DÜNYA - 15 Mart 2021 Pazartesi 23:31

Fransız yazardan “Frexit” çıkışı

A
A
A
Fransız yazardan “Frexit” çıkışı

Fransa’nın en çok okunan gazetelerinden Le Figaro yazarı Laurent Herble’ı, Covid-19 sürecinde Avrupa Birliği'nin (AB) yetersiz ve işlevsiz kaldığını ifade ederek, AB’nin korona virüs mücadelesini eleştirdi. Herble, İngiltere’nin AB’den ayrılışına atıfta bulunarak “Frexit” çıkışında bulundu.

Fransa’nın en çok okunan gazetelerinden Le Figaro’nın yazarı Laurent Herble’ın, “Avrupa Birliği’nde sonun başlangıcı mı?” başlıklı bir haber kaleme aldı. Herble, AB’nin korona virüs salgınında rolünü tam olarak üstlenemediğini ve yetersiz kaldığını ifade etti. Herble, Fransa’nın da İngiltere gibi AB’den ayrılabileceğini ifade ederek, “Frexit” benzetmesini kullandı. Herble, "Fransızların çoğunluğu AB'yi terk etmek istememişse bile bu son aylar bunu isteyenlerin argümanları çoğaldı. Brexit'in de gösterdiği gibi AB'den ayrılmak artık mümkün" ifadelerini kullandı.

“Avrupa, Amerikalı ve Çinli şirketler için sadece bir pazar"

Herble, “AB, sağlık krizi karşısında bizi silahsızlandırdı, yardımımıza gelmedi ve aşı tedariki kendisine emanet edildiğinde büyük bir fiyaskoyla sonuçlandı. AB bizi herhangi bir krizden, mali, ekonomik veya sağlıkta korumadı. AB, bizi felç eden, dikkati dağıtan ve bizi korumak için hiçbir şey yapmayan uyumsuz bir bürokratik yapıdır. Avrupa kıtası Amerikalı ve Çinli şirketler için sadece bir pazar" dedi.

"Kıtamızda endüstriyel eksiklik olduğunu fark ettik”

Sağlık krizinin AB'nin talihsiz sonuçlarına ilişkin farkındalığı artırdığını iddia eden Herble, "Kıtamızda endüstriyel eksiklik olduğunu fark ettik. Maskeler büyük ölçüde kıta dışında üretiliyor. İlaç üretimimizin büyük bir kısmının artık Asya'da yapıldığını keşfettik. AB'nin sorumluluğu son derece doğrudandır. Bu yer değiştirmelere izin veren ve herhangi bir Avrupa ticaret tercihini reddeden ticaret anlaşmalarını müzakere eden AB’dir" ifadelerini kullandı.

Pandeminin Fransa’nın sağlık sistemini çökerttiğini belirten Herble, "Bir yıl önce Fransa'da hala dünyanın imrendiği bir sağlık sistemimiz olduğunu düşünüyorduk. Pandemi, yıllarca yapılan kesintilerin sonuçlarını acımasızca ortaya çıkardı. Yatak kesintileri, Fransa'nın artık ani bir hasta akınıyla başa çıkamayacağını gösterdi ve ülkeyi sağlık sisteminde bir patlamayı önlemek için zorluyor" dedi.

AB’nin her yıl kamu harcamalarını azaltmayı, işgücü fiyatını daha da düşürerek üye devletlerin rekabet gücünü artırmayı tavsiye ettiğini kaydeden Herble, "Liderlerimiz de durumdan sorumlu olsalar bile, bunun AB'nin taleplerinin bir sonucu olduğunu unutmamak gerekiyor" dedi.

"AB müzakerelerinde yavaş ve kötü"

Uzmanların 1 yıl önce Brexit'in İngiltere'nin aşı tedarikini zayıflatacağını söylemesine rağmen İngiltere'nin aşı stratejisinin AB'nin bu alandaki tam fiyaskosunu gösterdiğini belirten Herble, "Tam tersi oldu, AB müzakerelerinde o kadar yavaş ve kötü ki, birçok Avrupa ülkesi AB’yi atlamaya ve Rusya veya Çin'den direkt kaynak almaya başlıyor” yazdı.

Melike Yazır

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Engelsiz Yaşam Parkı ile engelleri aşıyorlar Mersin Büyükşehir Belediyesine bağlı Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren Engelsiz Yaşam Parkı’nda, özel gereksinimli çocukların fiziksel, ruhsal ve psikolojik yönden gelişimlerine katkı sunmak amacıyla kurslar açıldığı bildirildi. Bu çerçevede, bir yıldan beri ataksi rahatsızlığı olan 25 yaşındaki kızı Ezgi Güneş ile birlikte Engelsiz Yaşam Parkı’na gelen anne Elif Güneş, dekoratif el sanatları kursuna katılarak, yatkın olduğu el işini geliştiren isimlerden biri. Makrome malzemelerden yaptığı çanta ve sepet gibi ürünlerin çevresi tarafından beğenilmeye başlamasıyla birlikte sipariş alıp satış yapmaya başlayan anne Elif Güneş, emeklerinin kazanca dönüşmesinin mutluluğunu yaşıyor. Aldığı siparişlerle birlikte aile bütçesine katkı sağlayan Güneş, istemenin ve azim göstermenin başarıya dönüşeceğini göstererek, herkese örnek oluyor. Kızının rahatsızlığından dolayı dışarda çok vakit geçiremeyen anne, yaşadığı zorlukları diğer annelerle de paylaşarak moral bulduğunu, Engelsiz Yaşam Parkı’nın ise adeta ikinci evi haline geldiğini ifade ediyor. “Arkadaşlarıyla burada olmak, kızımı mutlu ediyor” Kızının hem Mersin Büyükşehir Belediyesi Engelsiz Yaşam Parkı’ndan hem de Engelsiz Yaşam Merkezi’nden faydalandığını kaydeden anne Elif Güneş, “Kızımı arkadaşları çok seviyor. Ataksi rahatsızlığı sebebiyle yürümesinde problemimiz var. Buradaki aktivitelere aslında fazla katılamıyor ama yine de arkadaşlarıyla olmak onu mutlu ediyor. Engelsiz Yaşam Merkezi’nde de bilgisayar kursu alıyor. Ben Engelsiz Yaşam Parkı’ndan ayrılamıyorum. El işini yapmayı da çok seviyorum” diye konuştu. Anne Güneş, el işi sayesinde kazanç sağlamasının da önemine değinerek, “Şimdiye kadar pek fazla çanta yapmamıştım ve hocamdan öğrendim. Emeğim boşa gitmiyor ve kazanca dönüşüyor. Hem aileme katkı oluyor hem de bir şeyler başardığım için beni mutlu ediyor” ifadelerini kullandı. “Burası adeta 2. evim gibi oldu” Özel birey çocukların, anneleri ile bir arada olmasının da çok önemli olduğunu ifade eden Güneş, çocuklarının farklı rahatsızlığı olan annelerin birbirlerini daha iyi anladığından bahsederek, “Engelli anneleri fazla bir yere gidemiyor. Burada kendimizi rahat hissediyoruz. Çünkü birbirimizin sorununu anlıyor ve aynı şeyleri yaşıyoruz. Engelsiz Yaşam Parkı’na 1 yıldır geliyoruz ve burası adeta 2. evim gibi oldu” dedi.
İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi 4 yaşında, Başhekim Prof. Dr. Sağlam, “Halkımızdan ciddi rağbet görüyor” Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi 4’üncü yılını doldururken çok sayıda yerli ve yabancı hastaya şifaya oldu. Dev sağlık kompleksi hastalar için şifa yuvası olurken özellikli birçok merkezin açılışı da sürüyor. Hastanenin Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Necdet Sağlam, “Şehir hastaneleri halkımızdan da ciddi rağbet görüyor. Çünkü kaliteli, güvenli ve hızlı bir sağlık hizmeti sunumu yapıyoruz” dedi. Kamu Özel İş Birliği (PPP) modeli çerçevesinde inşa edilen Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi 1 milyon metrekareyi aşan alanda yerli ve yabancı çok sayıda kişiye hizmet veriyor. İlk etabı 20 Nisan 2020’de hizmete alınan hastanenin resmi açılışı 21 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katılımı ve Japonya Başbakanı Şinz Abe’nin video konferans katılımıyla gerçekleştirilmişti. Dev sağlık kompleksi bünyesinde Çocuk Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Genel Hastane, Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi, Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Nöroloji ve Ortopedi Hastanesi ile Psikiyatri Hastanesi’ni barındırırken, Covid-19 ve deprem süreçlerinde hastane, büyük görev üstlendi. Ana hastane binasındaki 2 bin 68 sismik izolatör, yaşanabilecek bir deprem sırasında ve sonrasında faaliyetlerin sürdürülmesine imkan sunarken sağlık üssünde birçok özellikli merkez yer alıyor, yenilerinin açılışları da sürüyor. Bu çerçevede hastalara bütüncül bir yaklaşım sunan Yüksek Riskli Kardiyopulmoner Rehabilitasyon Ünitesi’nin açılışı yapıldı. Açılışa hastanenin Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Necdet Sağlam, Kalp Damar Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Emin Kalkan, Yüksek Riskli Kardiyopulmoner Rehabilitasyon Ünitesi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Kartal Emre Aslanger ile çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. Açılışta multidisipliner noktaların hastalar için çok önemli olduğuna dikkat çekilirken ünitenin açılış kurdelesi kesildi, sonrasındaysa içerisi gezildi. “Şehir hastaneleri halkımızdan da ciddi rağbet görüyor” Şehir hastanelerinin gerçekleştirdikleri çalışmalarla örnek işler yaptıklarını belirten Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Necdet Sağlam, “Hocalarımızla birlikte Kardiyopulmoner Rehabilitasyon Merkezi’ni açmış olduk. Bu merkezde multidisipliner yaklaşımla riskli hastalarımızın ameliyat öncesi veya sonrası ya da medikal tedavi gören hastaların ciddi bir rehabilitasyon süreci başlatılıyor. Hastaların uyumu ölçülüyor. Bu anlamda hastalarımıza çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu nitelikte başka bir hastanede böyle bir merkez yok hem kapasite hem nitelik olarak hastalarımızın psikolojik anlamda da desteklendiği bir merkez. Genel olarak şehir hastanelerinin mantığı; hastalarımız bize başvurduktan sonra her hastalığını bu merkezlerde çözüme kavuşturmak umuduyla geliyor. Biz de bu imkanları sağlamak için Sağlık Bakanlığı’mızın sağladığı imkanlar çerçevesinde bu şartları oluşturuyoruz. Açacağımız daha başka merkezler de var tabi ki, yoğun bakımlar, servisler, ameliyathaneler, branşlaşma anlamında ciddi alt yapı çalışmaları yapıyoruz. Şehir hastaneleri bu anlamda halkımızdan da ciddi rağbet görüyor. Çünkü kaliteli, güvenli ve hızlı bir sağlık hizmeti sunumu yapıyoruz” dedi. “Aldığımız hastalar daha çok kalp yetersizliği hastaları” Ünite hakkında bilgiler veren Yüksek Riskli Kardiyopulmoner Rehabilitasyon Ünitesi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Kartal Emre Aslanger, “Bir risk değerlendirmesi yaparak hastalara yaklaşıyoruz, kardiyak rehabilitasyon aslında fizik tedavi uzmanlarınca fizik tedavi ünitelerinde de yapılan bir uygulama. Belli bir risk sınıfına gelen hastaları buraya kabul ediyoruz. Bizim burada aldığımız hastalar daha çok kalp yetersizliği hastaları, koroner kalp hastaları oluyor. Bu hastalarda genelde en az 12 haftalık bir tedavi sürecinden geçmek gerekiyor, gerekirse daha da uzun süreçlere ulaştırmamız mümkün oluyor. Kapasitemiz yılda 400-500 hastayı kapsayacak şekilde, ortalama 20 seans gibi düşünecek olursanız tabi bunun çok daha üstüne çıkan hastalar var. Burada kazandıkları olumlu alışkanlıkları hayatlarına da uygulamaları lazım, onlarla ilgili de bazı çalışmalarımız var. Rehabilitasyon fikri hastalık ortaya çıktıktan sonraki durumu tedavi etmek için ama bir yandan da önleyici tıp anlamında bu rehabilitasyon fikrinin önleyici kısmını bütün topluma yaymamız lazım. Sadece kardiyoloji değil kalp ve damar cerrahisi, göğüs hastalıkları, fizik tedavi, rehabilitasyon, hemşirelerimiz, fizyoterapistlerimiz, diyetisyenlerimiz, sigarayı bırakma polikliniğindeki hekim arkadaşlarımız onların haricinde teknik anlamda kablo çekmekten tutun malzemelerin teminine kadar uğraştığımız arkadaşlarımız var. Bu multidisipliner çalışmanın yapıldığı yerlerde hastalara çok büyük fayda gösterebileceğimizi görüyoruz. Bu anlamda da örnek olmasını diliyoruz” diye konuştu. Öte yandan merkezde kardiyoloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, göğüs hastalıkları, sigarayı bırakma polikliniği hekimleri; diyetisyen, psikolog ve kalp yetersizliği/rehabilitasyon hemşireleri tarafından değerlendirilen hastalar, uzman fizyoterapistlerimizin kontrolünde bütüncül bir yaklaşımla rehabilitasyon süreçlerine katılımı sağlanıyor. Çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle yüksek riskli hastalar gözetim altında egzersizlerini gerçekleştirirlerken yakından takip ediliyor. Germe, ağırlık egzersizleri; bisiklet, koşu bandı ve kol ergometresi donanımları ile kendilerine özel olarak tasarlanan egzersiz programlarına devam ederken, bir yandan da ilaç eğitimi, psikolojik destek, sigarayı bırakma danışmanlığı gibi hizmetler alabiliyor.
Denizli Rektör Kutluhan ‘PAÜ ile Gülümse’ tanıtım etkinliğine katıldı Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Onur Kahan Arslan danışmanlığındaki PAÜ Alternatif Genç Topluluğu ve PAÜ Çağın Hukukçuları Topluluğu öğrencileri ile birlikte ‘Asrın Felaketi’nden etkilenen çocuklar için Hatay’ın Samandağ ilçesinde 20-21 Nisan 2024 tarihleri arasında PAÜ ile Gülümse Festivali’nin lansman toplantısı düzenlendi. PAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) A Blok Şehit Piyade Teğmen Bekir Can Kerek Konferans Salonu’nda düzenlenen lansman etkinliğine Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Denizli Baro Başkanı Av. Adnan Demirdöğer, Denizli Vergi Dairesi Başkanı Halil Tekin, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz, İİBF Dekanı Prof. Dr. Ender Coşkun, etkinliğe destek sağlayan sponsor firma temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmaları ile devam eden etkinlikte ilk olarak çevrim içi olarak Hatay Samandağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Zülale Arslan Yılmaz bir konuşma gerçekleştirdi. Yılmaz, proje öncesi ve sonrasına dair kısa bir değerlendirme yaparak, başta Pamukkale Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan olmak üzere projede emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu. Konuşmalarla devam eden programda PAÜ Hukuk Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Gadir Açıkel PAÜ ile Gülümse Projesi öğrencileri adına bir konuşma yaptı. Açıkel: “Bugün burada, “PAÜ ile Gülümse” adlı sosyal sorumluluk projemizin lansmanında sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, Hatay’ın güzel ilçesi Samandağ’da, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızla birlikte kutladık. İki gün süren festivalimizde, çocuklarımızın yüzlerindeki gülümsemeler, umudumuzu ve dayanışma ruhumuzu pekiştirdi. Bu deprem, Hatay’ın yanı sıra birçok ilimizi etkilemiş, binlerce vatandaşımızı kaybetmiş ve on binlercesini yaralamıştır. Bu trajedinin ardından, birlik ve beraberlik içinde, yaralarımızı sarmaya çalıştık. “PAÜ ile Gülümse” projemiz, bu iyileşme sürecinin bir parçası olarak doğdu. Festivalimizle çocuklarımıza neşe getirmek, köy okullarımıza oyuncak dağıtarak eğitimlerine katkıda bulunmak ve bayram kutlamalarına katılarak birlikte güçlü olduğumuzu göstermek istedik. Bu projemizle, Hatay’ın ve Samandağ’ın direncini, küllerinden yeniden doğma kabiliyetini tüm dünyaya ilan etmek istiyoruz. Deprem bizi yıkmadı, aksine daha da güçlendirdi. Bizler, acılarımızı paylaşarak, dayanışma içinde, daha aydınlık yarınlara yürüyeceğiz. Bu vesileyle, projemize destek veren herkese, emeği geçen her bireye en içten teşekkürlerimi sunuyorum. “PAÜ ile Gülümse” projemizin, umut ve dayanışmanın sembolü olarak anılmasını diliyorum.” “Bu proje kapsamında etkinlik alanında iki gün boyunca yaklaşık sekiz bin öğrenciyi etkinlik alanında ağırladık.” PAÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve PAÜ Alternatif Genç Topluluğu ve PAÜ Çağın Hukukçuları Topluluğunun danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Onur Kahan Arslan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Bugün sene başında başladığımız PAÜ ile Gülümse Projesinin tamamlanıp son gününe geldiğimiz bir gün. Ben de Hataylıyım. Maalesef depremden sonraki durumu çok iyi biliyorum. Gerçekten enkaza dönmüş, yokluklar içerisinde bir şehir. Basit bir fikirle başlayan süreç nihayetinde de 19-23 Nisan tarihleri arasında PAÜ ile Gülümse Projemizi alnımızın akı ile bitirdik. Bu süreçte bizlerden desteklerini esirgemeyen sponsorlarımıza çok teşekkür ediyorum. Desteğini bizlerden hiçbir zaman esirgemeyen Sayın Rektörüm Prof. Dr. Ahmet Kutluhan Hocam olmak üzere Sayın Dekanıma, Sayın Baro Başkanımıza, Sayın Vergi Dairesi Başkanımıza, yaklaşık dört ay boyunca gece gündüz çalışan bu projeye emek veren öğrencilerimize canı gönülden teşekkürlerimizi sunuyorum. Bu proje kapsamında etkinlik alanında iki gün boyunca yaklaşık sekiz bin öğrenciyi etkinlik alanında ağırladık. Dört tane daha önce hiç gidilmemiş köy okulunu ziyaret edip çocuklarımıza üç binin üzerinde oyuncak hediye ettik. Akşamları da şenlik alanına gelemeyen deprem dolayısıyla engeli oluşan kardeşlerimizi ziyaret edip onlara çeşitli hediyeler ulaştırdık.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunlara değindi: “Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bütün umudum gençliktedir” sözleri bu gün bu umudun haklılığını bir kez daha göstermiştir. Üniversite öğrencisi olmak sadece dersleri takip etmek sınavlara girmek değildir. Aynı zamanda topluma faydalı bir birey olmak, sorumluluk üslenmek ve değer yaratmaktır. Pamukkale Üniversitesinin duyarlı öğrencileri bir araya gelerek gecelerini gündüzlerine katıp böylesi anlamlı bir proje için yüreklerini ortaya koydular. Onları gönülden kutluyor ve sizlerden onlara kocaman bir alkış istiyorum. Hukuk Fakültesi olarak böyle anlamlı bir etkinlikte yer almaktan mutluyuz ve gururluyuz. Etkinliğimize destek veren ve bizleri yüreklendiren Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, bu anlamlı etkinliğin mimarı Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Kahan Onur Arslan’a Çağın Hukukçuları Topluluğu ve Alternatif Genç Topluluğu üyeleri başta olmak üzere emeği geçen herkese ve çok kıymetli sponsorlarımıza teşekkür ediyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.” Denizli Baro Başkanı Demirdöğer: “Genç meslektaşlarım Denizli Barosu’na gelip böyle bir etkinliği yapacaklarını söylediklerinde biraz tereddütlü yaklaşmıştım. Fakat gördüm ki gerçekten muhteşem bir çalışma yapmışlar.” Denizli Baro Başkanı Av. Adnan Demirdöğer ise yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “6 Şubat Depremi içerisinde Denizli Barosu olarak biz üçüncü günde iki tır Hatay Barosu’na teslim edilmek üzere yardım kampanyası düzenledik ve bugün koşulları içerisinde de on yedi saatlik bir yolculuktan sonra o yardım oraya ulaşabildi ve akabinde de beş gün sonra da yine aynı şekilde Kahramanmaraş Baro Başkanlığı’na teslim edilmek üzere yine bir tır Denizli Barosu katkıda bulundu. Denizli Barosu meslektaşlarımız nezdinde de Türkiye Barolar Birliği’nin düzenlemiş olduğu bir yardım kampanyası oldu ve bu yardım kampanyasına iştirak ettik. Tabi sevgili dostlar acılar paylaşılarak azalıyor. Fakat bir husus belirtmeden geçemeyeceğim. Denizli’miz de bildiğiniz üzere bir deprem bölgesi. Deprem olayını sadece belediye başkanlarının, kamu kurumlarının siyasilere bırakılmayacak kadar önemli olduğunu da geçtiğimiz bir yıl içerisinde öğrenmiş olduk. Tabi ki toplum olarak da bu deprem bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor. Toplumun tüm kesimlerinin bu deprem olayına hazırlıklı olması gerekir. Sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerimizin, siyasetçilerimizin, belediyelerimizin kısaca tüm kesimin bu depremle ilgili olarak, A, B, C planı olmadan hareket etmesi gerekiyor. Ben, gerçekten genç meslektaşlarım Denizli Barosu’na gelip böyle bir etkinliği yapacaklarını söylediklerinde biraz tereddütlü yaklaşmıştım. Fakat gördüm ki gerçekten muhteşem bir çalışma yapmışlar. Başta Rektör Hocam başta olmak üzere, bu etkinliği gerçekleştiren tüm meslektaşlarıma ayrı ayrı çok çok teşekkür ediyorum. Bu ödül için de ayrıca çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.” “Orada çocukların elinde tuttuk geleceğimize; biz de burada gençlerimizin önünü açtık geleceğimize, geleceğimizden eminiz arkadaşlar, kendimizi alkışlayabiliriz.” Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Bu etkinlik kendi içerisinde asil bir etkinlik. Çünkü ilk heyecanlarıyla bana geldiklerinde ben de hemen yapalım dedim. Yardıma ihtiyacınız var mı? Diye sordum, ikinci sorum bu oldu. Onlar dediler ki yardıma ihtiyacımız yok. Ben de Allah razı olsun dedim. İkinci şeyimiz ayrılırken, yine bakın biz el önüne çıkacağız. Etkinliğin güzel olması için yardıma ihtiyaçları olup olmadığını yine sordum. Kahan Hocam, tamam sıkıntı yok dedi. Şu anda Rektörlük olarak sadece altyapısı ile bizden istenenleri, bize düşen görevleri yaptık, çok üst bir şey yapmadık. Bu etkinlik gerçekleştirildi kendilerine çok teşekkür ediyorum. Asil bir etkinlikti. Etkinliğin ikinci asilliği, yine büyük Atatürk’ün dediği ‘muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ sözü burada gerçek oldu. Milli birlik ve beraberliğimizi ancak bu etkinlik anlatabilir. İşte bizim asil kanımız, bu. Orada çocukların elinde tuttuk geleceğimize; biz de burada gençlerimizin önünü açtık geleceğimize, geleceğimizden eminiz arkadaşlar, kendimizi alkışlayabiliriz. Pamukkale Üniversitesi’ni; üniversiteler ikiye ayrılır, birincisi Pamukkale Üniversitesi, ikincisi diğerleri diye anlatıyorum. Var mı başka etkinlik yapan Pamukkale Üniversitesi’nden başka? Şu anda dillendirebileceğim birçok etkinliğimiz var. Antalya’da geçen gün etkinlik yaptık. Firmanın büyük bir sponsorluğu var. Üniversitemiz gerçekten Antalya’dan Muğla’dan Aydın’dan buraların her yerinde büyük etkinlikler yapıyor ve bu üniversite çıldırmış dedik en sonunda. Avrupa’ya da Teknokent’imizin şubesini açtık. Üniversite nasıldı? Kapıları kapanmış, şehirle bağlantıları kesmiş, kendi içinde boğuşan bir üniversite. Ama şimdi her etkinliğimize şehirden misafirlerimiz geliyor. Her gittiğimiz yerde sivil toplum örgütleri oluyor. Şimdi kendimizi küçümsemeyelim. Pamukkale Üniversitesi, geleceğin üniversitelerinden biridir. Bu sözle ben, can-ı gönülden bu etkinliği yapan, düşünen, oraya gidemeyen herkesi kutluyorum.” Etkinliğin sonun Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan; Dr. Öğr. Üyesi Onur Kahan Arslan’a, Samandağ İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Zülale Arslan Yılmaz adına Dr. Öğr. Üyesi Onur Kahan Arslan, Denizli Baro Başkanı Av. Adnan Demirdöğer’e, Denizli Vergi Dairesi Başkanı Halil Tekin’e, etkinliğe destek sağlayan sponsor firma temsilcilerine ve projede görevli olan öğrencilere plaket ve teşekkür belgesi takdim etti.
Kayseri Başkan Özdoğan: "Hedefimiz, güvenli ve sorunsuz bir ulaşım sağlamak" Sütdonduran Yaylası ve Erciyes Dağı’nın kuzey çevrelerine ulaşımı sağlayacak olan yolda aşırı yağışlar nedeniyle bozulan 3 kilometrelik yolun yapım çalışmalarının yapıldığını belirten Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan; "Amacımız bölgeye ulaşımı güvenli ve sorunsuz bir hale getirmek, vatandaşımızın yanında olmaktır" dedi. Hacılar ilçesinde, Erciyes Dağı’nın eteklerinde bulunan Sütdonduran Yaylası’na giden yolda yapım çalışmaları hızla devam ediyor. Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Sütdonduran Yaylası ve Erciyes Dağı’nın kuzey çevrelerine ulaşımı sağlayan yolda aşırı yağışların bozduğu 3 kilometrelik kısmın onarılması için yoğun bir çalışma içinde olduklarını belirtti. Başkan Özdoğan; "Bu güzergâhı kullanan, Erciyes Dağı’na çıkmak isteyen dağcılar, Sütdonduran Yaylası ve Sarıgöl’e gitmek isteyen doğaseverler ile bu bölgede hayvancılık yapan vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için çalışıyoruz. Yol yapım çalışmalarımız aralıksız devam ediyor ve en kısa sürede tamamlanacak" dedi. Hacılar Belediyesi olarak her zaman vatandaşların ihtiyaçlarına öncelik verdiklerini belirten Başkan Özdoğan, yol yapım çalışmalarının en kısa sürede tamamlanarak hizmete sunulacağını vurguladı. Özdoğan, "Amacımız, bölgeye ulaşımı güvenli ve sorunsuz bir hale getirmek. Vatandaşlarımızın ve doğaseverlerin mağduriyet yaşamaması için çalışıyoruz" şeklinde konuştu.