ASAYİŞ - 26 Nisan 2017 Çarşamba 19:22

Eski Başyaver Ali Yazıcı’nın ifadelerine yalanma

A
A
A
Eski Başyaver Ali Yazıcı’nın ifadelerine yalanma

MUĞLA (İHA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi davasında Cumhurbaşkanı eski Başyaveri Ali Yazıcı ile 15 Temmuz gecesi aynı araçta bulunan tutuklu sanık eski Yarbay Emin Güven, SEGBİS sistemi ile tanık olarak ifade verdi.

MUĞLA (İHA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi davasında Cumhurbaşkanı eski Başyaveri Ali Yazıcı ile 15 Temmuz gecesi aynı araçta bulunan tutuklu sanık eski Yarbay Emin Güven, SEGBİS sistemi ile tanık olarak ifade verdi. Yazıcı’nın kendisiyle ilgili olarak verdiği ifadeyi yalanlayan Güven, 14 Temmuz günü Muhafız Alayındaki masanın üzerinde ’Marmaris’ yazısı olan bir fotoğraf gördüğünü belirtti.


Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davada 14 Temmuz tarihinde Muhafız Alayında Kurmay Albay Fırat Alakuş’un kendisini aradığını belirten Emin Güven, eski Başyaver Ali Yazıcı’nın "Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayından ayrılırken yanıma Emin Yarbay diye birisi geldi. Sivil kıyafetliydi. Bana ‘Komutanım ben de Antalya’ya gideceğim. Sizinle gelebilir miyim’ diyerek arabama bindi. Bunu nasıl izah edeceğimi bilmiyorum ama Emin Yarbay’ı ilk defa gördüm. Ben arabayı kullanırken benim cep telefonumu karıştırmaya başladı. Kendisinden kuşkulandım. Arabadan indirmek istedim. Ancak şüphe duydum. Yanımdaki yabancı biriyle Marmaris’e gitmek istemediğim için İzmir’e yöneldik. Ben orduevine gidecektim. Emin bana ’Çiğli’ye gidelim’ dedi ve birlikte Çiğli’ye gittik. Bunu da kendime izah edemiyorum. Normalde ben orduevine gitmek istiyordum. Saat gece 02.30 gibi televizyonlar Cumhurbaşkanımızın İstanbul’a gittiğini söyledi. Ben de çıkıp Ankara’ya gitmek istedim ama nizamiye kapatılmıştı. Misafirhaneye geçtim” şeklindeki ifadesini yalanladı.


Güven, "15 Temmuz’da Özel Kuvvetlerde yarbay olarak görev yapıyordum. 15 Temmuz öncesi izinliydim. 14 Temmuz’da bir operasyon olacağı gerekçesi ile Özel Kuvvetlerde görevli Kurmay Albay Fırat Alakuş telefonla beni aradı ve evine bazı malzemeleri getirmemi istedi. Fırat Alakuş’un evine giderek malzemeleri teslim ettim. Daha sonra Fırat Alakuş, kendisini Muhafız Alay Komutanlığına bırakmamı istedi. İstediği yere bıraktım ve Muhafız Alayına birlikte girdik. Alayda bir kamelyanın bulunduğu bölgeye gittik. Orada 10-15 civarında personel vardı. İçlerinde Ali Yazıcı da bulunuyordu. Ailem Bodrum’da tatilde olduğu için ben de Bodrum’a gidecektim. Fırat Alakuş, Ali Yazıcı’nın Antalya’ya gideceğini, ona eşlik etmemi, daha sonra kendisinden ayrılarak ailemin yanına gidebileceğimi söyledi. Bunları söylerken Ali Yazıcı da yanımızdaydı. Otomobili ben kullandım, Ali Yazıcı ön koltukta oturuyordu. Afyon’a kadar benimle fazla konuşmadı daha çok kendisine ait telefonlarla sürekli olarak konuşuyordu” dedi.



“Ali Yazıcı, Genelkurmay’ın tatbikatı olduğunu söyledi”


Ankara’dan sonra Afyon’da mola verdiklerini ifade eden Emin Güven, “Afyon’da bir süre mola verdik ve tekrar yola çıktık. Bir ara yolda Muğla istikametine gideceğimizi ve Cumhurbaşkanına bir liste vermesi gerektiğini söyledi. Listenin içeriği ile ilgili bilgi vermedi. Akşam saatlerinde hava karardığı sırada Ali Yazıcı’ya bir telefon geldi. Yüksek sesle ‘ne darbe m’ oluyor?’ dedi. Ben de bunu duyunca ‘ne darbesi’ dedim, bana cevap vermedi. Sonra telefon görüşmesi yaptı ve Genel Kurmay’ın bir tatbikatı olduğunu söyledi. Ardından Muğla’ya değil, İzmir Çiğli’ye gitmemiz gerektiğini söyledi. Ben de orada işim olmadığını söyleyince ‘sen arabayı sürmeye devam et’ dedi. Çiğli’ye geldiğimizde nizamiyeden önce bizi almadılar. Ali Yazıcı yüksek sesle ‘alacaksınız’ diye söylüyordu. O esnada oradan ayrılamadım. Daha sonra Güvenlik Tabur Komutanlığı görevlilerinin eskortluğunda nizamiyeden içeri girdik. Bir üs komutanının odasına girdik. Çeşitli rütbelerde pilot giysili personel vardı. Bu esnada televizyondan darbe bildirisi okunuyordu. Bu esnada Çiğli’nin giriş ve çıkışlarının kapatılması talimatı verildi. Bizi misafirhaneye götürdüler. Bir ara ben nizamiyeye giderek dışarı çıkmak istedim. Ancak girişin itfaiye araçları ve Toma’lar ile kapalı olduğunu görünce geri döndüm. Sabaha doğru çıkışların açıldığını öğrendim. Ali Yazıcı ile birlikte üsten ayrıldık ve kısa bir süre sonra araçtan inerek Bodrum’a ailemin yanına gitmek üzere yola çıktım” dedi.



“Hava fotoğraflarının üzerinde Marmaris yazıyordu”


Emin Güven, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarının "Ankara’da Muhafız Alay Komutanlığında Ali Yazıcı’ının da aralarında bulunduğu kişilerin harita üzerinde bir çalışma yapıyor muydu?" sorusunu, “Harita üzerinde bir çalışma yapmıyorlardı. Ancak masa üzerinde bazı hava fotoğrafları vardı, bu fotoğrafların üzerinde Marmaris yazısını gördüm” diye cevapladı.



“Cemaatle görüşüyordum, ama terörist değilim”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarının "Ali Yazıcı mahkemede verdiği ifadede sizin FETÖ’cü olabileceğinizi söylemişti, buna ne diyorsunuz" sorusu üzerine Güven, “Cemaatle görüşüyordum ama terörist değilim” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.
Bayburt Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Erzincan Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan bu sınıfta minik öğrencilere masal anlatılıyor Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Eğitim Fakültesinde oluşturulan ve Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan Masal Atölyesi Sınıfında Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve seçmeli ders olarak alan üniversite öğrencileri, anaokulu öğrencilerine unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yaşatmak için masal anlatıp, kurulan oyuncak stantların da miniklerle keyifli zaman geçiriyorlar. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’un yönettiği Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi çerçevesinde, Erzincan Fırat Kılıç İlkokulu öğrencilerine masal etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Eğitim Fakültesi Masal Atölyesi’nde ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mücahit Kağan, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdem Yavuz, Doç. Dr. Alper Kaşkaya, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fethi Kayalar, Fırat Kılıç İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrenciler, Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi kapsamında öğrendikleri “Kaz Yollasam Yolar mısın? “masal tiyatrosunu sergiledi ve “Tırtıl Huppo” hikayesini anlattılar. Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt, atölyede yaklaşık 400 öğrenciye masal anlatıldığını ve Deprem bölgelerindeki Hatay Reyhanlı, Urfa Siverek anaokullarına online masal anlatıldığını belirtti. Ayrıca öğretmen adaylarının derste öğrendiklerini uygulama fırsatı bulduklarını vurguladı. Etkinlikte, Rektör Levent öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla sohbet etti ve öğrencilerin masal etkinliğine büyük ilgi gösterdiği belirterek, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.