GÜNDEM - 03 Aralık 2016 Cumartesi 08:34

BM Raportü Melzer: 15 Temmuz derin travma oluşturdu

A
A
A
BM Raportü Melzer: 15 Temmuz derin travma oluşturdu

BM İşkence ve Diğer Zalimane İnsanlık Dışı ve Aşağılayıcı Özel Raportörü Nils Melzer'in 27 Kasım-2 Aralık 2016 tarihleri arasında yaptığı Türkiye ziyaretine ilişkin raporu yayınlandı.

Melzer raporundan, Hükümetin daveti üzerine 27 Kasım - 2 Aralık 2016 tarihleri arasında İşkence ve diğer kötü muameleye ilişkin mevcut durumu ve zorlukları araştırmak üzerine Türkiye’yi ziyaret ettiğini belirtti. Melzer raporunda "Ziyaret esnasında ekibiniz ve bana göstermiş olduğunuz kusursuz işbirliği ve anlamlı resmi toplantıları kolaylaştırma e organize etme konusunda Dışişleri Bakanlığının temsilcilerinin çabalarından dolayı Türk yetkililerine teşekkür etmek istiyorum." dedi.

Melzer, Ankara’daki Dışişleri, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının üst düzey görevlileriyle görüştüğünü,Yargıtay yargıçlarıyla, Ankara ve Diyarbakır Savcılarıyla ve İstanbul Adli Tıp Kurumu üyeleriyle görüşmeler yaptığını Silivri başta olmak üzere bazı cezaevi ve karakolları ziyaret ettiğini belirtti . Melzer "Ziyaretimiz sırasında ben ve ekibim özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin tutulduğu tüm yerlere sınırsız erişim hakkından yararlandık, yetkim dahilinde özel olarak mahkumlarla özel olarak görüşebildim. Bunun için T.C hükümetine minnettarlığımı tekrar dile getiriyorum"ifadesini kullandı.

Sıfır tolerans bağlılar
Melzer raporunda şunları dedi: "Türkiye’nin kurumları ve mevzuatı prensip olarak işkenceye ve kötü muameleye karşı yeterli tedbirler sağlamaktadır. Hükümetin kararlılığı sayesinde 1990’lı yıllardan beri işkence karşıtı mücadelede önemli gelişmeler kaydedilmiştir.Bireylerin insan hakları ihlallerine, işkence ve kötü muameleye ilişki iddialar için doğrudan dilekçe sunabilmelerine imkan sağlayan Anayasa Mahkemesi düzeyinde adli tedbirler mevcuttur.Yetkililerle görüşmeler sırasında devletin adli, yasama ve yürütme erklerindeki tüm görevliler Türkiye’de işkenceye ilişkin sıfır tolerans ilkesine olan bağlılıklarını vurguladılar.”
Melzer,darbe girişiminin sonrasındaki haftalarda özellikle polis jandarma ve askeri güçler tarafından ve daha sonra polis, jandarma ve gayrıresmi tutuklama noktalarında kötü muamele ve işkence olayları olduğunu iddia ederken "Keyfiyetle dolu bu ilk aşamadan sonra kötü muamelenin bittiği görülmektedir. Ben ve ekibim darbe girişimiyle ilgili gerekçelerle tutuklanan bu mahkumlara ilişkin kötü muameleye ilişkin Sözlü tehditler dışında hiçbir delil toplamamış ve iddiayla karşılaşılmamıştır" ifadelerini kullandı.

15 Temmuz derin travma oluşturdu
Melzer"Yetkililerle yapılan görüşmelerde, 15 Temmuz 2016 olaylarının Türk yetkilileri, vatandaşları ve memurlara yarattığı derin travmaya şahit oldum, görevlileri olayların şokunun hükümetin Türkiye kurumlarının bütünlüğü ve güvenliğini muhafaza etme kararlılığını harekete geçirdiğini belirtmişlerdir. Bu durum kapsamlı acil mevzuatların kabul edilmesine yol açmıştır. Özellikle ilgilendiğim hususlar gözaltı süresinin adli denetim olmaksızın 30 güne çıkaran, avukata erişim olmaksızın gözaltı süresinin 5 güne çıkaran 667 ve 668 sayılı KHK’lardır" dedi.

Delil bulamadık
Melzer raporunda "Ekibim ve ben hali hazırda devam eden işkence veya kötü muameleye ilişkin hiçbir delile ulaşmamış olmakla birlikte, başta erkek nöbetçiler veya askerler tarafından transfer esnasında bayan suçluların cinsel olarak taciz edilmesi, hırpalanması ve tıbbi muayeneler sırasında mahremiyetin ihlal edilmesi olmak üzere mevcut tutuklama yerlerinde mahkumların zalimane ve aşağılayıcı muameleye tabi tutulduğuna dair bir kısım iddia elimize ulaşmıştır " ifadelerini kullandı.

Cezaevleri kalabalık
Cezaevlerini ziyaret eden Melzer raporunda "Genel olarak ziyaret edilen tutukluluk yerlerindeki tutukluluk koşulları memnun edici yada en azından kabul edilebilirdir. Ziyaret ettiğimiz tesisler amacına uygun inşa edilmiş tutuklama merkezleridir ve genel olarak yeterli ölçüde donatılmıştır" dedi. Darbe teşebbüsü sonrası bazı cezaevlerinde kalabalıklaşma sorununa dikkat çeken Melzer ,"Bazı kurumlarda aşırı kalabalıklaşma darbe girişim sonrası mahkum akınının oluşmasıyla ortaya çıktı. Ancak diğer yerlerde aşırı kalabalıklaşmanın birkaç yıldır devam ettiği iddia edilmektedir" dedi.

Melzer raporun sonuç bölümünde ise şu ifadeleri kullandı:
"Türk yetkilileri, işkenceyi önleme yeteneğine sahiptirler , son on yılda bunu tutarlı bir şekilde kanıtlamışlar ve tartışmasız güvence altına aldıklarını ve devamını taahhüt edeceklerini belirtmişlerdir.Bu sebeple, Türk Hükümetini, işkenceyle ilgili "sıfır tolerans" politikasını kamusal olarak güçlendirmeye, özellikle de her düzeyde devlet görevlilerinden işkence iddialarını bildirmesini ve araştırmasını ve failleri adalete teslim etmekle yükümlü olduğunu net bir şekilde açıklamasını rica ediyorum." 

Bayazıt Cebeci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.