SAĞLIK - 07 Ekim 2021 Perşembe 12:20

Uzmanlar, huzursuz bacaklar sendromu tanısı konusunda uyarıyor

A
A
A
Uzmanlar, huzursuz bacaklar sendromu tanısı konusunda uyarıyor

Uzmanlar hem genetik hem de farklı hastalıkların neden olduğu huzursuz bacaklar sendromunun tanısının klinik görüşme ile koyulduğunu bu nedenle hastanın ifadelerinde eksiklik olduğu takdirde yanlış tanılar konulabildiğini belirtiyor.

Bacaklarda huzursuzluk hissi, çekilme, ürperme benzeri rahatsızlık verici bulguların eşlik ettiği, engellenemeyen ve bazen de güçlü şekilde bacakları oynatma dürtüsü ile tarif edilmesi zor bir ağrı şekline sahip olan, kronik olan ve hiçbir zaman tam olarak düzelmeyen ancak tedavisi ile güzel sonuçlar alınarak hastalığın baskılanabildiği huzursuz bacaklar sendromu hakkında, Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Uzmanı Gökçen Akar Öztürk bilgiler verdi.

“Uzman bir hekim klinik görüşmeyle hastalığın teşhisini rahatlıkla koyabilir”

Hastalık hakkında ve teşhisi ile ilgili bilgiler veren Nöroloji Uzmanı Gökçen Akar Öztürk, “Huzursuz bacaklar sendromu bir uyku hastalığıdır. Bunun tanısını koymak için herhangi bir elektrofüzyolojik teste, bir uyku testine gerek yoktur. Uyku hastalıkları konusunda uzman bir hekim, hastalığın tanısını hasta ile görüşerek, klinik görüşmeyle rahatlıkla koyabilir. Huzursuz bacaklar sendromunda ne oluyor? Hasta akşam saatlerinde istirahate çekildiğinde, uykusu geldiğinde bacaklarında kendinin de tam anlamlandıramadığı huzursuzluk hissi, hoş olmayan bir his hissediyor. Bunu, elektriklenme, çekinme, karıncalanma gibi bir his ile tarif ediyor. Hasta bu hoş olmayan hissi giderebilmek için ayaklarını hareket ettirme veya ayağa kalkıp dolaşma ihtiyacı hissediyor. Bazen bunu masaj yaparak, bacaklarını ovalayarak veya duruma göre sıcak veya soğuk uygulamalarla şikayetlerini geçirmeye çalışıyor” dedi.

Uzmanlar, huzursuz bacaklar sendromu tanısı konusunda uyarıyor

“Demir tedavisi hastalığın tedavisinde yeri çok mühim”

Hastalığın ne sebeple ortaya çıktığına dair bilgiler veren Nöroloji Uzmanı Gökçen Akar Öztürk, “Hastalığın iki formu var, birinci ve ikinci form diyoruz. Birinci form zemininde herhangi bir hastalık olmadan gelişen huzursuz bacak sendromu. Bunun de yüzde ellisi genetik. Bu da genç yaşta başlıyor. Geç başlayan form ise 45 yaştan sonra, genetik özellik taşımayan form. Bir de ikinci form var, bu da zemininde herhangi bir hastalık söz konusu olduğunda gelişen huzursuz bacak sendromu. Hastalığa tanı koymak için herhangi bir tetkike gerek yok fakat hastalığın tanısını koyduktan sonra mutlaka kan tetkiki yapmamız gerekiyor ve demir depo düzeylerini kontrol etmemiz gerekiyor. Demir tedavisinin, hastalığın tedavisinde yeri çok mühim. Çünkü hastalık sebebini bilmediğimiz bir şekilde gece dopamin yetersizliği sonucu ortaya çıkıyor. Dopaminin yapımında da demirin önemi çok büyük. Demir tedavisi işte tam da bu noktada önem kazanıyor. Tabii sadece demir tedavisiyle birlikte hastalığı yüzde yüz iyileştiremiyoruz” şeklinde konuştu.

“Başka hastalıklarla da çok sık karıştırılabiliyor. Bunun için yanlışlıkla ameliyat olan bile var”

Nöroloji Uzmanı Gökçen Akar Öztürk, “Huzursuz bacak sendromu tanısı klinik bir tanı olduğu için, yani hastanın kendi ifadesiyle koyduğumuz bir tanı olduğundan, hastanın ifadesi de kimi zaman yetersiz kalabildiği için başka hastalıklarla da çok sık karıştırılabiliyor. Bunun için yanlışlıkla ameliyat olan bile var. Çeşitli romatizmal hastalıklar damar hastalıkları bel fıtığı ile bile karıştırılabiliyor. Çocuklarda tüm dünya genelinde yüzde 2 civarında görülüyor” dedi.

“Hastalık kronik. Hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmıyor”

Hastalığın tedavisi ve çözümü hakkında konuşan Nöroloji Uzmanı Gökçen Akar Öztürk, “Hastalık kronik. Hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmıyor. Parkinson hastalığı ve epilepsi hastalığında kullanılan ilaçları kullanıyoruz ki bu ilaçların da huzursuz bacaklar sendromu tedavisinde kullanılabileceği kanıtlanmış. Bu tedaviler ile birlikte ve destek tedavileriyle birlikte hastalığın tedavisi son derece yüz güldürücü. Doğru tanı ve tedaviyle birlikte hastalar hiçbir sıkıntı yaşamadan hayatlarını devam edebilirler ancak hastanın ilerleyen dönemlerinde tedaviyle ilgili komplikasyonlar gelişebilir. Veya ilaçlara tolerans gelişebilir. Dolayısıyla bu sendromun tanısı ve tedavisi için uyku hastalıkları konusunda uzman bir hekimin ve huzursuz bacaklar sendromuyla ilgilenen bir hekimin sıkı takibinde ve klinik izleminde olması gerekir” dedi.

Emre Sertdemir - Mustafa Ayabakan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: “Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte Karabağ bölgesinin gelişmesi için üzerimize düşenleri yapmaya hazırız” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye-Azerbaycan İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Karabağ’ın azatlık zaferiyle Kafkaslar’da kanayan bir yara kapanmış, bölgede kalıcı barış ve huzur için büyük bir fırsat doğmuştur. Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte bölgenin gelişmesi, bölgede huzurun kökleşmesi için üzerimize düşenleri yapmaya hazırız” dedi. Türkiye-Azerbaycan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 11. Dönem Toplantısı nedeniyle TOBB ile DEİK işbirliğinde Türkiye-Azerbaycan İş Forumu düzenlendi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanı Ali Esedov ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla TOBB’un ev sahipliğinde gerçekleşen programda iki ülke arasındaki ticaret ve ekonomik işbirliklerinin önemine dikkat çekildi. Forumun açılış konuşmasını yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Azerbaycan ekonomisinin hızla geliştiğine vurgu yaparak, cazip iş ve yatırım imkânları sunulduğunu dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in belirlediği inkişaf konsepti ve politikalar sonucunda Bakü’nün dünyanın en güzel başkentlerinden biri haline geldiğini vurgulayarak, “Azerbaycan bölgenin ticaret ve kültür merkezine, turizm mekânına dönüştü. Türk dünyası olarak Azerbaycan’ın gösterdiği bu çarpıcı ilerlemeden gurur duyuyoruz. Şimdi sıra Karabağ’da. Karabağ’ın azatlık zaferiyle Kafkaslar’da kanayan bir yara kapanmış, bölgede kalıcı barış ve huzur için büyük bir fırsat doğmuştur. Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte bölgenin gelişmesi, bölgede huzurun kökleşmesi için üzerimize düşenleri yapmaya hazırız” diye konuştu. “Nahçıvan’la Bakü’yü birbirine bağlayacak Zengezur Koridoru, bölgemiz ticaretinin gelişmesine büyük katkılar sağlayacaktır” Karabağ’ı tarım, turizm, gıda, sanayi ve bilişim için bir çekim merkezi haline getirmeleri gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Karabağ’ın kalkınmasını sağlayacak projelerin biz iş insanlarıyla paylaşılmasını çok önemsiyorum. Bu kapsamda Nahçıvan’la Bakü’yü birbirine bağlayacak Zengezur Koridoru, bölgemiz ticaretinin gelişmesine büyük katılar sağlayacaktır. Bu projenin hayata geçirilmesiyle doğudan batıya herkesin istifade edebileceği yeni bir orta koridor açılacaktır” açıklamasında bulundu. “Yatırımcıları ülkelerimize çekmek için uluslararası standartta bir ‘tahkim’ imkânı sağlayalım" Türk dünyasının 1,5 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe, 1 trilyon dolara yaklaşan dış ticaret hacmine ve 185 milyonluk nüfusa sahip olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, var olan potansiyel gücü harekete geçirmek için iktisadi entegrasyonu artırmaları gerektiğini aktardı. Hisarcıklıoğlu, iktisadi entegrasyonu arttırmanın daha fazla ticaretle mümkün olacağını belirterek, “Son yıllarda karşılıklı ticaret hacmimiz artıyor. 15 milyar dolar hedefine doğru ilerliyor. Ancak, daha hızlı davranmalıyız. Ticaretimizin kapsamını genişletmeliyiz. Bu konuda gidilecek ciddi bir mesafe var. Bildiğiniz gibi ülkelerimiz arasındaki Tercihli Ticaret Anlaşması, 1 Mart 2021’de yürürlüğe girdi. İlk aşamada anlaşmanın kapsamını genişletmemiz lazım. Daha sonra da serbest ticaret anlaşmasını hedeflemeliyiz. Karşılıklı yatırımlarımız 30 milyar doların üzerindedir. Biz bu amaçla Türkiye-Azerbaycan Ticaret ve Sanayi Odası’nı kurduk. Öztürk Oran ve Vugar Abbaso bu odanın eş başkanlarıdır. Yatırımcıları ülkelerimize çekmek için uluslararası standartta bir ‘tahkim’ imkânı sağlayalım” ifadelerini kullandı. “Gümrük işlemlerinde ortak standartlar belirlemeli, süreçleri basit ve daha hızlı hale getirmeliyiz” İki ülke arasında iyileştirilmesi gereken diğer konunun gümrük prosedürleri olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Bu konuda iyileşmeler olsa da gümrük işlemlerinde ortak standartlar belirlemeli, süreçleri basit ve daha hızlı hale getirmeliyiz. Hazar Denizi gibi çok önemli bir geçiş noktasını daha aktif ve daha az maliyetli şekilde kullanmalıyız. Öte yandan Trans-Hazar Doğalgaz Boru Hattı’nın inşasına bir an önce başlamamız gerekli” şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu, iki ülkenin birbirine yönelik geçiş kotalarını da kaldırması gerektiğini söyleyerek, daha fazla ticaretin daha fazla girişimciyle ve daha güçlü özel sektörle sağlanacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanı Ali Esedov ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra iki ülkenin iş adamları ve sektör temsilcilerinin katıldığı program, diğer katılımcıların yaptığı konuşmalarla devam etti.