SAĞLIK - 15 Kasım 2017 Çarşamba 13:28

Metropollerde yaşayan beyaz yakalıların kaliteli yaşam ve beslenme haritası çıkarıldı

A
A
A
Metropollerde yaşayan beyaz yakalıların kaliteli yaşam ve beslenme haritası çıkarıldı

Türkiye'de iş dünyasının nabzının attığı 5 şehirde 'Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları' araştırmasının sonuçları açıklandı

Araştırmaya göre metropollerde yaşayan beyaz yakalıların yüzde 80'i öğün atlıyor, yüzde 32'si hem hafta içi hem de hafta sonu 7 saatten az uyuyor, yüzde 35'i sabah kahvaltılarında pastane ürünleri tercih ediyor, yüzde 31'i ise öğle yemeğinde fast food tüketiyor.

Herbalife tarafından İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Kocaeli şehirlerinde, 400 beyaz yakalı çalışan ile görüşülerek gerçekleştirilen 'Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları' araştırmasının ilgi çekici sonuçları, düzenlenen bir basın toplantısı ile açıklandı. Araştırmada, 'Günlük Çalışma ve Uyku Süreleri', 'Sağlıklı Beslenme Denilince Akla Gelenler ve Bilgi Kaynakları', 'Günlük Tüketilen Öğün Sayısı, Öğün Atlama Düzeyi ve Öğünlerde Tüketilenler', 'Spor/Fiziksel Aktivite Tercihi ve Yapma Sıklığı', 'Kaliteli ve Sağlıklı Bir Yaşam Sürdürmek İçin Önem Verilen ve Gerçekleştirilen Kriterler' konuları mercek altına alındı.

"Sağlıklı beslenme bilinci artsa da hala yeterli değil"
Nielsen tarafından yürütülen 'Metropollerde Yaşayan Beyaz Yakalıların Kaliteli Yaşam Algısı ve Beslenme Alışkanlıkları' araştırmasının sonuçlarını yorumlayan Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer; araştırmanın, son dönemde sağlıklı beslenme konusunda toplumsal bilincin arttığını ancak halen ideal düzeyde olmadığını gösterdiğini söyledi.
Tamer, araştırmaya göre eğitimli beyaz yakalı çalışanların da bu konuda önemli eksikliklerinin bulunduğunu belirtti ve "sağlıklı beslenme konusunda çalışanların hem desteğe, hem yönlendirmeye, hem de doğru seçenekler sunulmasına ihtiyacı var" dedi.

Araştırma sonuçları ve öneriler
Araştırmaya göre, her 5 beyaz yakalıdan dördü öğün atlıyor. En fazla atlanılan öğün yüzde 29 ile ara öğünler. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği yüzde 27 ile ikinci sırada geliyor. Atlanılan öğünler içerisinde en az yüzde 16 ile akşam yemeği geliyor. Ancak hafta içi 8 saatten fazla çalışanlar akşam yemeğini daha az saat çalışanlara kıyasla daha fazla atlama eğiliminde.

Erkeklerin yüzde 15'i öğün atlamadığını belirtirken, kadınlarda bu oran yüzde 25'e çıkıyor. Hafta sonu çalışanlar ve çalışmayanlar arasındaki öğün atlama oranı ise oldukça dikkat çekici. Hafta sonu çalışmayanların yüzde 30'u öğün atlamadığını belirtirken, standart olarak her hafta sonu çalışanların sadece yüzde 4'ü öğün atlamadığını belirtiyor.

Sabah kahvaltısı ve öğle yemekleri en çok iş temposu/vakitsizlik nedeniyle atlanıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 55'i sabah kahvaltısını, yüzde 70'i ise öğle yemeğini atlamasının en büyük nedenini iş temposu/vakitsizlik olarak ifade ediyor. Kahvaltıyı 'sabahları iştahsız olmaları nedeniyle' atlayanlar yüzde 54 oranında iken; yüzde 26'lık bir kesim 'iş yeri yakınlarında sağlıklı öğünler sunan restorant/cafe/lokanta bulunamaması' sebebiyle öğle yemeğini atladığını belirtiyor. Akşam yemeği ise yüzde 47 oranında 'eve geç gelinmesinden ötürü geç vakitte yemek yemek istenmemesi' nedeniyle atlanıyor.

Sağlıklı beslenme ile ilgili temel bilgi kaynağı internet
Sağlıklı beslenme ile ilgili beyaz yakalıların yaklaşık yarısı (yüzde 47) internet sitelerinden bilgi alıyor. Televizyondaki haberler, kadın sağlık programları (yüzde 46) da benzer seviyede takip edilirken; doktor, hemşire, eczacı v.b. (yüzde 34) sağlık personellerinden bilgi alma düzeyi üçüncğ sırada geliyor. Diyetisyenler (yüzde 26) ve kamu spotu reklamları (yüzde 25) bu konuda en az takip edilen kaynaklar.
Beyaz yakaların yüzde 31'i herhangi bir fiziksel aktivite ile ilgilenmiyor. Sağlıklı beslendiğini belirtenlerde haftalık düzenli aktivite yapma eğilimi daha fazla iken, sağlıklı beslenmediğini belirtenler herhangi bir spor/fiziksel aktivite ile ilgilenmediklerini daha çok belirtiyorlar. Bu da sağlıklı beslenme ve spor alışkanlıklarının birbiri ile güçlü bir ilişkisi olduğu sonucunu doğuruyor. En fazla tercih edilen fiziksel aktivite ise yüzde 46 oranla yürüyüş.

Hafta içi mesai yapıyor, hafta sonu da çalışıyoruz
Araştırmaya göre, beyaz yakalıların hafta içi günlük ortalama çalışma süresi yaklaşık 9 saat. Çalışanların yüzde 59'u hafta sonu da çalıştığını belirtiyor. Hafta sonu ortalama günlük çalışma süresi 8,3 saat. Hafta içi fazla mesai harcayanların hafta sonu da çalışması dikkat çekiyor. Yani hafta içi mesai yapıyor, hafta sonu da çalışıyoruz.

"Orta üst düzey yöneticilerde ve erkeklerde hafta sonu düzenli olarak çalışma oranı ise çok daha yüksek"
Uzun çalışma saatleri kilo alma eğilimini artırıyor. Aşırı kilolu olma ve obezitenin temelinde yatan faktörler çok yönlü olup özellikle cinsiyet ve yaşam tarzı ile ilişkili oldukları çeşitli bilimsel çalışmalarla ortaya koyulduğunu belirten Tamer, "Uzun saatler boyunca ara vermeksizin çalışan kişilerde, iş sonrası vücudun kendisini toplaması için fırsat bulamaması yanı sıra düzenli egzersiz yapmak için de zaman kalmaması ayrı ayrı sorun oluşturur. Günlük çalışma saatlerinin toplamda 8 saati geçmemesi ve mümkünse her 2 saatte bir kısa, dört saatte ise en az yarım saatlik bir dinlenme arası verilmesinin sadece verimliliği artırmakla kalmayıp, mevcut kilonun muhafaza edilmesine de katkıda bulunduğunu unutmamak gerekiyor" şeklinde konuştu.
Beyaz yakalıların hafta içi ve hafta sonu ortalama uyku süresi 7 saat. Hafta içi yüzde 32'si 7 saatten az, yüzde 51'i 7-8 saat arası, yüzde 17'si ise 8 saatten fazla uyuyor. Sağlıklı beslenmeyi öncelikle 'düzenli öğünle beslenmek' olarak görüyorlar. İkinci sırada 'kalorisi düşük ürün tüketimi', üçüncü sırada 'organik ürün tüketimi' yer alıyor. Yaklaşık üçte ikisi (yüzde 64) sağlıklı beslendiğini düşünüyor. Yaş ve eğitim seviyesi arttıkça sağlıklı beslendiğini düşünenlerin oranı artıyor.

Hafta içinde ortalama 3 öğün besin tüketiyorlar. Sabah kahvaltısını hiç tüketmeyenlerin oranı yüzde 17, öğle yemeği tüketmeyenlerin oranı yüzde 12, akşam yemeği yemeyenlerin oranı ise yüzde 5. Kahvaltıda en çok tüketilen ürünler, yumurta, peynir, zeytin gibi kahvaltılık ürünler. Sabah kahvaltılarında pastane ürünlerinin tüketim oranı yüzde 35. Yaş arttıkça pastane ürünleri tüketimi giderek azalıyor. Öğle yemeğinde en çok ev yemekleri tüketiliyor, fast food ise yüzde 31 ile ikinci sırada yer alıyor. Akşam yemeğinde ev yemekleri öğle yemeğine kıyasla daha fazla tüketiliyor. Yaş arttıkça kahvaltılık ürünler nispeten daha fazla tüketiliyor, pastane ürünlerinin tüketimi giderek azalıyor. Bu bulgu da 45 ve üzeri yaşlardaki kişilerin kahvaltıdaki besinlerine daha fazla önem verdiğini ortaya koyuyor.
Doç. Dr. İsmet Tamer araştırmanın en düşündürücü sonuçlarından birinin beyaz yakalıların sağlıklı bilgi en önemli bilgi kaynağının internet olması olduğunu belirterek "Günümüzde internet hepimiz için çok önemli bir bilgi kaynağı. Tabi doğru kullanıldığında" dedi.


Teknoloji ve iletişimin son derece geliştiği bu devirde, bilgi kirliliği kaosu, beslenme konusundaki kafa karışıklığını da artırdığını vurgulayan Tamer şöyle devam etti: "Çoğu zaman tıp fakültelerinde bile rutin eğitim programında yer almayan sağlıklı ve dengeli beslenme eğitiminin, belki de daha ilk ve orta okul düzeyinde başlaması gerekiyor. Bu gelişmenin bir gün gerçekleşmesini ümit ederken, halen üniversitelerin beslenme konusunda eğitim veren bölümlerinden mezun, bu alanda araştırmaları ve deneyimleri olan uzmanların görüşlerine itibar etmek daha mantıklı değil midir? Genel bilinen ve kabul görmüş önerilerin aksine 'süper', 'muhteşem' veya 'jet' diyetler gibi isimlerle ortaya çıkan afaki önerileri şüphe ile karşılamak, sağlıklı ve dengeli beslenmenin kısa süreli değişiklikler değil, hayat boyu yaşanması gereken bir değişim olduğunu bilmek gerekir".

Tamer, çalışanlara şu önerilerde bulundu:
Güne iyi bir kahvaltı ile başlayın
Sağlıklı ara öğünleri unutmayın
Dengeli ve sağlıklı beslenme, sağlıklı ve aktif bir hayat tarzına sahip olmanıza destek olur.
Uzun çalışma saatleri kilo alma eğilimini artırıyor.
Sağlıklı beslenmeyi doğru kaynaklardan öğrenin, uzmanına danışın.
İş planlarının yanında sağlıklı beslenme planları da yapın.
Metabolizma hızının düşmemesi için düzenli öğün tüketin.
Sabah 7.00 civarı erken saatlerde yapılan en az 15 gr protein içeren bir kahvaltı yapın.
Kahvaltıdan en geç 3 saat sonra sağlıklı bir atıştırmalık yiyin.
Saat 12-13 arası protein ve karbonhidrat içeriği yeterli, hazmı kolay ve yanında yeterince renkli sebzeler bulunduran bir öğlen yemeği yiyin.
Eve gitmeden gün sonu yorgunluğumuzu kolay atlatmamıza yardımcı olacak sağlıklı atıştırmalık tüketin.
Yoğurt, antioksidan özelliği yüksek kırmızı meyveler, muz, üzüm, elma parçaları ya da ceviz ve badem gibi gıdaları ara öğünlerde tüketin.
Türkiye'de sağlıklı beslenme ve wellness (iyi yaşam) pazarı giderek yükseliyor 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.