POLİTİKA - 28 Ocak 2016 Perşembe 17:01

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu:

A
A
A
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu:

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, düzenlediği basın toplantısında son aylarda yaşanan terör olaylarını değerlendirdi.
MHP İl Binasında gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, "Biliyorsunuz ki TBMM 1 Kasım sonrasında meclis başkanını seçti ve çalışmalarına başladı. Özellikle bugüne kadar üzerinde durulan en önemli konularından bir tanesi terör operasyonları. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Şırnak Hakkari’de güvenlik güçlerimiz mücadele vermektedir. Dün bile 5 şehit verdik. Keskin nişancılar tarafından şehit edildiler. Bugüne kadar 138 asker 107 polis 5 korucu olmak üzere 250 şehit verdik. İnşallah bundan sonra vermeyiz. Sadece 1 Ocak itibariyle verdiğimiz şehit sayısı 19 polis, 1 korucu olmak üzere 37 şehit verdik" dedi.
"3 yıllık çözüm süreci altındaki gelişmelerle birlikte PKK şehir yapılanmasını tamamladı" ifadesinde bulunan Halaçoğlu, "Öte yandan şehir yapılanması son derece önemliydi. Sur mahallesi merkez bölgededir. Yeraltında tüneller olan bölgedir. Evler arasında geçiş hazırlamışlar. Mahalle bugüne kadar hale temizlenmiş değildir" diyerek şunları söyledi:
"Diğer yerler içinde aynı şeyler geçerlidir. Güvenlik güçleri bu konuda hassasiyetlerini gösteriyorlar. Bu mahallelerde Suriye’yi andıran görüntüler var. Bu çatışmalardan evleri zarar görenlerin zararların giderileceği açıklanmıştır. Bu konularda çok dikkatli davranmamız gerekir. TBMM’de HDP tarafından Diyarbakır’ın Sur mahallesinde halkın katliama uğradığına dair meclis araştırmaları istenmektedir. Tabi bunlar her gün reddedilmektedir. Bundan dolayı bizler artık isyan ettik. Bunlar teröre silahları bırakın demiyor. Askerlere çekilin diyorlar.
Bu konuyu bir bütün olarak ele almak zorundayız. PKK teröristlerinin yer aldığı olay sadece Türkiye ile ilgili olay değil, değişik yerden gelmiş teröristler var. İşin garip tarafı PKK terör grubu olarak kabul ediliyor. IŞİD de kabul ediliyor. IŞİD’e dünyanın her tarafından karşı çıkılırken, PKK’ya karşı çıkılmıyor. Kobani’deki başarıyı elde edeceklerini belirtiyorlar. ABD Suriye’de PYD’yi belli bir yere getirdi. Bununla iki iş yaptılar birincisi kendi içlerindeki radikal kişileri IŞİD’e gönderdiler ve İslam’ın yayılmasını engellemek için çalışmalar yaptılar. Fransa’da bıçak kesilir gibi Müslümanlık yayılması durduruldu. Şimdi bu çerçeve içerisinde Suriye’de meydana gelen olaylar içerisinde PYD’ye destek veren ABD ama bir süre sonra ABD’nin işlevini sona erdirdi ve Rusya ile anlaştılar.
Muhalif adı altında Türkmen dağını bombalamaya başladılar. Dün de bir ilçe başkanımız şehit olarak toprağa verildi. Rusya ile elde etmek istedikleri büyük Kürdistan’ın Akdeniz’e inme projesini gerçekleştirecek olan Rusya’dır. Bunun sonrasında Rusya, Türkmenleri bombalamaya başladı ve neredeyse 2 Türkmen köyü düştü.
Şimdi düşünün Türkiye diyor ki ’PYD PKK’nın uzantısıdır’ Biz bunu çok yıllarca söyledik. Peki Cizre’de ya da Sur’da meydana gelen yapılanmalara karşı ne diyeceksiniz? Biliyorsunuz 1126 akademisyen bir bildiri yayınladı. O bildiri ’bu suça ortak olmayacağız’ diye başlıyor ve ardından ’bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar’ diye söz ile başlıyor. ‘Kasıtlı ve planlı kıyım’ sözü uluslararası hukuka göre bir devleti yok etme kastıyla bir grup insanı öldürmesi siyasi, dini olabilir, öldürmesi soykırım demektir. Yani bu akademisyenler Türkiye’nin orada soykırım yaptığını söylüyorlar. Ama bu akademisyenler normal bildiğimiz akademisyenler değil. Bunlar Kayseri’ye de gelen Türkiye’nin değişik şehirlerine de giden akil adamlardı. Bunların içerisinde o akil adamlar vardı. Biliyorsunuz ki hükümetin halkı yaptıkları sözde barış ve çözüm sürecine katkıda bulunmak için derlediği 60 akil adam vardı. Bunlar onların içerisinde yer alıyor. Bugün hain dediğiniz adamlar akil adamlardı ya bugün hain değiller ya da o zaman akil değiller, ikisinden biri. Ama Kayseri’ye diğer şehirlere gönderdiniz insanları ikna etmek ve inandırmak için bu akil adamları kullandınız. Bugün o akil adamlar dediğiniz Türkiye’yi güvenlik güçlerinin yaptıkları hareketle birlikte soykırımla suçluyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kaymakamlarla yaptığı toplantıyı hatırlatan Halaçoğlu, "Daha 2 gün önce Cumhurbaşkanı Kaymakamlarla toplantı yapıyor ve onlara mevzuatı ve birtakım kanunları bir tarafa bırakın, bildiğiniz gibi yapın diyor. Bir hukuk devletinde böyle bir sözü hiç kimse söyleyemez. Cumhurbaşkanının sözü üzerine kaymakamlar mevzuatı bir kenara bırakıp iş yaparlarsa suçlu duruma düşerler. Böyle olursa kaymakamlar ve aynı şekilde Cumhurbaşkanı da bu durumdan kurtulamaz. Çünkü Anayasa sadece Cumhurbaşkanının yaptığı işlerden dolayı mahkemeye çıkarılamayacağını söylüyor. Ama bu işe değil kanunsuzluğa, suça teşvik anlamanı geliyor. Cumhurbaşkanı bundan dolayı yargılanır. Bugün kanunları hiçe saymasını insanlardan, yöneticilerden isteyen kişi yarın başkan olursa ne yapacak? Bugün kaymakamlara mevzuat içerisinde bulunmamayı söyleyen bir Cumhurbaşkanı yarın kendisi hiç bulunmayacak. Anayasada tarafsızlık ilkesini de kendisi aynı şekilde ihlal ediyor. Dolayısıyla Başkanlık sistemi dediğimiz sisteme Türkiye yönlendirilmeye çalışılıyor" dedi.
HDP’nin Kürt halkını temsil etmediğini söyleyen Halaçoğlu, basın toplantısının son bölümünde şunları söyledi:
"Bugün Millet Meclisinde Kürt halkının çıkarlarını savunduğunu söyleyen HDP’nin Kürt halkıyla hiç alakası yok. PKK’nın savunuculuğunu yapıyor. PKK’da zaten Kürt halkının temsilcisi değildir. Biz yaratılışı itibariyle hangi ırktan olursa olsun hiç kimseyi dışlamayız. Irkçılık yapan ve bu ırkçılıkla TBMM’de aslında terörün temsilcisi olan ve terörü destekleyen ama asla insan haklarından söz etmeden, insanlıkla alakası olmayanlarla Türkiye’nin bir yere varamayacağını herkesin bilmesi lazım. Ben kendilerine TBMM’de siz Kürt çocukları ölüyor diyorsunuz peki Türk çocukları ölünce neden sesinizi çıkarmıyorsunuz diye sordum."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.
Bayburt Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Erzincan Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan bu sınıfta minik öğrencilere masal anlatılıyor Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Eğitim Fakültesinde oluşturulan ve Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan Masal Atölyesi Sınıfında Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve seçmeli ders olarak alan üniversite öğrencileri, anaokulu öğrencilerine unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yaşatmak için masal anlatıp, kurulan oyuncak stantların da miniklerle keyifli zaman geçiriyorlar. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’un yönettiği Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi çerçevesinde, Erzincan Fırat Kılıç İlkokulu öğrencilerine masal etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Eğitim Fakültesi Masal Atölyesi’nde ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mücahit Kağan, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdem Yavuz, Doç. Dr. Alper Kaşkaya, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fethi Kayalar, Fırat Kılıç İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrenciler, Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi kapsamında öğrendikleri “Kaz Yollasam Yolar mısın? “masal tiyatrosunu sergiledi ve “Tırtıl Huppo” hikayesini anlattılar. Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt, atölyede yaklaşık 400 öğrenciye masal anlatıldığını ve Deprem bölgelerindeki Hatay Reyhanlı, Urfa Siverek anaokullarına online masal anlatıldığını belirtti. Ayrıca öğretmen adaylarının derste öğrendiklerini uygulama fırsatı bulduklarını vurguladı. Etkinlikte, Rektör Levent öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla sohbet etti ve öğrencilerin masal etkinliğine büyük ilgi gösterdiği belirterek, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.