SAĞLIK - 19 Kasım 2021 Cuma 10:43

Kış aylarında çocuklarımızı yazın depolanan D vitamini koruyor

A
A
A
Kış aylarında çocuklarımızı yazın depolanan D vitamini koruyor

Sadece yaz aylarında dışarıda fazla zaman geçiren ve oynayan çocukların doğal D vitamini depolayabildiklerini söyleyen Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, bu sayede kışın gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğunu söyledi.

Kış aylarının gelmesi ve soğukların artması ile birlikte hemen hemen her çocuk yetişkinler kadar kendilerini koruyamadıkları için gribal enfeksiyonlardan dolayı hasta olabiliyor.

Pandemi sürecinde uzun bir dönem kalabalık sınıf ortamlarından uzak kalan çocuklarda tekrar yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte özellikle son zamanlarda enfeksiyon şikayetleri arttı.

Konuyla alakalı olarak hastalıklara karşı bağışıklık sisteminin ne kadar önemli olduğuna değinen İstanbul Arel Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, “Çocukların bağışıklığını güçlendirmemiz için elimizde çok büyük kozlar var çünkü beslenmeleri ve bağışıklık sistemleri çok yakın ilişki içerisindedir” dedi. Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk ayrıca D vitaminin sadece nisan ve eylül ayları arasında depolanabildiğinin altını çizerek, “D vitamini bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli unsurlardan biridir. Bu yüzden yazın dışarıda oynayan çocuklar bol bol D vitamini depolamış olurlar ve kışın enfeksiyonlara karşı daha güçlü oldukları için ya çok az hasta olurlar ya da hastalıkları daha kolay atlatırlar” şeklinde konuştu.

Kış aylarında çocuklarımızı yazın depolanan D vitamini koruyor

“Vücudumuz hücreden daha çok mikrop barındırıyor”

Öncelikle çocuklara hasta olmamaları için vücudumuzda bulunan mikropların bağışıklık sistemini nasıl etkilediğini anlatmamız gerektiğini söyleyen Cihadiye Elif Öztürk, “Biz aslında insan hücresinden çok daha fazla mikrop hücresinden oluşuyoruz. Hatta mikroplar bizim üzerimizde yaşamıyor biz mikropların üzerinde yaşıyoruz. O nedenle onlar bizim yediklerimiz doğrultusunda sağlıklı olup olmayacağımıza karar veriyor. İyi olanları beslersek bizim için faydalı olanları arttırabiliriz. Onlar da bizim için çalışarak enfeksiyonları önleyebilirler. Yediklerimizde ne kadar renk çeşitliliği varsa o kadar iyi, bol bol tükettiğimiz takdirde bağırsaklarımızdaki iyi mikropları beslemiş ve kötü mikroplara karşı da savunma yapabilmesi için hazır konuma getirmiş oluruz” dedi.

“Bağışıklık sistemi için gerekli mikrobiyotaların yüzde 70’i bağırsaklarımızda bulunuyor”

Okullar her açıldığında çocuklar saatlerce aynı kapalı ortamda kaldığı için gribal enfeksiyonlarda artış yaşandığını hatırlatan Cihadiye Elif Öztürk, bağışıklık sistemini güçlendiren mikrobiyotaların yüzde 70’inin bağırsaklarda bulunduğunu vurgulayarak beslenmenin bu noktada çok önemli olduğuna dikkat çekti. Öztürk çocukların beslenmesine dair önerilerde bulunarak, “Çocukların beslenmesi ile bağışıklık sistemi çok yakın ilişki içerisindedir. Mutlaka sebze ve meyve yemeleri gerekiyor. Sağlıklı bir çocuğun beslenmesi için bağırsaklarımızdaki mikrobiyotaları beslememiz lazım. Bunun için mutlaka, yoğurt, turşu, ayran, boza ve tarhana gibi içinde bol miktarda iyi bakteri bulunan gıdalar ve bu bakterilerin beslenmesi için de mutlaka renk renk sebze-meyve yenmesi gerekiyor. Beslenmesine dikkat edilen çocuklar enfeksiyon kapsalar bile hastalık geçirmiyorlar ya da hafif bir şekilde atlatıyorlar. Fakat çok katkı maddeli, abur-cubur yediği zaman da bağışıklık sistemi zayıflayarak daha sık hastalanıyor hatta kolay kolay hastalıkları atlatamıyorlar” şeklinde konuştu.

“D vitaminini sadece nisan ayından Eylül ayına kadar sentezleyebiliyoruz”

Türkiye konumunda insan vücudunun sadece nisan ayından eylül ayına kadar almış olduğu güneş ışınları sayesinde D vitamini sentezlenebileceğinin altını çizen Öztürk bu yüzden yazın çocukların dışarıda oynamalarının sağlıkları için çok önemli olduğunu söyledi. D vitamininin bağışıklık sistemi için çok önemli olduğunu ifade eden Öztürk, “Sadece yaz ayları yani nisandan eylüle kadar olan dönemde kollar ve bacaklar çıplak olacak şekilde sokakta oynamak çocuklara D vitamini depolanmasını sağlıyor. Çocuklar eskisi gibi sokakta oynamıyorlar ve bu yüzden D vitamini yeterince alamıyorlar. Şimdi kış aylarında sentezleyemedikleri için dışarıdan katkı vermeliyiz. Eksik olan D vitaminin yerine konması enfeksiyonlara karşı önlem ve mücadele konusunda çok önemli” dedi.

Evde bulunan gribal ilaçlar kafanıza göre kullanılmamalı

Son olarak her hasta olunduğunda ilaçlara ve özellikle antibiyotiklere başvurulmaması gerektiğine dair uyarılarda bulunan Öztürk, doktor kontrolü dışında evde bulunan gribal ilaçların kullanılmasının çok zararlı olabileceğini ifade etti. Öztürk, “Genelde çocuklar solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorlar ve solunum yolu enfeksiyonların büyük çoğunluğu viral enfeksiyonlar oluyor. Toplum olarak hemen antibiyotik kullanmaya kalkıyoruz. Antibiyotikler gerektiği zaman hayat kurtarıcıdır ama bizim bağışıklık sistemimizdeki sağlıklı iyi mikropları da öldürüyor. O yüzden bakteriyel bir enfeksiyon değilse antibiyotik kullanmamak lazım. Ancak hastanede yapılan birkaç tetkik ile ya da çocuğun ateşi çok yüksekse ağır bir tabloda doktor kararı ile kullanılabilir. Diğer bir konu ise ‘bu antibiyotik bana iyi geldi sana da iyi gelir’ mantığı. Başka birinin kullandığı antibiyotik asla kullanılmamalı. Sürekli burun salgısını ve öksürüğü durdurucu gribal ilaçlar da kullanmak çok zararlı. Gribal enfeksiyonlarda mutlaka C vitamini kullanmak gerekiyor. C ve D vitamini doğal olmanın yanında mutlaka eczaneden de alınarak kullanılmasını tavsiye ediyorum. Ayrıca bitkisel çaylar ve çorbalarla gribal etkiler azaltılabilir. Her gribal enfeksiyonda ilaçların kullanılması bağışıklığa zarar veriyor. Bu yüzden doktorunuz vermediyse eğer ilaç kullanmaktan sakının” diyerek sözlerini tamamladı.

Şeyda Ceylan Görgenç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize İlhan Palut: “Üzgünüz, çok değerli iki puan bıraktık” Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut, MKE Ankaragücü maçının ardından yaptığı açıklamada, “Üzgünüz, çok değerli iki puan bıraktık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Çaykur Rizsepor, sahasında MKE Ankaragücü ile 2-2 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut açıklamalarda bulundu. İlk yarısını 2-0 önde tamamladıkları maçtan 2-2’lik beraberlikle ayrıldıkları için üzgün olduklarını ifade eden Palut, "İlk yarıda 2 gol bulduk. İlk yarıda telafisi zor bir farkla içeri girebilirdik. İkinci yarı ise rakibimizin değişikliklerini gördük. Riskler karşısında sağlam durmalıydık. Kazandığımız toplar ile maçı kendimize iyice yaklaştırabilirdik ama kazandığımız toplarda bir ciddiyetsizlik vardı. Zor top kazandık, kolay top kaybettik. Maalesef kötü bir gol yedik. Futbolda bunlar var. Bir golün biri takımı bu kadar panikletmesi düşündürücü, topu ayağımızda saniyelerce bile tutmadık, oyunu rakibe teslim ettik. Çok geri geldiğimiz için çıkış oyununda oyuncu bulmakta zorlandık. Ankaragücü’nün temposu 75. dakikaya kadar sürdü. Kötü bir ikinci yarı ama maçı bu şekilde bitirelim derken ters bir top, maçın son topunda golü yedik. Üzgünüz, çok değerli iki puan bıraktık. İlk yarıdaki oyunumuz ile 3 puanı hak ederken,, ikinci yarıdaki oyunumuz bizi mağlubiyete bile götürebilirdi” ifadelerini kullandı.
Rize Emre Belözoğlu: “2-0’dan 2-2’ye gelmek önemli ve değerli” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, Çaykur Rizespor maçının ardından yaptığı açıklamada “2-0’dan 2-2’ye gelmek önemli ve değerli. Hele ki Rizespor gibi iyi bir takıma, iyi bir organizasyonu olan bir takıma karşı” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Çaykur Rizespor ile deplasmanda 2-2’lik skorla berabere kalan MKE Ankaragücü’nde Teknik Direktör Emre Belözoğlu maçın ardından yaptığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Belözoğlu, “Baktığımızda Rizespor’u zaten biliyorduk. Rizespor, Galatasaray ve Fenerbahçe’den sonra bu ligde kendi sahasında en çok puan toplayan takım. Çok önemli geçici hücumları yapabilen ve bunu da sonlandırmada çok maharetli bir takım. İlk gol de aynen bu şekilde oldu. İkinci gol de duran top. Burada bizim çok istemediğimiz bir görüntü var. Bunu kendi adımıza değerlendirmemiz gerekiyor. Duran topta bu kadar basit gol yenmemesi gerekiyor. Bunu bir eleştiri olarak kendime söyleyebilirim. İkinci yarıda ilk yarının sonlarıyla beraber net bir galibiyeti hak eden bir oyun vardı. Sadece topa sahip olma değil, bence pozisyon üretmede de yüksek bir oyun vardı. Sonucu gelmedi. 2-0’dan 2-2’ye gelmek önemli ve değerli. Hele ki Rizespor gibi iyi bir takıma, iyi bir organizasyonu olan bir takıma karşı. Biz de son dönemde gerçekten yüksek işler yapmaya çalışıyoruz. Karşılığını ne yazık ki alamadık. Beraberliklerimiz çok fazla. Bu beraberliklerin yüzde 80’i yüzde 90’nında aslında kazanmaya yakın taraf hep bizdik. Bugünkü ikinci yarıyı da buna dahil edebilirim. Rizesporlu oyuncuları tebrik ederim. Kendi oyuncularımı tebrik ederim. Oyuna giren arkadaşları oyuncuları tebrik ederim. İlhan Hoca’ya da başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.