GÜNDEM - 16 Ağustos 2017 Çarşamba 11:27

Türk öğrencilerin tasarladığı oyun Gamescom’da görücüye çıkıyor

A
A
A
Türk öğrencilerin tasarladığı oyun Gamescom’da görücüye çıkıyor

Oyun sektörünün en prestijli organizasyonlarından biri olan Gamescom’da bu yıl Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek üniversite olarak tasarladıkları oyun ile birlikte katılım sağlayacak.

Son zamanların en hızlı gelişen sektörlerinden biri de oyun. Oyun dünyasının artık evde keyif amaçlı geçirilen zamandan öteye geçmiş olduğunu gören ve dünyanın oyun üzerine yaptığı yatırımları dikkate alan Bahçeşehir Üniversitesi’de geleceğin profesyonel oyuncularını ve tasarımcılarını yetiştirmek üzere 2012 yılında Dijital Oyun Tasarımı Bölümü’nü ve BUG adı altında oyun laboratuvarını açtı. İki yıldır lisans eğitimi veren BAU aynı zamanda bu yıl ikinci sınıf öğrencilerinden Batuhan Atamal ve Ekim Tan’ın geliştirdiği oyun ile birlikte dünyanın en büyük oyun organizasyonu olan Gamescom’a katılacak.

“Türkiye oyun sektörünün farkına varmalı”

Geleceğin meslekleri arasında görülen oyun tasarımına önem verdiklerini ve bununla ilgili olarak olan yanlış algıyı değiştirmek üzere üniversite olarak çok çalıştıklarını dile getiren BAU Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı ve BUG’ın Direktörü Yrd. Doç. Dr. Güven Çatak bu yüzden fuarın kendileri için çok önemli olduğuna dikkat çekti. Güven Çatak fuar aynı zamanda Türkiye’de artık oyun sektörünün öneminin anlaşılmasını gerektiğine vurgu yaparak, “Bizim oyun yapılanmamız BUG adlı oyun laboratuvarımızla beraber 2012 yılında başladı. Sonrasında da dijital oyun tasarımı lisans programı kuruldu. Lisans programı bizim son halkamız. Tabi ki de Gamescom gibi önemli bir fuarda kendini göstermek demek aynı zamanda uluslararası anlamda da kendinizi göstermek demek. Reklam olarak bu başarıyı göstermekten ziyade ürünlerimizle birlikte orada olmak, o yarışın ve o sektörün içinde olduğunuzu göstermek bizim çok önemli bir adım” diye konuştu.

“Oyun tasarımı dünyada şimdinin, Türkiye’de geleceğin mesleği. Oyun algısının Türkiye’de değişmesi gerekiyor”

Türkiye’nin oyun tasarımı konusunda biraz geri kaldığını da dikkat çeken Güven Çatak, “Oyun sektörü çok hızlı bir sektör. Biz de bu hıza yetişebilmek için gerek üniversite gerekse bölüm olarak eğitimlerimizi en iyi şekilde tutuyoruz. İlla mezun olmaya gerek yok, ilk yıldan itibaren öğrenciler istediklerini yaparak bir yerlere gelebilir. Büyük bir sektörün içine küçük de olsa adımlar atamaya başlayabilirler. Yani oyun sektörüne artık eğitim de girdi. Bu yüzden Türkiye’de artık oyun tasarımına ve bununla ilgili bölümlere bakışın değişmesi gerekiyor. Sonuçta geleceğin mesleklerinden bir tanesi. Aslında şimdinin mesleği, ama Türkiye için geleceğin mesleği olarak algılanıyor. Bence bu treni kaçırmamak lazım” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de oyuna farklı bir bakış var, daha yeni yeni sanat olarak kabul görmeye başlandı”

Oyunun tasarımcılarından Dijital Oyun Tasarım Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Ekim Tan da küçüklüğünden beri takip ettiği Gamescom’a gidebilme şansı yakaladıkları için çok heyecanlı olduğunu dile getirdi. Oyun merakının küçük yaşlarda başladığını da söyleyen Ekim Tan, "Oyun sektöründe bir oyun geliştiricisi olarak yer alma kararım lise son sınıfta oldu diyebilirim. Bahçeşehir Üniversitesi'nin Dijital Oyun Tasarım Bölümü her ne kadar yeni olsa da oyun hakkındaki çalışmalarını en başından beri takip ediyordum. Ailem bu konuda beni hep desteklediler. Ama genel olarak Türkiye'de ailelerin oyunlara karşı olumsuz tepkileri var. Oyun daha yeni yeni bir sanat olarak görülmeye başlandı. Hatta oyun tasarım bölümü denince akrabalardan değişik tepkiler alınabiliyor” şeklinde konuştu.

“Gamescom’a gideceğimi hiç düşünmemiştim”

"Fuar bizim için şaşırtıcı oldu. Gamescom Fuarı'nı küçüklüğümden beri takip ederim ama hiç gideceğimi düşünmemiştim” diyerek duygularını da ifade eden Tan, “Dünyanın en büyük oyun fuarından yer almanın büyük bir fırsat olduğunun farkındayım. Oyunumuzu sunmak için daha iyi bir fırsat yok. Çok heyecanlıyız ve fuara yakışacak şekilde oyunumuzu geliştirmeye çalıştık. Muhtemelen çok güzel bir deneyim olacak bizim için" diye konuştu.

Oyunun diğer tasarımcısı Dijital Oyun Tasarım Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Batuhan Atamal da geliştirdikleri oyun hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Batuhan Atamal, “Oyunun hikâyesini Ekin'le birlikte geliştirdik. Oyunda canlandırdığımız karakter yapay zekanın bilgisayar ortamında fiziksel form bulmuş hali. Bu yapay zekayı bir bilim adamı geliştirmiş. Bilim adamının daha önce geliştirdiği başka yapay zekalar da olmuş. Biz en gelişmiş olanını seçtik. İnsanlar bu yapay zekânın yapabildiklerini ve güçlerini görünce bundan korkmuşlar, gerekli mercilerde bilim adamının ürünlerini güvenlik duvarının arkasına gizlemişler. Oyunda biz yapay zeka olarak bu güvenlik duvarını kırarak ve engelleri aşarak geçmeye çalışıyoruz. Oyunu bizim için deneyim olması açısından geliştirdik.” diyerek oyunu anlattı.

“Oyun oynamak başka bir şey, geliştirmek başka!”

Atamal son olarak da oyun oynamak ile tasarlamanın farklı olduğuna dikkat çekerek, “Oyunları ben de küçüklüğümden beri çok severim ve hep oyunlara katkıda bulunmayı istemişimdir. Ailem çok oyun oynadığım zamanlarda kızdıkları oluyordu ama bunu meslek haline getirmek istediğimi söylediğimde bu konuda bana destek oldular. Artık İnsanların oyunlara bakış açısını değiştirmek istiyorum. Oyun oynamak başka bir şey geliştirmek başka bir şey” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Kazada ölen yaşlı kadın, yardıma koşan çobanın akrabası çıktı Burdur’un Yeşilova ilçesinde şarampole uçan otomobilin 76 yaşındaki sürücüsü, aracın altında kalarak hayatını kaybetti. Yardıma koşan ve yaşlı kadının akrabası olduğunu gören çoban ise büyük şok yaşadı. Kaza, Karamanlı yolunun 4. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Yeşilova’dan Karamanlı istikametine seyir eden Aysel Kılınç (76) idaresindeki 15 LA 725 plakalı Tofaş otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkıp takla atarak şarampole devrildi. Kazayı gören çoban İrfan Er’in 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. O sırada kazayı gören ve yoldan geçen vatandaşlar yan duran otomobili düzelttiklerinde Aysel Kılınç’ı arabanın altında hareketsiz şekilde kanlar içinde buldu. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Kılınç’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Jandarma olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarının ardından yaşlı kadının cenazesi, otopsi yapılmak üzere Yeşilova Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Aysel Kılınç’ın kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı için araçtan fırladığı ve arabanın altında kalarak ezildiği öğrenildi. Ölen kadın yardıma koşan çobanın akrabası çıktı Kazayı görünce yardıma koşan çoban İrfan Er, “Ben ileride koyun otlatıyordum. Bir anda sesi duyunca ayağa kalkıp baktığımda arabanın yan yattığını gördüm. Hemen yardıma koştum ve 112’yi arayarak haber verdim. Arabanın yanına geldiğimde içinde kimse yoktu, etrafında aramaya başladım. Yoldan geçenler de gelince arabayı çevirdik, o zaman olayı anladık. Emniyet kemeri takılı olmadığı için kaza esnasında camdan sarkarak arabanın altında kalmış meğer kadın. Kadının yüzünü minder kapatmıştı. O yüzden belki canlıdır diyerek yüzünü açtık. Arkadaşlar yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına baktığında hayatını kaybettiğini anladık. Sonra ben şüphelendim acaba bizim akraba mı diye, merak edip baktığımda bizim akrabamız olduğunu gördüm” dedi.
İstanbul Dolandırıcı zabıt katibinin yargılanmasına devam edildi Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle ile 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. Duruşmanın devamında savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi “Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Yaşamayı severdi Süleyman” dedi. Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle ile 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. “Yaşamayı severdi Süleyman” Duruşmada savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi sanık Dilek Demirel “Kişilerin hiçbirini tanımıyorum. Ağabeyim bana icralık olduğunu ve hesabının bloke olduğunu söyledi. Bu nedenle bana para gönderiliyordu. Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Olayın içeriğindeki birçok şeyi yeni öğreniyorum. Benim çocuğum ile kendime ait bir hayatım var. Süleyman’ın özel hayatına vakıf değilim. Normal 2 kardeşin edebileceği muhabbetler oldu aramızda. Yaşamayı severdi Süleyman. Bana o kadar para gelmesi garip geldi. Sordum ‘seni ilgilendirmez’ dedi. Ne yaptığını sorguladım bana ‘benim hayatım’ dedi. Ben istemiyordum hesabıma para atmasını” ifadelerini kullandı. “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim” Sanık Süleyman Demirel’in annesi sanık Hamiyet Çoban ise “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim. Bugüne kadar hiç usulsüz sorgulama yapmış biri değilim. Oğlumu vuran kişilere zaman zaman sorgulama yaptım. Dosya detaylarını da görme imkanım yoktur. Ben bu kişilerin kişisel verileri sorgulama amacıyla bir işlem yapmış değilim” şeklinde konuştu. Müşteki Rukiye Kumral ise “Sanık Büşra Çatak eski arkadaşımdı. Bana liseden bir arkadaşı olan Süleyman’ın yurt dışından para transferi yaparak kazanç sağladığını söyledi. Bana ‘kendisi adliye çalışanıdır ailesi de adliye çalışanıdır’ dedi. Büşra beni sürekli arayarak ‘düşünüyor musun sende?’ gibi sorular sordu. Beni bu şekilde işe soktu. Bana kesinlikle bir ticaret olduğunu söyledi, parayı kendi hesabına attırdı. Ben toplam 750 bin liraya yakın ödeme yaptım” dedi. Müşteki beyanlarının ardından duruşma 10 Mayıs Cuma günü görülmesine devam edilmek üzere ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Süleyman Demirel’in Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaptığı belirtildi. İddianamede Demirel’in, birkaç yıl önce tanışmış olduğu Levent Sırataş’a, adli personel olması nedeniyle zaman içinde mahkemelerde dosyası olan birçok iş adamı ile tanıştığını, bu iş adamlarına yatırımlarında kullanmaları için çevresindeki tanıdıklarından para temin ederek karşılığında komisyon aldığını söylediği aktarıldı. Sanık Demirel’in kar payı kazanmak için para vermek isteyen kişilerin üzerlerine kayıtlı mal varlıklarını UYAP sistemleri üzerinden kendi şifresi ya da hakim şifresi ile sorgulayarak tespit ettiği de iddianamede açıklandı. İddianamenin devamında “Mal varlıklarını şahıslara yine kar payı vereceğini vaat ederek teminat adı altında kurmuş olduğu suç örgütü içerisindeki Bülent Sevinç, Levent Şahin, Abbas Kırmızı, Sevgen Atilla, Cemal Karaoğlu, Evel Karısık, Semih Gündoğdu ve Sadettin Volkan Durak isimli şahısların üzerine geçirdiği, bu şahıslar arasında bahse konu mal varlıklarının sürekli el değiştirdiği, sistem içindeki herkesin bu yöntem ile para kazandığı yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Müştekilerden Levent Sırataş’ın, zabıt katibi Süleyman Demirel ve onun aile üyelerine bir kaç kez para verdiği, Demirel’in her seferinde bu paraları ödemeyi taahhüt ettiği kar payı ile birlikte Levent Sırataş’a geri ödeyerek güvenini kazandığı, bu şekilde müşteki Sırataş vasıtası ile müşteki Büşra Nur Güldorum ve annesi müşteki Nurdan Canbıçak ile tanıştığı, tanıştıktan sonra onlardan da kar payı ödemesi teklifi ile paralar istediği iddianamede belirtildi. Süleyman Demirel’in müştekiler ile yaptığı görüşme ve konuşmalarda, birlikte çalıştığını söylediği aile üyelerinden Büyükçekmece Adliyesi Memur Suçları Bürosunda zabıt katibi olarak çalışan eski eşi Vildan Öz’ü, Büyükçekmece Adliyesi Soruşturma Kaleminde, katip olarak çalışan annesi Hamiyet Çoban’ı, özel bir şirkette çalışan kardeşi Dilek Demirel’i müştekilere güven vermek ve dostluk kurmak amacıyla tanıştırdığı da iddianamede kaydedildi. Örgüt lideri Süleyman Demirel’in hesaplarında bloke bulunması ve icra takiplerine konu olması nedeniyle büyük meblağlı paraları kendi hesabına almayarak örgüt üyesi olan Büyükçekmece Adliyesi zabıt katibi annesi Hamiyet Çoban ve yine Büyükçekmece Adliyesi zabit katibi olan eski eşi Vildan Öz’ün hesaplarını kullanarak işlem yaptığı, gayrimenkul yatırımları ile ilgili para devir alacağı tapuları da örgüt yöneticileri olan Abbas Kırmızı, Cemal Karaoğlu, Bülent Sevinç, Levent Şahin, Sevgen Atilla isimli şahısların üzerine almasını sağladığı da iddianamede belirtildi. İddianamede müşteki Büşranur Güldorum ve annesi Nurdan Canbıçak’ın örgüt lideri Süleyman Demirel ve diğer örgüt üyeleri tarafından toplamda 8 milyon 133 bin 480,00 TL zarara uğradıklarını beyan ettikleri açıklandı. Öte yandan ifadeleri alınan Gökhan Aytekin, Neriman Aytekin, Büşra Çatak, Ayhan Doğan, Cihan Könülşök ve Fatih Çetinkaya’nın zabıt katibi Süleyman Demirel’in kendilerinden kar payı ödemesi teklifi ile paralar aldığını ancak ödemiş oldukları paraları geri alamayarak mağdur olduklarını beyan edip şikayetçi oldukları aktarıldı. Bakırköy Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesinde çalışan zabit katibi Süleyman Demirel’in müşteki şahısları, kar payı vermek vaadiyle almış olduğu yüksek meblağlardaki para ve menkulleri, gayrimenkulleri, ziynet eşyalarını kurmuş olduğu suç örgütünde tefecilik yapan üyeleri ile birlikte dolandırarak menfaat temin ettikleri iddianamede belirtildi. Örgüt lideri zabit katibi Süleyman Demirel’in adliyede çalıştığı için çevresinin geniş olduğunu bu sayede bazı işler yaptığını bu işlerin bazılarının sosyal medya hesabı reklam geliri, memleketi olan Tokat’tan yaprak, salça getirip satması gibi işler olduğunu söyleyerek memur olmasına rağmen yaşadığı lüks hayatın bu sayede olduğuna müştekileri inandırdığı iddianamede belirtildi. Demirel’in bu sayede insanların yatırım amaçlı kendisine ve telkinleri sonucu etrafındaki tefeci olduğu bilinen kişilere para verilmesini sağladığı da iddianamede ifade edildi. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin zabıt katibi Süleyman Demirel’in tefecilik yapan bir örgütle ortak hareket ettiği, parasını yüksek faizle kullandırmak isteyen vatandaşların gayrimenkullerini geçici olarak devralma karşılığında kar payı vaadinde bulunduğu, gayrimenkulünü devraldığı kişilere birkaç ay göstermelik ödemeler yaptığı ancak devam eden süreçte hileli yöntemlerle gayrimenkulleri tefeci örgütle iltisaklı farklı şahıslar adına sıra sıra tescil ettirip mağdurların mal varlıklarını ele geçirdiği, akabinde çete üyelerinin gayrimenkulleri farklı kişilere satma şantajıyla mağdurlardan para talebinde bulunmayı sürdürdüğü iddianamede aktarıldı. Demirel’in birlikte çalıştığı hakimlere ait UYAP şifrelerini kullanarak eriştiği kişisel verileri dolandırıcılık suçu için kullandığı, yine UYAP sistemi üzerinden edindiği bilgilerle icra mahkemelerindeki alacaklılarla irtibat kurup maddi menfaat karşılığında uyuşmazlığın mahkeme dışında çözülmesine yönelik girişimlerde bulunduğu yönünde tespitler yapıldığı da iddianamede açıklandı. Zabıt katibi Süleyman Demirel’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘dolandırıcılık’, ‘tefecilik’, ‘bilişim sistemine girmek’, ‘verileri hukuka aykırı olarak vermek ya da ele geçirmek’ suçlarından toplamda 40 yıldan 154 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede diğer 13 sanığın ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye-Azerbaycan İş Forumu’na katıldı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan’la serbest ticarete dönük görüşmelerin başlatılması hususunda uzlaşma sağladıklarını ve gümrük ve lojistik işlemlerini iyileştirmek konusunda mutabık olduklarını ifade etti. Türkiye-Azerbaycan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 11’inci Dönem Toplantısı çerçevesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile DEİK işbirliğinde Türkiye-Azerbaycan İş Forumu düzenlendi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanı Ali Esedov ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla TOBB’un ev sahipliğinde gerçekleşen programda, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticari ve ekonomik işbirliklerinin önemine dikkat çekildi. “Ticari ve ekonomik ilişkilerimizi ileriye taşımak, bölgenin istikrarı ve refahı için önemli” Programın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, iki ülke arasında faaliyetlerini ticari ve ekonomik alanlarda ilerletmek istediklerini belirterek, “Türkiye ve Azerbaycan vatandaşlarının refahını artırmak adına, ticari ve ekonomik ilişkilerimizi ileriye taşımak, bölgenin istikrarı ve refahı için de önemlidir. Kardeş iki ülkenin kardeş iş dünyalarını buluşturan İş Forumu’na bu doğrultuda önem veriyoruz. İş insanlarımızın gösterdikleri bu ilgi sevindiricidir. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticari ve ekonomik bağların güçlendirilmesine yönelik heyecanınızı her daim canlı tutacağınıza inanıyorum” diye konuştu. “Asıl amacımız serbest ticaret ve buna dönük görüşmelerin başlatılması hususunda bir uzlaşma sağladık” Yılmaz, 2023 yılında Azerbaycan ile ikili ticaretin 7,5 milyar dolara ulaştığını hatırlatarak, bu ticaretin 3 milyar dolarının Türkiye’nin Azerbaycan’a ihracatı, 4,5 milyar dolarının da Azerbaycan’dan Türkiye’ye yapılan ithalattan oluştuğunu ifade etti. Azerbaycan ile olan ticaretin hacim ve kapsamını genişletme niyetlerinin Azerbaycan tarafından da paylaşıldığını söyleyen Yılmaz, “Azerbaycan ile mevcut Tercihli Ticaret Anlaşmamızı genişletmek amacıyla yürütülen çalışmaları ivedilikle sona erdirmek istiyoruz. Şu anda 15 ürün var kapsamda. Bunu ilk etapta 30’a, sonra daha da fazla ürüne çıkarma niyetimiz var. İmzaladığımız protokolün hayata geçmesiyle birlikte TTA’nın kapsamı genişleyecek ve iş insanlarımız karşılıklı olarak Türkiye ve Azerbaycan pazarlarına daha avantajlı bir şekilde erişim sağlayabilecekler. Tabii burada asıl amacımız serbest ticaret. Tercihli ticareti ilk etapta genişletmek ama bir taraftan da esas yapmamız gereken orta ve uzun vadede serbest ticaret anlaşmasını sağlamak. Bugün de buna dönük görüşmelerin başlatılması hususunda bir uzlaşma sağladık” ifadelerine yer verdi. “Ülkeler arasındaki ticareti kolaylaştırmak adına, gümrük ve lojistik işlemlerinin iyileştirmek konusunda mutabıkız” ‘Türkiye-Azerbaycan Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Platformu’nun 11’inci Dönem Toplantısı’ kapsamında imzaladıkları 120 maddelik eylem planını bugün kabul etmiş olduklarını ifade eden Yılmaz, “Bunlar içinde iş insanlarımızın beklentilerine cevap veren, yine onlar için fırsatlar barındıran pek çok madde olduğunu belirtmek isterim. Ülkelerimiz arasındaki ticareti kolaylaştırmak adına, gümrük ve lojistik işlemlerinin iyileştirmek konusunda mutabıkız. Sadece ticaret anlaşmaları ve fiziki yollar yetmiyor. Kapıları iyileştirmemiz, gümrüklerdeki işlemleri basitleştirmemiz de karşılıklı ticaretimiz ve ekonomik ilişkilerimiz açısından son derece önemli. Basitleştirilmiş gümrük hattının kurulması için gerekli çalışmaların tamamlanmasının ardından, basitleştirilmiş gümrük hattını en kısa sürede hayata geçirmeyi planlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından belirlenen 15 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefleri olduğunu vurgulayan Yılmaz, mevcut durumda 7,5 milyar dolar hacim ile bunun yarısını gerçekleştirdiklerini ifade etti. Yılmaz, hedefin geri kalanını ise her iki ülkenin iş adamlarının ticaret, yatırım ve diğer ekonomik fırsatları değerlendirmesiyle kolaylıkla gerçekleştirebileceklerini aktardı. Türkiye’nin Azerbaycan dahil Türk dünyasında önemli yatırımlarının mevcut olduğunu da söyleyen Yılmaz, Azerbaycan ile karşılıklı yatırımlarının ise 34 milyar doları bulduğunu kaydetti. Yılmaz, Türkiye’nin Azerbaycan’daki yatırımlarının 13 milyar doları, Azerbaycan’ın ise Türkiye’deki yatırımlarının 21 milyar doları bulduğunu belirtti. “Müteahhitlik sektörümüz Azerbaycan’da işgalden kurtarılan bölgeler başta olmak üzere 19,3 milyar dolar değerinde 526 projeyi üstlendi” Yılmaz, Türkiye’nin Azerbaycan’da 6 bin kayıtlı firmasının bulunduğunu ve bu firmaların 4 binden fazlasının aktif olduğunu belirterek, firmaların sayısının daha da artmasını istediklerini ifade etti. Bu firmaların önemli bir bölümünün inşaat sektöründe olduğunu vurgulayan Yılmaz, “İşgalden kurtarılan bölgeler başta olmak üzere 19,3 milyar dolar değerinde 526 projeyi müteahhitlik sektörümüz üstlenmiş durumda. Hangi ülkede olursa olsun üstlendikleri projeleri en hızlı ve en kaliteli şekilde tamamlayan müteahhitlerimizin ve yapı/inşaat malzemeleri sektörümüzün Azerbaycan ekonomisine katkı sunmaya devam edeceğine inanıyorum” şeklinde konuştu. “Türk Yatırım Fonu’yla girişimcilik teşvik edilecek” İş adamları için sağlanan avantajları, uluslararası taahhütler ile uyumlu bir şekilde karşılıklı olarak geliştirmek yönünde karşılıklı çabalarının süreceğini belirten Yılmaz, diğer taraftan Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında yürüttükleri faaliyetlerin de önemine vurgu yaptı. Yılmaz, Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde oluşturulan Türk Yatırım Fonu’nun da iş adamları için yeni fırsatlar oluşturacağını dile getirdi. Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Fon ile yenilikçi ortak projelere öncülük edecek ve ülkelerimiz arasındaki ticaret ve yatırımları hızlandıracaktır. Fon; girişimciliği teşvik etmeyi, KOBİ’leri desteklemeyi ve Türk devletlerinin şirketleri arasında ortak girişimleri teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca büyük ölçekli projeleri finanse etmek için uluslararası finans kuruluşlarıyla ortaklıkları güçlendirmeyi ve yabancı yatırımların çekilmesinde rol almayı planlamaktadır. Türk Yatırım Fonu, önümüzdeki günlerde yapılacak Guvernörler Kurulu Kurucu Toplantısı’nın ardından resmi olarak faaliyetlerine başlayacak.” İş adamlarının önünde sadece ikili değil çok taraflı işbirliklerine açılacak kapılarla yeni fırsatlar bulunduğunu söyleyen Yılmaz, tüm iş dünyasını Azerbaycan’da enerji, elektronik, madencilik, tarım, sağlık, bilişim, inşaat sektörleri başta olmak üzere birçok alandaki imkânları değerlendirerek yeni imzalar atmaya davet etti.