POLİTİKA - 01 Kasım 2016 Salı 16:25

Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye 'başkanlık sistemi' çağrısı

A
A
A
Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye 'başkanlık sistemi' çağrısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum, Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın Aydın’da kurşunla yaralanmasına değinerek, “CHP’ye ve CHP’lilere karşı provokasyonlar bundan sonra daha fazla olacaktır. Şehit cenazesinde benim üzerime kurşun atan, genel başkan yardımcımızın bu şekliyle kurşunlanması, il başkanlarımızın sokak ortasında darp edilmeye çalışılması bizim üzerimize geliyorlar. Bu ülkeye tam demokrasiyi getirmek için eğer bir bedel ödenecekse sözüm sözdür o bedeli önce ben ödeyeceğim. Şu garabete bakın bir bir taraftan PKK saldırılarıyla karşı karşıyayız. Şavşat’ta silahlı PKK saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Yılmayacağız. Kim olursa olsun. Genel başkan yardımcılarımıza karşı benzer saldırı yapılıyor. Ondan da yılmayacağız. Hemen şöyle bir kumpasta kurdular. Bu silahı sıkan ülkücüymüş dediler. Gazeteci soruyor. Ülkücüler vatanseverdir, biz de vatanseveriz. Bayraklarını severler, biz de bayrağımızı severiz. Biz de vatanseveriz. Eline silah tutuşturulup birisine ateş etmesine sağlayanlar asla ve asla bir ülkünün adamı olamazlar. Onlar kişiliksiz insanlardır. Onlar kullanılmaya müsait insanlardır. Kelepçeyi şeref olarak taşıyacakmış. Kelepçeyi şeref olarak taşıyanlar zaten karanlık insanlardır. Bayrak, vatan, demokrasi, özgür medya niye senin şerefin değil? Bu tür insanlar karanlık insanlardır. Cebine üç beş kuruş para koyduğun zaman yapmayacağı iş yoktur. Bunlar satılık insanlardır. Bize yönelik provokasyonlar konusunda çok dikkatli olmalıyız, sağduyulu olmayız. Aydın’daki güvenlik güçlerine yürekten teşekkür ediyorum. Aydın valisine, emniyet müdürüne ve savcısına teşekkür ediyorum. Planlı bir saldırı, arkasındaki iradeyi merak ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip karşı darbe yapanlara karşı dimdik, namusumuzla ayakta duracağız”
“15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip karşı darbe yapanlara karşı dimdik, namusumuzla ayakta duracağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkardılar bir istihbarat devleti haline getirdiler. Böyle bir devlet mi olur? Bizim yaptığımız tek şey var darbe sonrası, darbeye karşı olduğumuzu söyledik. Her ortamda söyledik. Ama darbenin fırsata çevrilip karşı darbeye dönüştürülmesini asla doğru bulmuyorum. 15 Temmuz darbesine nasıl karşı çıktıysak şimdi yapılan karşı darbeye de aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Gazeteciler ne yaptı bu gazeteciler, üniversite hocaları ne yaptı? Bir yeri mi bombaladılar bunlar? 12 Eylül askeri darbeden daha ağır koşulları yaşıyoruz şuanda. Böyle ağır tabloyla karşı karşıyayız. 1 milyonu aşkın mağdur yarattılar” açıklamasında bulundu.

“Türkiye planlı ve programlı bir şekilde, bilinçli olarak bir darbe sürecinin içine sokulmuştur”
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye planlı ve programlı bir şekilde, bilinçli olarak bir darbe sürecinin içine sokulmuştur. Kapı gibi örneğimiz var. Mehmet Dişli general, Kıta görevi yapmadan Genelkurmay Karargahı’na getiriyorsunuz bu adamı. Terfi ediyor. Sonra ne oluyor bu kişi darbeyi yönetiyor. Mehmet Dişli’yi genel kurmay karargahında tutan siyasi irade kim? Onu siyasi irade Türkiye’yi yönetenlerdir. Sen kalkacaksın Mehmet Dişli’ye hesap sormayacaksın oradaki teğmene hesap soracaksın. Hesap soracaksan askere değil, Mehmet Dişli’ye ve Dişli’yi orada tutanlara soracaksın. Türkiye planlı ve programlı bir şekilde darbe sürecinin içine getirilirken bu kararları alan siyasi irade kim? Asıl darbeciler onlar. Darbenin siyasi ayağı bunlardır. Kalkıyorsunuz akademisyenleri suçluyorsunuz, öğretmenlerin görevine son veriyorsunuz. Öğretmen mi darbe yaptı? Askeri öğrenci mi, er mi, erbaş mı darbe yaptı? FETÖ, hükümetin düşmanıymış gibi görünüyor. Yok arkadaşlar bunların ikisi beraber hareket ettiler. Paralel yapı da bunun için deniyor zaten. Bir yapı hükümette bir yapı hükümetin dışında. Aynı menzile farklı yollardan giden diye.”
15 Şubat 2012 dönemin başbakanının başdanışmanın ‘AK Parti ile Gülen cemaati arasında çatışma ve çekişme yaşanmadığıyla’ ilgili yazdığı yazısından bir bölüm okuyan Kılıçdaroğlu, “Yürekli bir savcı çıkar mı, emin olun çıkmaz onlar da korkuyorlar. Yürekli ve namuslu bir savcı bekliyorum” dedi.

“Cumhuriyet Gazetesini FETÖ’yle PKK’yla ilişkilendirmek şeref yoksunu kişilerin yapacağı bir şeydir"
Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyona değinen Kılıçdaroğlu, “Savcı bunlar hakkında yakalama kararı, gözaltı kararı verdi. Ne diye veriyor? Cumhuriyet Gazetesi, FETÖ’cüymüş, PKK’lıymış. Bir haksızlık yapmış savcıya onu söylemek isterim, IŞİD’i unutmuşlar. Onu da buraya dahil etselerdi. Ben bu savcıya ve talimat veren siyasi iradeye seslenmek isterim. Bedel ödeyen gazetedir Cumhuriyet Gazetesi. Her darbe sonrası bedel ödeyen bir gazetedir Cumhuriyet Gazetesi. Basın dünyamızın akademisidir. Çünkü Cumhuriyet bir fikir gazetesidir, aydınlanma gazetesidir. Özgürlüğü, cumhuriyeti savunan bir gazetedir. Cumhuriyet cumhuriyetle yaşıt bir gazetedir. Cumhuriyet adını da Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Cumhuriyet Gazetesini FETÖ’yle PKK’yla ilişkilendirmek şeref yoksunu kişilerin yapacağı bir şeydir. Ben sormak isterim, FETÖ’cüleri devlete Cumhuriyet mi yerleştirdi? Bu savcıya sormak isterim. Kim yerleştirdi bunları? Ne istediler de vermediler diyen Cumhuriyet mi? Senin yüreğin yetiyorsa bunu ‘ne istediler de vermedik’ diyen adama soracaksın, sen devletin nesini peşkeş çektin bunlara diye. Zekeriya Öz’e kurşungeçirmez arabayı Cumhuriyet mi tahsis etti? 81 ilin 76’sına FETÖ’cü emniyet müdürünü Cumhuriyet mi atadı? Bu soruları sormuyorsan çok büyük bir handikapın içindesin. Türkiye’yi başka bir yere sürüklüyorsun. İktidarda olanların borazanlığını yapıyorsun, elinde onların kamçısı seni kullanıyorlar bir savcı kendisini kullandırtmaz. TBMM’de kürsüye çıkıp ‘Fetullah Gülen’e çete demek ihanettir’ dedi biri. Sayın savcı bu soruyu kim sordu diye sordun mu? Sen çocuklarına bile hesap veremezsin, çocuklarına en ağır mirası bıraktın iktidarın sopası olarak. Fethullah Gülen’in sümkürdüğü mendili mübarektir diye alıp saklayan cumhuriyet mi? Sen savcı değil; sen birilerinin maşasısın. Soru soramıyorsan izzet-i ikbal ile görevden ayrılırsın. Ben size alet olamam dersin. Bütün bu olayların iki temel nedeni var. Tek adam rejimini getirmek. Ekonomideki kötü gidişe dur diyemiyorlar, vatandaşının dikkatini o alandan dikkatini çekmek. Gazetelere talimat veriyorlar, olumlu şeyleri yazın diyorlar. Doğruyu kim yazıyordu. Doğruyu Cumhuriyet gibi gazeteler yazıyordu” şeklinde konuştu.

“Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum, Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi”
“Bugün bütün bu oynananlar başkanlık rejiminin fragmanlarıdır” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Başkanlık rejimini bize tanıtmaya çalışıyorlar. Sayın Başbakan Binali Yıldırım ‘başkanlık gelmezse Türkiye bölünür’ diyor. 93 yıldır bu ülke dimdik ayakta bütün darbelere karşı. Sen kalkıyorsun başkanlık olmazsa Türkiye bölünür diyorsun. Yani başbakan olarak ben Türkiye’yi bölünme noktasına getirdim diye itiraf ediyorsun. Sen o koltukta oturamazsın. Türkiye’nin bölünmesinden söz eden bir kişi başbakanlık koltuğunda oturamaz. CHP bu ülkede olduğu sürece, bu ülkeyi hiçbir güç bölemeyecektir. Türkiye’nin bekası için bayrağı, vatanı için kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz sözüm sözdür. Bunlar Türkiye’yi eyaletlere bölmek ve parçalamak istiyorlar. Türkiye’nin bekası için söylüyorum ve Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum, Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi. 29 Mart 2013 Erdoğan bir televizyon programına katılıyor. ‘Türkiye eyalet sisteminden korkmamalı’ diyor. ‘2023 yılında eyalet sistemi olabilir’ diyor. Hiçbir siyasi liderin tuzağa düşmemesi lazım. Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, beraberliğini savunuyorsak, siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama ülke bizim ortak paydamızdır, bayrak, demokrasi, demokratik parlamenter sistem bizim ortak paydamızdır. 150 yıllık tecrübeyi atacaksın bir kişiye koltuk uğruna Türkiye’yi ateşe atacaksın. Buna izin vermeyiz. Başkanlık sistemini kim istiyor? Abdullah Öcalan da istiyor. Kendi kitabı yayınlandı orada ifade ediyor. 2013’te söylüyor bunu hükümet yetkililerine söylüyor. Sayın Bahçeli’ye söylüyorum, bir daha hatırlatıyorum, hepimizin sorumluluğu var. Diyeceksiniz bunlar şimdi PKK’yla kavga ediyor. Dün de kavga ediyorlardı. 10 dakikada barışırlar. Sonra çıkıp diyecekler ki bizi kandırdılar. Herkesin kandırdığı bir adam ülkede cumhurbaşkanlığı yapamaz. Demokrasiye Türkiye’ye hepimizin sahip çıkması lazım. Bizim görüşlerimiz farklı olabilir ama biz aynı ülkede yaşıyoruz.”
Öte yandan grup toplantısında Kılıçdaroğlu'nun, Cumhuriyet Gazetesine yapılan baskıları ele aldığı konuşması sırasında salonda bulunan vekillerin Cumhuriyet Gazetesinin bugünkü baskısını kameralara gösterdiği dikkati çekti.

Pelin Üzek 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.