EĞİTİM - 27 Nisan 2024 Cumartesi 10:05

Esenyurt’ta ’Lojistik Zirvesi’ yapıldı

A
A
A

İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen ’Lojistik Zirvesi’nde konu her boyutuyla ele alındı. Zirvede Esenyurt’un lojistiğin başkenti olduğu belirtilirken, lojistik alanındaki sorunlar ve fırsatlar değerlendirildi.

Zirvede sektör ile ilgili konular ele alınırken Esenyurt özelinde lojistik alanındaki değerlendirmeler de önemli yer tuttu. Zirve programına; İlçe Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, İstanbul Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Özyurt, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Atlı, İBB Lojistik Yönetimi ve Terminaller Müdürlüğü (LOTEM) Müdür Yardımcısı Serdar İbrahimoğlu ve çok sayıda konuk katıldı.

Çobanoğlu: "Genç nüfus sanayide istihdam anlamında ciddi bir potansiyeldir"

Zirvede konuşan Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, "Bu zirve; öğrencilerimizi, hocalarımızı, sanayi temsilcilerimizi ve bizleri bir araya getirdi. Bunun bu anlamda bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra da üniversite, sanayi temsilcileri ve sizlerle bir araya gelip Esenyurt’un farklı sorunlarını, ülkemizin farklı sorunlarını tartışmanın çok yerinde ve faydalı olacağını düşünüyorum. Esenyurt’un çok ciddi genç nüfus potansiyeli var. Bu hem eğitim anlamında ciddi bir potansiyel hem de sanayide istihdam anlamında ciddi bir potansiyeldir" dedi.

Özer: "Bana göre Esenyurt lojistiğin başkenti"

Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt’un katma değeri yüksek ürünlerin ve ihracatın olduğu bir üs haline gelebileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Lojistik ve ona bağlı ticareti geliştirerek ilçemizde bu zenginliği oluşturabiliriz. Bildiğiniz üzere çağımız bir kalkınma çağı. Bütün ülkeler, uluslar ileriye gidebilmek, kalkınabilmek için büyük bir mücadele içindeler. Kalkınmanın da en temel unsuru insan kaynağıdır. İnsanı değiştirip dönüştürmenin bugüne kadar bulunmuş en etkili yolu ise eğitimdir. Eğitimin de en üst seviyesi üniversite eğitimidir. Bir üniversitenin bu anlamda üç tane işlevi vardır. Bu işlevlerini yerine getiren üniversite iyi üniversitedir. Bu üç işlevden ilki araştırma yapmak yoluyla bilgi üretmektir. Belki de Esenyurt’un en çok buna ihtiyacı var. Çünkü bizim Esenyurt’un röntgenini çekmeye ihtiyacımız var. Bunu da bilimsel bir anlayışla yapmamız lazım. İkinci işlev ise nitelikli öğrenci yetiştirmek. Maalesef son zamanlarda bazı vakıf üniversiteleri bu yoldan biraz saparak üniversiteleri adeta birer ticarethane haline getirdiler. Bu da ülkenin gelişimine zarar veren bir durumdur. Örneğin; Türkiye nüfus açısından dünyanın ilk yirmi ülkesi arasında, coğrafi olarak ise ilk otuz ülkesi arasında bulunuyor. Ancak bilime yaptığı katkı maalesef bu oranların çok altında. Bu durumda bizim derhal kendimize dönüp bununla ilgili gerekli çalışmaları yapmamız lazım. Bir üniversitenin üçüncü temel işlevi ise; o üniversitenin halkla, sanayiyle, ticaretle, yerel yönetimle kurmuş olduğu ilişkilerin niteliği, düzeyi, verimi ve üretimidir. İşte lojistik zirvesinin bugün burada yapılması bunun bir örneği sayılabilir. Mutlak suretle bilginin, bilimin, özgür akademinin özerk olması lazım."

"Esenyurt hem üretim gücü hem de ihracat gücü olan bir yer"

Konuşmasının sonunda lojistiğin Esenyurt’taki önemine değinen Belediye Başkanı Özer, "Esenyurt aynı zamanda çok güzel bir yer. Yeter ki biz el ve gönül birliği yapalım. Bana göre Esenyurt lojistiğin başkenti. Bir yerin lojistiğin başkenti olabilmesinin koşulları var; en başta ulaşım. Ulaşımın da dört ana aksı var. Hava, kara, deniz ve demir yolları. Bunun dördü de ilçemizde var. Esenyurt hem üretim gücü, ihracat gücü olan bir yer hem de bu dört tane ana aksın ortasında yer alan ve ülkelere kuşbaşı yarım saat, bir saat uzaklıkta olan bir ilçe. O halde biz Esenyurt’u katma değeri yüksek ürünlerin olduğu ve ihracatın olduğu bir üs haline getirebiliriz. Lojistik ve ona bağlı ticareti geliştirerek burada zenginliği oluşturabiliriz. Bu anlamda bu lojistik zirvesi önemli ve bundan sonra da devamının gelmesini diliyorum. Biz de belediye olarak bu alanlara katkı vereceğiz. El birliğiyle Esenyurt’un daha ileri gidebilmesi için hangi alan bizim için gerekli, hangi kaslarımızı güçlendirmemiz gerekir, onun üzerinde çalışarak Esenyurt’u 21. yüzyıla yakışır bir şehir haline getireceğiz. En büyük idealimiz, hayalimiz bu olmalı" ifadelerini kullandı.

"Yeni anlayışla çok başarılı işler yapacağız"

İstanbul Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Orhan Özyurt ise, "Üniversitenin ilçe adıyla anılmasından biz gurur duyuyoruz. Her ne kadar eleştirilsek de yerilsek de umuyorum. Yeni yönetim yeni bir anlayışla burada gençlerimize, ülkemize, vatanımıza, milletimize çok başarılı işler yapacağımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu.

"Türkiye’de 500 bin istihdamın gerçekleştiği bir sektörden bahsediyoruz"

Bir önceki gün E-ticaret zirvesini de gerçekleştirdiklerini belirten İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Atlı ise şunları söyledi:

"Üniversiteleri üniversite yapan üç önemli sorumluluk vardır. Bunlardan biri eğitim diğeri araştırma iken diğer ana sorumluluk ise topluma ve paydaşlara karşı sorumluluktur. Dolayısıyla biz bu etkinliklerimizi topluma karşı bir sorumluluğumuz olarak da görüyoruz. Aynı zamanda bu tür etkinlikler, sektör temsilcileriyle iş birliğini kuvvetlendirmek, teoriyle pratiği bir araya getirmek açısından da çok önemli. Lojistik derken gerçekten çok önemli bir sektörden bahsediyoruz. Lojistik sektörü Dünyadaki ticaret hacminin üçte birini oluşturuyor. Amerika’da 1,5 trilyon dolarlık, Türkiye’de ise 100 milyar dolarlık bir sektörden söz ediyoruz. Yine Türkiye’de dolaylı olarak yan alanlarla 500 bin istihdamın gerçekleştiği bir sektörden bahsediyoruz. Dolayısıyla bu etkinliğin; dünyada çok önemli bir sektör olan lojistik konusunda sorunların ortaya konulması, fırsatların konuşulması, çözümlerin bulunması, iş birliklerinin sağlanması, öğrencilerimiz için istihdam, staj gibi olanakların oluşması açısından oldukça faydalı olacağını düşünüyorum."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Kazada ölen yaşlı kadın, yardıma koşan çobanın akrabası çıktı Burdur’un Yeşilova ilçesinde şarampole uçan otomobilin 76 yaşındaki sürücüsü, aracın altında kalarak hayatını kaybetti. Yardıma koşan ve yaşlı kadının akrabası olduğunu gören çoban ise büyük şok yaşadı. Kaza, Karamanlı yolunun 4. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Yeşilova’dan Karamanlı istikametine seyir eden Aysel Kılınç (76) idaresindeki 15 LA 725 plakalı Tofaş otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkıp takla atarak şarampole devrildi. Kazayı gören çoban İrfan Er’in 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. O sırada kazayı gören ve yoldan geçen vatandaşlar yan duran otomobili düzelttiklerinde Aysel Kılınç’ı arabanın altında hareketsiz şekilde kanlar içinde buldu. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Kılınç’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Jandarma olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarının ardından yaşlı kadının cenazesi, otopsi yapılmak üzere Yeşilova Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Aysel Kılınç’ın kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı için araçtan fırladığı ve arabanın altında kalarak ezildiği öğrenildi. Ölen kadın yardıma koşan çobanın akrabası çıktı Kazayı görünce yardıma koşan çoban İrfan Er, “Ben ileride koyun otlatıyordum. Bir anda sesi duyunca ayağa kalkıp baktığımda arabanın yan yattığını gördüm. Hemen yardıma koştum ve 112’yi arayarak haber verdim. Arabanın yanına geldiğimde içinde kimse yoktu, etrafında aramaya başladım. Yoldan geçenler de gelince arabayı çevirdik, o zaman olayı anladık. Emniyet kemeri takılı olmadığı için kaza esnasında camdan sarkarak arabanın altında kalmış meğer kadın. Kadının yüzünü minder kapatmıştı. O yüzden belki canlıdır diyerek yüzünü açtık. Arkadaşlar yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına baktığında hayatını kaybettiğini anladık. Sonra ben şüphelendim acaba bizim akraba mı diye, merak edip baktığımda bizim akrabamız olduğunu gördüm” dedi.
İstanbul Dolandırıcı zabıt katibinin yargılanmasına devam edildi Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle ile 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. Duruşmanın devamında savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi “Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Yaşamayı severdi Süleyman” dedi. Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle ile 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. “Yaşamayı severdi Süleyman” Duruşmada savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi sanık Dilek Demirel “Kişilerin hiçbirini tanımıyorum. Ağabeyim bana icralık olduğunu ve hesabının bloke olduğunu söyledi. Bu nedenle bana para gönderiliyordu. Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Olayın içeriğindeki birçok şeyi yeni öğreniyorum. Benim çocuğum ile kendime ait bir hayatım var. Süleyman’ın özel hayatına vakıf değilim. Normal 2 kardeşin edebileceği muhabbetler oldu aramızda. Yaşamayı severdi Süleyman. Bana o kadar para gelmesi garip geldi. Sordum ‘seni ilgilendirmez’ dedi. Ne yaptığını sorguladım bana ‘benim hayatım’ dedi. Ben istemiyordum hesabıma para atmasını” ifadelerini kullandı. “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim” Sanık Süleyman Demirel’in annesi sanık Hamiyet Çoban ise “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim. Bugüne kadar hiç usulsüz sorgulama yapmış biri değilim. Oğlumu vuran kişilere zaman zaman sorgulama yaptım. Dosya detaylarını da görme imkanım yoktur. Ben bu kişilerin kişisel verileri sorgulama amacıyla bir işlem yapmış değilim” şeklinde konuştu. Müşteki Rukiye Kumral ise “Sanık Büşra Çatak eski arkadaşımdı. Bana liseden bir arkadaşı olan Süleyman’ın yurt dışından para transferi yaparak kazanç sağladığını söyledi. Bana ‘kendisi adliye çalışanıdır ailesi de adliye çalışanıdır’ dedi. Büşra beni sürekli arayarak ‘düşünüyor musun sende?’ gibi sorular sordu. Beni bu şekilde işe soktu. Bana kesinlikle bir ticaret olduğunu söyledi, parayı kendi hesabına attırdı. Ben toplam 750 bin liraya yakın ödeme yaptım” dedi. Müşteki beyanlarının ardından duruşma 10 Mayıs Cuma günü görülmesine devam edilmek üzere ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Süleyman Demirel’in Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaptığı belirtildi. İddianamede Demirel’in, birkaç yıl önce tanışmış olduğu Levent Sırataş’a, adli personel olması nedeniyle zaman içinde mahkemelerde dosyası olan birçok iş adamı ile tanıştığını, bu iş adamlarına yatırımlarında kullanmaları için çevresindeki tanıdıklarından para temin ederek karşılığında komisyon aldığını söylediği aktarıldı. Sanık Demirel’in kar payı kazanmak için para vermek isteyen kişilerin üzerlerine kayıtlı mal varlıklarını UYAP sistemleri üzerinden kendi şifresi ya da hakim şifresi ile sorgulayarak tespit ettiği de iddianamede açıklandı. İddianamenin devamında “Mal varlıklarını şahıslara yine kar payı vereceğini vaat ederek teminat adı altında kurmuş olduğu suç örgütü içerisindeki Bülent Sevinç, Levent Şahin, Abbas Kırmızı, Sevgen Atilla, Cemal Karaoğlu, Evel Karısık, Semih Gündoğdu ve Sadettin Volkan Durak isimli şahısların üzerine geçirdiği, bu şahıslar arasında bahse konu mal varlıklarının sürekli el değiştirdiği, sistem içindeki herkesin bu yöntem ile para kazandığı yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Müştekilerden Levent Sırataş’ın, zabıt katibi Süleyman Demirel ve onun aile üyelerine bir kaç kez para verdiği, Demirel’in her seferinde bu paraları ödemeyi taahhüt ettiği kar payı ile birlikte Levent Sırataş’a geri ödeyerek güvenini kazandığı, bu şekilde müşteki Sırataş vasıtası ile müşteki Büşra Nur Güldorum ve annesi müşteki Nurdan Canbıçak ile tanıştığı, tanıştıktan sonra onlardan da kar payı ödemesi teklifi ile paralar istediği iddianamede belirtildi. Süleyman Demirel’in müştekiler ile yaptığı görüşme ve konuşmalarda, birlikte çalıştığını söylediği aile üyelerinden Büyükçekmece Adliyesi Memur Suçları Bürosunda zabıt katibi olarak çalışan eski eşi Vildan Öz’ü, Büyükçekmece Adliyesi Soruşturma Kaleminde, katip olarak çalışan annesi Hamiyet Çoban’ı, özel bir şirkette çalışan kardeşi Dilek Demirel’i müştekilere güven vermek ve dostluk kurmak amacıyla tanıştırdığı da iddianamede kaydedildi. Örgüt lideri Süleyman Demirel’in hesaplarında bloke bulunması ve icra takiplerine konu olması nedeniyle büyük meblağlı paraları kendi hesabına almayarak örgüt üyesi olan Büyükçekmece Adliyesi zabıt katibi annesi Hamiyet Çoban ve yine Büyükçekmece Adliyesi zabit katibi olan eski eşi Vildan Öz’ün hesaplarını kullanarak işlem yaptığı, gayrimenkul yatırımları ile ilgili para devir alacağı tapuları da örgüt yöneticileri olan Abbas Kırmızı, Cemal Karaoğlu, Bülent Sevinç, Levent Şahin, Sevgen Atilla isimli şahısların üzerine almasını sağladığı da iddianamede belirtildi. İddianamede müşteki Büşranur Güldorum ve annesi Nurdan Canbıçak’ın örgüt lideri Süleyman Demirel ve diğer örgüt üyeleri tarafından toplamda 8 milyon 133 bin 480,00 TL zarara uğradıklarını beyan ettikleri açıklandı. Öte yandan ifadeleri alınan Gökhan Aytekin, Neriman Aytekin, Büşra Çatak, Ayhan Doğan, Cihan Könülşök ve Fatih Çetinkaya’nın zabıt katibi Süleyman Demirel’in kendilerinden kar payı ödemesi teklifi ile paralar aldığını ancak ödemiş oldukları paraları geri alamayarak mağdur olduklarını beyan edip şikayetçi oldukları aktarıldı. Bakırköy Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesinde çalışan zabit katibi Süleyman Demirel’in müşteki şahısları, kar payı vermek vaadiyle almış olduğu yüksek meblağlardaki para ve menkulleri, gayrimenkulleri, ziynet eşyalarını kurmuş olduğu suç örgütünde tefecilik yapan üyeleri ile birlikte dolandırarak menfaat temin ettikleri iddianamede belirtildi. Örgüt lideri zabit katibi Süleyman Demirel’in adliyede çalıştığı için çevresinin geniş olduğunu bu sayede bazı işler yaptığını bu işlerin bazılarının sosyal medya hesabı reklam geliri, memleketi olan Tokat’tan yaprak, salça getirip satması gibi işler olduğunu söyleyerek memur olmasına rağmen yaşadığı lüks hayatın bu sayede olduğuna müştekileri inandırdığı iddianamede belirtildi. Demirel’in bu sayede insanların yatırım amaçlı kendisine ve telkinleri sonucu etrafındaki tefeci olduğu bilinen kişilere para verilmesini sağladığı da iddianamede ifade edildi. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin zabıt katibi Süleyman Demirel’in tefecilik yapan bir örgütle ortak hareket ettiği, parasını yüksek faizle kullandırmak isteyen vatandaşların gayrimenkullerini geçici olarak devralma karşılığında kar payı vaadinde bulunduğu, gayrimenkulünü devraldığı kişilere birkaç ay göstermelik ödemeler yaptığı ancak devam eden süreçte hileli yöntemlerle gayrimenkulleri tefeci örgütle iltisaklı farklı şahıslar adına sıra sıra tescil ettirip mağdurların mal varlıklarını ele geçirdiği, akabinde çete üyelerinin gayrimenkulleri farklı kişilere satma şantajıyla mağdurlardan para talebinde bulunmayı sürdürdüğü iddianamede aktarıldı. Demirel’in birlikte çalıştığı hakimlere ait UYAP şifrelerini kullanarak eriştiği kişisel verileri dolandırıcılık suçu için kullandığı, yine UYAP sistemi üzerinden edindiği bilgilerle icra mahkemelerindeki alacaklılarla irtibat kurup maddi menfaat karşılığında uyuşmazlığın mahkeme dışında çözülmesine yönelik girişimlerde bulunduğu yönünde tespitler yapıldığı da iddianamede açıklandı. Zabıt katibi Süleyman Demirel’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘dolandırıcılık’, ‘tefecilik’, ‘bilişim sistemine girmek’, ‘verileri hukuka aykırı olarak vermek ya da ele geçirmek’ suçlarından toplamda 40 yıldan 154 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede diğer 13 sanığın ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep edildi.