POLİTİKA - 19 Eylül 2017 Salı 21:42

Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulunda önemli açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulunda önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye halkını uluslararası toplum yalnız bırakmıştır” dedi. Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Suriyeli sığınmacılar için söz verdiği maddi yardım sözünü tutmadığını ifade etti.

Birleşmiş Milletler 72. Genel Kuruluna katılmak üzere ABD'nin New York kentine gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kuruluna hitap etti. Erdoğan, geçen yıl gerçekleştirilen BM Genel Kurulundan bu yana küresel barış ve istikrarın daha geriye gittiğini belirterek, “Terörün ve savaşın çirkin yüzünü dünyanın farklı köşelerinde görmeye devam ediyoruz. Çatışma ortamlarından beslenen teröristler, faaliyetlerini muhtelif bölgelere yayarak sürdürüyor. Yabancı düşmanlığı kültürel ırkçılık ve İslam karşıtlığı etrafında buluşan radikal akımların şiddet dolu eylemlerini endişeyle takip ediyoruz. Bu olumsuz tabloyu tersine çevirmenin en etkili yolu bizlerin burada bu çatı altında gerçekleştireceği samimi işbirliğidir. Dünya barışı için yeni bir bakış açısı geliştirmeye ihtiyacımız var. Hiçbir kriz ve hiçbir tehdit kendi haline bırakılarak çözülemez. Daha güvenli ve müreffeh bir dünya için hepimizin elini taşın altına koymak gerekiyor. Türkiye işte bu anlayışla girişimci ve insani bir dış politika yürütüyor” dedi.

'Uluslararası toplum Arakan’da da iyi bir sınav verememiştir'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Myanmar’daki insani krize değinerek, “Arakan’daki Müslüman bölgeler, provokatif eylemler bahane edilerek adeta etnik temizlik yapılmaktadır. Arakan'daki Müslümanların köyleri yakılmakta, yüzbinlerce insan göçe zorlanmaktadır. Kamplar ise asgari ihtiyaçları bile karşılayacak durumda değildir. Uluslararası toplum Arakan’da da iyi bir sınav verememiştir. Bu trajedinin önüne geçilmezse insanlık tarihine yeni bir kara olarak geçecektir. Türkiye olarak bu krize çözüm için de gayret ediyoruz” dedi. 

“Suriye halkını maalesef uluslararası toplum yalnız bırakmıştır”

“7. yılına giren Suriye ihtilafı, ülkede bölgede ve tüm dünyada derin bir yara açmıştır” diyen Erdoğan, “Suriye’de siviller ve günahsız yavrularla birlikte bir medeniyet yok ediliyor. Bu ülkeyi yerle bir eden istikrarsızlığın ve zulmün beslediği terör sınırları aşarak bir kanser gibi adeta yayılıyor. Demokrasi, özgürlük, adalet, aydınlık bir gelecek talebiyle harekete geçen Suriye halkını maalesef uluslararası toplum yalnız bırakmıştır. Biz Türkiye olarak hangi kökenden hangi meşrepten olursa olsun hepsini de kardeşimiz olarak gördüğümüz, derin tarihi ilişkilerle bağlı olduğumuz bu insanların yaşadıkları trajediye kayıtsız kalamazdık. Suriye’de çatışmaların başladığı 2011 yılı baharından beri sorunun çözümü için her türlü insani ve siyasi gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Şuanda ülkemizde 3 milyonun üzerinde Suriyeliyle 200 binin üzerinde Iraklı sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Ülkede kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve barışın tesisi için Rusya ve İran’la birlikte tüm kesimlerin katılımıyla Astana toplantılarını başlattık. Bu girişimlerimizin ardından uzun zamandır tıkanmış olan Cenevre süreci de yeniden canlandı. Astana’da bağlanılan mutabakat çerçevesinde İdlib bölgesinin güvenliğe kavuşturulmasıyla ilgili yeni bir planı hayata geçiriyoruz. Ülkenin toprak bütünlüğü esasına dayanan halkın demokratik taleplerine saygı duyan, istikrarlı ve müreffeh bir Suriye’nin inşası yolunda atılacak her adımın destekçisiyiz” şeklinde konuştu.

“AB sözünü tutmadı”

Suriye krizinin başlamasıyla Türkiye’ye gelen sığınmacıların ve Avrupa’ya gelen mülteci akının önüne geçmek için her türlü tedbirin alındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barınmadan gıda ve giyime, sağlık hizmetinden eğitime kadar sığınmacıların tüm ihtiyaçlarını ülkemizi ziyaret eden herkesin takdirini kazanan bir standartta karşılıyoruz. Ancak bu doğrultuda yürüttüğümüz çalışmalara Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası toplumdan yeterli desteği alamadığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Ülkemizdeki kamplarda ve şehirlerimizde yaşayan sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak için kamunun, sivil toplum kuruluşlarının ve halkımızın yaptığı harcamaların tutarı 30 milyar doları bulmuştur. Buna karşılık Avrupa Birliği söz verdiği 3 milyar Euro artı, 3 milyar Euro yardımın sadece 820 milyar Euro’sunu göndermiştir. Uluslararası toplumdan BM aracılığıyla gelen yardımların tutarı da 520 milyon civarındadır. Bunlar bizim bütçemize girmiyor. Bunlar sadece yardım kuruluşları vasıtasıyla kamplarda bulunan insanlara gidiyor. Dikkatinizi çekiyorum Suriyeli sığınmacılar için gelen yardımların hiçbiri ama hiç biri bütçemize girmiyor” dedi.

“Verdikleri sözleri tutmaya davet ediyorum”

“Buradan tüm dünyanın huzurunda, topraklarında barındırdığı 3 milyon 200 bin sığınmacının tüm yükünü Türkiye’nin omuzlarına bırakan ülkeleri ve uluslararası kuruluşları verdikleri sözleri tutmaya davet ediyorum” şeklinde konuşan Erdoğan, “Türkiye, dünya çapında insani yardım ve kalkınma faaliyeti yürüten bir ülkedir. Sadece ülkemize gelen sığınmacılara kucak açmakla kalmıyoruz. TİKA, AFAD, Kızılay gibi kurumları çeşitli sivil toplum örgütleri aracılığıyla dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum duruma düşmüş herkesin yardımına koşuyoruz” açıklamasını yaptı.

“Türkiye insani kalkınma yardımlarında BM hedeflerini tutturabilen 6 ülkeden biri olmuştur”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, Somali’nin yeniden yapılandırılması için resmi kurumları ve sivil toplum örgütleri aracığıyla bir milyar dolarlık bir kaynak kullanmıştır. Somali konusunda yaptığımız çalışmalar ve elde ettiğimiz sonuçlar gerçekten benzer çalışmalara örnek olarak düzeydedir. Kesinleşen OECD istatistiklerine göre, ülkemiz 2016 yılında yapmış odluğu 6 milyar dolarlık insani kalkınma yardımlarıyla rakam olarak dünyada 2. sırada milli gelire oranla da birinci sırada yer almaktadır. Halbuki Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisidir. Gerçekleştirdiği insani kalkınma yardımları milli gelirinin binde 8’ine ulaşan Türkiye bu çerçevede BM hedeflerini tutturabilen 6 ülkeden biri olmuştur. Görüldüğü gibi ülkemiz, genel kurulumuzun ana mesajını oluşturan sürdürülebilir bir dünya hedefi için tüm gücüyle çalışmaktadır. Önümüzdeki süreçte de bu hassasiyetlerle yolumuza devam edeceğiz”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.