SPOR - 22 Haziran 2023 Perşembe 09:01

Sabah tarlada, öğlen okulda, akşam çadırda antrenman yapıyor

A
A
A
Sabah tarlada, öğlen okulda, akşam çadırda antrenman yapıyor

Kilis’te Okul Sporları Türkiye Bilek Güreşi Şampiyonasında 60 kiloda Türkiye 5’incisi olan depremzede öğrenci, sabah tarlada, akşam çadırda, öğlen okulda, akşam ise çadırda antrenman yaparak turnuvalara hazırlanıyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 il içinde olan, Kilis ilinde yaşayan 14 yaşındaki depremzede Ayşe Nur Gülpayam, büyük başarılara imza attı. 11-13 Haziranda Kayseri’de yapılan 302 sporcunun katıldığı Okul Sporları Türkiye Bilek Güreşi Şampiyonasında Ayşe Nur Gülpayam 60 kiloda Kilis Şampiyonu oldu. Karamanda düzenlenen bilek güreşi turnuvasında bölge şampiyonu ve Kayseri’de düzenlenen Türkiye bilek güreşi Şampiyonasında Türkiye 5’incisi oldu. Deprem öncesi günde 7-8 saat boyunca antrenman yapan Ayşe Nur, depremde yıkılan evleri nedeniyle çadırda kalırken, antrenmanlarını ise sabah çalıştığı tarlada, öğlen okulda, akşam ise çadırda yapamaya başladı. Depremden sonra 1-2 saatlik antrenmanlarla hazırlanan Ayşe Nur, Kilis il 1.'liği, bölge 1.'liği ve Türkiye 5.'liği derecelerini elde etti.
Depremden sonra sporu bırakan ağabeyini örnek aldı

Bilek güreşine başlarken abisini örnek alan depremzede öğrenci Ayşe Nur Gülpayam’ın yaptığı açıklamada, bilek güreşine başlarken depremden dolayı sporu bırakan ağabeyini örnek aldığını söyledi. "Yapamazsın başaramazsın’’ diyenlere inat ağabeyi ve ailesi için şampiyon olduğunu anlatan Gülpayam, spora başlamadan bir sene önce spor odası tahtasına şampiyon Ayşe, şampiyon Zeliha, Şampiyon Emine yazmıştık. Bir sene sonra bu yazdıklarımız gerçek oldu. Okulun tek beden eğitimi öğretmeni Erdem hocamızın bizi keşfetmesinden bir sene sonra şampiyonluklar ve madalyalar getirmeye başladık. Depremden önce günde 7-8 saat çalışırken depremden sonra çadırda yaşadığımız için annemle babamla kardeşimle antrenman çalışma zamanımız 1 saate düştü" dedi.

Madalyaları ve hatıraları enkaz altında kaldı.

Bir çok branşta madalyaları bulunan Gülpayam, deprem enkazında ise kaybettiği madalyalarını arıyor. Her gün enkazda madalyalarını arayan Gülpayam, "Çok madalyam vardı. Depremde canımızı zor kurtardık, evimiz yıkıldı. Madalyalarım ve hatıralarım enkaz altında kaldı her gün madalyalarımı bulma umuduyla enkazda annemle birlikte arıyoruz inşallah bir gün bulacağız" şeklinde konuştu.

Sabah tarlada, öğlen okulda, akşam çadırda antrenman yapıyor

Köyden şampiyonluğa

Gülpayam, köy hayatından şampiyonluğa uzanan süreçte bulunmaya devam edeceğini belirterek, sıradaki hedefin Avrupa Şampiyonluğu olduğunu kaydetti. Gülpayam, "Köyden Türkiye Şampiyonluğu'na giden yolculukta bende varım. Emine’de var, Zeliha’da var. Birlikte şampiyon olduk, tekrar şampiyon olacağız. Sıradaki hedefimiz Avrupa şampiyonluğu’’ ifadelerini kullandı.

"Kızını gönderme dediler, kızım şampiyonlukla döndü"

Depremzede Sporcu Ayşe Nur Gülpayam’ın annesi Zübeyde Gülpayam ise çevredekilerin kızını turnuvalara göndermemesi nedeniyle telkinlerde bulunduğunu anlatırken, kimsenin söylediğine aldırış etmediğini ve kocasını da ikna ettiğini kaydetti. kızının Türkiye şampiyonu olacağına inandığını anlatan anne Gülpayam, "6 Şubatta evimiz yıkıldı, kızım bu nedenle bilek güreşi turnuvalarına katılamadı. Kızım bilek güreşinde çok başarılıydı ama herkeste bana "Kızın yapamaz, edemez, senin bilek güreşine gönderdiğin kişi kızın, sakın gönderme, okusun, sporu boş ver' diyerek bizi ikna etmeye çalıştılar. Aama ben onları dinlemediğim gibi kocamı da ikna ettim. Kızımın arkasında durduk. Kızımda bir ışık gördüm. Çadırda yaşadığımız için bırakır mı, acaba sporu dedim ama kızım inatla, azimle devam etti. İlk önce Kilis 1’incisi, bölge 1’incisi ve Türkiye 5’incisi oldu. Hedefi Türkiye şampiyonluğu. İnşallah kazanacak. Biz gitmesini istiyoruz. İlk başta kararsızdım ama şimdi ölene kadar kızımın arkasındayım, kazansın başarsın her zaman yanındayım" diyerek desteğinin devam edeceğini ifade etti.

Sabah tarlada, öğlen okulda, akşam çadırda antrenman yapıyor

Antrenmanlara devam ediyor

Bilek güreşi seçmelerinde 3 sporcu keşfetmesinin ardından şampiyonluğa kadar durmadan devam ettiklerini dile getiren Beden Eğitimi Öğretmeni Erdem Çelik, "Branşım olan bilek güreşi sporunda seçmeler yapıp 3 sporcu keşfettim. Bunlar biri Ayşe Nur Gülpayam, abisiyle birlikte bilek güreşi sporu ile ilgilenip olumsuz hayat şartlarına rağmen mücadelesini bırakmadı. Sporcum Kilis Şampiyonu, Bölge Şampiyonu ve Türkiye 5’incisi oldu. 6 Şubat deprem felaketinde evi yıkıldı, çadırda kaldı, ailesine tarlada yardım etti. Ayşe Nur'da antrenmanlarını bırakmayıp şampiyon oldu. Ayşe’ye inanıyor ve güveniyorum Türkiye şampiyonu ve Avrupa şampiyonu olacak’’ diye konuştu.

Okan Genç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta tarhana ve firik vakti Kahramanmaraş’ın adıyla özdeşleşen ve Avrupa Birliği’nden (AB) coğrafi işaret tescili alan ‘Maraş tarhanası’ üretimin başladığı yaz mevsiminde damakları tatlandırıyor. Kahramanmaraş’ın geleneksel lezzetlerinden biri olan Maraş tarhanasında yaz mevsiminin gelmesiyle üretimi hızlandı. Dört mevsim tüketilen doyurucu özelliği ve sağlığa faydası ile bilinen tarhana ve firik tezgahlardaki yerini aldı. Firik, çerezlik cips, çorbalık olarak kendine has tadı ve aromasıyla damaklara lezzet katan tarhana, tok tutma ve organik olmasıyla her kesimin damak zevkine hitap ediyor. Yoğurt, buğday, kekik ve tuz karışımı ile hazırlanan ürün bir günde elde ediliyor. Önce yaş olan tarhana firik olarak, kuruyunca ise tarhana olarak tüketiliyor. Kentteki iş yerlerinde kilogramı 200 liradan satılan tarhana yıl boyunca tüketiliyor. Esnaf Muhammed Ali Günalan, “Tarhana yoğurt ve dövme ile karışımından elde ediliyor. Makinalar ile serilir iki üç saat güneş altında kuruduktan sonra firik olur. Daha sonra bir gün boyunca kurumaya bırakılınca tarhana olur” dedi. Müşteri Serdar Kulaklı, “Kahramanmaraş’ta kolay kolay patates cipslerini sevmez. Hem besleyici hem çok faydalı her yere götürüyoruz” ifadesini kullandı. Esnaf Harun Reşit Özpınar, “Kentimize özgü yöresel lezzet. Sağlığa faydalı çocuk gelişimine faydalı. 6 Şubat depremleri sonrası insanlar birbirleriyle yardımlaşarak devletimizin de desteği ile yaralar sarılıyor. Buğday cipsi olarak adlandırılıyor. Bademli, fıstıklı, biberli, kuru meyvelisi gibi farklı çeşitlerde hazırlanıyor” dedi.
İstanbul Bahçelievler’de 2 ay boyunca dükkanın önünden süt çalan hırsız kamerada Bahçelievler’de bir hırsız, 2 ay boyunca organik köy ürünleri satan dükkanın kapısına bırakılan ürünleri çaldı. Dükkanın kapısına dadanan şüphelinin, sütü çaldığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, Bahçelievler Yenibosna Merkez Mahallesi Mithat Paşa Caddesi’nde organik gıda ürünleri satan bir işletmede meydana geldi. İddiaya göre, her sabah saat 05.00 sıralarında dükkanın önüne gelen sütçüyü kollayan şüpheli, 2 ay boyunca işletmenin kapısına sütçü tarafından bırakılan süt ve yoğurtları çaldı. Bırakılan ürünlerdeki eksikleri fark eden işletme sahibi, sütçünün eksik bıraktığı düşünerek hırsızlığı fark etmedi. Dikkat çekmemek için her gün bir ürün çalan şüpheli, işletme sahibinin 2 ay sonra güvenlik kamerasını izlemesiyle olay ortaya çıktı. Hırsızlığı alışkanlık haline getiren şüphelinin 2 ay boyunca bir gün süt, bir gün yoğurt çaldığını ifade eden dükkan sahibinin, toplam 10 bin liralık zararının olduğu öğrenildi. Kimliği belirsiz şüphelinin, kapının önüne bırakılan sütleri poşetine koyarak çaldığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, kapının önünü kolaçan eden şüphelinin bir süre sonra eşiğe oturarak dışarıda bırakılan sütleri çaldığı görüldü. “Biz sütçü ürünleri bırakmıyor zannediyorduk ama değilmiş, meğer hırsız gelip götürüyormuş” İki aydır yaşanan hırsızlıkla ilgili olarak konuşan isimli işletme sahibi Saime Arslan, “Sütçü her sabah 5’te buraya sütleri bırakıyor. Biz bırakmıyor zannediyorduk. Bir iki aydır devam ediyor. Dün eşim fark ediyor. Kameradan bakıyoruz süt ile yoğurdu alıp gidiyor. Bu iki aydır oluyor. Biz sütçü ürünleri bırakmıyor zannediyorduk ama değilmiş meğer hırsız gelip götürüyormuş. Yoğurtlara dokunmuyor sütleri alıp götürüyor. Bir gün süt alıp gidiyor bir gün yoğurt alıp gidiyor. Adam evinde sütü bittikçe alıp götürüyor. 10 bin liralık bir zararımız var bir ay boyunca her gün 5 litrelik süt alıp gitmiş adam. Şikayetçi olmadık ama böyle devam ederse şikayetçi olmayı düşünüyoruz” dedi.
Bursa "Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası" Sergisi Nilüfer’de Nilüfer Belediyesi, geçen yıl hayatını kaybeden ressam Orhan Taylan’ın çalışmalarını "Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası" isimli sergide sanatseverlerle buluşturuyor. 1 Mayıs işçi Bayramı yaklaşırken Nilüfer Belediyesi, sokağın direnişini anlatan özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Geçen yıl hayatını kaybeden, 1 Mayıs kutlamalarının simge afişlerinin öncüsü Orhan Taylan’ı da anma niteliği taşıyan, "Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası" isimli sergi, Nilüfer’de iki ayrı salonda beğeniye sunuldu. Serginin açılışını, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Orhan Taylan’ın eşi Melek Taylan Ulagay ve oğlu Ferhat Taylan birlikte yaptı. Çok sayıda davetlinin de katıldığı serginin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, çok anlamlı bir sergiye ev sahipliği yaptıklarını ifade ederek, “Orhan Taylan’ın anlamlı ve güzel eserlerine ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Nilüfer Belediyesi her zaman sanata ve sanatçıya sahip çıkmıştır. Bundan sonra da bu anlayış devam edecek. Bu eserleri bizlerle buluşturan ailesine ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Nilüfer’in çok anlamlı bir sergiyi Bursa ile buluşturduğunu vurgulayarak, “Orhan Taylan’ın gezi olayları sırasında sokağın direnişini sanata dönüştürmesi inanılmaz değerli. Ailesine de bu çalışmalara sahip çıktığı için teşekkür ediyorum. Bu sergi çok büyük anlam içeriyor. Verilen mücadeleyi anlatmak açısından bu eserlerin ileri ki yıllara taşınması gerekir. Sanata sahip çıkmak herkesin sorumluluğudur. Bizim aydınlanmamızı kültür-sanat yapacaktır. Nilüfer’deki sanata sahip çıkma anlayışı Bursa genelinde de devam edecek. Bursa sanat kenti olmak zorunda” dedi. Sergi açılışında duygularını ifade eden Orhan Taylan’ın oğlu Ferhat Taylan da emeği geçenlere teşekkür ederek, “Babam burada olsaydı çok mutlu olurdu. 10 yıl önce yaptığı çalışmalarının kamusal alanda sergilenmesine çok sevinirdi. Biz de aile olarak onun emeğine sahip çıkıldığı için çok mutlu olduk” diye konuştu. Orhan Taylan’ın, büyük kısmını 2013 yılında yaptığı Gezi resimleri ile DİSK’le beraber çalıştığı dönemden afişleri, fotoğrafları, çizimleri ve yazılarını buluşturan sergi, aile arşivi yanında DİSK ve salt arşivinden bir seçkiyi de Bursa’ya taşıyor. Sergi, 28 Temmuz’a kadar Nâzım Hikmet Kültürevi ve Meteor I Balat Kültürevi’nde beğeniye açık kalacak.
Bursa Hayat kurtaran hastane çalışanları, sesleriyle mest etti Bursa’da hayat kurtaran hekim, hemşire ve hastane çalışanları, sesleriyle de Bursalılardan büyük alkış topladı. Bugüne kadar bir çok kişinin hayatına dokunan doktor, hemşire ve hastane çalışanları, kurdukları koroyla da sahnede de ne kadar başarılı olduklarını gösterdi. Spordan beslenmeye, kültür sanattan sosyal sorumluluk projelerine kadar bir çok alanda yer alan sağlık çalışanları, ’Türk Halk Müziği Korosu’ konseriyle Bursalıları mest etti. Yılın güzelliklerini anmak ve baharın ritmini yakalamak için sahneye çıkan Medicana Bursa Hastanesi Türk Halk Müziği Korosu, sergiledikleri performansla salonu dolduranlar tarafından ayakta alkışlandı. Verdikleri konserle büyük beğeni toplayan sağlık çalışanlarını tebrik eden Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Remzi Karşı, "İlk 4 konserimiz, Türk Sanat Müziği ile ilgiliydi. Bu sefer Türk Halk Müziği konseri verdiler. Türk Halk Müziği’nde coğrafyamızın sesi ile coğrafyamızın ezgilerini birleştiriyoruz. Bu bizler için çok kıymetli. Çünkü kadim uygarlıklardan beri sanat ile tıp bir arada yürümüştür. Bugün müzik ile sanatın en güzel örneklerinden bir tanesini burada vermek için bulunuyoruz. Tüm doktorlarımız, çalışanlarımız yani tüm sağlıkçılar, hastaya ve hastaneye dokunan herkes bizim solistlerimiz. Kurum olarak sporun ve sanatın yanında her zaman bulunmuşuzdur. Bulunmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Şef Kemal Kamalı yönetimindeki koro ve solo eserlerden oluşan konser seyircilerin beğenisini kazanırken, Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, Medicana Bursa Hastanesi İcra Kurulu Üyesi Dr. Engin Bozkurt, Başhekim Dr. Neşe Tunalı, Başhekim Yardımcısı Dr. Burak Canver, Medicana Sağlık Grubu Hukuk Müşaviri Av. Murat Davarcı, Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdür Yardımcıları Mehtap Koçak ve Ayhan Yörük, Tıbbi Kurucu Direktörü Prof. Dr. Serdar Ener, Nilüfer Belediyesi Meclis Üyesi Olcay Keskin’de sağlıkçıları bu güzel gecede yalnız bırakmadı.