SAĞLIK - 25 Ocak 2015 Pazar 14:48

Doğru diyet nasıl olmalı?

A
A
A
Doğru diyet nasıl olmalı?

Medical Park Trabzon Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Kübra Karakuş, doğru bir diyet programı nasıl olmalı ve nasıl adımlar atılmalı konusunda uyarılarda bulunurken, “Diyet yaparken ne çok sevdiğiniz besinlere veda etmeli, ne de daha önce adını dahi duymadığınız besinleri tüketmek zorunda kalmalısınız” dedi.

Karakuş, ülkemizde ve dünyada bir takım diyetlerin popüler olduğunu belirterek, "Ülkemizde ve dünyada dönemsel olarak daima bir takım diyetler popüler olmuştur. Bunların kimi aşırı protein yüklemesine dayanır, kimi sıfır yağa, kimi ise sıfıra yakın karbonhidrat. Hem bedeni hem de ruhu yoran bu diyet programlarının başarı getirdiği düşünülse de, kişiden götürdükleri hep gözardı edilmiştir ne yazık ki… Gelin bugün kendimize bir iyilik yapalım ve popüler kültürün bize dayattığı bu popüler diyetleri bir kenara bırakıp 5 adımda doğru bir diyet programı nasıl olurmuş, onu konuşalım" dedi.

BESLENME GÜNLÜĞÜ TUTUN
Üç gün boyunca yiyip içileni not etme uyarısında bulunan Karakuş, "Bunca yıldır anılarımızı yazdık hep, şimdi sıra geldi beslenme anılarımıza… Yarın sabah kalkın ve nicedir kullanmadığınız bir not defterinizi alın. Sabahın ilk saatlerinden gece uyuyana kadar yediğiniz ve içtiğiniz her şeyi saatleriyle birlikte o deftere not edin ve bu işlemi üç gün boyunca tekrarlayın. Üç günün sonunda oturun ve beslenme alışkanlıklarınızla yüzleşin. Bu durum sizi somut gerçeklerle karşı karşıya getireceği için, beslenme durumunuz hakkında mazeret üretme mekanizmanızı ortadan kaldıracaktır" ifadelerini kullandı.

KENDİNİZİ TANIYIN
Gün içindeki yapılanları gözden geçirdikten sonra sıranın profesyonel yardıma geldiğini kaydeden Karakuş, “Beslenme günlüğünüze şöyle bir göz gezdirin ve kendinizi tanıyın. Neleri seviyorsunuz? Gün içinde ne sıklıkla besleniyorsunuz? Neler vazgeçilmeziniz? En çok hangi saatlerde acıkıyorsunuz? Uykularınız düzenli mi? Günde kaç bardak su içiyorsunuz? Tatlıya düşkün müsünüz? Kısaca sağlıklı beslenmenin neresindesiniz? Bu soruların cevabı kendinizi tanımanızı sağlayacaktır. Bu ilk aşamadan sonra artık sıra geldi profesyonel bir yardıma.”

DİYETİNİZ SİZE ÖZEL OLMALI
“Diyet programınız sizi kısıtlamamalı aksine özgürleştirmelidir” diyen Karakuş, “Beslenme programları hazırlanırken kişinin cinsiyeti, yaşı, boyu, kilosu, sağlık durumu, ekonomik özellikleri ve aile yapısı gibi birçok faktör değerlendirilmelidir. Sayılan tüm bu özellikler kişisel olarak farklılık gösterdiği için, diyet programları da farklı ve kişiye özel olmalıdır. Diyet programınız sizi kısıtlamamalı aksine özgürleştirmelidir. Diyet yaparken ne çok sevdiğiniz besinlere veda etmeli, ne de daha önce adını dahi duymadığınız besinleri tüketmek zorunda kalmalısınız. Size, isteklerinize, hayat tarzınıza ve sağlık durumunuza uygun bir beslenme programıyla keyifle zayıflamak varken; diyeti kendinizi cezalandırma yöntemi olarak kullanmak veya bir süreliğine kurallarına tabi olunan bir kampa dönüştürmek doğru bir yaklaşım değildir” diye konuştu.

MUTFAK TARTISI ALIN
Mutfak tartısı bulundurmanın önemine işaret eden Karakuş, “Size özel hazırlanmış diyet programınız artık elinizde. Aslında siz başlangıçta karar vererek en büyük adımı atmıştınız. Bundan sonrası azimle ve kararlılıkla uygulanacak küçük formüllerde saklı. İşte bunlardan sadece biri… Diyetisyeninizin önerileri doğrultusunda günlük her besinden ne miktarda tüketmeniz gerektiğini ve standart boyuttaki bir adet elmanın 100 gram, bir adet ekmeğin 25 gram, bir adet köftenin de 30 gram olduğunu bilebilirsiniz; ancak bu besinler bir davette veya restoranda tabakla size sunulduğunda, miktarlarını ilk bakışta tahmin etmeniz zor olacaktır. Mutfak tartısı kullanarak her besinin porsiyon miktarını bir süre sonra görsel yoldan hafızanıza kaydedebilir, böylece porsiyon kontrolünüzü daha kolay sağlayabilirsiniz” dedi.
Karakuş, artık değişim ve yenileme zamanı olduğunu ifade ederek, “Fazladan her bir kilo yalnız bedeninizde değil ruhunuzda da bir yüktü şimdiye kadar. Ama artık değişim zamanı, artık yenilenme zamanı... Bırakın bundan böyle diyete başlamak için pazartesileri beklemeyi… Unutmayın; ömür bir gündür, o da bugündür” ifadelerini kullandı. 

BEKİR KOCA
TRABZON 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye-Cezayir KEK 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Mohamed Arkab, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmenin ardından Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu gerçekleştirildi. Düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Bakan Göktaş, 2023 yılı sonunda Türkiye ve Cezayir arasında ikili ticaret hacminin 6,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerek, bu rakamın iki ülke arasındaki en yüksek seviye olduğunu kaydetti. Bakan Göktaş, gelecek dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un hedef olarak belirlediği 10 milyar dolar ikili ticaret hacmine kolaylıkla ulaşılabileceğine inandığını ifade etti. Bakan Göktaş, her iki ülkenin de önem verdiği ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’ müzakerelerinin başlanması yönünde alınan karardan memnuniyet duyduğunu kaydetti. “Cezayir’de bir anaokul ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz” Bakan Göktaş, Cezayir’de 33 bin Türk vatandaşı, Türkiye’de ise 12 bin Cezayir vatandaşının yaşadığına dikkati çekerek, “Geçtiğimiz yıl 2 bin 196 Cezayirli öğrencinin Türkiye üniversitelerinde eğitim görmelerine destek olarak gençlerimizin kültürel etkileşimine ve geleceklerine destek olduk. Gençlerimiz ülkelerimiz arasında sevgi köprüleri kuran birer gönül elçisidir. Türkiye Maarif Vakfımızın resmi süreçleri tamamlanmasının ardından Cezayir’de de bir anaokulu ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz. Eğitimde tecrübe paylaşımını ülkelerimizin geleceği açısından değerli bir yatırım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye ile Cezayir arasındaki uçuşlarda sefer sayısı artırıldı Bugünkü toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını kaydeden Bakan Göktaş, “Gerçekleşen verimli görüşmelerin ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha ileri bir noktaya taşıyacağına gönülden inanıyorum. Dün Karma Ekonomik Komisyonu vesilesiyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz ile Cezayir Sivil Havacılık Otoritesi arasında da bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma ile iki ülke arasındaki hava ulaşımında haftalık 35 olan uçuş sefer sayısının 80 uçuşa çıkarılması ve uçuş noktalarına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması kararı alındı. Bu anlaşma Türkiye ve Cezayir ilişkileri açısından memnuniyet verici bir gelişmedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından iki bakan KEK toplantı tutanağını imzaladı.
Bolu Öğrencilerin düzenlediği “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” paneline yoğun ilgi Bolu’da lise öğrencileri tarafından hazırlanan “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı paneli yoğun ilgi gördü. Panele katılarak öğrencilerin sunumuna katkı sunan İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor” dedi. Liselerde Bilim Uygulamaları Projesi çerçevesinde Bolu İzzet Baysal Anadolu Lisesi’nden 6 öğrenci, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile alakalı panel düzenledi. Panel başkanlığını Sude Özkan, sunumu ise İrem Gülmez, Şevval Can, Elif Yusufoğlu, Abdullah Çilingir, Umutgün Acer yaptı. “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı panele öğrencilere katkı sunmak için Bolu Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen ve Prof. Dr. Fatih Aydın da katıldı. Öğrencilerin yaptığı sunumun ardından konuklar yaptıkları bilimsel araştırmaları öğrencilere aktardı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün toplantı salonunda gerçekleştirilen panele çok sayıda öğrenci ve öğretmen katılım sağladı. “Geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” Öğrencilerle panele katılmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade eden İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İlhan Sağsen, “İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi olarak Bolu genelinde bütün ortaokul ve liselerimize farkındalık söyleşilerinde bulunuyoruz. Burada İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle ve İzzet Baysal Anadolu Lisesi’yle beraber iklim değişikliğiyle alakalı program gerçekleştireceğiz. Bu programın güzel yanı öğrencilerimizle beraber bir panele katılacağız. İklim değişikliğiyle alakalı onlar sunumlarını yapacak. Bizler de iklim değişikliğiyle mücadelede çözüm yolları, sıfır atık, geri dönüşüm, enerji verimliliği, enerji tasarrufu, bu konularda Bolu genelinde bir bilgilendirme yapmış olacağız. Dolayısıyla da aslında bu hem bizim yapmak istediğimiz bu farkındalık söyleşilerinden bir tanesi ama bu sefer daha geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” diye konuştu. “Yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli” Çevre kirliliğine karşı önlem alınmazsa 50 yıl sonra yaşamı olumsuz etkileyecek olan birçok olumsuzluğun meydana geleceğini ifade eden Doç. Dr. Sağsen, “Orman olması son derece önemli. Yani bu dünya için yağmur ormanları, bizim ormanlarımız da dahil olmak üzere Türkiye’deki ormanlar çünkü ormanlar, okyanuslarla beraber en büyük karbon yatakları. Bizim tabiri caizse akciğerlerimiz olarak hep nitelendirilir. Aslında bu emisyonları emdiği içindir, karbon yutakları olduğu için. Dolayısıyla ormanlaşmanın devam etmesi yani orman kesiminin olmaması, hatta yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli. Önlemler alınmazsa Türkiye genelinde ve küresel olarak sadece bir ulus devletin önlem alması da yetmiyor bu süreçte. Başta su kaynakları olmak üzere yaşamı olumsuz etkileyen birçok olumsuzlukla biz karşı karşıya geleceğiz” dedi. “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor” Son dönemde yaşanan fırtına, sel gibi afetlerin iklim değişikliği ile doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor. Bunları engellemek için aslında Paris İklim Antlaşması çerçevesinde devletlerin üzerine düşen bazı sorumluluklar var. Emisyonları düşürmek, üretim teknolojilerini modernleştirmek, enerji verimliliğini arttırmak, bunun dışında kullandığımız enerji tipini değiştirmek, yani konvansiyonel yakıtlar yerine, özellikle kömür kullanımı yerine yenilenebilir enerji teknolojisine yönelmek. Bu noktada en önemli bizim kaynaklarımız. Bunun dışında da ekolojiyi korumak, yani okyanusları, denizleri kirlenmekten korumak. Geçtiğimiz günlerde yine bizim üzerinde durduğumuz tek kullanımlık plastiklerden vazgeçmek. Bunların tamamı ekolojik dengeyi alt üst ediyor. O yüzden bu konu ve bireysel olarak da biraz ihtiyaç analizinizi doğru yapmak, yani üretim tüketim neyi alıyoruz, neyi almıyoruz? Bu analizi doğru yapmak bu noktada önemli” dedi.