tezi” ödülü ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla Borsa İstanbul’da düzenlenen ödül töreninde Öğr. Gör. Dr. Gültekin Topaloğlu “En İyi Doktora Tezi” ödülünü aldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Gökçebey Mithat Çanakçı Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve öğretim görevlisi Dr. Gültekin Topaloğlu ZBEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Bayramoğlu’nun danışmanlığında hazırladığı “Borsa İstanbul Şirketleri İçin Bir Kredi Derecelendirme Modeli Geliştirilmesi” başlıklı doktora teziyle İktisadi Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen 18. Tez Ödülü etkinliğinde “En İyi Doktora Tezi” ödülüne layık görülerek düzenlenen törenle ödülünü aldı. Düzenlenen ödül töreninde konuşan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, sosyal bilimler alanında uygulamaya yönelik somut çıktıları olan bir doktora tezinin, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından iş ve akademi dünyasına armağan edilmiş olmasından ötürü büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin sosyal bilimler, mühendislik, fen bilimleri ve diğer bilim alanlarında elde ettiği başarıların bir tesadüf olmadığını belirten Rektör Özölçer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koymuş olduğu Türkiye Yüzyılı Vizyonu çerçevesinde yapılan planlamaların bu başarıların temeli olduğunu belirtti. Sözlerini, Türkiye Yüzyılı Vizyonu çerçevesinde Türkiye’nin uluslararası finans çevreleriyle etkileşiminde ve borçlanma maliyetlerinde önemli bir rol oynayan kredi derecelendirme konusu ile ilgili Türkiye’ye özgü bir derecelendirme modelinin bu tez vasıtasıyla üretilmiş olmasından duyduğu memnuniyeti belirterek sürdüren Özölçer, Dr. Gültekin Topaloğlu’nu ve tez danışmanı olan Prof. Dr. Mehmet Fatih Bayramoğlu’nu tebrik ederek kıymetli çalışmaları ve çabalarından ötürü kendilerine teşekkürlerini iletti. Ödülün sahibi Öğr. Gör. Dr. Gültekin Toplaoğlu ise almış olduğu ödülden ötürü mutlu olduğunu ifade ederek “Ödül töreninde Rektörümüzün yanımızda olması, sadece benim için değil, üniversitemiz bünyesindeki tüm akademisyenlerimiz için çok anlamlıdır. Çalıştığımızda, gayret ettiğimizde ve başardığımızda takdir edileceğine ilişkin somut bir gösterge ve motivasyon kaynağıdır. Bu nedenle Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’e teşriflerinden ötürü çok teşekkür ediyorum.” ifadelerinde bulundu. Dr. Topaloğlu, ödül kapsamında verilen maddi desteği ise ZBEÜ Vakfı’na öğrenci bursu olarak kullanılmak üzere bağışladığını ifade etti.
İzmir Şarj aletinden çıkan yangın evi küle çevirdi İzmir’in Bayraklı ilçesinde prizde unutulan şarj aletinden çıktığı öne sürülen yangında, bir ev küle döndü. Yangın anını kameraya alan çevre sakinlerinin yaşadığı panik anları da görüntülere yansıdı. Yangın saat 03.30 sıralarında, Alpagut Mahallesi 1615 Sokak’ta bulunan iki katlı bir evde meydana geldi. Evinde çıkan yangını fark eden ev sahibi evden hızlıca çıkarken yardım istedi. Komşusunun çığlıklarıyla uyanan mahalle sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirirken, itfaiye ekipleri gelene kadar yangının yandaki evlere sıçramaması için kendi imkanlarıyla müdahalede bulundu. İhbar üzerine sokağa gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken kısa sürede büyüyen yangın tüm binayı sardı. Yapılan etkili müdahaleyle yangın kontrol altına alınırken, alevlere teslim olan ev kullanılamaz hale geldi. Yangında ölen ya da yaralananın olmadığı öğrenildi. Korku dolu anlar kamerada Öte yandan yangının meydana geldiği sokaktaki bir çevre sakini, evin alevlere teslim olduğu anları cep telefonu kamerasıyla görüntüledi. Görüntülerde alevlerin çevredeki evlere sıçramaması için dua eden kadının yaşadığı panik anları yer aldı. Şarj aletinden çıktığı iddiası Öte yandan evde çıkan yangının prizde unutulan şarj aletinden çıktığı öne sürüldü. Yangının kesin çıkış nedenini belirlemek için çalışma başlatıldı.
Ankara Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Resmi Gazete’de Tasarruf Tedbirleri ile İlgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdopan’ın imzası ile yayımlanan Tasarruf Tedbirleri ile İlgili Genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve ekonomik kullanımına ilişkin yeni tedbirler alındı. Genelge ile kamu idareleri ve bu idarelere bağlı ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları ile il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile kurdukları birlik, müessese ve işletmelerde tasarruf tedbirleri uygulanacak. Doğal afetlerde, salgın hastalıklarda ve orman yangınlarında acil olarak yapılması gereken mücadele ve müdahaleler, iç ve dış güvenlik ile istihbarat hizmetlerinin gerektirdiği zorunlu olan harcamalar ise genelge kapsamı dışında tutulacak. Kamu hizmetleri ve yatırım projeleri, bütçe sınırları içinde kalınarak yürütülecek. Yılı ve takip eden yılların bütçelerine ilave yük oluşturacak faaliyet genişlemesine ve iş artışına gidilmesine izin verilmeyecek. Kamu kurum ve kuruluşları kendi kuruluş mevzuatında belirtilen faaliyet alanları ile doğrudan ilgili olmayan herhangi bir harcama ve taahhütte bulunamayacak, ihale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgisi olmayan unsurları dahil edemeyecek. Kamu kurum ve kuruluşları yapacakları alımlarda ihtiyaçların daha düşük maliyetle temini amacıyla ortak alım gerçekleştirecek. İdarelerin, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından karşılanabilecek mal hizmetlerinin DMO aracılığıyla temin edilmesi sağlanacak. 3 yıl boyunca yeni hizmet binası alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak Kamu kurum ve kuruluşları tarafından 3 yıl boyunca yurt içinde ve yurt dışında hiçbir şekilde yeni hizmet binası alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak veya bu amaçla arazi satın alınmayacak ve kamulaştırılmayacak. Ancak deprem riski nedeniyle yıkım kararı verilmesi halinde o hizmet için tahsis edilebilecek hazineye ait taşınmazın bulunmadığının belgelenmesi halinde yeni inşaat yapılabilecek. Hizmet binaları standartlar esas alınarak ihtiyaç analizleri ve tasarruf anlayışı çerçevesinde gözden geçirilecek. İhtiyaç fazlası bina ve bölümler ihtiyacı olan kurumlara tahsis edilecek. Hizmet binaları kiralamaları belli bir takvim içerisinde sonlandırılacak. Yeni lojman ve her ne adla olursa olsun memur evi, kamp, kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis ve bunlarla ilgili arsa veya arazi satın alınamayacak, kamulaştırılamayacak ve yeni kiralama yapılamayacak. Savunma ve güvenlik hizmetlerinde kullanılanlar hariç mevcut lojman ve sosyal tesisler ise ekonomiye kazandırılacak. Lojman kiraları ve sosyal tesis ücretleri ise rayiç bedeller dikkate alınarak yeniden belirlenecek. Kamu kurum ve kuruluşları 3 yıl boyunca yeni taşıt edinemeyecek Genelge ile birlikte kamu kurum ve kuruluşları 3 yıl boyunca zorunlu hallerde savunma ve güvenlik hizmetleri için ihtiyaç duyulan taşıtlar ile ambulans ve itfaiye araçları hariç her ne şekilde olursa olsun yeni taşıt edinemeyecek. Mevcut taşıtlar ile ihtiyaç analizleri ve tasarruf anlayışı çerçevesinde gözden geçirilecek. Ekonomik ömrünü tamamlamış araçlar tasfiye edilecekken ihtiyaç fazlası araçlar ise tasfiye edilmek ya da ihtiyacı olan kurumlara devredilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığına bildirilecek. Kamu taşıtlarının yerli ve elektrikliye dönüştürülmesi amacıyla kullanımdaki araçların tasfiye edilmesi kaydıyla kamu alım garantisi kapsamında elektrikli taşıt alımı yapılabilecek. Kamuda hizmet alımı ile kullanılan taşıtlar sözleşme süresi sonunda izin alınmadan yeniden kiralanamayacak. İlgili mevzuatta belirtilen makam ve hizmetler hariç hibe dahil olmak üzere yabancı menşeli araç kullanılamayacak. Bakanlıklarda hizmet taşıtlarının en fazla 3 adedi bakanlar tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde makam hizmetlerinde kullanılabilecek. Kamuda şoför ihtiyacı ise kadrolu şoför veya hizmet alımı yerine öncelikli olarak kamu görevlilerinin görevlendirilmesi ile karşılanacak. Kamuda kullanılan binek ve station wagon cinsi taşıtlarda bin 600 cc ve altındaki motor hacimli araçlar tercih edilecek. Ayrıca hizmet alımı ise edinilecek araçlarda model yılı yeni araçlar yerine ekonomik olması durumda binek ve station wagon araçlarda 10 diğer araçlarda ise 15 yaşını doldurmamış taşıtlar tercih edilecek. Taşıtların masraf ve giderleri kaydedilecek ve kamuda taşıt edinimi, kullanımı ve tasfiyesi Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından geliştirilen Kamu Filo Yönetim Sistemine kaydedilecek. Kamuda cep telefonu tahsisine sınırlama getirilecek. Cep telefonu tahsis edilen makamlar bakanlıklarda ve idarelerde Cumhurbaşkanlığına, belediyelerde ise Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığına bildirilecek. Kamuda elektronik tebligat yaygınlaştırılacak ve kurum arşivleri elektronik ortama taşınarak fiziki arşiv tutulmayacak. Kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet içi eğitim, konferans, seminer ve çalıştay gibi organizasyonlar uzaktan erişim yoluyla gerçekleştirilecek. Bu faaliyetlerin yüz yüze gerçekleştirilmesi gerektiği durumlarda ise kamu tesisler kullanılacak. Kamuda idareyi ve faaliyetleri tanıtmaya yönelik rapor, kitap, dergi ve bülten benzeri yayınlar basılmayacak. Kamu kurum kuruluşları hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapmayacak ve görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olamayacak. Kamu kurum ve kuruluşlarında zorunlu haller dışında 3 yıl süreyle büro malzemesi, makine ve teçhizat, bilgisayar donanımı benzeri demirbaş alımı yapılmayacak. Fiziki olarak birbirine yakın makam ve birimler fotokopi, faks ve benzeri büro malzemelerini ortaklaşa kullanacak. Uluslararası toplantılar ve milli bayramlar harici konferans, seminer, yıl dönümü ve benzeri etkinlikler düzenlenmeyecek, hediye verilmeyecek. Kamu kurum ve kuruluşlarınca ajanda, takvim, plaket, hatıra ve hediye benzeri alım, basım ve dağıtımı yapılamayacak. Zorunlu tanıtım giderleri harici basın ve yayın organlarına ilan ve reklam verilemeyecek. Mevcut personelin verimli çalışması için önlemler alınacak ve atıl personel oluşmasına izin verilmeyecek. Kamuda emeklilik, istifa ve ölüm gibi durumlarda yeni kadro talebinde bulunulabilecek. Kamu personelleri zorunlu haller dışında fazla çalışma ücreti ve nöbet ücreti alacak şekilde çalıştırılmayacak. Kamu personellerinin yıl içerisinde hak kazandıkları yıllık ücretli izin süreleri ilgili yıl içerisinde kullandırılacak. Ayrıca personelin önceki yıllarda hak kazanıp kullanmadıkları yıllık ücretli izin süreleri aksamaya sebep olmayacak şekilde azami 3 sene içerisinde kullandırılacak. Kamu kurum kuruluşlarında enerji tasarrufu amacıyla genel aydınlatmada LED dönüşümü uygulanacak ve yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılacak. Su israfını önleme amacıyla ise yeşil alanların sulanmasına mümkün olduğunda şebeke suyu kullanılmayacak. Savunma ve güvenlik hizmetleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında toplu taşıma olan yerlerde personel servisi hizmeti sonlandırılacak. Hizmet alımı suretiyle sağlanan personel servisi hizmeti sözleşme süresi bitimine kadar devam edebilecek. Genelge hükümleri bakanlıklarda bakan veya bu konuda görevlendirilen bakan yardımcısı, kurumlarda üst yöneticiler, il özel idarelerinde ve illerde valiler, belediyelerde ise belediye başkanları tarafından denetlenecek. Bu yöneticiler genelgenin uygulanmasından öncelikle sorumlu olacak. Bu genelgede belirtilen hükümlere karşı çıkabilecek zorunlu ihtiyaçların karşılanabilmesi veya izin gerektiren durumlar için bakanlıklar Cumhurbaşkanlığından, il özel idareleri İçişleri Bakanlığından, belediyeler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından izin alacak. Bugünden itibaren kamuda sözleşmesi imzalanmamış tüm mal ve hizmet alımları ile yapım işleri ihaleleri gözden geçirilecek ve genelgeye uygun olmayanlar iptal edilecek.