ASAYİŞ - 22 Şubat 2018 Perşembe 17:34

Çalışanlar dikkat! Eski iş yerini bildirmemek işten atılma sebebi

A
A
A
Çalışanlar dikkat! Eski iş yerini bildirmemek işten atılma sebebi

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, işe girişte eski iş yerini bildirmemeyi "müracaatta yanlış ve eksik bilgi vermek" gerekçesiyle işten çıkarılma sebebi sayarak, emsal bir karara imza attı.

İzmir'de yaşayan İ.B., 2015'te işe girdiği şirket tarafından 2016'da 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili maddesindeki "İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması" bendi gerekçe gösterilerek iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiği iddiasıyla firma hakkında dava açtı. Davaya bakan İzmir 8. İş Mahkemesi, İ.B.'nin işe iadesine, şirketin davacıyı işe başlatmaması halinde tazminat ödemesine karar verdi. Şirketin avukatı Ali Onar, İ.B.'nin şirkette çalışmak için verdiği bilgilerin gerçeğe uygun olmadığı ve şirketten bilgi sakladığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi talebinde bulunarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesine başvurdu. Başvuru sonucunda İzmir Bölge Adliyesi 3. Hukuk Dairesi, İ.B.'nin işe müracaatı sırasında eksik ve yanlış bilgi verdiği gerekçesiyle alt mahkemenin verdiği kararı bozarak, şirket avukatı Onar'ın istinaf başvurusunu kabul etti.

“Bilgi gizlemesi üzerine feshedildi”

Avukat Ali Onar, “Bu davada işçi çalıştığı iş yerleri hakkında bir takım yazılı beyanlarda bulundu. Bunun hemen akabinde bir hastalıktan bahsederek, meslek hastalığı hastanesine başvuruda bulundu. Biz bu kadar kısa süre içerisinde böyle bir hastalığın olamayacağı kanaatine ulaştık ve bu durumdan şüphelendik. Bunun üzerine işçi ile tekrar görüştük ve işçinin daha önceki çalışmalarıyla ilgili bizden bir şey sakladığını tespit ettik. Daha sonra şirket yetkilileri bu tür bir bilgi gizlemesinin üzerine kendi iş yerleri için bir takım riskler taşıdığını belirterek iş akdini feshetti” dedi.

“İşçi-işveren ilişkisi zedelendiği an sonlandırılabilir”

İşçinin şirkete işe iadesi için bir dava açtığını, ancak istinaf yoluyla müracaat ettiklerini belirten Onar, sözlerine şöyle devam etti:

“İşçi-işveren ilişkisi karşılıklı güvene dayanan bir ilişkidir. Bu güven zedelendiği anda, hatta şüphe duyulduğu anda bile sonlandırılabilir. Bu kanunda da açıkça öngörülmüştür. İşçi işe müracaat ettiğinde doldurduğu formlarda daha önce yaptığı çalışmalarını bize bildirmedi, bildirmediği gibi işle ilgili olan hususlarda bu bilgiyi sakladı. ‘Bu bizim işçiye duyduğumuz güveni zedelemiştir, bu nedenle hizmet sözleşmesi artık devam ettirilemez’ dedik. Bu başvurumuzu bölge mahkemesi haklı buldu. Artık bir işçinin işe müracaat sırasında yapmış olduğu bildirinin doğru olmaması veya eksik olması halinde iş akdinin feshedilmesine karar verildi. Bu işe alım sürecinde işçiler için de çok önemli bir karar. Çünkü işçiler artık 'Aman canım bunu söylemesem de olur, yazmasam da olur' düşüncelerinden vazgeçmeliler. Çünkü artık bu kararla her şeyin eksiksiz olarak bildirilmesinin zorunlu olduğu yargı kararıyla da hüküm altına alınmış oldu diyebiliriz.” 

Mihrap Düzöz - Sinan Yeniçeri
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.