Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısında Ukrayna’ya Batılı ülkeler ve Polonya tarafından gönderilen silahları ele aldı. Toplantıya Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matvienko, Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin, Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Petruşev, İçişleri Bakanı Vladimir Kolokoltsev, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Rusya Federal Güvenlik Servisi Başkanı Aleksandr Bortnikov ve Dış İstihbarat Servisi Direktörü Sergey Narışkin katıldı.
Dış İstihbarat Servisi Direktörü Narışkin, Polonya’nın Ukrayna’ya gönderdiği silahların yanı sıra Ukrayna’nın batısındaki bazı toprakları kontrol altına alma gibi bir amacının olduğunu söyledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu bilgilere karşılık, “Bu bilgiler Fransa ve Avrupa basınında da yer aldı. Bu anlamda 20. yüzyılın tarihi sonuçlarıyla ilgili hatırlatmalarda bulunmak gerekiyor. Bugün ne Kiev rejiminin ne de Batılıların aylar önce yüksek sesle dillendirdiği karşı taarruzların hayal kırıklığıyla sonuçlandığı açıktır. Kiev rejimine aktarılan devasa kaynaklar; ne Batı yapımı silahların, tankların, zırhlı araçların, füzelerin ne de ordumuzun hatlarını
yarmaları için Ukrayna’ya gönderilen binlerce yabancı paralı asker ve danışmanın bir yardımı oldu” dedi.
“Batı yardımları bize zarar veriyor”
Batılı ülkeler tarafında Kiev’e yapılan silah yardımlarının kendilerine zarar verdiğini itiraf eden Putin, “Tabii ki Batı silah ve ek yardımlarla savaşa katılabilir. Bu da bize elbette zarar veriyor ve çatışmanın uzamasına sebep oluyor. Ancak bazı bölgelerde NATO ve eski Sovyet silah stokları büyük ölçüde tükenmiş durumda. İkinci olarak Batı’daki silah üretim potansiyeli, tükenen mühimmat ve teçhizatların yenilenmesine yardımcı olmuyor. Bu intihar saldırılarının (Ukrayna taarruzlarının) ardından Ukrayna ordusu büyük kayıplar veriyor. Fakat en önemlisi, Ukrayna ordusu birimleri, intihar saldırısı denebilecek saldırıları sonucunda büyük kayıplar verdiler. On binlerce insan kaybettiler. Ukraynalılar da gittikçe daha sık meşru olan soruyu sormaya başlıyor; ‘Ne için, kimin bencilce çıkarları için ölüyor akrabalarımız ve yakınlarımız?’ Onlar da yavaş yavaş ayılıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Polonya ordusu Ukrayna’ya girerse orada kalır”
Konuşmasında Polonya’nın Ukrayna’nın batısındaki toprakları kontrol altına alma gibi bir amacının bulunduğunu savunan Putin, “Basında yer alan ve Polonya-Litvanya-Ukrayna birleşimi olarak anılan planları da görmezden gelemem. Ukrayna topraklarında kullanılması için düzenli bir askeri birim oluşturulacağından söz ediyorlar. Bu birimin batı Ukrayna’nın güvenliğini sağlamak adına da kullanılacağını söylüyorlar. İşin aslı, bu toprakları işgal etmek istiyorlar. Nitekim Polonyalı paralı askerlerin Ukrayna’nın Lviv kenti ya da başka yerlerine girmeleri halinde orada sonsuza dek kalacakları açık. Kiev rejimi kendini kurtarmak ve varlığını sürdürmek adına her şeyi yapacaktır. Ukrayna halkı, egemenlik ya da ulusal çıkarlar umurlarında değil. Polonyalı liderlere gelince, belli ki istedikleri NATO şemsiyesi altında bir koalisyon oluşturarak Ukrayna krizine doğrudan müdahil olmak. Bunu da Ukrayna topraklarından büyükçe bir lokmayı kendilerine ayırmak için yapıyorlar ve tarihi olarak kendilerine ait saydıkları batı Ukrayna’yı geri almayı planlıyorlar. Bugünkü Polonya'nın batısındaki topraklar, Stalin'in Polonyalılara bir hediyesi. Varşova'daki dostlarımız bunu unutmuş. Hatırlatacağız” diye konuştu.
“Polonya’nın Belarus topraklarında da gözü var”
Polonya’nın Belarus topraklarını da işgal etme gibi bir planı olduğunu ancak buna izin vermeyeceklerini söyleyen Putin, “Nasıl bir politika izleyeceği Ukrayna rejiminin kendi bileceği iş. Ancak Belarus’a karşı yani Belarus’la oluşturduğumuz Birlik Devleti’ne karşı saldırganlık sergilemek, Rusya’ya karşı saldırganlık göstermek anlamına gelecektir. Buna da elimizdeki tüm imkanlarla yanıt verilecektir. O nedenle bu planları yapanların, planlarının sonuçlarını iyice düşünmeleri gerekir” şeklinde konuştu.
Erhan Altıparmak
