KÜLTÜR SANAT
Öğrenciler antik tiyatroyu resmettiler 23 Mayıs 2024 Perşembe - 16:19:50 DÜZCE(İHA) – Düzce Kasım Aktaş Ortaokulu öğrencileri, Konuralp’te bulunan Prusiad Ad Hypium Antik Kenti keşfe çıktı. Tarihi ile ilgili bilgiler alan öğrenciler, ardından da tarihi kalıntıları resmettiler. Düzce’nin Konuralp bölgesinde yer alan ve tarihi M.Ö. 3’üncü Yüzyıla dayanan Prusias Ad Hypium Antik Kenti’nin günümüze kadar korunan tek anıtsal yapısı olarak dikkat çeken antik tiyatro ziyaretçilerini ağırlıyor. Son 4 yılda Düzce Belediyesi’nin de desteği ile yüzde 85’i ortaya çıkarılan ve önemli eserlerin çıkarılması ile bilinirliği her geçen gün artan Antik Tiyatro, Müzeler Haftası’nda Kasım Aktaş Ortaokulu öğrencilerini ağırladı. Görsel Sanatlar Öğretmeni Tamer Yazıcı eşliğinde Antik Tiyatroyu ziyaret eden Resim Kulübü öğrencileri, bölgenin tarihi geçmişi hakkında bilgiler alırken, tarihi kalıntıları yakından inceleme fırsatı buldu. Tarihin izlerini keşfe çıkan yaklaşık 30 öğrenci, akabinde de antik tiyatroyu resmetti. Görsel Sanatlar Öğretmeni Tamer Yazıcı, Müzeler Haftası dolayısıyla gerçekleştirdikleri ziyaret ile öğrencilere eserlere dokunma ve yakından etüt ederek bilgi sahibi olma imkanı sunduklarını söyledi. Tarihi eserlere ilişkin resimleri okulda sergileyeceklerini anlatan Yazıcı, “2016 yılına kadar Konuralp Ortaokulu’nda çalışıyordum. Burası daha hiç kazılmamıştı. O zaman da benzer çalışmalar yaptık. Öğrencilerimizi müzeye götürüyorduk. Müzenin içinde ve bahçesinde öğrencilerimiz eserlerin karşısına geçerek etütler yapıyorlardı, ardından da sergiliyorduk. Bu etkinliği geçmişte uzun yıllar yaptım ve çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Çoğu öğrencimiz böyle bir şeyden haberdar değiller, müzeyi gezmemişler. Yalnız birkaç öğrenci gelmiş, ziyaret etmiş. Bu kazı alanını zaten bilmiyorlar. Bu şekilde bir farkındalık oluşturabilirsek amacımıza ulaşmış oluruz” dedi.
23 Mayıs 2024 Perşembe - 16:14 Havza’da ürün tanıtım fuarına yoğun ilgi Samsun’un Havza ilçesinde düzenlenen ürün tanıtım fuarı, vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. Atatürk ve silah arkadaşlarının Havza’ya gelişinin 105. yılı kutlamaları kapsamında düzenlenen 25 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Termal Turizm Festivali etkinlikleri kapsamında Havza Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ve Havza İlk Kıvılcım Kadın Üretim Kooperatifi ürün tanıtım fuarı vatandaşların ilgi odağı oldu. Festival kutlamaları kapsamında Kevser Parkı’nda ürün tanıtım fuarı düzenlendi. Havza OSB’de üretim yapan firmaların ürettikleri ürünler ile kooperatifi üyesi kadınların üretimi olan el ürünlerinin sergilendiği fuarda ayrıca Havza Muzaffer Tahmaz Özel Eğitim Uygulama Merkezi tarafından merkezde eğitim gören özel öğrenciler tarafından üretilen ürünlerinde sergilendiği bir stant açıldı. Stantları çok sayıda vatandaş ziyaret etti. Ürün Tanıtım Fuarı’nı ziyaret eden Havza Kaymakamı Mustafa Ayvat, Havza’da üretimi yapılan ürünlerin sergilendiği fuara katılanlara teşekkür etti. İlçenin OSB ile doğru orantılı büyüme eğilimine girdiğini belirten Havza Belediye Başkanı Murat İkiz ise “Havza OSB’de üretilen ürün çeşitliliği arttıkça Havza’da istihdam artacak. Bir hayal olarak başlanan Havza OSB artık firmaları ile ihracat yapan ve ekonomiye destek vermekte. İnşallah kısa süre içerisinde doğalgaz arzının sağlanması ile Havza OSB daha da büyüyecek. Öte yandan üreten kadınlarımızın desteklenmesi içinde her zaman elimizden geleni yaptık yapmaya devam edeceğiz. Temennimiz bu fuarın önümüzdeki yıllarda önce ulusal boyutta daha sonra ise uluslararası hale gelmesi” dedi. Kaymakam Ayvat ve Belediye Başkanı İkiz, stantları gezerek firma yetkililerinden ürünler hakkında bilgiler aldı.
23 Mayıs 2024 Perşembe - 16:11 Merakı evini müzeye dönüştü Malatya’nın Darende ilçesinde yaşayan 51 yaşındaki Erdin Tırnaksız antikaya ve musikiye olan merakı nedeniyle evinin bir bölümünü müzeye çevirdi. Malatya’nın Darende ilçesinde yaşayan Erdin Tırnaksız küçük yaşlarda başlayan antika ve musikiye olan merakı sonrası evinin bir bölümünü müzeye dönüştürdü. Koleksiyonda yer alan eşyalara gözü gibi baktığını ifade eden Tırnaksız, “18 yıldır eski eserleri topluyorum. Millet araba aldı, ev aldı ben de paramı bu eserlere yatırdım. 18 yıl önce isteyip de alamadığım bir plak benim hırs yapmama neden oldu. Bugün 6 bin eser sahibi oldum. Benim eski eşyalara ilgimi bilen arkadaşlarım, dostlarım ellerindeki eserleri bağışlıyor. Bir yerde bir eser olduğunu duyduğumda, gidip paramla alıyorum. O eseri alamazsam uykularım kaçıyor. Hediye edilen eşyalar oldu ama birçoğunu kendi paramla aldım. Kazancımın büyük bölümünü bu eserlere harcadım harcamaya da devam ediyorum. Topladığım eşyaları koymak için evimin üst katına bir yer yaptım. Hacıderviş Mahallesi’nde bulunan evime kamera döşettim ayrıca burada yatıyorum” ifadelerini kullandı. "Gelecek nesillere taşımak istiyorum" Koleksiyonunda çok sayıda tarihi eserinde bulunduğunu ifade eden Tırnaksız, “Buna tarihine sahip çıkma deyin, hastalık deyin, hobi deyin. Benim için tarihi eser olan parçaları sergiliyorum. Ben bunu yaparak geçmişi gelecek nesillerle buluşturduğumu düşünüyorum. Amacım halka açık bir müze oluşturmak. Burada 100-150 yıllık eserler var. Bunları gelecek nesillerle tanıştırırsam, bu bana yeter. Gençlerimiz gelsin atalarının kullandığı malzemelerini görsünler. Tarihleri ile yüzleşsinler bir insanın doğduğunda kullandığı beşikten tutun son nefesine kadar kullandığı yaşam malzemeleri var bende” diye konuştu.
23 Mayıs 2024 Perşembe - 16:03 Oyuncu Mert Fırat Esenyurt Belediye Başkanı Özer’i makamında ziyaret etti Ünlü oyuncu Mert Fırat, Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Ahmet Özer’i makamında ziyaret etti. Ziyarette, Esenyurt’ta yeni dönemde yapılması planlanan kültür ve sanat projelerine yönelik konular görüşüldü. Ünlü oyuncu Mert Fırat ve beraberindekiler, Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Ahmet Özer’i makamında ziyaret etti. Esenyurt Belediyesi ile Gençler İçin Adil Gelecek Projesi ve İnogar arasında 3 yıldır yürütülen iş birliğiyle ilgili görüşmelerin yapıldığı ziyarette Başkan Özer, oyuncu Mert Fırat’tan Esenyurt’taki kültür sanat faaliyetlerine destek vermesini ve tiyatro oyunlarını burada sahnelemesini istedi. Esenyurt’ta gerek sosyal projelerde gerekse kültür sanat alanında her türlü katkıyı sunacaklarını belirten Mert Fırat, katkılarından dolayı Başkan Özer’e teşekkür etti. Başkan Özer, görüşme sonunda Mert Fırat ve İnogar yöneticilerine kendi kitaplarından hediye etti. “Kültür sanat konusunda kendilerine burada çaba, performans ve katkılarını beklediğimizi söyledik” Görüşme hakkında açıklamalarda bulunan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “Ülkemizin yetiştirmiş olduğu toplumsal sorunlara da duyarlı olan kendi sanat alanında da başarılı olmuş bir sanatçımız olan sayın Mert Fırat’ı ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Sevgili Fırat sanatın iyileştirici gücünü toplum için kullanan nadir sanatçılardan biridir. Bu tür sanatçıların toplumda çoğalması gerekiyor ve bu alanla ilgili de çok çeşitli organizasyonlar kurmuş toplum yararına, dezavantajlı gruplar yararına çalışan örnek bir sanatçımız. Bu çabalarından dolayı kendisini kutluyorum ayrıca Esenyurt’a duyduğu ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Kendisiyle yapmış olduğu çalışmalar konusunda, Esenyurt’umuza da çalışmalarını aktarma konusunda anlaştık. Zaten çok güçlü bir ekipleri var hem yurt genelinde hem yurtdışında, hem afet bölgelerinde, deprem alanında. Aslında Esenyurt‘ta bu anlamda tam bir laboratuvar. Esenyurt’u da bu anlamda bu işin içine katmak amacıyla Belediye olarak bu işbirliğine hazır olduğumuzu, beraber toplumsal sorunları, kültürel sorunlarımızı birlikte çözeceğimizin hatta kültür Sanat konusunda kendilerine burada çaba, performans ve katkılarını beklediğimizi söyledik o da bu çerçevede bunları yapabileceklerini nezaketle kabul etti. Bundan dolayı da çok memnun ve mutluluğumuzu Esenyurt Belediyesi olarak Esenyurt halkı adına söylemek isterim. Kendisine ve beraberindeki heyete hoş geldiniz diyorum bundan sonraki süreçte de başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. “Hem sanat alanında hem sosyal alanda çalışmalar yürüteceğiz” Ünlü oyuncu Mert Fırat, “ Zaten kooperatif yönünde çalışmalar yürütüyorduk. Bu noktada Esenyurt‘ta bundan sonrası için belediye başkanımızın da ifade ettiği gibi hem sanat alanında hem sosyal alanda çalışmalar yürüteceğiz. Biz çok heyecanlıyız gerek tiyatro kooperatifi yapılarla, gerek ihtiyaç haritası gibi yapılarla halihazırda ki bu çalışmaları Esenyurt’a da aktarmak ve birlikte uzun bir yol yürümek istiyoruz çünkü bu gerçekten emeğe dayalı, isteğe dayalı, hevese dayalı ve başkanımın ifade ettiği gibi sevgiye dayalı bir çalışma, bir arada olmaktan gurur duyacağımız bir ekiple uzun dönemde de orta ve kısa dönemde de planlamalar yapacağız ve birlikte harekete geçeceğiz. Esenyurt, belediye başkanımızın da ifade ettiği gibi, aslında Esenyurt Türkiye’nin bir özeti, burayı anlamak burayı kavramak buradan birçok problemi çözmek mümkün. Halihazırda kat edilmiş yollar var, belediyemizin vizyonu başkanımızın vizyonu gerçekten çok önemli ve değerli, dolayısıyla bu vizyonun da ışığında üzerine koyabileceğiz katkılarla aslında ilk önce var olan problemleri zaten tespit etmişler onlara dair adımlar atmak, en önemlisi de kültür sanatla aslında sosyal etkinin daha da ileriye taşımak bu anlamda insanlara destek olmak bir arada olmak ve bir çok problemi birlikte çözmektir derdimiz. Bunun içinde vakit ayırmak gerekiyor biz o noktada çok istekliyiz emek harcamak gerekiyor. Bize fırsat verdiği için ve alan açtığı için başkanımıza ve tüm ekibine teşekkür ederim” dedi.
Şanlıurfa’yı festival heyecanı sardı
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:47 Şanlıurfa’yı festival heyecanı sardı Şanlıurfa’da Kültür ve Turizm Bakanlığınca düzenlenecek olan yüzlerce etkinliğin olacağı ’Kültür Yolu Festivali’ 25 Mayıs-2 Haziran arasında başlayacak. Kentte esnaf ve vatandaşları festival heyecanı sardı. Şanlıurfa’da otellerden lokantalara tüm hizmet sektöründe festival hazırlığı başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin uluslararası marka değerine katkıda bulunmak üzere bu yıl 16 şehirde düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin ikinci durağı Şanlıurfa olacak. Festivalle ilgili olarak Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü ve Türkiye Kültür Yolu Festivali Direktörü Selim Terzi’nin katılımıyla basınla sohbet toplantısı düzenlendi. Toplantıda festival programıyla ilgili bilgi veren Terzi ve Vali Şıldak, güzel anların yaşanacağı 9 günlük bir festivalin hazırlıklarını tamamladıklarını belirterek, hayırlara vesile olmasını diledi. Festival turizm hareketliliği sağlayacak Şanlıurfa’nın bu yıl ilk kez kültür yolu rotasına dahil olduğunu ve bundan sonraki yıllarda da aynı tarihlerde düzenlenmesinin amaçlandığını anlatan Terzi, herkesi festivale davet etti. Konuşmaların ardından festivalin tanıtım filmi izlendi. Festival coşkusu Şanlıurfa’da Bu yıl ilk kez Türkiye Kültür Yolu Festivali rotasına dahil olan Şanlıurfa, 25 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında konserler, sergiler, söyleşiler ve her yaşa uygun etkinliklerle renklenecek. 9 gün boyunca yaklaşık 40 ayrı noktada 300’den fazla etkinlik halkla buluşacak. 12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihinin ilk izlerini taşıyan Şanlıurfa, festival süresince binlerce kişiyi ağırlayacak. Festival, 25 Mayıs’ta Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi önünde amatör ve profesyonel yüzlerce fotoğraf severin katılacağı Fotomoraton ile başlayacak. Fotoğraf tutkunları festival süresince Şanlıurfa’nın en güzel fotoğraflarını çekecekler. Ünlü isimlerin konserleri Şanlıurfa’yı coşturacak Şehrin dört bir yanında düzenlenecek konserlerde Şanlıurfalılar doyasıya eğlenecek. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Meydanı’nda kurulacak sahnede Semicenk, Merve Özbey, Berdan Mardini, Tuğba Yurt, Uğur Işılak, Yavuz Bingöl, Ferhat Göçer, Gökhan Tepe ve Sinan Akçıl, en sevilen şarkılarını seslendirecek. Topçu (Rabia) Meydanı, Mehmet Akif İnan Sahnesi, Harran Üniversitesi Amfi Tiyatrosu ve Açık Hava Tiyatrosu, Kızılkoyun Nekropolü, Vali Kemalettin Gazezoğlu Kültür Merkezi başta olmak üzere şehrin birçok noktasında da farklı müzik türlerinde konserler düzenlenecek. Türk Sinemasının Yıldızları Şanlıurfa’da Festival süresince Türk sinemasının en önemli yıldızları da Şanlıurfalılar ile buluşacak. Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Serdar Gökhan gibi birbirinden ünlü yıldızların yanı sıra ödüllü yönetmen Derviş Zaim, müzisyen oyuncu Suzan Kardeş düzenlenecek söyleşilerle hayranlarıyla bir araya gelecek. Geleceğin sinemacıları ve tiyatrocuları için de yönetmenlik, senaryo yazarları, tiyatro ve okuma atölyeleri düzenlenecek. Konserlerin yanı sıra şehrin dört bir yanında da sergiler açılacak. Uluslararası platformlarda büyük başarı elde eden Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" veri heykeli Şanlıurfa Müzesi Fuaye alanında sergilenecek. Albayrak Hat Koleksiyonu’ndan Besmele-i Şerif sergisi Tarihi eser kaçakçılığına karşı farkındalık oluşturmak amacıyla hazırlanan “Kaçış Yok” sergisi de Şanlıurfa Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda sergilenecek. Göbeklitepe Yürüyüş Yolu’nda “Taştepeler Kazıları Fotoğraf Sergisi”, Mehmet Akif İnan Konferans ve Sergi Salonu’nda Manolis Metzaki’nin “Gördüklerim” adlı fotoğraf sergisi ile “Kentler ve Güzellikler” Fotoğraf Sergileri arkeolojinin merak uyandıran dünyasına yolculuk yaptıracak. Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek olan Albayrak Hat Koleksiyonu’ndan “Besmele-i Şerif” sergisi de kaçırılmaması gereken sergiler arasında yer alacak. 58 Meydanı ve Reji Kilisesi’nde de gerçekleştirilecek heykel yerleştirmeleri ve sergiler, sanatseverlerin ilgisine sunulacak. Filistin mücadelesine saygı duruşu Şanlıurfa Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Filistin’in mücadelesine bir saygı duruşu olarak özel bir seçki sunulacak. Filistin davasına vurgu yapan karikatürleriyle dikkat çeken Naci El Ali’nin, özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri haline gelen “Hanzala” karakterlerinden oluşan sergisi, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde görülebilecek. Rızvaniye Külliyesi’nde sergilenecek olan “Osmanlı’dan Günümüze Miras: Mescid-i Aksa” sergisi de Mescid-i Aksa’nın Türkler’e emanet edildiğini hatırlatacak. Şair Nabi Kültür Merkezi’nde ise “Filistin Mücadelesi-İnsanlığın Evrensel Yıkımı” sergisinin yanı sıra “Kudus’ün Işıkları”, “Büyük Gelen Palto” filmleri gösterilecek. Ayrıca Filistin direniş sinemasıyla ilgili söyleşiler düzenlenecek. Geleneksel ve çağdaş sanat bir arada Festival süresince Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde “Yaşayan Mirasın Ustaları” başlığıyla gerçekleştirilecek atölyelerde geleneksel el sanatları çalışmaları sergilenerek, farkındalık oluşturulacak. Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nin sezon boyunca kapalı gişe sahnelenen oyunları ve performansları da festival kapsamında Şanlıurfalılar ile buluşturulacak. Çocuklar için de festival Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Arkeopark’ta dokuz gün boyunca içinde birbirinden renkli aktivitelerin, atölye çalışmalarının, sahne gösterilerinin, tiyatroların, oyun alanlarının ve daha birçok etkinliğin yer aldığı “Çocuk Köyü” kurulacak. Çocukların ekranlardan tanıdığı çizgi film karakterlerinin sahne gösterileri, panayır çadırları, tematik oyun alanları, müzik, drama, dans, bale ve resim gibi sanat eğitimlerinin yapıldığı aktivite çadırları festival boyunca çocuk köylerinde olacak. İnsanlık tarihinin izinde Etkinlik merkezlerinin yanı sıra Şanlıurfa’nın kültürel değerlerinin de görünür kılınacağı festival süresince kentin insanlık tarihindeki önemine de özellikle vurgu yapılacak. Göbeklitepe’de birçok etkinlik düzenlenirken, gençler, çocuklar ve dezavantajlı bireylerin müzeler ile arkeolojik alanları ziyaret etmesi sağlanacak. Ayrıca festivalin ilk günü olan 25 Mayıs’ta “Neolitik İnsanın İzinde 12 bin yıllık hikaye, Sefertepe’den Karahantepe’ye Taş Tepeler Yürüyüşü” düzenlenecek. Sefertepe’den Karahantepe’ye kadar olan 30 kilometrelik parkurda Neolitik döneme ait 12 kazı alanından geçilecek. Neolitik insanların izlerinin bulunduğu yol, yeni bir turizm rotası olarak sunulacak. Şanlıurfalı esnaf ve vatandaşları da festival heyecanı sardı. Esnaf, festivali dört gözle beklediğini belirterek, yaşanacak hareketlilikten dolayı mutlu olduklarını ifade etti.
Şanlıurfa’yı festival heyecanı sardı
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:36 Şanlıurfa’yı festival heyecanı sardı Şanlıurfa’da Kültür ve Turizm Bakanlığınca düzenlenecek olan yüzlerce etkinliğin olacağı ’Kültür Yolu Festivali’ 25 Mayıs-2 Haziran arasında başlayacak. Kentte esnaf ve vatandaşları festival heyecanı sardı. Otellerden lokantalara tüm hizmet sektöründe festival hazırlığı var. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin uluslararası marka değerine katkıda bulunmak üzere bu yıl 16 şehirde düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin ikinci durağı Şanlıurfa olacak. Festivalle ilgili olarak Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü ve Türkiye Kültür Yolu Festivali Direktörü Selim Terzi’nin katılımıyla basınla sohbet toplantısı düzenlendi. Toplantıda festival programıyla ilgili bilgi veren Terzi ve Vali Şıldak, güzel anların yaşanacağı 9 günlük bir festivalin hazırlıklarını tamamladıklarını belirterek, hayırlara vesile olmasını diledi. Festival turizm hareketliliği sağlayacak Şanlıurfa’nın bu yıl ilk kez kültür yolu rotasına dahil olduğunu ve bundan sonraki yıllarda da aynı tarihlerde düzenlenmesinin amaçlandığını anlatan Terzi, herkesi festivale davet etti. Konuşmaların ardından festivalin tanıtım filmi izlendi. Festival coşkusu Şanlıurfa’da Bu yıl ilk kez Türkiye Kültür Yolu Festivali rotasına dahil olan Şanlıurfa, 25 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında konserler, sergiler, söyleşiler ve her yaşa uygun etkinliklerle renklenecek. 9 gün boyunca yaklaşık 40 ayrı noktada 300’den fazla etkinlik halkla buluşacak. 12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihinin ilk izlerini taşıyan Şanlıurfa, festival süresince binlerce kişiyi ağırlayacak. Festival, 25 Mayıs’ta Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi önünde amatör ve profesyonel yüzlerce fotoğraf severin katılacağı Fotomoraton ile başlayacak. Fotoğraf tutkunları festival süresince Şanlıurfa’nın en güzel fotoğraflarını çekecekler. Ünlü isimlerin konserleri Şanlıurfa’yı coşturacak Şehrin dört bir yanında düzenlenecek konserlerde Şanlıurfalılar doyasıya eğlenecek. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Meydanı’nda kurulacak sahnede Semicenk, Merve Özbey, Berdan Mardini, Tuğba Yurt, Uğur Işılak, Yavuz Bingöl, Ferhat Göçer, Gökhan Tepe ve Sinan Akçıl, en sevilen şarkılarını seslendirecek. Topçu (Rabia) Meydanı, Mehmet Akif İnan Sahnesi, Harran Üniversitesi Amfi Tiyatrosu ve Açık Hava Tiyatrosu, Kızılkoyun Nekropolü, Vali Kemalettin Gazezoğlu Kültür Merkezi başta olmak üzere şehrin birçok noktasında da farklı müzik türlerinde konserler düzenlenecek. Türk Sinemasının Yıldızları Şanlıurfa’da Festival süresince Türk sinemasının en önemli yıldızları da Şanlıurfalılar ile buluşacak. Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Serdar Gökhan gibi birbirinden ünlü yıldızların yanı sıra ödüllü yönetmen Derviş Zaim, müzisyen oyuncu Suzan Kardeş düzenlenecek söyleşilerle hayranlarıyla bir araya gelecek. Geleceğin sinemacıları ve tiyatrocuları için de yönetmenlik, senaryo yazarları, tiyatro ve okuma atölyeleri düzenlenecek. Konserlerin yanı sıra şehrin dört bir yanında da sergiler açılacak. Uluslararası platformlarda büyük başarı elde eden Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" veri heykeli Şanlıurfa Müzesi Fuaye alanında sergilenecek. Albayrak Hat Koleksiyonu’ndan Besmele-İ Şerif sergisi Tarihi eser kaçakçılığına karşı farkındalık oluşturmak amacıyla hazırlanan “Kaçış Yok” sergisi de Şanlıurfa Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda sergilenecek. Göbeklitepe Yürüyüş Yolu’nda “Taştepeler Kazıları Fotoğraf Sergisi”, Mehmet Akif İnan Konferans ve Sergi Salonu’nda Manolis Metzaki’nin “Gördüklerim” adlı fotoğraf sergisi ile “Kentler ve Güzellikler” Fotoğraf Sergileri arkeolojinin merak uyandıran dünyasına yolculuk yaptıracak. Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek olan Albayrak Hat Koleksiyonu’ndan “Besmele-i Şerif” sergisi de kaçırılmaması gereken sergiler arasında yer alacak. 58 Meydanı ve Reji Kilisesi’nde de gerçekleştirilecek heykel yerleştirmeleri ve sergiler, sanatseverlerin ilgisine sunulacak. Filistin mücadelesine saygı duruşu Şanlıurfa Kültür Yolu Festivali kapsamında Filistin’in mücadelesine bir saygı duruşu olarak özel bir seçki sunulacak. Filistin davasına vurgu yapan karikatürleriyle dikkat çeken Naci El Ali’nin, özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri haline gelen “Hanzala” karakterlerinden oluşan sergisi, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde görülebilecek. Rızvaniye Külliyesi’nde sergilenecek olan “Osmanlı’dan Günümüze Miras: Mescid-i Aksa” sergisi de Mescid-i Aksa’nın Türkler’e emanet edildiğini hatırlatacak. Şair Nabi Kültür Merkezi’nde ise “Filistin Mücadelesi-İnsanlığın Evrensel Yıkımı” sergisinin yanı sıra “Kudus’ün Işıkları”, “Büyük Gelen Palto” filmleri gösterilecek. Ayrıca Filistin direniş sinemasıyla ilgili söyleşiler düzenlenecek. Geleneksel ve çağdaş sanat bir arada Festival süresince Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde “Yaşayan Mirasın Ustaları” başlığıyla gerçekleştirilecek atölyelerde geleneksel el sanatları çalışmaları sergilenerek, farkındalık oluşturulacak. Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nin sezon boyunca kapalı gişe sahnelenen oyunları ve performansları da festival kapsamında Şanlıurfalılar ile buluşturulacak. Çocuklar için de festival Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Arkeopark’ta dokuz gün boyunca içinde birbirinden renkli aktivitelerin, atölye çalışmalarının, sahne gösterilerinin, tiyatroların, oyun alanlarının ve daha birçok etkinliğin yer aldığı “Çocuk Köyü” kurulacak. Çocukların ekranlardan tanıdığı çizgi film karakterlerinin sahne gösterileri, panayır çadırları, tematik oyun alanları, müzik, drama, dans, bale ve resim gibi sanat eğitimlerinin yapıldığı aktivite çadırları festival boyunca çocuk köylerinde olacak. İnsanlık tarihinin izinde Etkinlik merkezlerinin yanı sıra Şanlıurfa’nın kültürel değerlerinin de görünür kılınacağı festival süresince kentin insanlık tarihindeki önemine de özellikle vurgu yapılacak. Göbeklitepe’de birçok etkinlik düzenlenirken, gençler, çocuklar ve dezavantajlı bireylerin müzeler ile arkeolojik alanları ziyaret etmesi sağlanacak. Ayrıca festivalin ilk günü olan 25 Mayıs’ta “Neolitik İnsanın İzinde 12 bin yıllık hikaye, Sefertepe’den Karahantepe’ye Taş Tepeler Yürüyüşü” düzenlenecek. Sefertepe’den Karahantepe’ye kadar olan 30 kilometrelik parkurda Neolitik döneme ait 12 kazı alanından geçilecek. Neolitik insanların izlerinin bulunduğu yol, yeni bir turizm rotası olarak sunulacak. Şanlıurfalı esnaf ve vatandaşları da festival heyecanı sardı. Esnaf, festivali dört gözle beklediğini belirterek, yaşanacak hareketlilikten dolayı mutlu olduklarını ifade ettiler.
Veliler, çocuklarıyla yaptıkları yöresel yemeklerle yarıştı
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:33 Veliler, çocuklarıyla yaptıkları yöresel yemeklerle yarıştı Kastamonu’da, “Yöresel Lezzetler Projesi Yemek Yarışması” çerçevesinde düzenlenen yarışmada, aileler çocuklarıyla yöresel yemek yaparak rakipleriyle yarıştı. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından “Yöresel Lezzetler Projesi Yemek Yarışması” düzenlendi. Reşit Çubukla İlkokulu ve Ortaokulu’nda düzenlenen yarışmada veliler, çocuklarıyla birlikte yaptıkları yöresel yemeklerle birinci gelebilmek için birbiriyle kıyasıya yarıştı. Kastamonu’nun coğrafi işaretli ürün olan siyez bulgurundan yapılan ekşili pilav, banduma, yaprak sarması, baklava gibi yöresel yemekler yapıldı. Birbirinden lezzetli yöresel yemeklerin yarıştığı yarışmada jüri üyeleri, hem yemeklerin hikayesini hem nasıl yapıldığını yarışmacılardan dinledi. Keyifli dakikalarında yaşandığı yarışmada hem veliler, çocuklarıyla birlikte yarıştı hem de yöresel ürünler gelecek nesillere aktarıldı. “Yöresel Lezzetler Projesi Yemek Yarışması”nda velilerin öğrencilerle birlikte yaptıkları yemeklerin bulunduğu stantları gezen Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, “Kültürümünüz en önemli öğelerinden birisi olan yöresel yemeklerimizin yapıldığı bir yarışma etkinliğindeyiz. Yemek sadece insanların ihtiyacını gideren bir ihtiyacın yanında aynı zamanda iletişimini, etkileşimini geliştiren toplumların etkileşim haline gelmesini sağlayan en önemli unsurlardan bir tanesidir” dedi. "Kastamonumuz mutfak kültürü olarak da çok zengin" Yemek kültürünün geleceğe taşınması çok önemli ve anlamlı olduğunu söyleyen Gümüş, “Son süreçte baktığımız zaman hızlı yeme alışkanlıkları var. Bu yeme alışkanlıklarının da insan sağlığında olumsuz etkilerini gözlemlemekteyiz. Kültürel zenginliğimiz olan yemeklerin geleceğe taşınması hem neslimizin daha sağlıklı şekilde devam etmesi ve insanlarımızın da çok iyi bir şekilde iletişim ve etkileşim içerisine gireceklerini biliyoruz. Bu yemekleri öğrencilerimiz anneleri ile birlikte ev ortamında iş birliği içerisinde yaptılar. Yöresel lezzetlerimizin geleceğe taşındığının en önemli işaretidir. Küçük yaşta öğrenmiş olmaları bunu bir eser olarak ortaya koymaları çok anlamlı. Bundan sonraki süreçlerde de bu ve bunun gibi etkinliklerle tanıştıracağız. Yöresel lezzetlerimizin ve kültürünü geleceğe taşınması ve daha çok tanıtılması anlamında çalışmaları hep birlikte yapacağız. Kastamonumuz mutfak kültürü olarak da çok zengin. Bu kültürün geleceğe taşınması lazım. Bunun yolu da küçük yaştan itibaren çocuklarımızın öğrenmesinden geçiyor. Kaybeden olmayanı bir yarışma yapacağız. Velilerimizin ve öğrencilerimizin yaptığı yemekleri okul idarecilerimizden oluşan jüri değerlendirecek. Bu yarışmada herkes kazanacak, sağlıklı olana yöresel lezzetlerimiz geleceğe taşınıyor” diye konuştu. Annesiyle birlikte üzüm yaprağı sarması yaptıklarını belirten Hira Karsuoğlu ise, “Sarma yaptık. Oyun oynadık. Sarmayı bulgur bahçeden sarmanın yaprağını topladık. İçerisine pirincini koyduk ve sardık. Annemle yaptım” şeklinde konuştu. Bahçeden topladıkları üzüm yaprağıyla dolma sardıklarını anlatan Hamza Necati Uğur da, “Annemle yaprakları topladık. Annem onu ıslattı. Pirinci kavurduk daha sonra da sardık. Annem izin verirse tekrar dolma sararım” ifadelerini kullandı.
Veliler, çocuklarıyla yaptıkları yöresel yemeklerle yarıştı
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:31 Veliler, çocuklarıyla yaptıkları yöresel yemeklerle yarıştı Kastamonu’da, “Yöresel Lezzetler Projesi Yemek Yarışması” çerçevesinde düzenlenen yarışmada, aileler çocuklarıyla yöresel yemek yaparak rakipleriyle yarıştı. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından “Yöresel Lezzetler Projesi Yemek Yarışması” düzenlendi. Reşit Çubukla İlkokulu ve Ortaokulu’nda düzenlenen yarışmada veliler, çocuklarıyla birlikte yaptıkları yöresel yemeklerle birinci gelebilmek için birbiriyle kıyasıya yarıştı. Kastamonu’nun coğrafi işaretli ürün olan siyez bulgurundan yapılan ekşili pilav, banduma, yaprak sarması, baklava gibi yöresel yemekler yapıldı. Birbirinden lezzetli yöresel yemeklerin yarıştığı yarışmada jüri üyeleri, hem yemeklerin hikayesini hem nasıl yapıldığını yarışmacılardan dinledi. Keyifli dakikalarında yaşandığı yarışmada hem veliler, çocuklarıyla birlikte yarıştı hem de yöresel ürünler gelecek nesillere aktarıldı. “Yöresel Lezzetler Projesi Yemek Yarışması”nda velilerin öğrencilerle birlikte yaptıkları yemeklerin bulunduğu stantları gezen Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, “Kültürümünüz en önemli öğelerinden birisi olan yöresel yemeklerimizin yapıldığı bir yarışma etkinliğindeyiz. Yemek sadece insanların ihtiyacını gideren bir ihtiyacın yanında aynı zamanda iletişimini, etkileşimini geliştiren toplumların etkileşim haline gelmesini sağlayan en önemli unsurlardan bir tanesidir” dedi. "Kastamonumuz mutfak kültürü olarak da çok zengin" Yemek kültürünün geleceğe taşınması çok önemli ve anlamlı olduğunu söyleyen Gümüş, “Son süreçte baktığımız zaman hızlı yeme alışkanlıkları var. Bu yeme alışkanlıklarının da insan sağlığında olumsuz etkilerini gözlemlemekteyiz. Kültürel zenginliğimiz olan yemeklerin geleceğe taşınması hem neslimizin daha sağlıklı şekilde devam etmesi ve insanlarımızın da çok iyi bir şekilde iletişim ve etkileşim içerisine gireceklerini biliyoruz. Bu yemekleri öğrencilerimiz anneleri ile birlikte ev ortamında iş birliği içerisinde yaptılar. Yöresel lezzetlerimizin geleceğe taşındığının en önemli işaretidir. Küçük yaşta öğrenmiş olmaları bunu bir eser olarak ortaya koymaları çok anlamlı. Bundan sonraki süreçlerde de bu ve bunun gibi etkinliklerle tanıştıracağız. Yöresel lezzetlerimizin ve kültürünü geleceğe taşınması ve daha çok tanıtılması anlamında çalışmaları hep birlikte yapacağız. Kastamonumuz mutfak kültürü olarak da çok zengin. Bu kültürün geleceğe taşınması lazım. Bunun yolu da küçük yaştan itibaren çocuklarımızın öğrenmesinden geçiyor. Kaybeden olmayanı bir yarışma yapacağız. Velilerimizin ve öğrencilerimizin yaptığı yemekleri okul idarecilerimizden oluşan jüri değerlendirecek. Bu yarışmada herkes kazanacak, sağlıklı olana yöresel lezzetlerimiz geleceğe taşınıyor” diye konuştu. Annesiyle birlikte üzüm yaprağı sarması yaptıklarını belirten Hira Karsuoğlu ise, “Sarma yaptık. Oyun oynadık. Sarmayı bulgur bahçeden sarmanın yaprağını topladık. İçerisine pirincini koyduk ve sardık. Annemle yaptım” şeklinde konuştu. Bahçeden topladıkları üzüm yaprağıyla dolma sardıklarını anlatan Hamza Necati Uğur da, “Annemle yaprakları topladık. Annem onu ıslattı. Pirinci kavurduk daha sonra da sardık. Annem izin verirse tekrar dolma sararım” ifadelerini kullandı. (Vİ-MK-
Türk Mutfağı Haftası’nda coğrafi işaretli Antalya piyazı yapıldı
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 16:06 Türk Mutfağı Haftası’nda coğrafi işaretli Antalya piyazı yapıldı Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ile üçüncüsü düzenlenen Türk Mutfağı Haftası kapsamında Antalya Olgunlaşma Enstitüsünde "Antalya Piyazı Yapım Etkinliği" düzenlendi. 21-27 Mayıs tarihlerinde 3’üncüsü kutlanan Türk Mutfağı Haftası’nda, Akdeniz’in sağlıklı ürünlerini Torosların geleneksel tatlarıyla buluşturan Antalya mutfağı da yerini alıyor. Türk mutfağının tanıtılması ve dünya sıralamasında hak ettiği yeri alması amacıyla; 2022 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığı himayelerinde ve Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle kutlanan Türk Mutfağı Haftası, bu yıl da yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen çeşitli etkinliklere sahne oluyor. “Sürdürülebilir Türk Mutfağı: Sağlıklı, Geleneksel, Atıksız” ana temasıyla gerçekleştirilen etkinliklerde, yurt dışındaki dış temsilciliklerde, tarih, kültür ve doğanın bir buluşması olan Ege lezzetleri, yurt içinde ise 81 ilin coğrafi işaretli ürünleriyle hazırlanan özgün lezzetler tanıtılıyor. Hafta boyunca, şehir mutfağına özgü lezzetlerin yapılacağı ve bir dizi etkinliğin gerçekleştirileceği Antalya’da ilk olarak Antalya Olgunlaşma Enstitüsünce hazırlanan coğrafi işaretli Antalya piyazı tanıtıldı. Olgunlaşma Enstitüsünde görev yapan çalışanlar, öncesinde hazırladıkları malzemelerle Antalya’nın coğrafi işaretli piyazının nasıl yapıldığını anlatarak piyaz sunumunda bulundu. Programda konuşan Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Güzel Sanatlar Şube Müdürü Selma Yörür, Türk Mutfağı Haftası’nın önemine dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi: "Bugün burada Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri kapsamında Antalya’mızın coğrafi işareti ürünlerinden birisi olan piyaz yapımını gerçekleştiriyoruz. Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himayesinde 21 ve 27 Mayıs tarihleri arasında hem ülkemize hem de yurt dışında kutlanmakta olan bir etkinliğimiz. Binlerce yıllık, mutfak kültürümüzün yaşatılması ve geleneklerimizin korunması açısından, bu etkinliği oldukça önemli görüyoruz. Burada da şehrimizin coğrafi ürünlerinin tespitinde ve yaşatılmasında en önemli paydaşlarımızdan birisi olan Antalya Olgunlaşma Enstitüsü ile Antalya piyazı atölyesini gerçekleştiriyoruz." Türk Mutfağı Haftası kapsamında Antalya’da gerçekleştirilecek etkinlikler, hafta boyunca devam edecek.
Mersin’de Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 15:48 Mersin’de Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri Mersin’de Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri kapsamında Suphi Öner Öğretmenevi’nde düzenlenen etkinliğe katılan Vali Ali Hamza Pehlivan, "İnsanlar bir yemeğin tadına bakmak için bile uçağa binip şehir, ülke değiştirebiliyorlar" dedi. Vali Pehlivan, Türk Mutfağı Haftası etkinlikleri kapsamında ’Türk mutfağının gizli hazinesi; Mersin lezzetleri’ sloganıyla Suphi Öner Öğretmenevi’nde düzenlenen etkinliğe katıldı. Eşi Yıldız Pehlivan ile yöresel lezzetlerin yer aldığı stantları gezen Pehlivan, yöreye özgü mamul yaptı. Pehlivan, Türk Mutfağı Haftası’nın bu yılki temasının ’Sürdürülebilir Türk Mutfağı: Sağlıklı, Geleneksel, Atıksız’ olarak belirlendiğini söyledi. Yemek kültüründe sağlığın ön planda olması gerektiğini ifade eden Pehlivan, "Anadolu gibi her bakımdan zenginliklerle dolu bir coğrafya üzerinde yaşıyoruz. Tarihçilerin de tespit ettiği üzere buğdayın ana vatanı Anadolu varsayılıyor. Yaklaşık 10 bin yıl önce Anadolu’da buğdayın ekilip biçildiğinden tarihçilerimiz bahsediyorlar. Geçen yüzyıllar, bin yıllar içerisinde bu coğrafyada çeşitli uygarlıklar yaşadı. Ve son bin yılı aşkın bir süredir de bizim medeniyetimiz, Türk medeniyeti bu coğrafyada hüküm sürüyor ve tarihten elde etmiş olduğu zenginlikleri, derinlikleri ta Orta Asya’dan Anadolu’ya taşımış olduğu zenginliklerle bütünleştirip, birleştirip bunu mutfağına da yansıtmış, yansıtmaya da devam ediyor" dedi. "Ülkemizde şu anda bin 584 tescilli gıda ve diğer ürünler var" Her coğrafyanın, her kıtanın, ülkeler içerisinde de her bölgenin kendine has birtakım damak tatları ve bir takım özellikleri olduğunu ifade eden Pehlivan, bununla birlikte temel teşkil eden yapıları ve tarifleri de olduğunu belirtti. Bu konuda artık ülkeler arasında bir yarış olduğunu dile getiren Pehlivan, şöyle devam etti: "Değişik coğrafyalara ait ürünleri dahi alıp tescil etme konusunda ve bunun üzerinden tanıtım yapma konusunda da bir yarış olduğunu görüyoruz. Ülkemizde gıda ürünleri ve diğer ürünlerin tescil edilmesi konusunda Türk Patent ve Marka Enstitüsü çeşitli çalışmalar yürütüyor. Ülkemizde şu anda bin 584 tescilli gıda ve diğer ürünler var. Ve 684 de çalışmaları devam eden ve muhtemelen önümüzdeki günlerde tescil edilecek ürünler var. Bunlar içerisinde Mersin ilimize ait 23 ürünün tescilli olduğunu biliyoruz. Nitekim artı 3 ürün üzerinde de çalışmalar yapıyoruz. Artı 3 ürünümüzün de inşallah önümüzdeki süreçlerde tescilinin gerçekleştirilmesini sağlayacağız. Böylelikle her şeyden önce sahip olduğumuz gıda ürünlerine ve bu gıda ürünleriyle yapılmış olan yemekleri kayıt altına almış oluyoruz. Bu sayede de sahiplenmiş oluyoruz. Bu yapılmaz ise zaman içerisinde unutulması ve üretilmesinin de terk edilmesi riski söz konusu. Bu riski bertaraf etmek adına nasıl ki kültürümüzün diğer birçok değerlerine, ürünlerine, varlıklarına sahip çıkıyorsak, gastronomi alanında da mutfak kültürü açısından da değerlerimize ve bu alanda sahip olduğumuz, asırlardır yapılagelen yemeklere, gıdalara da odaklanmamız, bugünlere ve yarınlara taşımamız gerekiyor." "İnsanlar, bir yemeğin tadına bakmak için bile uçağa binip şehir, ülke değiştirebiliyorlar" Mersin’in turizm açısından önemli bir konumda olduğunu ve birçok yönüyle ön plana çıktığını ifade eden Pehlivan, turizmin yanı sıra gastronominin de önemine işaret ederek, "İnsanlar, bir yemeğin tadına bakmak için bile uçağa binip şehir, ülke değiştirebiliyorlar. O yüzden ilimizin daha da fazla tanıtılması konusunda işte burada gastronomi sektörünü temsil eden kardeşlerimiz var, ustalarımız var, şeflerimiz var. Bu işe gönül vermiş hocalarımız var, akademisyenlerimiz var. Gücümüzü birleştirerek, imkanlarımızı birleştirerek, kamu kurumlarıyla, meslek kuruluşlarıyla özel sektör kuruluşlarıyla, yerel yönetimleriyle bu alandaki çalışmalara da ivme katmamız hem ilimizin hem de ülkemizin tanıtılmasına, gelişmesine, turizmin daha ileri noktalara gelmesine katkı sağlayacaktır. İlimiz, ziyaretçilerine kendine has yemekleriyle birlikte 81 vilayetin yemeklerinin de tadılabildiği bir ortam sunuyor. Zaman içerisinde marka değeri teşkil eden yemeklerimiz veya yemeklerin sunulduğu restoranların sayısının da artmasıyla bu konuda da güzel gelişmeler oluyor, daha da olacak" diye konuştu. "Bizde yemekler yemekler sevgi katılarak yapılır" Türk mutfağının çeşitlilik zenginlik anlamında ön plana çıkan çıkan yanları bulunduğunu dile getiren Pehlivan, "Bizde yemekler sadece gıdaların birleştirilmesiyle yapılmaz. Bizde yemekler sevgi katılarak yapılır, ruh katılarak yapılır, dua edilerek yapılır. Dolayısıyla aynı yemeği çok değişik kişiler yapsa da sevgi katılan yemeğin lezzeti de bir farklı olur. Onu biz kendi mutfağımızdan da çok net bir şekilde görüyoruz. Sevgi katarak üretmeye, sevgi katarak mutfağımızı geliştirmeye devam edelim" ifadelerini kullandı. Mersin Gastronomi Derneği Başkanı Erol Kılıç’ın da konuşma yaptığı etkinlikte, Vali Pehlivan’a aşçı ceketi de giydirildi.
Yozgat Belediyesi kent ve basın müzesi oluşturacak
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 15:18 Yozgat Belediyesi kent ve basın müzesi oluşturacak Kentteki tarihi konakların restore çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan, eski askerlik şube binasını kent müzesine dönüştüreceklerini ve basın müzesi kuracaklarını da açıkladı. Yozgat evleri olarak da bilinen tarihi konakları restore ettirmek için çalışmalara başladıklarını belirten Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan, bu konakları turizme kazandıracaklarını söyledi. “Restorasyon çalışmalarını hızlandıracağız” Arslan yaptığı açıklamada, “İstanbulluoğlu Mahallesi’nin üst kısımlarında Yozgat evlerinden oluşan bir tarihi doku oluşturup bir sokak ortaya çıkartmak istiyoruz. Daha önce 10’un üzerinde konak restore edildi. Şimdi ise 2. Karslıoğlu Konağı’nın restorasyon projesini ihaleye hazırlıyoruz. Bizim bu dönemdeki önceliğimiz eskileri restore etmek olacak. Belediyenin elinde şu anda 30’a yakın eski ev ve konak var. Kamulaştırması tamamlanmış, inşallah ilk dönemde olduğu gibi bu dönemde de bu tür restorasyon çalışmalarını hızlandıracağız.” dedi. “Eski askerlik binası kent müzesi olacak” Eski askerlik şube binasını kent müzesine dönüştüreceklerini de ifade eden Arslan, "Eski askerlik şubesi, Milli Saraylar’dan kent müzesi olarak kullanılmak üzere belediyemize tahsis edildi. Biz bunu amacı doğrultusunda kullanmak istiyoruz. Kent müzeleri şehrin geçmişini anlatmak, şehri tanıtmak açısından son derece önemli şehirde mutlaka bulunması gereken yapılar. Yozgat’ı bir kent müzesiyle tanıştıracağız. Restorasyonu tamamlanmak üzere olan Yanan hamamını da sosyal ve kültürel amaçlı kullanmak istiyoruz." diye konuştu. “Basın müzesi kent park mevkine kurulacak” Kentte basın müzesi kurmak için de çalışma başlatacaklarını anlatan Arslan, “Yozgat’ın en azından yakın tarihi geçmişini bir araya toplayarak kentin geçmişine ışık tutacak bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. Basın müzesini çok önemsiyorum çünkü yerel basınımızın elinde çok değerli materyaller var. Yozgat’ın geçmişini, tarihini, kültürünü yansıtma açısından bunun heder olmaması lazım. Hem basılı malzemenin hem de kullanılan basılı olmayan malzemenin bir müze ortamında sergilenmesinin Yozgat için çok önemli olduğuna inanıyorum. İnşallah şu ilk günler telaşı geçtikten sonra basın mensuplarımızla bir araya gelip en güzel şekilde bir basın müzesini gerçekleştirelim istiyorum. Bunun için de Kent Park’ta nikah dairesinden boşalacak mekanı düşünüyoruz.” ifadelerine yer verdi.