EĞİTİM - 25 Nisan 2017 Salı 13:00

TEOG Gelip Geçici, Aile İlişkisi Kalıcı

A
A
A
TEOG Gelip Geçici, Aile İlişkisi Kalıcı

İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ş. Güliz Kolburan sınav baskısı ve aile ilişkileri ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Sınavlara gereğinden fazla anlam yükleyerek, fizyolojik ve psikolojik olarak stres altında olan ergenler üzerinde sınav baskısı oluşturmanın çocukların ruh sağlığını olumsuz etkilediğine dikkat çeken İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ş. Güliz Kolburan, bunun ailevi ilişkilerde de problemler yaratabileceği uyarısında bulundu ve “TEOG gelip geçici, aile ilişkisi kalıcı” mesajını verdi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından gerçekleştirilecek Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) ikinci dönem ortak sınavı, 26-27 Nisan tarihlerinde tüm ülke genelinde gerçekleştirilecek. 1 milyonu aşkın 8’inci sınıf öğrencisinin eğitim hayatını etkileyecek TEOG sınavı öncesinde ailelerin tutumu ne olmalı? İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ş. Güliz Kolburan, ailelerin çocuklarına yönelik tutumlarında dikkatli olmaları gerektiğini belirtti ve ailelerin eğitim öğretimin bir parçası olan TEOG Sınavına gereğinden fazla anlam yüklenmemesi gerektiğini söyledi. Ailelerin çocuklarının hayatını TEOG’a endekslememeleri gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Kolburan, “Çocukların bütün kimlikleri tek bir sınava endekslenmemeli. Sevginin koşula bağlanması, çocuk gelişimini olumsuz etkiler. Kişilik gelişimi açısından sıkıntılar yaratır. Buna dikkat edilmesi önemli. Çocuklar başarılı da olsa başarısız da, ailelerin çocuklarına olan sevgisinin devam ettiği mesajı verilmeli, sevgi ve kabul koşula bağlanmamalı” Dedi.

İlköğretimden ortaöğretime geçiş anlamı taşısa da, TEOG’un öğrencinin bütün özelliklerini değerlendirebilecek standart bir araç olmadığının altını çizdi ve “Sınav, öğrencinin o anki performansını değerlendirir. Ancak anlık bir performansa bakarak, çocukları nitelendirmek doğru olmaz. Böyle bir tutum, çocuklarda ömür boyu sürecek hatalı kimlik algılarına yol açar. Başarısızlık ve yetersizliğe dair benlik algısı, öğrenilmiş çaresizliği de beraberinde getirir. ”Dedi.

"Fazla Kaygı Sınavdaki Başarıyı Olumsuz Etkiler"

Yrd. Doç. Dr. Kolburan, ailelerin TEOG öncesi sınav konusunu kapatarak, çocuklarıyla birlikte güzel vakit geçirmelerinin sınav öncesinde yapılabilecek en doğru davranış olduğunu belirterek: “Bugün itibariyle çocuklar için sınava hazırlanma dönemi bitmiştir. Aileler, sınava dair kaygılı olurlarsa, bu kaygı çocuklara da geçecektir. Bir miktar kaygı sınavda öğrencileri motive etse de; aşırı kaygı çocukların sınav başarısının düşmesine yol açacaktır.” İfadelerini kullandı.

"Bir Tarafta Ergenlik, Öte Tarafta Sınav Baskısı "

TEOG sınavına girecek öğrencilerin gelişim düzeyleri ile LYS sınavına girecek öğrencilerin gelişim düzeylerinin farklı olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Kolburan, “Üniversiteye hazırlanan öğrencinin gelişimsel olarak sınavı değerlendirme biçimi, kaygı durumu, sebep sonuç ilişkilerini kavrama yeteneği çok farklı. 8’inci sınıf öğrencisinin ise bunun anlam ve önemini değerlendirme biçimi henüz aynı olgunluğa erişmiş değil. Erken dönem ergenlikte gelişimsel açıdan çok yoğun duygusal çatışmalar yaşanmakta. Fizyolojik değişimler çok hızlı yaşanıyor. Stres altında, zor bir dönem geçiriliyor. Ergen öğrenci bir taraftan bunlarla uğraşırken, diğer taraftan ailenin sınava yönelik beklentisinin baskısını yaşıyor ve çocukta kaygı ve strese dönüşüyor. Bu, aile içindeki ilişkinin bozulması riskini yaratıyor. Bu noktada ailelere büyük görev düşmekte. Ailelerin bilmesi gereken şudur ki; “sınav gelip geçicidir, ancak aile ile olan ilişki kalıcıdır. Bunu bozmamaya özen göstermek gerekir.” Şeklinde konuştu.

"Gerçekdışı Beklentiler Kaygıyı Artırıyor"

Zaman zaman ailelerin gerçek dışı beklentilerle çocuklarından kapasitelerinin üzerinde bir performans bekleyerek kaygılarını artırdıklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kolburan: “Ailelerin sınava gereğinden fazla önem atfetmeleri yanlış. Ailelerin sakin ve sağduyulu davranmalarını bekliyoruz. Çocuk koşulsuz olarak sevildiğini bilmeli. Her öğrencinin ilgi alanları, yetenekleri farklıdır. Güzel resim yapan biri de zekidir, güzel müzik yapan da. Veya güzel konuşan çocuk da, farklı bir alanda zekidir. Önemli olan bu zeka ve yetenek alanlarını fark edip, onları doğru yönlendirmek. Öğrencinin yeteneğine göre desteklenmesi de önemli. Herkes matematikçi, herkes mühendis olamaz. Üstelik bu başarı ile eşdeğer bir kriter de değil. Böyle bir realite yok.” Dedi.

‘Realiteye Uymayan Hedefler Sıkıntı Doğurur’

Çocuğun kendi hakkındaki farkındalığıyla ailenin çocukları hakkındaki farkındalığının birbiriyle örtüşmesi gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kolburan, “Realiteye uymayan hedefler, daima sıkıntı doğurur. Bu nedenle çocuğun kendini tanıyabileceği ortamlar yaratılmalı. Çocuğun kendi hakkındaki benlik algısı gerçeğe yakın olmalı. Benlik algısını gerçeğin dışına taşımak, çocuğa zarar verir. Benlik algısını, ne olduğundan hafife almak, ne de olduğundan yükseğe taşımak lazım. Hepimiz artılarımızla, eksilerimizle bir bütünüz ve biriciğiz. Çocuklar da eksik yanlarıyla veya fazla yönleriyle biricikler. Aileler bu konuda doğru değerlendirmeler yapıp, çocuklarının yetenekli ve ilgili oldukları alanları desteklemeli, hırs yapmamalı. Bu anlamda çocukları tanımak önemli bir konu. Eğer çocukları doğru tanırsak, onları doğru yönlendirebiliriz” şeklinde değerlendirmesinde bulundu.

Öğrencilere Ve Ailelerine Tavsiyeler

Yrd. Doç. Dr. Kolburan, son olarak TEOG sınavına girecek öğrencilere ve ailelerine şu tavsiyelerde bulunuyor: “Çocuklar, sınavdan önce hoşlarına giden, onları olumsuz etkilemeyecek keyifli etkinliklere katılmalı. Kendilerini sakatlayacak spor aktivitelerinden sınav öncesinde uzak durmalarında fayda var. Yine sindirim sistemini bozacak yiyeceklerden uzak durulması gerekir. Uyku düzeni önemli. Ancak bu da aileler tarafından koşul haline getirilmemeli. Önemli olan çocuğun bu konuda farkındalık sağlaması. Ancak içselleştirilen amaçlar çocuğun kendisine ait amaçlar haline gelir. Kendisine ait amaçların gerçekleştirilme motivasyonu da daima daha yüksektir. Aile, bu konuda tek taraflı bir karar vermemeli. Kararlara çocuğun da dahil olması önemli. Öte yandan sınav sırasında zamanı iyi kullanmak gerekir. Emin olunan, bilinen soruların işaretlenmesi; bilinmeyen soruların ise üzerinde vakit kaybetmemek, vakit kalırsa bu sorulara yeniden dönmek önemli.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.
Bartın Bartın’da artan kazalara karşı video klipli uyarı Bartın’da bu yılın ilk 4 ayında meydana gelen trafik kazalarında geçen yılın aynı dönemine yüzde 18 oranında artması üzerine motosiklet sürücüleri hazırlanan video klip ile uyarıldı. Bartın’da 2024 yılının Ocak Nisan ayları arasındaki maddi, hasarlı ve yaralamalı trafik kazalarının, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında artması nedeniyle Bartın Valiliği tarafından şehir kameralarına yansıyan ve motosiklet sürücülerinin karıştığı kaza görüntülerin de yer aldığı video klip hazırlandı. Trafik Haftası etkinlikleri çerçevesinde hazırlanan klipte, kent merkezindeki kavşaklarda meydana gelen kazaların görüntülerinin yanı sıra şehirdeki araç trafiği, trafik polisleri yer alırken, motosiklet sürücülerinin dikkat etmesi gerekenler konusunda uyarılar da yer aldı. Bartın Valisi Nurtaç Arslan ise kentteki kolluk kuvvetlerinin müdür ve komutanları ile düzenlediği toplantıda 2024 yılında yaşanan trafik kazalar ile ilgili bilançoyu açıkladı.2024 yılının ilk 4 aylık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre kazaların yüzde 18 oranında arttığını vurgulayan Vali Arslan, "Geçen yılın ilk dört ayında, 270 trafik kazası meydana gelmişken bu yılın ilk 4 ayında 320 trafik kazası meydana gelmiştir. Her iki dönemde de 2’şer vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Geçen yılın ilk 4 ayına göre kıyasladığımızda yüzde 18 oranında bir artış meydana geldiğini görmekteyiz’’ dedi. Kazalar genellikle gündüz meydana geliyor Arslan, Bartın’daki kazaların genellikle gündüz meydana geldiğini de vurgulayan Arslan kazaların sebepleri hakkında ise, ’’Kazaların genellikle gündüz saatlerinde, iş saatleri olması nedeniyle trafik yoğunluğuna bağlı olarak arttığı görülmektedir. En çok da hız ihlallerinde kaynaklı, dikkatsiz ve tedbirsiz sürücü davranışları sonucu meydana geldiği görülmektedir. Unutmayın uyulan her bir trafik kuralının nedeni, uyulmayanın da bir bedeli vardır. Günümüzde yaşanan çoğu trafik kazası sürücülerin yaptığı hatalardan kaynaklanmaktadır. Ne var ki bazı kurallara dikkat ederek, basit önlemler alarak, ölümle yada ağır yaralanmalarla sonuçlanabilecek kazaların önüne geçilebilir. Bizler 7 adımda özetleyebiliriz. Hız limitlerine uyun, takip mesafesini koruyun, alkollü araç kullanmayın, trafik levhalarına ve ışıklarına uyun, sürüşe odaklanın, uykulu halde araç kullanmayın ve hatalı sollama yapmayın. Baktığımızda 7 altın kural diye nitelendirebileceğimiz, trafikte sürücülerimizin dikkate almaları gereken hususları, özetlememiz mümkün’’ ifadelerini kullandı. Kazalarla birlikte kontrol ve denetimlerin de arttırıldığına vurgu yapan Arslan, ’’Trafik haftası nedeniyle de trafik ile ilgili ise 2023 yılın ilk 4 ayında ilimiz genelinde 141 bin 854 araç denetlenmişken, 2024 yılının Ocak-Nisan döneminde 185 bin 870 araç kontrol edilmiştir. 6 bin 119 sürücüye 2023 yılının ilk 4 ayında ceza yazılmışken, bu yılın ilk 4 ayında 14 bin 224 sürücüye ceza yazılmıştır. İlimiz genelinde 2023 yılın ilk dört ayında 817 araç, 2024 yılın ilk 4 ayında 1261 araç trafikten men edilmiştir. 2023 yılın ilk 4 ayında 187 sürücünün 2024 yılının ilk dört ayında, ise 278 sürücünün ehliyetine el konulmuştur’’ diye konuştu.