GÜNDEM - 10 Mart 2018 Cumartesi 07:02

İstanbul Üniversitesi TETLAB Fikir Fabrikası törenle açıldı

A
A
A
İstanbul Üniversitesi TETLAB Fikir Fabrikası törenle açıldı

İstanbul Kalkınma Ajansı destekli 'İnovasyon Lideri İstanbul' projesi kapsamında kurulan 'TETLAB Fikir Fabrikası', İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde düzenlenen törenle açıldı.

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) destekli 'İnovasyon Lideri İstanbul' projesi kapsamında kurulan 'TETLAB (3 Boyutlu Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım Laboratuvarı) Fikir Fabrikası', İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi’nde düzenlenen törenle açıldı. 

Açılış törenine, İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İSTKA Genel Sekreteri Özgül Özkan Yavuz, İstanbul Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Oral Öncül ve TETLAB Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Leyla Türker Şener ile birlikte geniş bir davetli topluluğu katıldı.

“En fazla patent başvurusu yapan üniversiteyiz” 

TETLAB Fikir Fabrikası açılış töreninde konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, çok deneyimli bir ekiple çalışıldığını ve İstanbul Üniversitesi’nin en fazla patent başvurusu yapan üniversite olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ak, “Başta Leyla Hocamız olmak üzere çok deneyimli; iddialı, ufku açık ve yorulmak bilmeyen bir ekip burada oluşturuldu. Hepsini yürekten kutluyorum. Bu ekibin özverili çalışmalarıyla hızla patent başvuruları, patent başvurusunun yanında bu hareketliliğin tüm üniversite kamuoyuna yayılmasına yönelik bilgilendirme toplantıları geliştirildi ve bunun meyvelerini de aldık. 4 yıldır Türkiye Üniversiteleri içerisinde en fazla patent başvurusu yapan üniversiteyiz” dedi.

“İnovasyon kültürünü temele yayma kararlılığı içerisindeyiz” 

Açılışı gerçekleştirilen TETLAB laboratuarını cömertlik göstererek tüm Türkiye’nin hizmetine sunulduğunu belirten İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, şu ifadeleri kullandı: 

“Biz burada sadece 3 Boyutlu Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım Laboratuarı kurmadık. Bu tecrübeyi bir cömertlik göstererek tüm Türkiye’nin hizmetine de sunduk. Şu anda bir üniversite ortamındayız ama üniversiteyi besleyen, üniversitenin giriş kaynağı olan genç dimağlardır. O yönden Milli Eğitimimiz ile teknolojiyi takip etme bakımından özel bir genel müdürlük kurulmuş durumda ve proje okulları oluşturuldu. Belki bizim en büyük şansımız sur içerisinde 10’a yakın 480 puandan yüksek puanla öğrenci alan iddialı liselerimizin olmasıdır. Biz bu proje liseleriyle protokoller yaparak, araştırma, inovasyon kültürünü temele yayma kararlılığı içerisindeyiz. Başta İstanbul Erkek Lisesi olmak üzere bu civardaki bütün iyi liselerle protokollerimiz var. Hem liselere giderek hem de o öğrencileri kendi teknokentimize veya üniversitemizin muhtelif yerlerine, kliniklere davet ederek kendilerini gelecekte bekleyen aşamaları daha önceden onlara gösterip kendi fikirlerini ufuklarını doğru bir amaca yöneltmelerini destekliyoruz.”

“İstanbul’un küresel rekabet gücünü artıracak pek çok patent alımını gerçekleştirdiler” 

İSTKA Genel Sekreteri Özgül Özkan Yavuz, TETLAB sayesinde İstanbul’un küresel rekabet gücünü artıracak pek çok patent alımı gerçekleştirildiğine vurgu yaptı. Genel Sekreter Yavuz, “İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ajansımızın desteğiyle 2015 yılında 3 boyutlu Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım Laboratuvarını başarıyla kurmuştu. Bu laboratuar sayesinde İstanbul’un küresel rekabet gücünü artıracak pek çok patent alımını gerçekleştirdiler. Şimdi de çalışmalarına bu projemizle medikal tasarımlar üreterek devam ediyorlar. Bu projeyi de sağlık sektöründe faydalı medikal tasarımların katma değeri yüksek patentlenebilir ürünlerin ortaya çıkarılması için desteklemiş bulunuyoruz. Ve yine yüzde 85 destek oranıyla en yüksek desteğe hak kazanan projelerimizden bir tanesiydi” ifadelerini kullandı.

“Multidisipliner bir tartışma ve geliştirme merkezi olacak” 

İstanbul Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Oral Öncül ise TETLAB’ın Multidisipliner bir tartışma ve geliştirme merkezi haline geleceğinin altını çizerek, “Bugün geleceğe gururla taşıyacağımız önemli bir merkezin açılışını yapıyoruz çünkü gerçekten de inovatif birçok projenin, ürünün burada gerçekleştirilecek ilk titrinin olgunlaşma merkezi burası. Multidisipliner bir tartışma ve geliştirme merkezi aynı zamanda da bir eğitim merkezi olacak” dedi.

İHA muhabirine açıklamalarda bulunan TETLAB Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Leyla Şener, TETLAB Fikir Fabrikası’nda sağlık çalışanları ile mühendis ve tasarımcıları bir araya getirdiklerini belirterek ortak bir çalışma platformu sağladıklarını kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Şener, şöyle konuştu: 

“TETLAB 3 boyutlu tıbbi ve endüstriyel tasarım laboratuarı. 2015 yılı İstanbul Kalkınma Ajansı Mali destek programı kapsamında desteklenmiş olup Türkiye’nin sağlık teknolojisi alanındaki küresel rekabet gücümüzü ortaya koymasına ve uluslararası değer zincirinde yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesine, üniversite sanayi işbirliklerinin geliştirilmesine, patent, faydalı model gibi fikri sınai mülki hakların korunmasına girişimci akademisyen ve öğrencilerin sayısının artışını sağlamak üzere kuruldu. Bu dönemki projemiz ise 2016 mali destek programı ile desteklenmiş olan ‘İnovasyon Lideri İstanbul’ projesi kapsamında kurulan TETLAB Fikir Fabrikası’nda bulunuyoruz. 

Burada yapılacak olan çalışmalar yine sağlık alanında çalışanların sorunlarının tespit edilmesi ve bunlara çözüm önerileri oluşturulması tasarım odaklı düşünme atölye çalışmalarının yapılması proje yazım maratonlarının yapılması ‘Makerlab’ atölye çalışmaları, hekatonlar gibi düzenleneceği ve patent bilgilendirme seminerleri düzenleneceği bir fikir fabrikası. Burada sağlık çalışanlarıyla mühendislerin, tasarımcıların bir araya getirilmesi ve ortak çalışma platform oluşturulması sağlanmıştır. Hekimlerin ve sağlık alanında çalışanlarının sorunlarını ortaya koyması birlikte de çözüm önerileri getirilerek bunların patent başvurularını yapılması ve TETLAB’ta prototiplerinin üretilmesi ve girişimcilik yolunda atılması gereken atımlar için bir öncelik olacaktır.”

"80’in üzerinde patent başvurusu gerçekleştirdik" 

TETLAB Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Leyla Şener, Ocak 2016’dan bu yana 80’in üzerinde patent başvuru gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “TETLAB Ocak 2016 yılından itibaren 80’in üzerinde patent başvurusu gerçekleştirdik. 8 tane faydalı model başvurusu gerçekleştirdik. Bir tane TÜBİTAK 1003 projesi aldı patent başvurusu yapmış olan bir hocamız. Bir Horizon projesi yazıldı. 10 ayrı şehirde 10 ayrı panel ve 3 çalıştay gerçekleştirildi. İlk, orta ve liselerde de tanıtım bilgilendirme seminerleri düzenlendi. Farklı üniversitelerdeki konusunda uzman hocalarımızın burada seminer vermeleri sağlanmak suretiyle ortak çalışmaların gerçekleştirilmesi için 17 ayrı seminer düzenlendi” diye konuştu.

TETLAB Fikir Fabrikası 

Açılışı gerçekleştirilen TETLAB Fikir Fabrikası’nda tasarım odaklı atölye çalışmaları, patent eğitimleri, proje yazma eğitimleri, proje maratonları, liderlik eğitimleri, girişim ve inovasyon hızlandırıcı çalışmalar, 3 boyutlu yazıcı ve 3 boyutlu tarayıcı uygulamalı atölye çalışmaları, makine öğrenmesi eğitimleri ve oluşturulan tasarımların gelişmesi için çalışmalar yapılacak. Proje ile farklı disiplinlerde çalışan ama ortak amacı yenilik içeren ürünler oluşturmak ve bunları üretmek olan kişilere, laboratuardaki fiziksel ve dijital prototipleme cihazları ile fikirlerini tasarıma, tasarımlarını fiziksel ürünlere dönüştürme imkânı sağlamak amaçlanıyor.
Fikir üretmeye ve bunlara dair fikri sınai mülki hakların korunmasına dair eğitimlerin de verileceği proje ile 11’inci Kalkınma Planı’ndaki tedbir önerilerinden olan kadınlara yönelik bilim, inovasyon, makerlab atölye çalışmaları da gerçekleştirilecek.  

Rıfat Fırat - Fatih Gavuz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.
Bayburt Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Erzincan Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan bu sınıfta minik öğrencilere masal anlatılıyor Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Eğitim Fakültesinde oluşturulan ve Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan Masal Atölyesi Sınıfında Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve seçmeli ders olarak alan üniversite öğrencileri, anaokulu öğrencilerine unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yaşatmak için masal anlatıp, kurulan oyuncak stantların da miniklerle keyifli zaman geçiriyorlar. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’un yönettiği Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi çerçevesinde, Erzincan Fırat Kılıç İlkokulu öğrencilerine masal etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Eğitim Fakültesi Masal Atölyesi’nde ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mücahit Kağan, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdem Yavuz, Doç. Dr. Alper Kaşkaya, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fethi Kayalar, Fırat Kılıç İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrenciler, Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi kapsamında öğrendikleri “Kaz Yollasam Yolar mısın? “masal tiyatrosunu sergiledi ve “Tırtıl Huppo” hikayesini anlattılar. Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt, atölyede yaklaşık 400 öğrenciye masal anlatıldığını ve Deprem bölgelerindeki Hatay Reyhanlı, Urfa Siverek anaokullarına online masal anlatıldığını belirtti. Ayrıca öğretmen adaylarının derste öğrendiklerini uygulama fırsatı bulduklarını vurguladı. Etkinlikte, Rektör Levent öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla sohbet etti ve öğrencilerin masal etkinliğine büyük ilgi gösterdiği belirterek, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.