ASAYİŞ - 28 Mart 2024 Perşembe 14:19

Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz ölümünün 9’uncu yıl dönümünde adliyede anıldı

A
A
A
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz ölümünün 9’uncu yıl dönümünde adliyede anıldı

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit oluşunun 9’uncu yıl dönümü nedeniyle İstanbul Adalet Sarayında anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘’Bir Mehmet şehit düşerse yerine binlercesi yetişir. Hainler, alçaklar, millet ve memleket düşmanları ne yaparsa yapsın bunu asla engelleyemez. Bu ülkenin Mehmet Selim savcılarıyla, kahraman Mehmetçiğiyle, Fethi Sekinleriyle, Ömer Halis Demirleriyle, hiçbir hain yapı, hiçbir terör örgütü baş edemez’’ dedi.


Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın 9 yıl önce Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda şehit oluşunun yıl dönümü dolayısıyla anma töreni düzenlendi. Adliyenin Atrium alanında gerçekleşen törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, şehit Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz, İstanbul’daki diğer adliyelerin başsavcıları, hakimler, savcılar ve adliye personeli katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşmalar yapıldı. Konuşmaların ardından Şehit Savcı Kiraz’ın makam odası ziyaret edildi, akabinde odasında Kur’an-ı Kerim okundu.



‘’Bir Mehmet şehit düşerse yerine binlercesi yetişir’’


Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şehit Savcı Kiraz için Allah’tan rahmet dileyerek, ‘’Şehit savcımızı sadece bugün değil sadece anma programında değil 9 yıldır her zaman hayırla yad ediyoruz. Onu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Görevini layıkıyla yapan, adaletin tecellisi için çalışan, dürüst ve ahlaklı bir vatan evladı olarak her zaman hayırla yad ediyoruz şehit savcımızı. Adalet düşmanları, onun görevini layıkıyla yapmasından, terör örgütlerinden millet adına hesap sormasından rahatsız oldular. Bir Mehmet şehit düşerse yerine binlercesi yetişir. Hainler, alçaklar, millet ve memleket düşmanları ne yaparsa yapsın bunu asla engelleyemez. Bu ülkenin Mehmet Selim savcılarıyla, kahraman Mehmetçiğiyle, Fethi Sekinleriyle, Ömer Halis Demirleriyle, hiçbir hain yapı, hiçbir terör örgütü baş edemez. Nitekim Mehmet Selim Kiraz savcımızın şehit edilmesinin ardından teröristler de onlara yardım edenler de hak ettiği karşılığı buldu’’ dedi.



‘’İşte en son 6 Şubat’ta bir kez daha bunu bu adliyede denediler’’


Bakan Tunç, Türkiye’nin uzun yıllardır terör belasıyla mücadele eden, bu konuda ağır bedeller ödeyen bir ülke olduğunu belirterek, ‘’Varlığımıza, birliğimize, kardeşliğimize göz dikenler, toplumsal birliğimizi parçalamak isteyenler, her fırsatta terör örgütlerini maşa olarak kullandılar. İşte en son 6 Şubat’ta bir kez daha bunu bu adliyede denediler. O alçak girişim, polislerimizin kahramanlığı sonucu bir faciaya dönüşmeden engellendi. Biz o gün buradaydık. Adalet personelimize, Çağlayan adliyemize yönelik saldırı girişimini en sert şekilde kınadık, sonrasındaki sürecin takibini yaptık ve yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin birliğini, beraberliğini korumaya ve ülkemizi geleceğe emin adımlarla taşımakta kararlıyız. Biz, onun şehitlik mertebesine ulaşmış olmasıyla her zaman iftihar edeceğiz. Ancak onu hain planlarla, kalleş ve kanlı pusuyla şehit eden alçaklarsa her zaman lanetleneceklerdir. Terör örgütlerine destek olanlar, terör örgütlerinin kanlı, hain suçlarına ortak olanlarsa adalet karşısında hesap vermekten asla kurtulamayacaklardır’’ şeklinde konuştu.



‘’Mehmet Selim Kiraz sadece bir hukukçu, Cumhuriyet Savcısı değildi. Dürüst, sevgi dolu, harika bir insandı, hepimizin arkadaşıydı’’


İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, şehit Savcı Kiraz’ın uğrunda canından olduğu hukuk ve adalet yolunda kararlılıkla yürümekten asla vazgeçmeyeceklerini söyleyerek, ‘’Hangi ad ile anılırsa anılsın terör örgütleri kandırdıkları zavallı tetikçileri vasıtasıyla şiddet ve korku yaymayı, böylece kamu düzenini bozmayı hedef edinen karanlık odaklardır. Maalesef 6 Şubat 2024 günü bu karanlık odaklar bir kez daha ortaya çıktılar ve adliyemize yönelik saldırı girişiminde bulundular. Masum bir vatandaşımızın Dilfiraz Karataş ablamızın hayatına mal oldular. 6 güvenlik görevlimizi de yaraladılar. Ablamızı rahmetle anıyor, ailesine, yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Mehmet Selim Kiraz sadece bir hukukçu, Cumhuriyet Savcısı değildi. Dürüst, sevgi dolu, harika bir insandı, hepimizin arkadaşıydı. Kiraz’ın bizlere emaneti sevgili annesi, babası ve ailesini hiçbir zaman unutmadık. Unutmayacağız ve daima da yanlarında olacağız. Onun kıymetli hatırasını anlamlı hikayesini ve üstün kahramanlığını daima yaşattık ve yaşatmaya da devam edeceğiz’’ diye konuştu.



‘’Bu vatan için, bu millet için, bu devlet için biz ölmeyi şeref kabul ediyoruz’’


Şehit Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz ise ‘’Sayın Başsavcım buyurdular gerçekten 2015’den bu yana 10 yıl geçiyor. 10 yıldır biz maalesef aynı şekilde gidip geliyoruz. Çok şükür ki hamdolsun bu birlik ve beraberliğimiz devam ediyor. Biz vatanımızı sevdiğimiz gibi Allah şahit evladımızı da seviyoruz. Halen de seviyoruz. Yokluğuna da bir türlü alışamıyoruz ama emin olun bunu bütün samimiyetimle söylüyorum ki sizleri hep böyle bu şekilde görünce her birinizi birer Selim kadar kendime yakın görüyorum. Bu vatan için, bu millet için, bu devlet için biz ölmeyi şeref kabul ediyoruz. Eğer böyle bir şeref bize nasip olmuşsa başımızın üstüne koyuyoruz, ‘başım üstüne’ deriz. Hiçbir zaman için bundan da gocunmuyorum ama sonuçta biz de insanız, biz de beşeriz, biz de duygulanıyoruz. Allah bu birlik ve beraberliğimizi bozmasın. Bütün yargı camiasına da ben bu vesileyle çok çok teşekkür ediyorum, en kalbi duygularla, saygılarımı ve hürmetlerimi sunuyorum’’ ifadelerini kullandı.


Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015 günü öğle saatlerinde İstanbul Adalet Sarayında görevi başındayken DHKP/C’li iki terörist tarafından odasında rehin alınmıştı. Teröristler, Savcı Kiraz’ın serbest bırakılması için Berkin Elvan’ın ölümüne neden olan polisin bulunmasını şartı koşmuş ancak Savcı Kiraz saatler süren müzakerelere rağmen makamında şehit edilmişti.



Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz ölümünün 9’uncu yıl dönümünde adliyede anıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde Valisi Cahit Çelik DSİ yatırımlarını yerinde inceledi Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından Niğde Merkeze bağlı Elmalı Köyü ile Ulukışla İlçesi’nde bağlı İmrahor ve Hacıbekirli köylerinde yapına başlanan ve devam eden göletler, Vali Cahit Çelik tarafından yerinde incelendi. DSİ tarafından yapılan açıklamaya göre; faaliyete geçtiğinde yıllık 20 milyon lira katkı sağlaması beklenen Elmalı Göleti’nin gövde dolgu imalatlarında yüzde 75 oranında gerçekleşme sağlandı. Göletler sayesinde hayata geçecek modern sulamayla üreticilerin maliyetleri düşecek, verim artacak. Modern sulamanın yaygınlaştırılması ve tarım arazilerinden yüksek verim sağlanması amacıyla yapımına başlanan Elmalı Köyü, İmrahor ve Hacıbekirli Göletleri’nde inceleme yapan DSİ 45. Şube Niğde Müdürü Ahmet Elbasan’dan bilgi aldı. Vali Çelik burada yaptığı açıklamada; "Merkeze bağlı Elmalı köyümüzde yapımı devam eden göletimiz tamamlandığı zaman toplamda 3 bin dönüm üzerinde arazi sulanacak. Kısa süre içerisinde göletimiz tamamlanacak daha sonra sulama kanalları da bitecek ve gelecek sene Elmalı köyümüze göletten su vermeye başlayacağız. Ulukışla ilçemize bağlı İmrahor köyünde ise 2022 yılında yapımına başlanan göletin su toplama kapasitesi 1 milyon 500 bin metreküp. 4 bin dönümün üzerinde arazi bu göletten sulanabilecek. Bu iki göletimiz hizmete girdiği zaman hem Elmalı hem İmrahor’da çiftçilerimiz tarlalarını daha iyi sulayabilecekler. Yeni dönem sulama kanallarına sayaç takarak herkesin kullandığı suyun miktarına göre cüzi de olsa bedelinin ödemesini istiyoruz çünkü bölgemiz Konya Kapalı Havzası’nda olan bir bölge. Bundan dolayı su bizim için çok önemli. Herkesin suyu tasarruflu şekilde kullanması gerekiyor. Yapılacak 3 göletimizin de memleketimize, üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Kayseri Hekimlerden Filistin için ’Sessiz yürüyüş’ Kayseri’de görev yapan hekimler; İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılara tepki göstermek için ’Sessiz yürüyüş’ düzenledi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan hekimler; İsrail’e Filistin’e düzenlediği saldırılar nedeniyle tepki gösterdi. Grup adına konuşma yapan Muhammed Taşköprü; 7 aydır devam eden saldırılara rağmen canları pahasına hastalar için çalışan Gazzeli doktorlara selam gönderdi. Taşköprü; "7 aydır devam eden soykırım ve zulme sabreden onurlu Gazze halkına ve bütün zorluklar içerisinde açlığa, ilaçsızlığa rağmen kendi canı pahasına hastaları için var gücüyle çalışan Gazze’nin şerefli doktorlarına selam olsun. Türkiye’deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak ’Sessiz Yürüyüş’ümüzün’ 24. haftasında yeniden Gazze’yi hatırlamak ve hatırlatmak için toplandık. Yaklaşık bir asırdır Filistin’i işgal eden Siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek vatanlarına ve mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci İsrail’in 7 Ekim’den itibaren süren saldırıları neticesinde şehit sayısı 35 bin, yaralılar ise 100 bin kişiyi geçmiş durumda. 20 bine yakın çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır. Saldırılardan önce Gazze’de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken bugünlerde ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2’sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş durumda. Büyük bir fedakarlıkla 7 aydır maaş almadan mesleklerinde çalışmaya devam eden hekim ve sağlık çalışanlarının şehit edilmesi, tutuklanması ve göçe zorlanması nedeniyle meslektaşlarımız sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir. Gazze’nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Ülkemiz tarafından 2011-2017 yılları arasında Gazze Şeridi’nde inşa edilen Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesinin İşgalci İsrail’in 7 Ekim saldırıları sonrasında askeri amaçlarla kullanıldığı öğrenilmiş oldu. Ayrıca son günlerde Nasır ve Şifa Hastaneleri’ndeki yıkım ve bölgede bulunan toplu mezarlar ve işkence edilerek şehit edilen insanların cesetleri İşgalci İsrail’in vahşetini gözler önüne serdi. Gazze halkı abluka altında açlığa mahkum ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkum ediliyor. Çok sayıda artan menenjit ve Hepatit C vakası var olan durumu daha da zorlaştırıyor. Gazze’deki durum kelimenin tam anlamıyla bir soykırım. İsrail, Gazze’nin tamamını bir toplama kampına çevirmiş durumda ve hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan, hiçbir insani değerle açıklanmayacak şekilde adeta bir soykırım yapıyor. İnsanların gidebilecekleri hiçbir yer yok ve en son sığındıkları hastaneler dahi bombalanıyor. Gittikçe zalimliği ve zulmü artan işgalci İsrail’e diyoruz ki; zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır, senin de sonun yaklaştı, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın, bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak. 2 milyon mazlumun göğü inleten çığlıklarına sessiz kalan sağırlarla hesaplaşacağız. Çocuk ve kadınlar öldürülünce susan dilsizlerle hesaplaşacağız. 35 bin kişinin katledilmesini görmeyen, kör taklidi yapanlarla hesaplaşacağız. Öyle bir hesap ki; bugün silahlarıyla güçlü gözükenler o gün zalimlerin yaşayacağı korkunç akıbeti yaşamaktan kurtulamayacak. Elbet bugünler de tarih olacak, bugünler de gelecekte anılacak. Bugünlere dönüp baktığında elinden geleni yapanların gönlü ferah olacak. Diğerlerinin ise ömrü vicdan hapishanelerinde geçecek. Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkan olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda, imkan ve şartlar müsait olmadığında, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, dua ile Allah’tan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, boykotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak" dedi. Gazze’nin yanında olduklarını da sözlerine ekleyen Muhammed Taşköprü; "Bebeklerin çığlıklarının dünya devletleri tarafından duyulmadığı, 7-8 yaşlarında çocukların yetim kaldığı, annelerin bebeklerine süt bulamadığı, yardım gönüllüleri, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin birincil hedef olduğu Gazze kazandı, kazanıyor, kazanacak. Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Kuraklık her geçen gün etkili oluyor: Yağmur için dualar edildi, ekmekler dağıtıldı Kırıkkale’de azalan yağışlar ve aşırı sıcaklara bağlı kuraklığın sürmesi üzerine vatandaşlar yağmur duası etti. Yahşihan ilçesinde bir araya gelen kadınlar ise imece usulüyle pişirdikleri ekmekleri vatandaşlara dağıttı. İç Anadolu Bölgesinde en çok kuraklıktan etkilenen illerden biri olan Kırıkkale’de vatandaşlar yağmur duası ediyor. Kış ve bahar aylarında yağışların az olması sebebiyle kentte, son yılların en kurak mevsimi yaşanıyor. Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ta da su seviyesi düştü. Yahşihan ilçesinden geçen bölümde de ırmak yatağında adacıklar ortaya çıktı. Bu sebeple birçok ilçede vatandaşlar, yağmur duası ediyor. Yahşihan’da 300 haneli sitenin bahçesinde toplanan kadınlar, imece usulüyle "yağmur ekmeği" yaptı. Duaların kabulü, yağmurun yağması ve yılın bereketli geçmesi için pişirilen ekmekler, vatandaşlara ikram edildi. Doğanlık Mahallesi Muhtarı Doğan Ulusoy, İHA muhabirine, toplanma amaçlarının yağmur duası edip, vatandaşlarla birlikte kaynaşmayı sağlamak olduğunu söyledi. Yağmur duası için ekmek pişirdiklerini anlatan Emine Koçdoğan da birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını kaydetti. Hacer Sandalcı ise, "Allah’ımızdan yağmurlarımızı bekliyoruz. İnşallah hayırlı kısmetlerimizi, hayırlı nimetlerimizi verir. Dualarımız kabul olur inşallah" ifadesini kullandı.