SAĞLIK - 13 Ekim 2017 Cuma 10:23

Yeni yöntemlerle kanser tedavi edilirken Meme korunabiliyor

A
A
A
Yeni yöntemlerle kanser tedavi edilirken Meme korunabiliyor

Acıbadem Kayseri Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr.

Acıbadem Kayseri Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Özbebit, kanser tarama programlarıyla meme kanserinde erken tanı şansı yükseldiğini, cerrahi yöntemlerle de memenin tamamının alınmasına gerek duyulmayabildiğini söyledi.


Dünyada kadın kanserleri arasında ilk sıralarda yer almaya devam eden meme kanseri, ülkemizde de her 8 kadından birinin ortak sorunu. Bu nedenle, hem meme kanserine yakalanmak, hem de kanser nedeniyle memesini kaybetmek kadınların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Ancak bu konuya karamsar yaklaşmayı engelleyen güzel gelişmeler de yaşanıyor.


Acıbadem Kayseri Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Özbebit, kanser tarama programlarıyla meme kanserinde erken tanı şansı yükselirken, cerrahi yöntemlerle de memenin tamamının alınmasına gerek duyulmayabildiğini söylüyor. Buna paralel olarak gelişen ve tedavinin önemli bir parçası haline gelen onkoplastik cerrahiyle kadınların memeleri korunarak yaşam kalitesi yükseliyor.


Meme kanseri, erken tanıyla tedavide başarılı sonuçlara ulaşılabilen kanserlerden biri. Özellikle son yıllarda yürütülen farkındalık çalışmaları ve mamografi, ultrason, MRI gibi kanser tarama yöntemleri de erken tanı şansını yükseltiyor. Bununla birlikte tedavide çok önemli yeri bulunan cerrahi uygulamalardaki gelişmeler de önceki dönemlerde yaşanan organ kayıplarının oranını giderek azaltıyor. Meme koruyucu cerrahi yöntemler ile günümüzde meme kanserli hastaların çoğunda memeyi ve meme derisini korumak mümkün olurken, memenin tamamının alınmasına da gerek kalmayabiliyor.


Acıbadem Kayseri Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Özbebit, bu gelişmelere paralel olarak, onkoplastik cerrahinin meme kanserine yönelik modern cerrahi tedavinin önemli bir parçası haline geldiğine işaret ediyor. Eğer kanser erken teşhis edilmişse ve yerleştiği bölge açısından sorun oluşturulmayacaksa genel cerrahi uzmanları sadece kanserli bölgeyi çıkartarak tedavi tamamlanıyor. Bu sayede meme dokusunun büyük bir kısmı korunmuş oluyor. Meme kanseri cerrahisiyle birlikte planlanan onkoplastik cerrahi uygulamalarıyla memede daha estetik sonuçlara ulaşılabiliyor. Bu sayedetedavi sırasında meme kaybından dolayı yaşanabilecek psikolojik travmaların önüne geçilebildiği gibi hastanın yaşam kalitesi de artıyor.


En önemli kriter, kanserin evresi


Onkoplastik cerrahi, onkolojik cerrahi ile plastik cerrahi girişiminin birlikte planlanması olarak tanımlanıyor. Kanser ameliyatıyla eş zamanlı yapılması, estetik sonuçlar ve ikinci bir ameliyat gerektirmemesi gibi özellikleri nedeniyle sık tercih ediliyor. Ancak her hasta meme rekonstrüksiyonuna (onarımına) uygun olmayabiliyor.Dr. Umut Özbebit, hastalığın evresi, cerrahi işlemin genişliği, cerrahiye ek kemoterapi ve radyoterapi alma ihtimallerinin rekonstrüksiyon (onarım) seçeneklerini ve imkanını sınırladığını söyledi.


Meme protezleri mi, flepler mi?


Onkoplastik meme cerrahisinde hastanın durumuna göre implant ve flep (doku kaydırması) gibi farklı uygulamalar yapılabiliyor.Hastanın ek hastalıkları, kilosu, kullandığı ilaçlar, flep bölgesinin uygunluğu veoluşacak defekt cerrahi planlamayı değiştirebiliyor.Dr. Umut Özbebit uygulamalarla ilgili şu bilgileri veriyor:


Silikon, salin (serum fizyolojikle doldurulanlar) ve şişirilebilen tipte olmak üzere farklı tür implantlar kullanılabiliyor. Küçük ve orta büyüklükte memelerde simetriyi sağlamak için halk arasında silikon olarak bilinen meme protezi uygulaması hızlı ve pratik bir çözüm önerisi olarak sunuluyor. Görece daha büyük memeler için flep (doku kaydırmaları) seçeneği uygulanabiliyor.10 yıllık geri bildirimlerin olduğu araştırmalara göre, implant bütünlüğü silikon implantlarda yüzde 50 oranında bozulabiliyor. Dr. Umut Özbebit, salin tiplerde bu oranın daha düşük olduğunu belirterek, “Ayrıca silikon implantlarda kapsül kontraktürü denen bir komplikasyon ile protezin etrafında bir tür sert doku yığılımı oluşabiliyor” dedi.


Bunun seçimi ise cerrahın deneyimi ve hastanın durumuna göre değişkenlik gösteriyor. En yaygın kullanılanı ise bir kas deri flebi olan TRAM. Bu ameliyat sırasında, tekniğin bir getirisi olarak, hastaya aynı zamanda estetik karın germe ameliyatının da yapıldığını söyleyen Dr. Umut Özbebit, “Aynı zamanda, Latissumus dorsi flebi halen kabul gören bir flep türü. Genelde silikon meme implantlarıyla birlikte kullanılıyor” diyor.En küçük cerrahi girişimde bile komplikasyon yaşanabileceğini hatırlatanDr. Umut Özbebit, bu cerrahide yaşanabilecek en ciddi komplikasyonun ise, flebin tamamen kaybı olduğunu söylüyor. Oluşan komplikasyonlara göre farklı cerrahi yöntemler yeniden denenebiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.