EKONOMİ - 23 Ağustos 2017 Çarşamba 13:17

Kuru incir rekolte tahmini açıklandı

A
A
A
Kuru incir rekolte tahmini açıklandı

İzmir Ticaret Borsası (İTB) tarafından yapılan açıklamada, 2017-2018 sezonu Ege Bölgesi kuru incir rekoltesi arazi çalışmaları sonucuna göre yeni sezonda 78 bin 200 ton rekolte tahmin edildi.

İzmir Ticaret Borsası (İTB) tarafından yapılan açıklamada, 2017-2018 sezonu Ege Bölgesi kuru incir rekoltesi arazi çalışmaları sonucuna göre yeni sezonda 78 bin 200 ton rekolte tahmin edildi. Yeni sezon rekoltesinin geçen yıl yapılan tahmine göre yüzde 8.6 daha yüksek olması bekleniyor.



Kuru incir rekolte çalışmaları; İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde, Ege İhracatçı Birlikleri ve Aydın Ticaret Borsası ortaklığında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İzmir ve Aydın Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri ve Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü ve Aydın Ticaret Odası katkılarıyla gerçekleştirildi. İzmir Ticaret Borsası’nda İTB Yönetim Kurulu Üyesi Özhan Şen tarafından açıklamada, “14-23 Ağustos tarihleri arasında yapılan 2017-2018 sezonu Ege Bölgesi kuru incir rekoltesi arazi çalışmaları sonucuna göre hava şartlarının normal seyri halinde, yeni sezonda 78 bin 200 ton rekolte tahmin edilmiştir. Buna göre yeni sezon rekoltesinin geçen yıl yapmış olduğumuz tahmine göre yüzde 8.6 daha yüksek olmasını tahmin ediyoruz” denildi.



Meyvelerin daha küçük olması bekleniyor


Bu yıl ürün gelişiminin bölgelere göre değişmekle birlikte geçen yıla göre yaklaşık 7-10 gün arasında geç olduğunu kaydeden Şen, “Genel olarak ovalarda yağmur alan üretim alanlarında meyvelerde çatlamanın ve üreticiler arasında ‘akma’ olarak adlandırılan iç çürüklüğünün yüksek olduğu, yağmur almayan bölgelerde ve yüksek alanlarda hastalığın son yıllara kıyasla daha az olduğu tespit edildi. Ancak meyve tutumunun geçen yıllara nazaran biraz fazla olmasından dolayı meyve iriliğinin de bölgelere göre değişmekle birlikte kısmen daha küçük olmasını bekliyoruz” dedi.



“Ürün gelişi iyi takip edilmeli”


Özellikle bu yıl yaş incir tüketiminde ve son yılarda dondurulmuş incir tüketimi ihracatında artış olduğunu gözlemlediklerini ifade eden Şen, şunları söyledi: “Bu tespitler ışığında ürün gelişiminin gecikmesi ve son dönemde üretim bölgelerinde yaşanan yağışlar nedeniyle ürün kalitesinin olumsuz etkilenebileceğini düşünüyorum. Bu nedenle ihracatçılarımızın beklentileri oranında kaliteli incir tedarikinde sonun yaşanabileceği için ihracat satışlarında da dikkatli olunması ve piyasaya ürün gelişinin iyi takip edilmesi gerektiğini belirtmek istiyorum.”



60 bin ton kuru incir ihracatı


Türkiye’nin dünya kuru incir üretiminin yüzde 58’ini gerçekleştirdiğini hatırlatan Şen, “2016-2017 sezonunda 19 Ağustos tarihi itibariyle ülkemizden ihraç edilen toplam kuru incir miktarı 223 milyon dolar karşılığında 60 bin tona ulaşmıştır. Bu ihracatın yarısı Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirilmiş durumda. Politik alanda AB ile yaşanan sorunların önümüzdeki günlerde ihracatımıza yansımamasını umut ediyorum. Aksi takdirde en önemli pazarımızda yaşanacak sorunlar, sektörün olumsuz etkilenmesine neden olacaktır” ifadelerini kullandı.



İlk ürün töreni yapıldı


Toplantının ardından 2017-2018 sezonu çekirdeksiz üzüm ve kuru incirde ilk ürün töreni düzenlendi. Törene; İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu ve üreticiler katıldı.



“Kalite ve verimliliğe odaklanmalıyız”


Bu sene iyi bir yıl olacağını dile getiren İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Dünya kuru üzüm üretiminin yaklaşık dörtte birini ülkemiz gerçekleştiriyor. 2016-2017 sezonu için borsamızın rekolte tahmini 313 bin tondu. Temmuz sonu itibariyle müstahsil tescili 334 bin ton oldu. Yüzde 81’i Avrupa Birliği ülkelerine olmak üzere 400 milyon dolar değerinde 257 bin ton kuru üzüm ihracatı yaptık. Kuru üzümde küresel piyasalardaki gücümüz yüksek. Ancak İran, Çin, Hindistan ve Özbekistan gibi ülkelerde kuru üzüm üretiminin her geçen yıl arttığını ve bu ülkelerin bizim ihraç pazarlarımız üzerinde önemli bir baskı oluşturduğunu görüyoruz. Bu nedenle sürdürülebilir ihracat artışı için kalite ve verimliliğe odaklanmamız şart” ifadelerini kullandı.



“Üretim ve ihracatta dünya lideriyiz”


Yeni sezonun başlayacağı bugünlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan rekolte tahmin çalışmasının açıklanmasını merakla beklediklerini kaydeden Kestelli, şöyle devam etti: “Kuru incir dünya piyasalarında çok etkili olduğumuz bir ürün. Üretim ve ihracatta dünya lideriyiz. Genel olarak iyi bir sezonu tamamlamak üzere olduğumuzu söyleyebiliriz. Kuru incirde 2016-2017 sezonu rekoltesini 72 bin ton olarak tahmin etmiştik. Bu üründe 12 Ağustos tarihi itibariyle 222 milyon dolar karşılığında 60 bin ton ihracat gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre ihracat miktarı yüzde 7 gerilemesine rağmen, ortalama ihraç fiyatındaki artış nedeniyle ihracat değeri hemen hemen aynı kaldı. Kuru incir rekolte heyetimiz yeni sezon çalışmalarını bugün açıkladı. Buna göre 2017-2018 sezonu kuru incir rekoltesinin geçen yıla göre yüzde 8.6 artarak 78 bin 200 ton olacağını tahmin ediyoruz.”



“Neyin eleştirisi yapılmak isteniyor”


“Kuru üzümde bir süredir hayret ve üzüntüyle izlediğimiz gelişmeler hakkında tavrımızı net olarak ortaya koymak isterim” diyen Kestelli, “İzmir Ticaret Borsası, tam 93 yıldır her mesai günü açık olan işlem salonunda oluşan fiyatları ilan ederek sektörü bilgilendiriyor. 50 yıldan fazla bir süredir ilgili kurumların işbirliği ile rekolte tahmin çalışması yapıyoruz. Açıkladığımız tahminler ortada, gerçekleşen rakamlar ortada, bu çalışmanın başarısı ortada. Neyin eleştirisi yapılmak isteniyor hala anlamış değiliz. Örneğin geçtiğimiz yıl 313 bin ton rekolte tahmin ettik. Temmuz ayı itibari ile gerçekleşen rekolte ise 334 bin ton. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu yılki rekolte çalışmasını kendisinin yapacağını açıkladı. Sonucu herkes gibi biz de merakla bekliyoruz” açıklamasında bulundu.



“Kimsenin ülkemizi bir coğrafi işaret çöplüğüne çevirmeye hakkı yok”


2003 yılında konu ile ilgili 15 kurum ile işbirliği yaparak “Ege Sultani Üzümü” ibaresi ile coğrafi işaret tescili aldıklarını ifade eden Kestelli, “Çabamız, ülkemizin geleneksel ürünü olmuş, özellikle Avrupa’da önemli pazar payı olan üzümün markalaşması içindi. Elde edilen pozitif sonuçlar ortada. Borsamız tarihi geçmişinden gelen salon işlemleri, fiyat tespit ve ilanı, üzüm rekolte tahmini, üzümde fiziksel saha analizleri ve Ege Sultani Üzümü Coğrafi İşareti gibi çalışmalar ile üzüm ile ilgili tüm kesimlere tarafsız olarak hizmet vermektedir. Hal böyleyken son dönemde bu hizmetlerimizin haksız eleştirilere maruz kaldığını gözlemliyoruz. Borsamızın yıllar önce patentini aldığı ve tüm Ege’yi kapsayan Ege Sultani Üzümü Coğrafi İşareti herkes için hizmet verirken, daha dar bir bölgeyi işaret eden Manisa Sultani Üzümü Coğrafi İşaretine başvurulduğunu üzüntüyle izliyoruz. Coğrafi işaret konusunda önemli olan nokta, bu işaretleri kullanıp ürünün fiyatını ve ihraç değerini arttırabilmektir. Coğrafi işaret ile esas olan, belli bir niteliği ve ünü olan ve diğer özellikleriyle bir coğrafi alanla özdeşleşmiş bir ürünü tanıtmaktır. Alanı daraltıp, bölüp kendi içinde rekabet eder hale getirmek yerine mevcut işaretlerin kullanımını artırmak herkes için daha etkin sonuçlar verecektir. Bölgemizin önemli ürünü olan çekirdeksiz kuru üzümde yapılacakları el birliği ile yapmakta ve sinerji oluşturmakta her zaman fayda vardır. Bu vesileyle Manisalı dostlarımızı bu yanlıştan dönmeye ve hepimizin ortak değeri olan Ege Sultani Üzümü markasına omuz vermeye davet ediyorum. Ülkemizi bir coğrafi işaret çöplüğüne çevirmeye, kafa karıştırıp üzümümüzün değerini düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Ege, hepimizin ortak markası, ortak değeridir. Manisa da Ege’dir, İzmir de, Aydın da, Balıkesir de... Gerçek ülke sevgisi, bu ortak değere saygı göstermeyi ve destek vermeyi gerektirir” diye konuştu.



İlk ürün satışı açık artırma ile yapıldı


Törende, üreticilerin yetiştirdiği ürünlerin sembolik olarak ilk satışı da açık artırma usulü ile yapıldı. Buna göre; Manisa Alaşehir’den gelen üretici Halil Bozdağ’ın kuru üzümünün kilosunu 180 TL’den Ege İhracatçı Birlikleri aldı. Aydın’dan gelen üretici Kenan Yazırlı’nın kuru incirinin kilosunu da 180 TL’den İzmir Ticaret Borsası aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.