SAĞLIK - 21 Ocak 2022 Cuma 10:14

Prof. Dr. Tufan Tükek: 'Şubat sonundan itibaren Türkiye için rahatlama başlayacak'

A
A
A
Prof. Dr. Tufan Tükek: 'Şubat sonundan itibaren Türkiye için rahatlama başlayacak'

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, salgında son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. Tükek, “Tahminen pik noktasına henüz ulaşmadık. Hızı üst limite ulaştıktan sonra bir yatay çizgi çekiyor bu da öyle olacak. Muhtemelen Şubat sonundan itibaren Türkiye için rahatlama başlayacak” dedi.

Omicron varyantı dünya genelindeki yayılımıyla vaka sayılarında rekora neden olurken uzmanlar her fırsatta maske, mesafe ve aşı önlemlerinin önemini dile getiriyor. İstanbul Üniversitesi-İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek de salgında son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Kuyruklar salgını tehdit eder hale geldi, hızlı test kitleri evde yapılabiliyor"

Koronavirüs Bilim Kurulu PCR testlerine ilişkin kararlarını değerlendiren ve hız test kiti uygulamasının da faydalı olabileceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Vaka sayısı çoğaldıkça özellikle grip salgını arttıkça insanların solunum yolu semptomları çoğaldıkça bir test yapma ihtiyacı hasıl oluyor. Sürekli olarak PCR testleri yapılıyordu ancak gelinen noktada bunun da çok sürdürülemez olduğu ortaya çıktı. Neden çünkü ciddi kuyruklar oluşmaya başladı. Kuyruklar aslında salgını tehdit eder hale geldi, gerçekten insanlar saatlerce hasta hasta kuyrukta bekliyor ve onun sonucu olarak bulaşıcılığı daha fazla arttırma ihtimali var. Hastaneye geliyor bu insanlar çoğu belki toplu taşımayı kullanıyor o anlamda da bunu kontrol etmek çok kolay olmuyor.

O yüzden alınan karar aslında doğru, ben daha farklı bir yöntem önermiştim. İngiltere bunu yaptı, hızlı antijen testini özellikle evde çok rahat yapılabilen testleri devreye aldı ve bu testlerin payı yüzde 90’ın üzerinde. Evde kişi kendi kendine bunu yapabiliyor. Yaptıktan sonra da kendini yönetebiliyor, tabi onun da belli maliyeti var. Aslında en büyük yükü insanların pozitif çıktıktan sonra negatif oldum mu acaba diye sürekli olarak PCR yapma isteği duymasıydı. Çünkü işe başlayacak bulaştırıcı mıyım, ailemi korur muyum şeklinde 2-3 defa test yaptıran insanlar oluyordu. Belki bunu önleyecek bunu bile önlese aslında belli bir yük azalacak" ifadelerini kullandı.

"Şu anda aşıya bir teveccüh oluştu"

Semptom göstermeyen kişilerin test yaptırmamasına yönelik kararın etkilerini ve yükselen vaka sayısı sonrası aşıya ilgilinin artmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Tufan Tükek, "Semptomsuz kişilerin test yaptırmasını önlemek suretiyle en azından bu kuyrukların da bir kısmı ötelenmiş olacak. Tabi bunun salgına negatif etkisi olur mu; aslında bir miktar olabilir ama şu anki negatif etkiden daha fazla olmaz diye düşünüyorum. Omicron ‘dan ziyade insanlarımızın aşılı kişilerin hastalığı rahat geçirmesinden çok etkilendiklerini görüyorum. İlk sorduğumuz soru 'Aşın tam mıydı tamsa korkma' diyoruz gerçekten o bir güven oluşturuyor. Aşılı kişiler hakikaten çok rahat geçiyorlar, şu anda en azından hayatta kalmayı ve ağır hastalık geçirmeyi önlüyor. Bu da büyük bir olay, gerçekten aşıya teveccühü arttırdı. Bundan sonraki dönemlerde de zaten Turkovac’ın da devreye girmesi ve aşı çeşitliliğinin artmasıyla zaten ülkemizde hiçbir dönemde aşıya erişimde sıkıntı olmadı. O konuda şanslı ülkelerden biriyiz. İstediğimiz aşıyı seçebiliyoruz, olabiliyoruz. Kuyruklarda inanılmaz şu anda aşıya bir teveccüh oluştu" dedi.

"Toplum bağışıklığına doğru gidiyoruz"

Yerli aşı Turkovac’a ilişkin konuşan Prof. Dr. Tufan Tükek, "Turkovac’ın etkinlik anlamında Sinovac’tan daha iyi olduğunu biliyorduk. Daha etkin, daha koruyucu hatta 2 katına yakın bir koruyuculukla ortaya çıktı ve şu ana kadar bilinen ciddi bir yan etkisi görülmedi. Dikkat ederseniz ağırlıklı olarak İstanbul, İzmir, Ankara merkezli bir salgın yaşıyoruz şu anda bu yayılacak yani. Bu merkezlerde hastalık devam ettiği halde bir de Anadolu’da yayılacak rakamlara yükselecek.

Üst sınırı tahmin etmek çok kolay değil. Avrupa’yı Amerika’yı görüyoruz milyon sınırına dayandılar. Türkiye’de de Avrupa’daki gibi 200 bin, 300 binli rakamlar olabilir. Ama şunu görüyoruz bir yandan da toplum bağışıklığına doğru gidiyoruz. O anlamda Omicron’dan daha hızlı bulaşan bir varyant gelmezse ki, o kolay gözükmüyor. Bu virüs bizim için şans olabilir. İmmünizayonu bu kadar zorlamayan bir virüsle enfeksiyon şu an yayılıyor. Hastaneye yansımaları kötü olsaydı o zaman büyük sıkıntı olabilirdi. Domuz gribi ya da diğer influenza dediğimiz hastalık belli ölçüde bildiğimiz korona virüse benzeyen ona benzer semptomları olan hatta bazen ondan daha ağır semptomları olabilen bir tablo oluşturuyor. Esas kaybımız daha yaşlılarda oluyor. Kronik hastalığı olan, 50-60 yaşın üzerindeki popülasyon risk oluşturuyor.

Onun aşılaması var aslında bu sene başında aşı temin edildi ve birçok kişi aşısını yaptırdı. Aslında orada da influenza aşısını yaptıran kişiler hastalığı daha rahat geçiriyorlar. Sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü zaten influenza aşısı yaptırması gereken aşılar olarak gruplandırılıyor. Şu anda ana sorun influenzanın koronaya benzemesi bu test sayısını çok arttırdı. Korona virüs olmadığı dönemlerde çok fazla üzerinde durulmazdı. Şu anda tabi korona virüs korkusu nedeniyle aslında bunlar önemseniyor ve panik halinde hastanelere başvurular oluyor" diye konuştu.

"Tahminen pik noktasına ulaşmadık henüz"

Vaka sayılarında gelinen son duruma ilişkin ise Prof. Dr. Tükek şöyle konuştu: "Tahminen pik noktasına ulaşmadık henüz. Zaten önce İstanbul bir miktar yavaşlamaya başlayacak salgının hızı üst limite ulaştıktan sonra bir yatay çizgi çekiyor her salgın, bu da öyle olacak. Muhtemelen ben bunu 2 ay olarak görüyorum. Şubat sonundan itibaren Türkiye için rahatlama başlayacak. Avrupa’da biraz daha erken olacak onu zaten göreceğiz, onu gördüğümüz zaman biz de umutlanabiliriz. Muhtemelen bizden bir ay önce salgını yaşamaya başladıkları için yine bir ay önce salgından çıkacaklar. Biz de onlardan bir ay sonra tahmin ediyorum, biraz daha yavaşlama olacak. Belki martı da geçebilir çıkış, insanlar birincide hafif geçirdiği zaman ikincide hafif geçireceği anlamına gelmiyor, ağır geçirebilir o yüzden en güzeli korunmak. Gerçekten insanların çoğu sevdiğini kaybetti, bunun önüne geçmek bizim elimizde mümkün mertebe kurallara uyalım”.

Hasibe Karadağ - Alper Suat Tutaşı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak ZBEÜ Öğretim Görevlisi Dr. Gültekin Topaloğlu’na “En İyi Doktora Tezi” ödülü ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katılımıyla Borsa İstanbul’da düzenlenen ödül töreninde Öğr. Gör. Dr. Gültekin Topaloğlu “En İyi Doktora Tezi” ödülünü aldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Gökçebey Mithat Çanakçı Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve öğretim görevlisi Dr. Gültekin Topaloğlu ZBEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Bayramoğlu’nun danışmanlığında hazırladığı “Borsa İstanbul Şirketleri İçin Bir Kredi Derecelendirme Modeli Geliştirilmesi” başlıklı doktora teziyle İktisadi Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen 18. Tez Ödülü etkinliğinde “En İyi Doktora Tezi” ödülüne layık görülerek düzenlenen törenle ödülünü aldı. Düzenlenen ödül töreninde konuşan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, sosyal bilimler alanında uygulamaya yönelik somut çıktıları olan bir doktora tezinin, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından iş ve akademi dünyasına armağan edilmiş olmasından ötürü büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin sosyal bilimler, mühendislik, fen bilimleri ve diğer bilim alanlarında elde ettiği başarıların bir tesadüf olmadığını belirten Rektör Özölçer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koymuş olduğu Türkiye Yüzyılı Vizyonu çerçevesinde yapılan planlamaların bu başarıların temeli olduğunu belirtti. Sözlerini, Türkiye Yüzyılı Vizyonu çerçevesinde Türkiye’nin uluslararası finans çevreleriyle etkileşiminde ve borçlanma maliyetlerinde önemli bir rol oynayan kredi derecelendirme konusu ile ilgili Türkiye’ye özgü bir derecelendirme modelinin bu tez vasıtasıyla üretilmiş olmasından duyduğu memnuniyeti belirterek sürdüren Özölçer, Dr. Gültekin Topaloğlu’nu ve tez danışmanı olan Prof. Dr. Mehmet Fatih Bayramoğlu’nu tebrik ederek kıymetli çalışmaları ve çabalarından ötürü kendilerine teşekkürlerini iletti. Ödülün sahibi Öğr. Gör. Dr. Gültekin Toplaoğlu ise almış olduğu ödülden ötürü mutlu olduğunu ifade ederek “Ödül töreninde Rektörümüzün yanımızda olması, sadece benim için değil, üniversitemiz bünyesindeki tüm akademisyenlerimiz için çok anlamlıdır. Çalıştığımızda, gayret ettiğimizde ve başardığımızda takdir edileceğine ilişkin somut bir gösterge ve motivasyon kaynağıdır. Bu nedenle Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’e teşriflerinden ötürü çok teşekkür ediyorum.” ifadelerinde bulundu. Dr. Topaloğlu, ödül kapsamında verilen maddi desteği ise ZBEÜ Vakfı’na öğrenci bursu olarak kullanılmak üzere bağışladığını ifade etti.
İzmir Şarj aletinden çıkan yangın evi küle çevirdi İzmir’in Bayraklı ilçesinde prizde unutulan şarj aletinden çıktığı öne sürülen yangında, bir ev küle döndü. Yangın anını kameraya alan çevre sakinlerinin yaşadığı panik anları da görüntülere yansıdı. Yangın saat 03.30 sıralarında, Alpagut Mahallesi 1615 Sokak’ta bulunan iki katlı bir evde meydana geldi. Evinde çıkan yangını fark eden ev sahibi evden hızlıca çıkarken yardım istedi. Komşusunun çığlıklarıyla uyanan mahalle sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirirken, itfaiye ekipleri gelene kadar yangının yandaki evlere sıçramaması için kendi imkanlarıyla müdahalede bulundu. İhbar üzerine sokağa gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken kısa sürede büyüyen yangın tüm binayı sardı. Yapılan etkili müdahaleyle yangın kontrol altına alınırken, alevlere teslim olan ev kullanılamaz hale geldi. Yangında ölen ya da yaralananın olmadığı öğrenildi. Korku dolu anlar kamerada Öte yandan yangının meydana geldiği sokaktaki bir çevre sakini, evin alevlere teslim olduğu anları cep telefonu kamerasıyla görüntüledi. Görüntülerde alevlerin çevredeki evlere sıçramaması için dua eden kadının yaşadığı panik anları yer aldı. Şarj aletinden çıktığı iddiası Öte yandan evde çıkan yangının prizde unutulan şarj aletinden çıktığı öne sürüldü. Yangının kesin çıkış nedenini belirlemek için çalışma başlatıldı.
Ankara Tasarruf Tedbirleri Genelgesi Resmi Gazete’de Tasarruf Tedbirleri ile İlgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdopan’ın imzası ile yayımlanan Tasarruf Tedbirleri ile İlgili Genelge ile kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve ekonomik kullanımına ilişkin yeni tedbirler alındı. Genelge ile kamu idareleri ve bu idarelere bağlı ilgili ve ilişkili kamu kurum ve kuruluşları ile il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile kurdukları birlik, müessese ve işletmelerde tasarruf tedbirleri uygulanacak. Doğal afetlerde, salgın hastalıklarda ve orman yangınlarında acil olarak yapılması gereken mücadele ve müdahaleler, iç ve dış güvenlik ile istihbarat hizmetlerinin gerektirdiği zorunlu olan harcamalar ise genelge kapsamı dışında tutulacak. Kamu hizmetleri ve yatırım projeleri, bütçe sınırları içinde kalınarak yürütülecek. Yılı ve takip eden yılların bütçelerine ilave yük oluşturacak faaliyet genişlemesine ve iş artışına gidilmesine izin verilmeyecek. Kamu kurum ve kuruluşları kendi kuruluş mevzuatında belirtilen faaliyet alanları ile doğrudan ilgili olmayan herhangi bir harcama ve taahhütte bulunamayacak, ihale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgisi olmayan unsurları dahil edemeyecek. Kamu kurum ve kuruluşları yapacakları alımlarda ihtiyaçların daha düşük maliyetle temini amacıyla ortak alım gerçekleştirecek. İdarelerin, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından karşılanabilecek mal hizmetlerinin DMO aracılığıyla temin edilmesi sağlanacak. 3 yıl boyunca yeni hizmet binası alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak Kamu kurum ve kuruluşları tarafından 3 yıl boyunca yurt içinde ve yurt dışında hiçbir şekilde yeni hizmet binası alınmayacak, kiralanmayacak, yapılmayacak veya bu amaçla arazi satın alınmayacak ve kamulaştırılmayacak. Ancak deprem riski nedeniyle yıkım kararı verilmesi halinde o hizmet için tahsis edilebilecek hazineye ait taşınmazın bulunmadığının belgelenmesi halinde yeni inşaat yapılabilecek. Hizmet binaları standartlar esas alınarak ihtiyaç analizleri ve tasarruf anlayışı çerçevesinde gözden geçirilecek. İhtiyaç fazlası bina ve bölümler ihtiyacı olan kurumlara tahsis edilecek. Hizmet binaları kiralamaları belli bir takvim içerisinde sonlandırılacak. Yeni lojman ve her ne adla olursa olsun memur evi, kamp, kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis ve bunlarla ilgili arsa veya arazi satın alınamayacak, kamulaştırılamayacak ve yeni kiralama yapılamayacak. Savunma ve güvenlik hizmetlerinde kullanılanlar hariç mevcut lojman ve sosyal tesisler ise ekonomiye kazandırılacak. Lojman kiraları ve sosyal tesis ücretleri ise rayiç bedeller dikkate alınarak yeniden belirlenecek. Kamu kurum ve kuruluşları 3 yıl boyunca yeni taşıt edinemeyecek Genelge ile birlikte kamu kurum ve kuruluşları 3 yıl boyunca zorunlu hallerde savunma ve güvenlik hizmetleri için ihtiyaç duyulan taşıtlar ile ambulans ve itfaiye araçları hariç her ne şekilde olursa olsun yeni taşıt edinemeyecek. Mevcut taşıtlar ile ihtiyaç analizleri ve tasarruf anlayışı çerçevesinde gözden geçirilecek. Ekonomik ömrünü tamamlamış araçlar tasfiye edilecekken ihtiyaç fazlası araçlar ise tasfiye edilmek ya da ihtiyacı olan kurumlara devredilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığına bildirilecek. Kamu taşıtlarının yerli ve elektrikliye dönüştürülmesi amacıyla kullanımdaki araçların tasfiye edilmesi kaydıyla kamu alım garantisi kapsamında elektrikli taşıt alımı yapılabilecek. Kamuda hizmet alımı ile kullanılan taşıtlar sözleşme süresi sonunda izin alınmadan yeniden kiralanamayacak. İlgili mevzuatta belirtilen makam ve hizmetler hariç hibe dahil olmak üzere yabancı menşeli araç kullanılamayacak. Bakanlıklarda hizmet taşıtlarının en fazla 3 adedi bakanlar tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde makam hizmetlerinde kullanılabilecek. Kamuda şoför ihtiyacı ise kadrolu şoför veya hizmet alımı yerine öncelikli olarak kamu görevlilerinin görevlendirilmesi ile karşılanacak. Kamuda kullanılan binek ve station wagon cinsi taşıtlarda bin 600 cc ve altındaki motor hacimli araçlar tercih edilecek. Ayrıca hizmet alımı ise edinilecek araçlarda model yılı yeni araçlar yerine ekonomik olması durumda binek ve station wagon araçlarda 10 diğer araçlarda ise 15 yaşını doldurmamış taşıtlar tercih edilecek. Taşıtların masraf ve giderleri kaydedilecek ve kamuda taşıt edinimi, kullanımı ve tasfiyesi Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından geliştirilen Kamu Filo Yönetim Sistemine kaydedilecek. Kamuda cep telefonu tahsisine sınırlama getirilecek. Cep telefonu tahsis edilen makamlar bakanlıklarda ve idarelerde Cumhurbaşkanlığına, belediyelerde ise Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığına bildirilecek. Kamuda elektronik tebligat yaygınlaştırılacak ve kurum arşivleri elektronik ortama taşınarak fiziki arşiv tutulmayacak. Kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet içi eğitim, konferans, seminer ve çalıştay gibi organizasyonlar uzaktan erişim yoluyla gerçekleştirilecek. Bu faaliyetlerin yüz yüze gerçekleştirilmesi gerektiği durumlarda ise kamu tesisler kullanılacak. Kamuda idareyi ve faaliyetleri tanıtmaya yönelik rapor, kitap, dergi ve bülten benzeri yayınlar basılmayacak. Kamu kurum kuruluşları hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapmayacak ve görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olamayacak. Kamu kurum ve kuruluşlarında zorunlu haller dışında 3 yıl süreyle büro malzemesi, makine ve teçhizat, bilgisayar donanımı benzeri demirbaş alımı yapılmayacak. Fiziki olarak birbirine yakın makam ve birimler fotokopi, faks ve benzeri büro malzemelerini ortaklaşa kullanacak. Uluslararası toplantılar ve milli bayramlar harici konferans, seminer, yıl dönümü ve benzeri etkinlikler düzenlenmeyecek, hediye verilmeyecek. Kamu kurum ve kuruluşlarınca ajanda, takvim, plaket, hatıra ve hediye benzeri alım, basım ve dağıtımı yapılamayacak. Zorunlu tanıtım giderleri harici basın ve yayın organlarına ilan ve reklam verilemeyecek. Mevcut personelin verimli çalışması için önlemler alınacak ve atıl personel oluşmasına izin verilmeyecek. Kamuda emeklilik, istifa ve ölüm gibi durumlarda yeni kadro talebinde bulunulabilecek. Kamu personelleri zorunlu haller dışında fazla çalışma ücreti ve nöbet ücreti alacak şekilde çalıştırılmayacak. Kamu personellerinin yıl içerisinde hak kazandıkları yıllık ücretli izin süreleri ilgili yıl içerisinde kullandırılacak. Ayrıca personelin önceki yıllarda hak kazanıp kullanmadıkları yıllık ücretli izin süreleri aksamaya sebep olmayacak şekilde azami 3 sene içerisinde kullandırılacak. Kamu kurum kuruluşlarında enerji tasarrufu amacıyla genel aydınlatmada LED dönüşümü uygulanacak ve yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılacak. Su israfını önleme amacıyla ise yeşil alanların sulanmasına mümkün olduğunda şebeke suyu kullanılmayacak. Savunma ve güvenlik hizmetleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında toplu taşıma olan yerlerde personel servisi hizmeti sonlandırılacak. Hizmet alımı suretiyle sağlanan personel servisi hizmeti sözleşme süresi bitimine kadar devam edebilecek. Genelge hükümleri bakanlıklarda bakan veya bu konuda görevlendirilen bakan yardımcısı, kurumlarda üst yöneticiler, il özel idarelerinde ve illerde valiler, belediyelerde ise belediye başkanları tarafından denetlenecek. Bu yöneticiler genelgenin uygulanmasından öncelikle sorumlu olacak. Bu genelgede belirtilen hükümlere karşı çıkabilecek zorunlu ihtiyaçların karşılanabilmesi veya izin gerektiren durumlar için bakanlıklar Cumhurbaşkanlığından, il özel idareleri İçişleri Bakanlığından, belediyeler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından izin alacak. Bugünden itibaren kamuda sözleşmesi imzalanmamış tüm mal ve hizmet alımları ile yapım işleri ihaleleri gözden geçirilecek ve genelgeye uygun olmayanlar iptal edilecek.