EKONOMİ - 28 Nisan 2024 Pazar 10:08

MEVKA ve Aselsan Konya’dan savunma sanayi üreticilerine eğitim

A
A
A
MEVKA ve Aselsan Konya’dan savunma sanayi üreticilerine eğitim

Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA), Konya Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü, Konya Sanayi Odası ve Aselsan Konya işbirliği ile savunma sanayii firmalarına yönelik olarak Tedarikçi Gelişim Eğitimleri düzenlendi.


Aselsan Konya öncülüğünde başlatılan Gücümüzü Artırma Projesi (GAP) kapsamında gerçekleştirilen ve ana amacı olan Konyalı sanayicilerin savunma sanayi ekosistemine adaptasyonunu hızlandırmak, geliştirmek ve bu sayede Konya’daki yan sanayi yüklenici sayısını belirli bir seviyeye getirmek için sürdürülen çalışmalara, Mevlana Kalkınma Ajansı ev sahipliğinde düzenlenen eğitim programı ile devam edildi. İki gün süren eğitim programı boyunca Konyalı sanayicilerden oluşan katılımcılara, tedarik süreci, kalite gerekleri, temel kalite kuralları, FAI (First Article Inspection), ölçüm sistemleri analizi ve ölçme teknikleri, teknik resim okuma ve geometrik ölçülendirme, hassas unsurların işlenmesi, Helicoil uygulaması, alüminyum malzeme işleme, kaplama-boyama teknolojileri gibi çeşitli alanlarda eğitimler verildi.



"Aselsan Konya yatırımı, Konya için bir dönüm noktası niteliğindedir"


Gerçekleştirilen eğitimlerin ardından değerlendirmelerde bulunan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İhsan Bostancı, “Hepimizin yakından takip ettiği üzere ülkelerin savunma stratejileri iki önemli unsurdan oluşmaktadır; bunlardan birincisi, sahip olunan asker gücü, diğeri ise sanayi ve teknoloji gücüdür. Askeri ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak kartların yeniden dağıtıldığı ve küresel dengelerin yeniden kurulmaya zorlandığı günümüzde, ülkeler, ordularının operasyonel yetkinliklerini artırmak ve bölgelerinde caydırıcı güç olabilmek adına savunma harcamalarına, özellikle teknoloji yatırımlarına bütçelerinden önemli paylar ayırmaktadır. Bu noktada, bulunduğu coğrafi konumu itibarı ile jeopolitik ve jeostratejik açıdan büyük öneme sahip olan ülkemizde de bölge istikrarını sağlamak, her türlü tehdide karşı caydırıcı bir güç oluşturabilmek modern ve güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmak için özellikle son yıllarda önemli üretim hamleleri gerçekleştirilmektedir. Yürütülen bu çalışmaların bir sonucu olarak Türk Savunma Sanayii, işbirliği içerisinde olduğu yan sektörlerle beraber güçlü bir yapılanmaya girmiş, kamu eliyle başlatılan kazanımlar özel sektörün inisiyatif almasıyla daha da güçlenmiş, savunma sanayii alanında kullanılan ürünlerin yerlilik oranlarını yüzde 80’lere çıkartarak kendine bu alanda yeni hedefler belirlemiştir. Bu süreçte, ülkemiz savunma sanayisinin gurur kaynağı kurumlarından olan, ürettiği yenilikçi teknolojiler ile ordumuza güç katan ve ihracat anlamında da ülkemiz ekonomisine büyük katkılar sunan Aselsan’ın şehrimiz sanayicilerinin de ortak olduğu bir sistemle şehrimizde gerçekleştirmiş olduğu Aselsan Konya yatırımı, Konya için bir dönüm noktası niteliğindedir” dedi.


MEVKA Genel Sekreteri Bostancı, “Sivil amaçlı sanayiye nazaran kendine has yapısıyla, ekonomik dinamiklerinden çok, stratejik boyutları ağır basan ve diğer bütün sektörleri katalize etme özelliğine de sahip olan savunma sanayii alanında yürütülen çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla ajans olarak bizler de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk olarak, savunma sanayisinde özellikle av tüfeği üretimi alanında büyük bir öneme sahip olan Beyşehir ilçesine bağlı Huğlu ve Üzümlü çevresinde silah sanayi potansiyelini ortaya çıkarmak amacıyla hazırlanan iki ayrı raporla başlayan ajansımız savunma sanayii çalışmaları, gelinen noktada büyük bir ivme kazanmış ve ajansımız tarafından bugüne kadar 43 projeye güncel rakamlarla yaklaşık 215 milyon lira destek verilmiştir. Ayrıca, ajansımız tarafından 2023 yılında ilan edilen Finansman Desteği Mali Destek Programı kapsamında Aselsan Konya Fabrikası tarafından başvurusu yapılan ve başarılı ilan edilen Teknolojiye ve Gençlere Yatırım İle Savunma Sanayimiz Güçleniyor Projesi’ne 15 milyon lira kaynak ayrılmış ve proje devam etmektedir. Ajansımız tarafından bu alanda yürütülen çalışmalar kapsamında son olarak, ülkemizin savunma sanayii çalışmalarına Konya ve Karaman olarak katkı sunmak, ekosistem ve firmalarımızın kabiliyet ve yeteneklerini tespit ederek, destekleyip yönlendirmek, firmalarımız tarafından savunma sanayi gerekliliklerini yerine getirmek suretiyle kazanılacak yeni yetenek ve yeterliliklerle ihracatı artırmak ve korumak gibi amaçlarla Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. işbirliği ile hayata geçirilen Savunma Sanayi Sektörü Kabiliyet Atlası Projesi tamamlanmıştır. Proje kapsamında, Konya’dan 30 ve Karaman’dan 10 olmak üzere toplamda 40 firmaya STM uzmanları tarafından; ajans tarafından yürütülen çalışmalar çerçevesinde, firmaların mevcut kurumsal yapıları, üretim altyapıları, ürün/teknoloji yetenekleri değerlendirilmiş ve bu temelde katma değeri daha yüksek ürün/teknolojilerin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu çerçevede, firmaların yapabilecekleri en uygun destek türleri ve izleme süreçleri belirlenerek bir destek modeli önerisi geliştirilmiştir. Sonuç olarak, Konya ve Karaman illeri için savunma sektörü kabiliyetlerini belirleyen ayrı ayrı kabiliyet atlasları oluşturulmuştur. Kurum olarak, ülkemizin savunma sanayi alanında yakaladığı ivmenin artarak devam etmesi adına bölgemiz savunma sanayii ekosisteminde yer alan tüm paydaşlarımıza yönelik çalışmalarımızın devam edeceğini özellikle ifade ederek; ilimizdeki savuma sanayisinin güçlenmesi ve daha ileriye gitmesi için yaptığımız çalışmalarda en önemli paydaşlarımızdan birisi olan, gerçekleştirdikleri üretimin yerlileştirilmesi, millileştirilmesi çalışmalarının yanı sıra Konyalılaştırılması adına ortaya önemli bir irade koyan Aselsan Konya’ya teşekkür ediyor, düzenlenen eğitim programının hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.



MEVKA ve Aselsan Konya’dan savunma sanayi üreticilerine eğitim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bu tosunun fiyatı da ağırlığı da bir otomobil kadar: Tam 1,6 ton Sakarya’da Kurban Bayramı öncesinde 1 ton 600 kilogram ağırlığındaki ‘Paşa’ adı konulan tosun, 750 bin TL’ye satışa çıkarıldı. Fiyatı, ikinci el otomobiller ile yarışan tosun alıcısını bekliyor. Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte Sakarya’da kurbanlıklar görücüye çıkmaya başladı. Serdivan ilçesine bağlı Yazlık Mahallesi’nde büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Barış Demir’in 4 yaşındaki ‘Paşa’ ismini verdiği tosunu 1 ton 600 kilograma ulaştı. Üç kuşaktır hayvancılık sektöründe olan Demir ailesi, Kurban Bayramı öncesinde 1 ton 600 kilogram ağırlığındaki tosunu 750 bin TL’den satışa çıkardı. Fiyatı adeta ikinci el otomobiller ile yarışan tosun, günlük yaklaşık 10 kilonun üzerinde buğday, arpa, mısır ve fabrika yemi tüketiyor. “Tosunumuz kantara sığmıyor” Sakarya’da üç kuşaktır hayvan yetiştiriciliği yaptıklarını belirten Barış Demir, “Üç kuşaktır hayvancılıkla uğraşıyoruz. Biz bu işi gerçekten severek yaptığımıza inanıyoruz ve arkamda gördüğünüz bin 600 kilogramlık tosun da bunu gösteriyor zaten. Hayvancılık sektörü giderek azalıyor. Bizim kuşağımızda bunu çok yapan da yok. Meşakkatli bir meslek, ilgi, alaka ve büyük bir çaba gerektiriyor. Büyük çabalar olunca da tabi bunun gibi sonuçlar alabiliyorsunuz. Büyütmek gerçekten zor, aynı evlat bir çocuk gibi kurbanlık hayvanların bakımları. Et fiyatları biraz pahalı olabilir, insanlar bu durumdan yakınabilir ama gerçekten bu işi yapmak zor ve maliyetli. Tosunumuz kantara sığmıyor, öyle bir problemimiz var. Kamyonetimize yükleyerek dışarıda bir kantarda tarttık ve bu işlem yaklaşık 5-6 saat sürdü. Kantar kilosunu gösterememe sebebimiz şuan bu. Nasip olursa alacak olan arkadaş, bunun kantar kilosunu görerek öyle alacak. Biz beraber yükleyip götüreceğiz, tartıp öyle teslim edeceğiz. Biz yaklaşık bir ay önce tarttığımızda bin 620 kilogramdı” dedi. “Ciddi bir emek harcandı” Demir, “Ortalama bir araç ağırlığında olan kurbanlık tosunumuza biz de araba fiyatı istiyoruz. 750 bin TL’den satışa çıkartacağız nasip olursa. Daha hiç kimseye söylemedik biz bu hayvanı, göstermekte istemiyorduk. Nasibi olan kişi gelip bunu alacak, her nasip vaktini beklermiş, bu kurbanlığımız da nasibini bekliyor. Bizim daha önce bu ağırlıkta bir hayvanımız olmadı. Zaman dilimi çok fazla, biraz da para ile alakalı bir durum var. Kazanç durumunu göz ettiğimiz zaman iki yaşında biz bu hayvanı kesime gönderiyoruz veya kurbanlık olarak satıyoruz, bekleme süremiz olmuyor. Bu sefer böyle bir deneme şansımız oldu, ciddi bir emek harcandı. Göstermeme durumumuz şöyle; diğer hayvanlardan farklı olduğu için insanların buna bakış açısı farklı oluyor. Ülkemizde bu tarz hayvanlardan az sayıda var zaten” diye konuştu. “Kurban Bayramı öncesinde satışa çıkardık” Satışa çıkardıkları 1,6 tonluk tosunun 4 yaşına yaklaştığını ifade eden Barış Demir, “Hayvanımız 4 yaşına yakın. O kadar yıl beklemek kolay değil, maddi açıdan da beklemiyor kimse zaten. ‘Paşa’ ile 4 yıl geçirdik, bu heybette bir hayvanın bu kadar uslu olması bizi şaşırttı tabi. Daha küçük danalar bile yerinde durmuyor ama ‘Paşa’ mülayim ve mazlum bir hayvan, bizi hiç yormadı. Kurban Bayramı öncesinde satışa çıkardık, nasibi varsa zaten satılacak ama satılmazsa biz 1-2 yıl daha buna bakarız” şeklinde konuştu.
Şanlıurfa Uzmanından ’göz kuruluğu’ hastalığı ile ilgili önemli açıklamalar Şanlıurfa’da Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Profesör Doktor Ali Şimşek, mevsimsel geçişlerin ve ekran başında zaman geçirmenin gözyaşı yetersizliği yani göz kuruluğu hastalığının en önemli nedenlerinden olduğunu söyledi. Doktor Ali Şimşek, gözyaşı yetersizliği yani halk arasında bilinen adıyla ’göz kuruluğu’ hastalığı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Şimşek, mevsimsel geçişlerin ve ekran başında zaman geçirmenin göz kuruluğu hastalığının en önemli nedenlerinden olduğunu belirtti. Şimşek, ayrıca çevresel faktörlerin ve hava kalitesinin de göz kuruluğu hastalığının başlıca nedenleri arasında yer aldığını ifade ederek, ekran başında zaman geçirme süresinin azaltılması gerektiğini vurguladı. Şimşek, "Göz kuruluğu hakkında gerçekten halk arasında bir yanlış tanımlama var. Göz kuruluğu, gözyaşı miktarının yetersizliğinden tutalım niceliğinde ve niteliğindeki yetersizliğe kadar değişen bir belirti ağıdır. Yani hem miktarı yetersiz olabilir hem de içindeki birleşenler yetersiz olabilir. Biz biliyoruz ki gözyaşı kanda nasıl bir kan tahlili yapıyorsak, proteinimiz bu kadar diyorsak, gözümüz içinde de proteinlerimiz var, bazı minarelerimiz var. Bunların yetersizliği gözler için işlevini bozuyor. Bu da göz kuruluğu nedenlerindendir. Bizim modern dönemde en sık nedenlerden bir tanesi de ekran başında fazla zaman geçirmemizdir. Özellikle göz kuruluğu miktarını artırmaya başlıyor. Özellikle çocuklarımız bile telefon başında saatlerce zaman geçiriyor. Bu da bir göz kuruluğu nedenlerindendir. Başka nedenlerimiz çevresel faktörler içindedir. Örneğin mevsim değişiklikleri, havanın ısınması, klimalı ortamda oturmamız, tozlu ortamda bulunmamız, rüzgarlı ortamda bulunmamız bunlar göz kuruluğunu artırıyor. Göz kapak problemlerimiz, göz kapak diplerinde iltihaplanması, bunlar göz kuruluğunu artıran nedenlerdir. Bir de en önemli nedenlerden bir tanesi belki de birçok kişi kullanıyor, kontak lensin yanlış kullanımıdır. Biz kontak lensleri yanlış kullanırsak göz kuruluğuna neden olur. Bunu ya uzun süre kullanıyoruz ya doğru kontak lens seçmediğimiz için bir neden oluyor. Göz kuruluğu adı üzerinde hasta bunu şu şekilde ’göz kapaklarım sanki gözüm kurumuş gibi’ der. Göz kapakları hareket ederken batma hissi tarif eder, ağrı eder. Hatta görme bulanıklığına kadar ilerleyen geniş bir semtom ağına sahiptir. İlk gelen hastayı tanımlıyoruz. Hasta ekran başında fazla zaman geçiyorsa bunu dilimlere ayırıyoruz. Yani bunu azaltıyoruz. Hasta bulunduğu ortam klimalıysa bunu anlatıyoruz. Bu klimanın süresini kısaltmamızı veya değiştirmemiz gerektiğini söylüyoruz veya hasta bulunduğu ortam çok sıcaksa bu sıcaklığın göz kurulunu arttırabileceğini söylüyoruz. Onun dışında hastanın kapaklarında problem varsa, halk arasında kirpikli bir ilthabı, bilefarit bir neden olabilir. Onu biz tedavi ediyoruz. Antibiyotiklerle veya ilaçlarla tedavi ediyoruz. Mesela mevsim geçişleri bizde en önemli neden alerjik olacak. Biz buhar dönemindeyiz, polenler havada uçuşuyor, alerjimizi artırıyor. Eğer hastada alerjik bir neden varsa bunu tedavi etmeye çalışıyoruz. Hastada iltihabi bir olay varsa mutlaka tedavi ediyoruz ve buna rağmen eğer bu şikayetleri devam ediyorsa bazı melhemler veya jeller öneriyoruz. Mevsim geçişi bizim için çok önemlidir. İlk bahar dönemlerinde polenlerin havada uçuştuğu bir dönemde hastanın göz kuruluğu şikayetleri daha fazla oluyor. Çünkü üzerine alerji biner. Alerji bu göz kuruluğu semptomlarını artırır. Mevsim havaların sıcak olduğu dönemlerde gözyaşı buharlaşması fazla olur, göz kuruluğu fazla olur. Bence ekran başında fazla zaman geçirmeyelim. Özellikle çocuklarımız dahil. Bir de böyle bir şikayetimiz varsa önce çevresel faktörlerimizi iyi test edelim. Hekimimizle mutlaka beraber hareket edelim çünkü bu bir grup işi tek başına olacak bir iş değil, hekimimizle beraber doğru tanı koyalım ve tedavi için mücadele edelim" ifadelerini kullandı.