ASAYİŞ - 23 Şubat 2017 Perşembe 17:55

Cumhurbaşkanına Suikast davası 28 Şubat’a ertelendi

A
A
A
Cumhurbaşkanına Suikast davası 28 Şubat’a ertelendi

Muğla Ticaret ve Sanayi Odası salonunda 20 Şubat’ta başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik FETÖ suikast timi tarafından düzenlenen suikast timi davası 4 günlük duruşmanın ardından dava 28 Şubat Salı gününe ertelendi. Dört günde 44 sanıktan 12’sinin ifadeleri alındı. Suikast timinin başındaki Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, MAK timi komutanı Binbaşı Taner Berber, Özel Kuvvetler Timi’nin başındaki Binbaşı Şükrü Seymen, Paşa lakaplı MAK Timinde görevli Astsubay Başçavuş Zekeriya Kuzu gibi suikast timindeki önemli isimlerinin ifadeleri alındı.
Mahkeme heyeti dört gün süren duruşmanın ardından Cuma ve Pazartesi günü duruşma yapılmayacak. Duruşma 28 Şubat Salı gününe ertelendi.

“Devletin polisi ile askerini kim karşı karşıya getirdi?”
Öğleden sonraki duruşmada ilk ifade veren Üsteğmen Mehmet Demir; “Ben emir komuta zincirinde darbe olduğuna inandım. Komutanlarımın emirlerini yerine getirdim. FETÖ ile hiçbir bağlantım yok. Benim hükumet ile bir alıp veremediğim de yok. Devletin polisi ile devletin askerini karşı karşıya kim getirdi? Mahkemenizden asker ve polisi karşı karşıya getiren kimse bulmasını istiyorum. Bizim görevimiz Cumhurbaşkanı ve ailesini sağ almaktı. Gökhan Şahin Sönmezateş paşa emirlerin bizzat Hulisi Akar tarafından verildiğini söyledi. Biz helikopter ile iniş yaptıktan sonra polisler bize teslim olun diye bağırdı. Bizim önümüzdeki grup da polislere ‘Siz teslim olun’ diye bağırdı. Polisler teslim oldu. Ben polisleri elleri kelepçelenmiş halde gördüm. Polislere ben ateş etmedim. Polislerden birisinin nerede ve kimin tarafından şehit edildiğini bilmiyorum. Ancak ikinci polisin dost ateşi, yani kendi polis arkadaşları tarafından vurulduğuna inanıyorum” dedi.
Helikopterin kendilerini almaya geldiği esnada polislerin ateş açtığını ileri süren Demir, “Biz polislerin açtığı ateşten korunmak için kumsala sığındık. Helikopterdeki makineli tüfek polislerden bizi ve kendini korumak için ateş açtı. Eğer helikopter öldürmek için ateş açsaydı çok sayıda ölen olurdu” dedi.
İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli Ramazan Elmas, “Gökhan Paşa o gün üsse geldi. Ben üstüm durumundaki bir kişiye neye geldiniz, neden geldiniz diye soramam. Gökhan Paşa benim odamdaydı. Daha sonra Zekeriya Kuzu ve Binbaşı Taner Berber, Gökhan paşa ile baş başa kaldılar. Ne konuştuklarını bilmiyorum. MAK timinin teçhizatlarının bulunduğu depo anahtarı her zaman kendilerindedir. Depolarının yerini dahi bilmiyorum. İstedikleri zaman teçhizatlarını kendileri alırlar” dedi.

“Bana kimse helikopterlerin kalkışını durdur emri vermedi”
Elmas üsse vekaleten komutanlık yaptığını belirterek, “Vekaleten baktığım üs komutanlığına saat 18.30’da Hava Kuvvetlerinden tüm uçuşların iptal edildiği, özellikle silahlı uçuşlara izin verilmeyeceği bildirildi. Bu arada İstanbul’dan gelen 4 helikopter yakıt alacağını söyleyerek üsse indi. Baha hiç kimse ne komutanlarım, ne de bir Hareket Merkezinden ‘Helikopterlerin kalkmasını durdur’ talimatı verilmedi. Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Genel Kurmay’dan bu konu ile ilgili hiçbir talimat verilmedi” dedi.
Elmas’ın bu sözlerinden sonra söz alan Gökhan Şahin Sönmezateş, “Ramazan Elmas’ın beni durdurma veya engelleme yetkisi yok. Beni ancak Genelkurmay ve Ege Ordu Komutanı engelleyebilirdi. Hiç birisi de engellemedi” diye konuştu.
15 Temmuz tarihinde Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığını vekaleten bakan Albay Ramazan Elmas, İzmir’de de devam eden ve sanık olarak bulunduğu dava ile Muğla’daki davanın birleştirilerek İzmir’de yargılanmayı talep etti.
Mahkeme 28 Şubat tarihine ertelendi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.