HDP - 20 Mayıs 2015 Çarşamba 16:36

Demirtaş'tan AK Parti'yi destekledikleri haberine sert tepki

A
A
A
Demirtaş'tan AK Parti'yi destekledikleri haberine sert tepki

7 Haziran seçimleri öncesi Malatya’da partililere seslenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti’yi dışarıdan destekleyecekleri iddiasını yalanlayarak, “HDP'nin görevi AKP'nin burnunu sürtmektir. AKP'yi dışarıdan, içeriden desteklemek gibi bir düşüncemiz yok” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kahramanmaraş Pazarcık mitinginin ardından karayoluyla Malatya’ya geldi. Yeni Belediye yanındaki miting alanında toplanan partililere hitap eden Demirtaş’ın hedefinde AK Parti vardı.

Malatya’daki gençlerin yarısının işsiz olduğunu savunan Demirtaş, “Malatyalı gençler iş bulmakta zorlanıyor, iş bulan da karın tokluğuna, modern köle olarak çalışabiliyor. Siz tarlanızda, atölyede çalışırken ürettikleriniz bu ülkenin yüzde 80’inin oluşturuyor. Alın teriyle çalışan, üreten insanların bu ülkenin hazinesine kattığı tüm gelirlerin yüzde 80’idir. Bu üreten kesimin ürettiklerinin yarısı neredeyse ülkenin yüzde 1’i tarafından yeniliyor, kullanılıyor. Kayısı ile uğraşan çiftçiler durumu bizden daha iyi biliyor. Bakın, 2002 yılında kayısının 1 kilosuyla 2 litre mazot alınabiliyordu. Siz bugün 1 kilo ile 1 litre mazot olabiliyorsunuz. Kayısı fiyatı düştü, mazot fiyatı iki kat arttı. Buradaki üreticilerimiz için kayısı bol olursa ayrı bir dert, az olursa ayrı bir dert diyor. Bu da çiftçinin suçu değil. Çünkü buradaki çiftçinin sigorta ve pazarlama desteği yok. Dünyanın kayısısını üretiyorlar ama kıymetleri bilinmiyor. İktidar olursak kayısı bol da olsa don da vursa önce çiftçiyi koruyacağız. Afetler karşısında sigortasını biz ödeyeceğiz. Zararı son kuruşuna kadar karşılayacağız. Çiftçinin riski olmamalı. Malatya’da kayısı olmadığı zaman o yıl Malatyalı fukaradır. Kimse iş yapamaz. Kayısının girdileri, mazotu, gübresi ucuz olacak. Zarar olursa devlet karşılayacak. Bunların hepsi lütuf değil sizin hakkınızdır. Çünkü bu ülkeyi ayakta tutuyorsunuz” dedi.

Taşeron işçilerin sorunlarının çözülmesi için kadro verilmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, “En az asgari ücret bin 800 TL olmalı ki insan onuruna yakışır şekilde yaşayabilmelidir. Genç arkadaşlar işsiz. Hepinize iş bulmak bizim için kolay ama iş bulana kadar cebinizde yaşam kartınız olacak. İçinde aylık 200 TL olacak. Yol parası, telefon parası olsun diye” şeklinde konuştu.

Selahattin Demirtaş, iktidar olmaları halinde yapacakları projeleri dile getirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Evde çalışan kadınlara işsiz deniyor. Evde çalışmak iş yapmanın en ağırıdır. Çalışan kadındır ev kadını. Evde çalışan kadına sigorta yaptıracağız. Emekli olacak. Üniversite öğrencilerinin başındaki bela olan YÖK’ü kaldırıp koordinasyon kurulu oluşturacağız. 1980 anayasasını, YÖK’ü, yüzde 10 barajını Kenan Evren kurmuştu. O gitti ama eserleri duruyor. Onları da ardından göndereceğiz. Onun için desteğe ihtiyacımız var. AKP çılgınlığını durdurmak için sizlere ihtiyacımız var. Eğer başarırsak, güçlendikçe çılgınlaşan, kibirlenen AKP’yi durdurabilirsek 70 yaşındaki amcalarımız adliye koridorlarında sürünmeyecek."

Ülkede partizanlık yapıldığı iddiasında bulunan Demirtaş, “HDP’liyim deyin, size nasıl davranırlar, AKP’liyim deyin, bakın nasıl davranırlar. Bu ülkede herkes, AKP’lisi, CHP’lisi MHP’lisi bizim kardeşimizdir. Hangi parti olursa olsun. Başka partiye oy vereni düşman göremeyiz. Onlar bizi düşmanlaştırmaya çalışıyor. Barışı büyüteceğiz. Barışa ihtiyacımız var. Barışı büyütmek için barış dilini kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
Malatya’da halen bir çevre yolunun olmadığını savunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Kanal İstanbul gibi projelere para buluyorsun da buralardaki yollar niye bitmiyor?Malatyalının suçu nedir? Sana oy da verdi bu insanlar. 45 yılda bir yol bitirilmez mi yahu? Çılgın projelere para var ama Malatyalıya yok. Bu burnu büyümüş kibirliler var ya onlara bir ders verin. Onlara bir ders verin, bakın yolunuz nasıl erken bitiyor. Malatya’da HDP’li bir vekil çıkarın, bakın nasıl hizmet geliyor. Güçlü bir muhalefet ile iş gelir. Sonra iktidar olduğumuzda inşallah ülke çapında hizmet götüreceğiz” şeklinde konuştu.

Halkın oylarıyla parlamentoda güçlü bir muhalefet yapacaklarını ifade eden Demirtaş, bugün bir gazetede yer alan manşete de değinerek iddiaları yalanladı. Demirtaş, parlamentoda dışarıdan hükümeti destekleyecekleri yönündeki haberi yalanlayarak, “Bunu düzeltmek istiyorum. Net olarak söylüyorum, HDP’nin görevi ne dışarıdan ne içeriden AKP’yi desteklemek gibi bir niyetimiz yok. Umut ediyorum bu haber düzeltilecektir. Biz bırakın AKP’yi desteklemeyi, onlar bizi destekleyecek. Benim ağzımdan da öyle bir cümle çıkmadı” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da seslenen Demirtaş, “Bak Ahmet Davutoğlu hoca az kaldı HDP’yi destekleyecek. Onu HDP’li yapacağız. Ahmet hoca akşam başını yastığı koyduğunda ‘İyi ki bu ülkede HDP var’ diyordur. Çünkü biz onların da güvencesiyiz. Ne diyor cumhurbaşkanı, ‘Ben meydanları boş mu bırakacağım’ diyor. Ee Ahmet Davutoğlu var. Yok, o boştur diyor. ‘İlla ben meydanlara ineceğim’ diyor. Ahmet hocayı da biz savunuyoruz. ‘Garibim fukara, cumhurbaşkanının altında ezilmesin’ diyoruz. Onun da hakkına hukukuna sahip çıkıyoruz. Bizim kültürümüzde var, inancımızda var ezilene sahip çıkmak. Senin için rahat olsun Ahmet hoca, vallahi seni kurtaracağız” diye konuştu.
Demirtaş, üstü kapalı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da eleştirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bak o başkan olursa vay senin haline. Gönlünce sana 2 gün Başbakanlık yaptırmaz. Bakanlar kurulunu toplayamazsın. Zırt pırt seni saraya çağıracak. Ama biz onu başkan yaptırmazsak sen de o zulümden kurtulursun. Ülke de kurtulur, Ben inanıyorum, özellikle AKP’nin kurucuları, Abdullah Gül de bize oy verecek. AKP’ye emeği geçmiş kişiler, herkes onun zulmünü görüyor. Onda vefa yok, varsa yoksa kendisi. Arkadaşlarını eze eze saraya çıktı. İşte bu nedenle bu zulmü durdurup AKP’lileri de kurtaracağız bu zulümden."

Ülkede yeni bir demokratik anayasaya ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Demirtaş, “Kenan Evren’in anayasası gibi değil. O anayasaya bakan, işte bu benim anayasam diyebilmelidir. Şu anda bir partinin devleti var. O partiye yakın olanlar hazineyi soyup soğana çeviriyorlar. AKP’ye oy verenler işsiz ama yukarıdakiler keselerini dolduruyorlar” dedi.

Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“2-3 yıl önce bizim gibi olanlar şimdi paraya para demiyorlar. 3 yıl önce minibüse binan adam şimdi lüks arabalara biniyor. Villalar, yatlar. Nasıl kazanıyorlar bu paraları? Çok para haramsız olmaz. Sizin paranızdan çalmazsa kimse 3-5 senede milyoner olamaz. Senin cebindeki çalıyor. Hazine değimiz yerden çalıyorlar. Sende hata yok, hata kasanın anahtarını elinde bulunduranda. Anahtar hırsızda. Yokluk, alın teriyle çalışmak nedir biliriz. HDP sizin alın terinizle kurulan bir partidir. Bu partiyi siz kurdunuz. Bu parti bayrağı, bu mikrofon sizin paranızla alında. Hırsızlık parası yok, alın teri ile kurulmuş bir partidir. Ne yapıyor bunlar? Devletin parasıyla bize hakaret mitingleri düzenliyor. Başbakanın düzenlediği mitingler başbakanlık parasıyla yapılıyor. Sen parti genel başkanı olarak seçime giriyorsun ama devletin parasını harcıyorsun. Devletin partiye verdiği hazine parasını bile harcamıyorlar. Devletin parasını harcıyorlar. Elinin altında 600 televizyon kanalı var. Bu da yetmiyor, daha dün diğer medya kuruluşlarını tehdit ediyor. Hepsi ille de beyefendiye çalışacak. Beyefendi öksürse hepsi canlı yayın yapacak. 3 tane televizyon kanalı 3 dakika bizi gösterse o televizyon sahibini tehdit ediyorlar. Ya niye korkuyorsun. İşte bunların demokrasisi bu kadar. Söylediklerimizi bırak halk değerlendirsin. 7 Haziranda sandık kurulacak, senin saltanatın bitecek. Ben kendisine Cumhurbaşkanı adayıyken çağrı yaparak gel birlikte TV programına çıkalım dedim. İkiniz birlikte 100 danışmanla canlı yayın yapalım dedim. Bir defa sadece tartışalım. Ondan sonra miting yapmayacağız. Halk kararını versin. Gel tartışalım. Memleket herkesin ne mal olduğunu anlasın. TRT zaten senin kölen olmuş.

"Bu ülkede dağlarda artık kurşun sesi yerine kuş sesi olsun" diyen Demirtaş, Adana ve Mersin’de HDP’ye yapılan bombalı saldırılara da değinerek, “Her yerde parti teşkilatlarımıza saldırıyorlar. Böylece HDP’yi durdurabileceklerini sanıyorlar. 2 gün geçti aradan, ülkenin Cumhurbaşkanı halen saldırıları kınamış değil. Kendisi çok tarafsız ya HDP’nin havaya uçurulması umurunda değil. Ona kalsa HDP tamamen havaya uçsa diyordur. HDP var oldukça sen tek başına ülkenin hakimi olamayacaksın. İstediğin kadar HDP’ye saldır, tehdit et” şeklinde konuştu.

Son dönemlerde gündemde olan Kâbe tartışmalarına da değinen Demirtaş, “Ülkede inançları farklı, kimlikleri farklı milyonlarca insanımız var. Ben Elhamdülillah Müslümanım. Bir Müslümanın Kabe'si tek olur. Meydanlarda ‘Demirtaş Kabe'm Taksim'dir’ dedi diye yalan söylüyor. Ben diyanete soruyorum, ben Müslümanım ama o adam bana kâfir diyor. Şimdi bir Müslümana kâfir diyen dinden çıkıyor mu, çıkmıyor mu? Bu Cumhurbaşkanı ile Başbakan dinden çıktılar mı, çıkmadılar mı bunu öğrenmek istiyorum” dedi.
7 Haziran akşamı bir demokrasi zaferini armağan edeceklerini ifade eden Demirtaş, “Bunun için biraz daha sabır ve destek bekliyoruz. Oy vermeyi düşünen ve kararsız olanlara gitmeniz lazım. Sandığa sahip çıkmak için müşahit olarak kendinizi yazdırmanız lazım. Eğer disiplinli bir şekilde çalışırsak barajı aşarız. Yurt dışında da binlerce insan var. Onları da arayın. Oylarını kullansınlar. Tek tek müfettiş gibi denetleyin. 1 oy dahi önemlidir. 1 oyluk canı vardır barajın. Allah bizi halkımızın önünde mahcup etmesin” şeklinde konuştu.
Demirtaş konuşmasının ardından HDP Malatya milletvekili adaylarıyla birlikte halkı selamladı.

CAHİT ÖZÇELİK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Üsküdar’da Osmanlı yönetim sistemi sempozyumunda tarihçiler bir araya geldi Osmanlı devletinin kuruluşunun 725. yılında tarihçiler Üsküdar’da bir araya geldi. Osmanlı’nın günümüzdeki gelişmiş ülkelere de ilham kaynağı olan idare sisteminin ele alındığı sempozyumda Osmanlı hanedan mensupları, akademisyenler ve öğrenciler buluştu. Üsküdar’da Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde "Kuruluşunun 725. Yılında Osmanlı Yönetim Sistemi" adlı sempozyumda birbirinden değerli tarihçiler bir araya geldi. Uzman tarihçiler Osmanlı yönetim anlayışını öğrenciler ve akademisyenler ile paylaştı. Sempozyuma Prens Abbas Hilmi, Harun Osmanoğlu ve Selahattin Osmanoğlu gibi hanedan mensuplarının yanı sıra Prof. Dr. Mehmet İpşirli, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Prof. Dr. Beşir Atalay, Abdülkadir Özcan, Dr. Kemal Tekden, Prof. Dr. Feridun Emecen gibi isimler konuşmacı olarak katıldı. “600 yılı aşkın böyle bir yönetim istisnadır” Eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Ecdadın kurduğu bu büyük imparatorluk, büyük bir medeniyet. Müslüman Türklerin, bütün tecrübelerinden sonra en olgun medeniyet sistemi olarak görüyorum. Son zamanlarda bu büyük medeniyet ile ilgili çok çalışmalar yapıldı ve bu çalışmaların sayısı arttı. Osmanlı’yla mukayese edebileceğimiz örnek bile azdır. 600 yılı aşan böyle bir sistem çok istisnadır. Bunun diğer bir boyutu da aynı hanedanın bu kadar uzun süre bir imparatorluğu yürütmesidir. Bunun örneği yok, Osmanlı’nın en orijinal, en özgün yönlerinden birisi budur. Osmanlı medeniyetine baktığımızda bu kadar çoğulcu bir yönetimi hiçbir yerde göremiyoruz. Her kesim kendi dinini, dilini yaşayarak uzun yıllar ayakta kalmıştır” diye konuştu.
Bursa Osmangazi Belediyespor’da yeni başkan Fatih Karayılan oldu Osmangazi Belediyespor Kulübü’nün yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında yeni başkan Fatih Karayılan oldu. Osmangazi Belediyesi’ne ait Sukaypark Tesisleri’nde gerçekleştirilen Osmangazi Belediyespor Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’na kulübün önceki dönem ve yeni dönem yöneticileri katıldı. İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile başlayan kongrede, faaliyet ve denetim kurulu raporu okunarak kabul edildi. Daha sonra gerçekleştirilen açık oylamada kulübün yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyeleri belirlendi. Tek liste halinde yapılan oylamada Fatih Karayılan yeni başkan seçildi. Fatih Karayılan başkanlığındaki yeni yönetim kurulunda; Burak İleri, Özlem Bodur, Kemal Yetişen, Bülent Akça, Kemal Güzelvardar, Sinan Nergiz, Bakır Taşer, Aykut Büyükdere yer alırken, denetim kurulu ise Erdinç Sümer, Necati Gezer ve Ayhan Döner’den oluştu. Kongrede konuşan Osmangazi Belediyespor Kulübü Başkanı Fatih Karayılan, önceki dönem yönetim kuruluna yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür ederek, “57 ilden büyük Osmangazi ilçemizin çocuk ve gençlerinin spor yapabilmeleri için gerekli şartlar oluşturmayı amaçlayan kulübümüz, 20 yıldan beri birçok başarıya imza atmıştır. Bu başarılarda katkısı olan tüm yönetici, antrenör ve sporcularımıza teşekkür ediyorum. Teslim aldığımız bu görevi, yönetim kurulundaki arkadaşlarımla birlikte en iyi şekilde yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Açacağımız yeni branşlar ve hizmete kazandıracağımız yeni tesislerle daha geniş sporcu kitlelerine ulaşmayı hedefliyoruz. Bunun neticesinde sportif başarıların da geleceğine inancımız tamdır. Bizi bu göreve layık gören Osmangazi Belediye Başkanımız Sayın Erkan Aydın’a da çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Bitlis YÖK Başkanı Özvar Bitlis’te tarihi mekanları gezdi Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Bitlis ve Ahlat’ta tarihi mekanları gezdi. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı’na katılmak üzere kente gelen YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, beraberindeki 25 üniversite rektörü ile birlikte tarihi mekanları gezdi. İlk olarak Bitlis merkezde bulunan İhlasiye Medresesi’ni ziyaret eden Özvar, ardından ‘Dere Üstü Islah Projesi’ kapsamında gün yüzüne çıkarılan tarihi yapılar ve köprüleri gezdi. Daha sonra Ahlat’ta Selçuklu Meydan Mezarlığını ziyaret eden Özvar, BEÜ Ahlat Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi İlter İgit’ten mezar taşları hakkında bilgi aldı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, burada gazetecilere yaptığı açıklamasında, Bitlis’in tarihi dokusunu koruduğu nadide illerden biri olduğunu belirtti. Özvar, “Bitlis’te ihtisas sahibi üniversitelerle bir araya geldik. Bilhassa bölgesel kalkınma konusunda çalışmalar yapan 25 üniversitemiz bir araya gelmek suretiyle yıllık olarak bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Biz Türkiye’de üniversitelerimizin bir kısmının bölgesel kalkınma konusunda odaklanmalarını arzu ediyoruz. Pek çok alanda bölgesel kalkınmaya hizmet eden üniversitemiz var. Çay konusunda, tuz konusunda, termal sular konusunda, zeytin ve fındık konusunda uzmanlık tespit etmiş ve bu alanda bilimsel ve teknolojik araştırmalar yapan üniversitelerimiz var. Geçtiğimiz sene itibariyle Bitlis Eren Üniversitesi de “Bölgesel Kalkınma Misyonu İhtisaslaşma Programı” içine dahil edilmiş bir üniversitemizdir. Bitlis Eren Üniversitesi, bilhassa turizm potansiyeliyle dikkat çeken bir üniversitemiz. Şehrin merkezinde bulunan pek çok sayıda cami, türbe, kervansaray veya hanın gerek yurt içi faaliyetleri noktasında gerekse yurt dışı turizm açısından çok kıymetli bir potansiyel taşıdığını fark ettik. Bu sebeple de turizm konusunda odaklanan bir üniversite olarak Bitlis Eren Üniversitesi’ni tespit ettik ve ilan ettik. Üniversitemize kadro desteği veriyoruz ve program desteği veriyoruz. Dolayısıyla kadroların bir kısmını ve programların bir kısmını turizme, bölgesel turizmi geliştirmeye yönelik faaliyetlere başladı. YÖK olarak Bitlis Eren Üniversitesi’nin turizm konusunda ihtisas sahibi olması ve bölgenin kalkınmasına hizmet etmesini önemsiyoruz. Bundan sonra da İnşallah bu desteklerimiz devam edecek” dedi. Bitlis’in tarihi dokusunu muhafaza eden illerden bir tanesi olduğunu belirten Özvar, “Bilhassa şehrin merkezinde yer alan yapılar gördüğümüz kadarıyla Türkiye’de pek çok ilin, pek çok ilde çalışan, yaşayan insanların ilgisini çekecek mahiyettedir. Şehrin içinden geçen çayın, nehrin, suyun fevkalade önemini hep beraber fark etmiş olduk. Dini maneviyat turizmi açısından da önemli bir gelişme kaydettiğini memnuniyetle izlemiş olduk. BEÜ’nün 13 binden fazla öğrencisi var. Öğrencilerimizle yaptığımız toplantılardan almış oldukları kalite eğitimden fevkalade memnun olduklarını fark ettik. Bu çok önemli. Bunun yanında öğretim elemanlarıyla bir araya geldik. Genç, dinamik, yayın yapmaya çalışan, kaliteli üretim yapmaya çalışan kıymetli öğretim elemanları olduğunu fark ettik. Ama bence Bitlis Eren Üniversitesi’ni diğer üniversitelerimizden ayıracak bir başka vasfı ve hususiyeti var. Onu da bu vesileyle sizlerle paylaşmak isterim. Bir üniversiteye bölge, şehir sahip çıktığı zaman o üniversite çok hızlı kalkınıyor ve gelişiyor. Biz Bitlis Eren Üniversitesi’nde bunu fark ettik. Bitlisli hayırsever, iyiliksever, Bitlis’in önde gelen ticaret, sanayi insanları, üniversitemize sahip çıkıyorlar. Bu çok önemli. Bitlis Eren Üniversitesi’nin bu vasfıyla diğer illere de örnek olmasını bekliyoruz. Çünkü sadece üniversite bölgenin gelişmesine katkı vermiyor, aynı zamanda bölgenin ileri gelenleri, tüccarı, esnafı, sanayicisi sahip çıktığı ölçüde üniversitede gelişiyor. Dolayısıyla burada karşılıklı olarak bir kazançtan söz etmek mümkündür” şeklinde konuştu.