HDP - 03 Haziran 2015 Çarşamba 15:29

Sebahat Tuncel: Bütün sol ve sosyalist düşüncelere saygı duyuyoruz

A
A
A
Sebahat Tuncel: Bütün sol ve sosyalist düşüncelere saygı duyuyoruz

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, bütün sol ve sosyalist düşüncelere saygı duyduklarını söyledi.

 

HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Antalya’da cemevini ziyaret etti. Tuncel, Alevi Kültür Dernekleri Antalya Şube Başkanı Hasan Kaya ve vatandaşlar tarafından karşılandı. Ziyarette konuşan Kaya, bütün sol ve sosyalist düşüncelere saygı duyduklarını belirterek, HDP ve CHP’nin bir arada koalisyon kurmalarının gönüllerinden geçtiğini söyledi.

HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, farklı kültür ve inançların eşit yurttaşlık temelinde bir arada durabileceğini, bunun için demokratik ve özgürlükçü bir yaşam kurabilme iddiasıyla yola çıktıklarını kaydetti. Bölünen, ayrıştırılan, kimliklerin ve inançların birbirlerine düşman edildiği yerde barışmaya ve halkların kardeşliğine ihtiyaç olduğunu ifade eden Tuncel, "HDP’nin aday listelerinde tüm inanç gruplarından temsilciler yer alıyor. Bu adaylar Türkiye’nin her tarafında coşkuyla karşılandı. Bunun altında yatan şey de Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler çatışma savaşın insanlar tarafından kabul edilmediğidir. Barış meselesi herkes tarafından ortak bir noktadır. Klasik anlamda merkezi otoriter siyasi anlayışı açıp yerelde halkla birlikte halk adına, halkın adına siyaseti benimsemiş olmasıdır. Gergin siyaset değil, güler yüzlü siyasettir" diye konuştu.

Kadın özgürlüğü noktasında HDP’nin eşit temsilde de farklılık oluşturduğunu aktaran Tuncel, "Türkiye’de dışlanan bir toplumsal kesimle yeni bir Türkiye kurmamız mümkün. Alevilerin toplumda önemli bir yeri var. Aleviler hep katliamlarla anılmıştır. Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin karşılık bulması için Aleviler ilk kez siyaset yapacak. Bu noktada adaylarımız var. Alevi toplumun sorunları HDP için siyaseti yapmak ve mücadelesini yapmaktır. Muhafazakar adaylarımız da var. Diyarbakır müftüsü bizimle. Çatıştıran, ayrıştıran değil, birleştiren noktadayız. AK Parti şimdiye kadar çatıştırdı. Alevileri meydanda yuhalattı. Sürekli çatışmayı körükledi. Biz buna karşı hepsinin birleştiren yan yana durabileceğimizi düşünüyoruz. Kimse adına siyaset değil, herkesin kendi siyasetini yapmasının önemli olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Toplumun birbiriyle yüzleşmesi ve birbirine temas etmesinin önemli olduğunun altını çizen Tuncel, "Toplumlar da birbirine mesafeli duruyor. Yargılara dönen sonuçlar var. HDP’nin birlikte yan yana durması önemli. Bunu başaracağız. Tüm toplumsal kesimlerden HDP’ye büyük ilgi var. HDP’nin baraj aşması AK Parti’nin faşizanlaşan, otoriterleşen siyasetine tek barajlayacak olan HDP’nin koyacağını düşünen kesim var. HDP’nin barajı aşması Türkiye demokrasisi için de siyasette dönüm noktası olacaktır. Bir seçimle çok bir şey değişmez ama başlangıç yapmış oluruz. HDP’nin güçlü bir şekilde barajı yıkması, bu düzenle hesaplaşma açısından önemlidir" dedi.

Türkiye’de seçimin HDP ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında geçmeye başladığını savunan Tuncel, "Erdoğan, partiler arası bir seçimden ziyade Cumhurbaşkanlığını bırakıp AK Parti’nin eş başkanlığına soyundu. Biliyorsunuz eş başkanlık sistemini biz getirdik. Ne yazık ki AKP iki bıyıklı iki eş başkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diğeri Başbakan Ahmet Davutoğlu. Ama bu kadar siyasete müdahale eden noktada karşılaşıyoruz ama bu siyasetten bıktığını kabul etmediğini gösteriyor. Cumhurbaşkanının siyasete bu kadar müdahale etmesi AK Parti oy veren taban açısından da rahatsız edici bir durum. Sahadayız, sokaktayız. İnsanlar Cumhurbaşkanının Cumhurbaşkanı, Başbakanın Başbakan olmasını istiyor ama durum karışmış. Eş başkan yürütüyorlar. 7 Haziran’da Türkiye’de yeni bir dönemin başlayacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Tuncel, seçim barajının yıkılması halinde Türkiye’de yeni bir siyasi anlayışı inşa etmenin kolay olacağını aktardı. Kadın özgürlüğü noktasında ciddi sorunlar yaşandığını kaydeden Tuncel, "Kadına şiddet katliama dönüşmüş durumda. Taciz, tecavüz vakaları karşısında yeni bir başlangıç yapmak ve toplumun kurtuluşu diye ifade edilen düzeni kadınlar olarak kurmak zorundayız. Bunlar kadınların kaderi değildir. Ciddi bir çürümeyle karşı karşıyayız. Siyasilerin bu noktada önemli görevleri var. Erkek egemen toplumun kadına yönelik şiddetine tavır almak zorundayız. Alevi kurumların, toplumun ileri gelenlerinin sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Dur demek hepimizin görevidir. Kadınlar işçiler emekçiler öldürülüyor. Yoksullar dışlanıyor. Bu bir sistem sorunudur. Türkiye’nin geldiği tabloyu görüyoruz. Bütün bunlara dur diyecek siyaseti geliştirmek önemlidir" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında HDP’yi hedef alan açıklamalarını eleştiren Tuncel, şunları söyledi:

"7 Haziran akşamı Türkiye’de HDP, Türkiye siyasetine varlığını göstermiş olacak. Bizi bölmeye çalışanlara, birleştirici siyasetle yeni bir dönem olacak. Cumhurbaşkanı bunu görüyor olmalı. Cumhurbaşkanının HDP ile ilgili söylemlerinin samimiyetini topluma bırakıyoruz. Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu siyaset, duruş son bir aydır gösterdiği çalıştığı performans aslında kendisinin Türkiye siyasetine müdahale ettiğin,i AK Parti’ye de iyilik değil kötülük yaptığını görülecek 7 Haziran’da. Tek stratejilerinin HDP’nin baraj altında kalması Erdoğan’ın başkan olması üzerine. Başkan olmayacak. HDP barajı aşacak ve Erdoğan başkanlık sistemini hayata geçiremeyecek.Onun karşısında söylenmiş bir manevra olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanının bütün partilere eşit mesafede durması, ve o sarayda otursaydı daha hayırlı olurdu. Ama o, sarayda oturmadı sadece AK Parti için çalışma yürüttü. Ama iflas ettiğini gördük. Türkiye siyasetine de çok şey kaybettirdi. Kendi tabanlarında da rahatsızlık verdi. Bizim paramız yok. Devlet bütçesini 3 parti paylaşıyor. 7 Haziran’da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." 

İSA AKAR-ALPARSLAN ÇINAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da Anneler Günü için pedal çevirdiler Iğdır’da Anneler Günü dolayısıyla düzenlenen bisiklet turunda bisiklet severler anneler için pedal çevirdi. Her yıl mayıs ayının ikinci pazar günü Anneler Günü olarak kutlanırken bu özel gün içinde farklı etkinlikler düzenleniyor. Iğdır’da da bu yıl Iğdır Valiliği, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Yeşilay, Türk Kızılayı, AKUD ve Tomris Hatun Bisiklet Kulübü tarafından bisiklet turu düzenlendi. Bisiklet severler Zübeyde Hanım Bulvarı eski Belediye binası önünde bir araya geldi. Bazı aileler bisiklet turuna çocukları ile katıldı. Anneler günü dolayısıyla düzenlenen bisiklet turunda büyük bir keyif ile pedal çevireceğini belirten Furkan Arat, “Bugün pedallarken annemiz için bunu yapacağız. Bugün yaklaşık olarak 20 kilometre yol alacağız. Etkinliği düzenleyenlere teşekkür ederim” dedi. Anneler için düzenlenen programın çok özel olduğunu söyleyen Eylül Önay; “Bugün düzenlenen bisiklet turuna hem bir kadın hem de bir anne olarak katılıyorum” dedi. Bisiklet turunun düzenlendiği alana gelen Iğdır Valisi Ercan Turan alandaki kadınlara beyaz ve kırmızı karanfil dağıttı. Anneler gününde anneler için pedal çevirmekten büyük mutluluk duyduğunu belirten Vali Turan; “ Mübarek annelerimizin anneler gününün kutlandığı bir gündeyiz. Tüm annelerin anneler gününü kutluyorum. Biz spor yapmak için sağlıklı kalmak için bahaneler arıyoruz. Bu tür etkinlikleri de verimli bir şekilde kullanıyoruz. Bu etkinliğimizde yaklaşık olarak 20 kilometre yol alacağız” dedi. Bir araya gelen bisiklet severler 20 kilometreyi bisikletleri gitmek için Zübeyde Hanım bulvarından ayrıldılar.
Kocaeli Asırlara meydan okuyan tarihi eserlerin sağlamlık sırrı Kocaeli’deki müzelerde asırlara meydan okuyan tarihi eseler depremlerde zarar görmemeleri için mikro kristal wax ile yerlerine sabitleniyor. Estetik bir şekilde sergilenen eserlerde kimyasal tepkime de meydana gelmiyor. Büyük hacimli eserlerde ise form destek ve misina ipi uygulamaları kullanılıyor. Kocaeli Arkeloji Müzesi’nde; Paleolitik, Helenik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait eserler sergileniyor. Müze bahçesinde ise kentteki kazılarda bulunan heykeller, lahitler, mezar stelleri, pitoslar bulunuyor. Kocaeli Müze Müdürlüğü’nce deprem ve afetlerde zarar görmelerini engellemek için vitrinlerdeki tarihi eserler mikro kristal wax ile yerlerine sabitleniyor. Estetik bir görünüm oluşturulurken, aynı zamanda kimyasal tepkime de yaşanmıyor. Büyük hacimli eserlerde ise form destek ve misina ipi uygulamaları kullanılıyor. Uzman kişiler tarafından uygulanan yöntemlerle eserler depreme karşı korunuyor. "Maliyeti az olan ürünlerle eserleri vitrin içinde estetik biçimde sergilemek birinci önceliğimiz" Tarihi eserleri depreme karşı korumaya çalıştıklarını söyleyen Kocaeli Müze Müdürü Serkan Gedük, "Yaptığımız bu çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü’nün himayelerinde Kocaeli Müze Müdürlüğü olarak yürütmekteyiz. Bilindiği gibi deprem dünyanın oluşumu için bir zorunluluktur. Bizde bu gerçeği kabul ederek sorumlu olduğumuz müzeleri depreme karşı hazır hale getirmeye çalışıyoruz. Depremin fiziksel etkileri sonucu müze personeli ile ziyaretçilerin can ve mal kaybı riskini azaltmak, maliyeti az olan ürünlerle eserleri vitrin içinde estetik biçimde sergilemek birinci önceliğimiz. Deprem esnasında eserin kayması, başka bir esere çarpması, kırılması gibi fiziksel hasarlara uğramasını en aza indiriyoruz. Oluşturduğum atölyelerde eserlere yönelik yapmış olduğumuz; aparat ve misina ipi uygulamaları, fon destekleri ile museum wax gibi yöntemlerle bu çalışmaları titizlikle yürütüyoruz" ifadelerini kullandı. "Eser kimyasal tepkimeye uğramadığı için önemli yöntemlerden bir tanesi" Yapılan uygulamalar hakkında bilgi veren Serkan Gedük, "Yaptığımız en önemli ve en basit yönetmelerden bir tanesi mikro kristal wax ile yapılan ‘museum wax’ olarak da bilinen uygulama. Wax top halinde 3 noktaya uygulanarak eserin kaidesine oturtuluyor. Eser kaideye sabitlenmiş oluyor fakat yapışmıyor. Eseri hafifçe çevirip kaideden alabiliyoruz. Eser kimyasal tepkimeye uğramadığı için önemli yöntemlerden bir tanesi, daha çok küçük hacimli eserlere uyguluyoruz. Büyük hacimlerde; form desteklerini uyguluyoruz, esere göre üretiliyor. Eserin formuna göre şekillendirerek, her eserin ihtiyacına cevap verecek şekilde bunu tasarlıyoruz. Maliyeti az ve basit yöntemlerden bir diğeri ise misina ipi yöntemi. Misina ipiyle eseri kaideye sabitleyerek, eserin deprem esnasında; kaymasını, devrilmesini, başka bir esere çarpmasını engellemiş oluyoruz. Bu yöntemleri uzman kişiler yapıyor. Onların mesleki tecrübeleri sayesinde bu yöntemler gelişiyor. Bu uygulamaları işin ehli kişilerin yapmaması durumunda depremde eseri koruyacakken tam tersi sonuçlar da elde edilebilir. Türkiye’de bu çalışmalar sadece bizim müzemizde değil, birçok müzede uygulanıyor" dedi.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “İsrail katlediyor, dünya İzliyor katliama tepkisizliği içimize sindiremiyoruz” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, “İsrail katlediyor, dünya İzliyor katliama tepkisizliği içimize sindiremiyoruz” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan İsrail’in Filistin’deki katliamlarına tepki gösterdi ve İsrail’e karşı tepki eylemleri yapılarak katil devlet İsrail’e ‘dur’ denilmesi çağrısında bulundu. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Yusuf Yazgan, İsrail’in Filistinliler’e yönelik başlattığı katliam ve soykırımın 7.ayı geride kalırken hayatını kaybedenlerin sayısının 35 bine yaklaştığını hatırlatarak, “Binlerce çocuğun hayatını kaybettiği, 80 bin kişinin yaralandığı İsrail saldırılarını, bütün dünya adeta canlı yayında izliyor. Batının insan hakları ve savaş suçları konusundaki çifte standardını biliyoruz da, İslam dünyasındaki sessizliği anlamakta zorlanıyoruz. Yapılan diplomatik ve protokol konuşmalarında insanlığın vicdanı olarak söylenen sözlerin hayata geçmesi, duyarlılığın söylemden eyleme geçmesinin zamanı geldi de, geçiyor bile” İfadelerini kullandı. Filistin’in yanında olduğunu söyleyenlerin, söylemlerini eyleme dönüştürmüş olması halinde, şimdiye kadar Filistin’in gerçek sahibi olan Filistinliler’in kendi topraklarında özgürce ve güven içinde yaşamasının sağlanabileceğini belirten Yazgan, “Tepkiler ve gerekli baskılar oluşsaydı şimdiye kadar terörist devlet İsrail, savaş suçundan yargılanmalıydı. Şimdiye kadar, kan ve gözyaşı dinmeliydi. Şimdiye kadar hastaneler mezarlık değil, şifa kapısı olmalıydı. Şimdiye kadar Mescid-i Aksa’nın esareti sona ermeli, ‘dayanamıyorum bu ayrılığa, kucaklasın beni İslam’ sözü hayata geçmiş olmalıydı” diyerek duyarsızlığa tepki gösterdi. Katledilen, yerinden yurdundan sürgün edilen, yollarda başına bomba yağdırılanların Hristiyan ya da Yahudi dünyasından birisi olsaydı, katil devletin eylemlerinin çoktan sona erdirilmiş olacağını belirten Yusuf Yazgan, katledilen, soykırıma tabi tutulanların Müslümanlar olması sebebiyle bütün dünyanın sessizliğe büründüğünü kaydetti. Yazgan, İsrail’e dur demek, Filistin’e destek olmak için sivil toplum örgütlerinin, kanaat önderlerinin, siyasi partilerin ve toplumun bütün kesimlerinin bir araya gelmesi ve harekete geçmesi çağrısında da bulundu. Açlığa mahkum edilen, ölüme mecbur edilen bir milletin ölümünün bu kadar duyarsızca karşılanmaması gerektiğini de dile getiren Yusuf Yazgan, dünyanın değişik ülkelerinde başlayan ve gittikçe yayılan üniversitelerdeki Filistin’e destek eylemlerine, Türkiye’den bir katkı ya da benzer destek olmayışının da anlaşılmaz olduğunu ifade etti. Büyük şehirlerden başlamak üzere Filistin’e destek mitingleri düzenlenmesi çağrısında da bulunan Yazgan, İsrail’e her alanda baskı kurularak, katil olduğunun yüzüne haykırıldığı eylemler yapılarak, Filistin’e destek seslerinin yükseltilmesi gerektiğini kaydetti. Yusuf Yazgan açıklamasında, şimdiye kadar yaşam hakkından yana, özgürlükten yana, eşitlikten yana, barıştan yana, çocuk haklarından yana, eğitim haklarından yana olan herkesin on binlerce masum Filistinli’nin katledilmesine karşın dünyayı titretmesi gerektiğini kaydederek, bu tepkisizliğin İsrail’i cesaretlendirdiğini vurguladı.