SAĞLIK - 09 Nisan 2018 Pazartesi 17:31

'Kanser hastaları kadar, yakınları da aynı travmayı yaşar'

A
A
A
'Kanser hastaları kadar, yakınları da aynı travmayı yaşar'

Uzman Klinik Psikoloğu Melis Çekiç Güllüoğlu, kanser hastaları kadar aynı travmayı yaşayan hasta yakınlarının yaşadıkları ruhsal süreçleri hakkında önemli bilgiler verdi.

Hasta kişinin yakınına kanser teşhisi konduğu anda hasta yakını da tıpkı tanıyı alan hasta gibi bir yas sürecine girdiği gözlemleniyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Melis Çekiç Güllüoğlu, kanser hastaları kadar aynı travmayı yaşayan hasta yakınlarının yaşadıkları ruhsal süreçleri hakkında önemli bilgiler verdi. 

Bu süreçlerin aşamalarını, inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme olarak tanımlandığını kaydeden Güllüoğlu, "Bu aşamaların süreleri ve şiddeti kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. İnkar evresinde kişi hala yaşadığı şoku atlatamamıştır. Hastanın, hasta yakını için yeri genelde duygusal olarak önemli bir bağı olan kişi olma anlamını taşır. O yüzden ilk evrenin oluşturduğu asıl duygu çaresizlik ile başa çıkma için inkardır. Kişi ''Hayır yakınınız kanser değil'' kelimesini duymayı çok istemektedir. Bu süreci kabullenmenin de yavaş yavaş ortaya çıkması ile birlikte öfke takip eder. ''Neden benim annem/babam/kardeşim/çocuğum/eşim?'' diye sormaya başlar. Ve özellikle hasta yakınında kendini suçlama eğilimleri bu süreçte yani öfke aşamasında başlar. Kişi bu yaşadıklarının bir sebebini bulmaya çalışır. Pazarlık aşamasında ise kişi Tanrı ile pazarlığa bile girebilir. ''O yaşasın da, bu hastalığı atlatsın da ne gerekirse ben yaşayayım'' veya geçmişe duyulan pişmanlıklardan dolayı ''Hastalığını yendiğinde ona eskisinden çok daha hoşgörülü ve anlayışlı olacağım'' gibi pişmanlıklarında getirdiği pazarlık süreci başlayabilir. Ardından çökkünlük/depresyon dönemi başlayabilir ve son olarak da kişi artık yeni durumu ve süreci tamamı ile kabulleniş aşamasına geçmiştir" dedi.

Güllüoğlu, kanser hastası ve yakının ruh sağlığını korumak için ne yapılması gerekenleri şöyle bildirdi: "Tam bilgi sahibi olmak en önemli konu. Bakım veren hasta yakını öncelikle durum ile ilgili bilgi sahibi olmayı istediği her ayrıntıyı hastanın doktorundan edinmelidir. Böylelikle bilinmezlik oranı en aza indirilecek, hasta için yapılacaklar ve hasta yakının yapması gerekenler netleşecek, çaresizlik hissi hasta yakını için azaltılmış olacaktır".

Sınırları fark etmek 

Her şey (hastalık-tedavi süreci) hakkında rolün ne olduğunu, yapılabileceklerin sınırları, kontrol edilemeyecek süreçler hakkında farkındalık sağlanması gerektiğini vurgulayan Melis Çekiç Güllüoğlu, "Bu, sizin kontrol edemeyeceğiniz durumlarda bile olabildiğince sakin kalmanızı ve sağlık ekibiyle birlikte hasta için doğru şekilde işbirliği kurmanızı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.

Yardım isteyin 

Kanser süreci tüm aile bireylerini etkileyen bir süreç olduğunu belirten, Güllüoğlu, "Bu süreçte mutlaka diğer aile üyelerinden destek istenmeli. Sadece tek bir hasta yakını üzerinde oluşan yük, tüm bireylerin değişik alanlardaki yardımlarıyla büyük oranda hafifleyecektir. Bu yükün altına mümkünse tek bir kişi girmemelidir. Sorumluluk mutlaka paylaşılmalıdır" şeklinde konuştu.

Hasta adına karar almayın

Melis Çekiç Güllüoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Hasta için daha iyi olacağını düşündüğünüz durumlarda bile hastanın fikrini mutlaka alınmalı. Fikir alınabilecek bir durum söz konusu değilse bile tüm aile üyeleri toplanıp ortak bir karar alınmalı. Bu süreçte de sorumluluk tek bir kişinin üzerinde olmamalı".

Kendinize de vakit ayırın 

Bireylerin yakınlarının süreci devam etse bile bireysel olarak kendi hayatı olduğunun altını çizen Melis Çekiç Güllüoğlu, "Bu yorucu ve yoğun süreç sizin içinde devam ediyor. En azından ara sıra yakınınız uyurken, dinlenirken veya bir süre size ihtiyacı olmayacağı vakitlerde kendiniz için enerji ve motivasyonunuzu artıracak aktiviteler yapmalısınız. Dışarı çıktığınızda suçluluk hissetmek yerine yakınınızın yanına döndüğünüzde onunla daha kaliteli nasıl zaman geçireceğinize odaklanın" şeklinde sözlerini sonlandırdı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.