GÜNDEM - 12 Kasım 2017 Pazar 12:14

Görme engelli öğretmenin büyük başarısı

A
A
A
Görme engelli öğretmenin büyük başarısı

Doğuştan görme engelli olan öğretmen Fatma Öğer, birçok başarıya imza atarak engellilerin de sporda ne kadar başarılı olabileceklerini gösterirken, çağrıldığı milli takıma ise öğrencilerinin eğitiminin aksamaması için gidemedi.

Doğuştan görme engelli 32 yaşındaki Fatma Öğer, edebiyat öğretmenliğinin yanı sıra farklı dallarda birçok başarıya imza atarak engellilerin de sporda ne kadar başarılı olabileceklerini gösterdi. Öğer, Türkiye Görme Engelliler Judo Şampiyonası'nda 1’incilik, Türkiye Görme Engelliler Halter Şampiyonası'nda üçer 1’incilik, Dünya ve Avrupa Görme Engelliler Halter Şampiyonası'nda 2’ncilik, Türkiye Görme Engelliler Atletizm Şampiyonası disk atma dalında 2’ncilik elde ederken, Goalball Lig Şampiyonluğu ve Görme Engelliler Futbol Lig Şampiyonluğunu yaşayarak engelleri ortadan kaldırdı.

Görme engelli öğretmenin büyük başarısı

Doğuştan görme engelli olan ve yüzde 5 görebilen Öğer, ailesinin desteğiyle zorlukları aşarak başarıya ulaştı. Yaşadığı zorlu süreci anlatan Öğer, “Doğuştan görme engelliyim fakat 16 yaşına kadar görme derecem biraz daha iyiydi. Liseyi yapı ressamlığı bölümünde okudum. Burada çok fazla çizim yaptığım için görme derecem düştü. Liseyi bitirdikten sonra sözel bölümüne geçmek zorunda kaldım. Çok zorlu süreçlerden geçtim. 5 yıl boyunca bir yerde çalışma veya ders ile ilgili bir çaba içerisine girmedim. Yapamayacağımı düşündüm. Daha sonra kardeşim üniversiteyi kazandı. Beni de cesaretlendirdi. Ailem bana destek oldu. 2008 yılında görme engellilerle tanışıp 2009 yılında da kardeşimin teşvikiyle Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandım” dedi.

“Görmeden nasıl olur, nasıl ders işleyeceğiz diyen olmadı”

Üniversiteyi bitirmesinin ardından 2015 yılında Ege Anadolu Lisesine edebiyat öğretmeni olarak atandığını ve öğrenciler ile ilk karşılaşmasında görme engelli olduğunu açıklayarak dersine başladığını anlatan Öğer, “Öğrencilerime görmediğimi söyledim, onlar da öğrendiklerinde kendileri için sıkıntı olmayacağını söylediler. Bende aynı mizaçla cevap verdim ve ‘Benim için de sıkıntı yok’ demiştim. Görmemem ile ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Öğrencilerimden, ‘Nasıl olur, nasıl ders işleyeceğiz’ diyen olmadı” dedi.
Öğrencilerinin kendisine sevgi ve saygıda bulunduğunu anlatan Öğer, sınıfta ise eğlenceli ders işlendiğini söyleyerek şunları artardı: “Edebiyatı hiç sevmeyen biri bile benden dolayı bir şekilde derse adapte olmaya çalışıyor. Bende onların ilgisini çekmeye çalışıyorum. Onların karşılarında ses tonu olsun, karşılarında düzgün konuşma, iletişimi düzgün kurabilmek ve sağlıklı bir şekilde devam edebilmek güzel oluyor. Edebiyatı seven de sevmeyen de ister istemez oluyor. Öğrencilerin sevgisi ve saygısından dolayı bir sıkıntı çıkmıyor. Ben onlara saygı duyduğum için onlar da bana saygı duymak zorunda kalıyorlar. Onlar genç, ister istemez ses olabiliyor. Dersleri işlerken görmeden ziyade duymanın önemli olduğunu bildikleri için uyardığımda susup dersimizi işliyoruz."

Görme engelli öğretmenin büyük başarısı

"Öğrencileri seslerinden 2 haftada tanıyorum"

Öğrencilerin ses tonlarını 2 hafta sonunda tanıdığını ve öğrencilere isimleri ile hitap ettiğini kaydeden Öğer, “Onların kim olduğunu tanıyorum. Hocam dediklerinde, parmak kaldırdıklarını görmediğim için seslerini tanıyarak isimleri ile hitap ederek onları dinliyorum” ifadelerini kullandı.
Öğretmenliğinin ilk yıllarında görmemesinden faydalanmak isteyen bir öğrencisi ile arasında geçen bir anısını anlatan Öğer, “Göreve başladığım zaman bir anım olmuştu. Bir öğrencim benim hiç görmediğimi düşünerek kapıya doğru yaklaşıp iyi niyetimi suiistimal etmişti. Bende onu fark edip kapıya doğru yaklaştım. Sonunda kapıda buluşup ‘Hayırdır nereye gidiyorsun’ dedim. O da bana ‘Öğretmenim hani siz görmüyordunuz‘ diyerek çok şaşırmıştı” diye konuştu.

“Öğrencilerim halteri nasıl kaldırdığımı merak ediyor”

Öğer, öğrencilerine spor ile ilgili bilgiler de verdiğini aktararak, “Öğrencilerim spor yaptığımı biliyor. Hayret ediyorlar. Nasıl halteri kaldırdığımı, futbol oynadığımı, judo yaptığımı sürekli soruyorlar. Hatta dersi kaynatmak için bile sordukları oluyor. Zaman zaman onlara anlatıyorum. Sporun onlar için de gerekli olduğunu söylüyorum” dedi.

Sınıfta öğrencilerin kendisine yardım ettiğini ve onların desteğiyle derslerin daha verimli geçtiğini söyleyen Öğer, “Tahtaya görmeden yazı yazdığım için onlardan yardım alabiliyorum. Cümleyi yazdıktan sonra ek kök ayıracaksam, altını çizeceksem, ek ya da kökün hangi durumda olduğunu bildireceksem cümleyi ben yazıyorum onlar da altını çiziyorlar. Öğrencilerin ilk oturma planları aklımda kalıyor. Oturma sıralarına yaklaşıp öğrencilere soru sormak için seslendiğimde yer değişikliği varsa nerede oturduğunu söylüyorlar. Yoklama için öğrencilerime listeyi veriyorum. Yoklamayı onlar sesli bir şekilde alıyorlar ve olmayan öğrencinin numarasını yazıyorlar. Olmayan öğrencinin olup olmadıklarını seslerinden tanıyıp kodlamış oluyorum” şeklinde konuştu.

Görme engelli öğretmenin büyük başarısı

Velilerden olumlu tepkiler aldığını söyleyen Öğer, şunları kaydetti: “Veliler görme engelli olduğumu ilk başta anlamıyorlar. Sonra ben kendim söylüyorum. Bununla ilgili olumsuz bir durum olmadı. Aksine ailelere çocuklarının benden bahsettikleri oluyormuş. Bu da benim hoşuma gidiyor. Öğrencilerle sağlıklı bir iletişim kuruyorum ki demek ki onlar da takdir ediyor. Herhangi bir olumsuz tepki almadım.”

Öğrencilerin yaşadıkları zorlukları dinliyor

Öğer, öğrencilerin her türlü sorunları ile kendisinin ilgilendiğini dile getirerek, “Öğretmen öğrenci ilişkisi dışında da bir ilişkimiz oluyor. Onların hayatlarında yaşadıkları zorlukları da dinliyorum. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlar bana sevgi ve saygılarını verdiği müddetçe ben de onlara her şekilde destek çıkmaya çalışıyorum. Gün geliyor sarılıp ağlayabiliyoruz. Sürekli iç içeyiz. Dışarıda da abla kardeş gibiyiz” şeklinde konuştu.

Antrenör yönlendirmesiyle haltere başlayarak şampiyonluk yaşayan Öğer, “Goalball oynuyordum ve oradaki antrenörüm halter de yapabileceğimi anlattı. 2013 yılında onların teşvikiyle haltere başladım. Çalışmalarıma başladım ve 2014 yılında Görme Engelliler Türkiye Halter Şampiyonası’nda 1’inci oldum. Aynı yıl milli takıma seçildim. Ay yıldızlı forma ile 2014 yılında Antalya’da düzenlenen Görme Engelliler Dünya ve Avrupa Halter Şampiyonası'nda 60 kiloda 2’nci oldum. 2015 ve 2016 Görme Engelliler Türkiye Halter Şampiyonası’nda 60 kiloda 1’inci, 2017 yılında Görme Engelliler Türkiye Halter Şampiyonası’nda 2’ncilik elde ettim” ifadelerini kullandı.

Görme engelli öğretmenin büyük başarısı

“Benim için öğrenciler önemli”

Öğrencilerinin derslerinin aksamaması için milli takıma gitmediğini anlatan Öğer, şunları söyledi:
“Milli takıma seçildim ama 2015-2016 yıllarında gidemedim. Öğrencilerimi bırakamadım. Onlar için edebiyat çok önemli. Benim için ise öğrencilerim önemli. Bir nevi fedakarlık oldu ama öğrencilerim için değerdi. Benim asıl mesleğim öğretmenlik.”

“Görme kaybımdan dolayı takımdan çıkarıldım”

Öğer, halter yanında atletizm ile de ilgilendiğini aktararak, “Atletizmle ilgili içimde ukde vardı. Atletizme lisede başlamıştım. Görme kaybından dolayı takımdan çıkarılarak bırakmak zorunda kaldım. Zamanı geldiğinde tekrar yapacağımı biliyordum. 2017 yılı Türkiye Görme Engelliler Atletizm Şampiyonası disk atma dalında 2’nci oldum” dedi.

Milli forma altında Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ettiğini ve gurur verici olduğunu söyleyen Öğer, şunları aktardı: “Dünyada Türkiye’yi temsil ettim. Bu benim için gurur vericiydi. Kendimi iyi ifade edebildiğimi düşünüyorum. Sporu yaşam tarzı haline getirdiğimiz zaman zorunluluktan çıkıp bizim bir parçamız gibi oluyor. Spor yapmayı çok seviyorum.” 

Ömer Çetin - Cem Geçim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.