EKONOMİ - 28 Nisan 2017 Cuma 12:29

(Özel haber) ’Beyaz Altın’ Manisa’da geri döndü

A
A
A
(Özel haber) ’Beyaz Altın’ Manisa’da geri döndü

Manisa’da 2000’li yılların başında getirilen kota uygulamaları nedeniyle yerini mısır üretimine bırakan pamuk, bu yıl devlet tarafından desteklenme kararı alınmasının ardından yeniden üreticilerin tercihi oldu.

Manisa’da 2000’li yılların başında getirilen kota uygulamaları nedeniyle yerini mısır üretimine bırakan pamuk, bu yıl devlet tarafından desteklenme kararı alınmasının ardından yeniden üreticilerin tercihi oldu. Bir zamanlar Manisa Ovasını beyaza bürüyen ve ekonomiye katkısı yüksek olan pamuk, ilk etapta 2 bin 250 dönümlük bir alanda üretilecek.


Manisa’nın Şehzadeler ilçesine bağlı Selimşahlar Mahallesi’nde katma değeri yüksek olan pamuk ekimine yeniden başlandı. 2000’li yılların başında terk edilen pamuk ekimi, devletin desteğiyle yeniden üreticilerin gözdesi oldu. Pamuk yerine yıllardır mısır ekimi yapan Manisalı üreticiler bu yıl ilk etapta 2 bin 250 dönümlük arazide pamuk ekimi gerçekleştirecek. Üreticiler yüzlerinin yeniden ’beyaz altın’ olarak tabir edilen pamukla güleceğini belirtti.


Pamuk ekimine dönülmesinden dolayı mutluluk yaşadıklarını ifade eden çiftçi Murat Malta, "17 seneden sonra tekrar pamukla anılmak bizim için çok güzel bir duygu. 2000’li yıllarında pamuğu bırakıp mısır ekmeye başladık. Aradan geçen 17 sene sonra devletimiz bizlere pamuğa ihtiyaç olduğunu söyledi. Bizler de karar vererek pamuk ekmeye başladık. Çünkü biz son 17 seneyi saymazsak bu günlere pamukla geldik. Pamuktan kazanarak geldik" dedi.



"Kazancı güzel olacak"


Selimşahlar Mahallesi’nde yaklaşık 8 bin dönüm tarım arazisinin bulunduğunu, bunun da yaklaşık yüzde 25’inde yeniden pamuk ekiminin başladığını sözlerine ekleyen Malta, "Yaklaşık olarak 2 bin 250 dönüm araziye pamuk ekimi yapılacak. Ben pamuk ekimine 500 dönüm pamuk ekerek tekrar başlamış oldum. Mahallemizde pamuk ekmeye başlayan 6 kişiyiz. Diğer çiftçilerimiz ise korkuyor ve kararsız durumdalar. Ama pamuk ekimine başlayanlar olarak onlara tavsiye ediyoruz. Çünkü bereketli ve kazançlı bir ürün. Pamuk ekimine bizler tekrardan öncülük ettik. Önümüzdeki yıllarda üretimin daha da artacağına inanıyorum. Çünkü pamuk üretimi devlet tarafından desteklenmeye başladı ve kazancı güzel olacak bundan sonra. 1999 yılında pamuk ekimini bırakarak mısır ekmeye başladığımızda pamuğa küsmüştük. O zaman uygulanan yanlış politikalar yüzünden daha önceki elde ettiğimiz kazancı elde edemez olduk ve pamuğa küserek mısır ekmeye başlamıştık. Ama şimdi devletimiz destek veriyor ve pamuk ekimi için teşvikte bulunuyor” diye konuştu.



“Hem biz hem devlet kazansın”


Pamuk ekiminin zor olduğunu ve sabır istediğini belirten Malta, "Pamuk, ülke ekonomisine yüzde 18 katma değeri bulunan bir bitki. Topraktan çıktığıyla kalmıyor. Ama mısırda durum öyle değil. Mısırı üretip topluyorsun, işletmeye götürüyorsun, tavuk yiyor ve olay bitiyor. Ama pamuk öyle bir şey değil. Pamuk topraktan çıktığı zaman toplanıyor. Tüccara gidiyor, tüccardan iplikçiye gidiyor, iplikçiden fabrikaya gidiyor, orada işleniyor, tekrardan dokumaya gidiyor ve kazak, pantolon, gömlek gibi giyim malzemeleri üretiliyor. Birçok farklı alanda kullanılıyor. Bu süreçte birçok esnaf arkadaşımız rızkını kazanıyor. Devletimize de katma değer olarak dönüşü bulunuyor. Bu yüzden bizim elimizden tutsunlar. Devlete katma değer getiren pamuk üretimine tekrardan başladığımız gibi devam edelim. Hem biz kazanalım hem de devletimize kazandıralım" dedi.



“Babamızdan kalan mirastır pamuk”


Pamuk üretiminin babadan oğla geçen bir miras olduğunu belirten pamuk üreticisi Murat Malta’nın babası 81 yaşındaki Osman Nuri Malta ise şunları söyledi:


"50 sene bu topraklarda pamuk üretimi yaptım. Bizim babamızdan bizlere mirastı pamuk. Ama babamızdan kalan bu mirası 2000’li yıllarda para etmediği için bırakıp mısır ekimine başlamak zorunda kaldık. O zaman işleri oğluma devrettim. Devletimizin tekrar destek olması ve teşvikleri ile tekrardan pamuk ekimine döndük. Baba mirası beyaz altının tekrardan üretimine başladık. Bizler pamuğu para kazanamadığımız için bırakıp mısıra dönmüştük ama şimdi devlet pamuk üretimini desteklemeye başladı ve bunun sonucu iyi olur, kazanmaya başlayabilirsek, biz de pamuk üretimine devam edebiliriz. Şimdilik devletimizin desteği çok güzel ama bu destek sürekli olmalı ve üreticiler korunarak üretime devam edebilmeleri sağlanmalıdır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.