GENEL - 08 Aralık 2017 Cuma 14:02

NEVÜ konseyi ‘ Kudüs’ün statüsünün keyfi şekilde değiştirilme girişimlerini kınıyoruz”

A
A
A
NEVÜ konseyi ‘ Kudüs’ün statüsünün keyfi şekilde değiştirilme girişimlerini kınıyoruz”

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi konseyi tarafından Kudüs’ün statüsünün keyfi bir şekilde değiştirilme girişimlerini güçlü bir şekilde kınadığımızı ilan ediyoruz denildi.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi konseyi tarafından Kudüs’ün statüsünün keyfi bir şekilde değiştirilme girişimlerini güçlü bir şekilde kınadığımızı ilan ediyoruz denildi.


Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) konseyi tarafından Kudüs’ün statüsünün ABD tarafından keyfi bir şekilde değiştirilmesi kınandı. Üniversite konseyi tarafından yapılan açıklama şu şekilde;


“Teferruatı ciltler dolusu kitaplarla anlatılamayacak denli önemli, kutsal bir şehir. Üç büyük dinin iç içe geçtiği, hayatında hiç görmemiş veya görmeyecek olsa bile dünya üzerindeki milyarlarca insanı ilgilendiren özel bir bölge, tarih boyunca uğruna büyük savaşlar yapılmış bir mücevher. Müslüman, Hristiyan veya Musevi kim olursa olsun asla vazgeçemeyecekleri kutsalların barındığı ve bu vasfından dolayı bin yıllar boyu süren mücadelenin ardından nihayet medeni dünyanın üzerinde uzlaştığı bir hukuk ile korunan kutsal mekân. İnancın taşla, toprakla, sözle, tasvirle anlamını bulduğu kent “Kudüs”. İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan konjonktür ile her merhalesi bir oldu bittiye dayanan süreç sonucunda Kudüs’teki kutsalları on yıllar boyu rencide edilen İslam dünyası ve Filistin adına üstelik Birleşmiş Milletlerce de tanınan hakların barışçıl yöntemlerle iadesi beklenirken son günlerde ABD yönetimi ve başkanının bu beklentilerin tam aksi yönde bir politika izleyerek Kudus’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacakları açıklamasını hayretle karşılıyoruz. Bu karar, uluslararası hukuka aykırı olduğu kadar bölgenin tarihi ve sosyolojisine de aykırıdır. Bu adım, Ortadoğu’nun hassas dengeler üzerine bina edilen çok dinli ve çok kültürlü yapısını darmadağın edebilecek jeopolitik bir bomba niteliğindedir. Bölgeyi uzun yıllar boyunca kanlı bir kaosa sürükleyebilecek bu adımdan bir an önce vazgeçilmelidir. Müslümanların ilk kıblesi ve ilk mescidinin bulunduğu, Miraç hadisesinin gerçekleştiği Kudüs’ün, dinlere karşı hoşgörüsü ve saygısı şüpheli, özgürlük ve insan hakları konusunda sicili son derece bozuk, Ortadoğu’da inancın insanlığa getirdiği huzura musallat olmuş sabıkalı bir yönetimin siyasi temsil merkezi olarak tanınma girişimi zorbaca ve telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracak bir gelişmedir. Tarihe bakıldığında bu kentteki kutsallara saygı duyulmadığında “hâkim olanın da mağlup kalanın da” huzur bulmadığı anlaşılacaktır. Yine tarihe bakıldığında Kudüs’te ecdadımızın hâkimiyetinde kaldığı zamanlarda tesis edilen barışın, hoşgörünün izleri görülecektir. Örneğin Musevilerin, Ağlama Duvarı’ndan mahrum bırakıldıklarında, kendilerince son derece kutsal olan bu mekâna gelip yeniden ibadet edebilmeleri Kanuni Sultan Süleyman tarafından sağlanmıştır. Bunun gibi nice hoşgörü örneği sergileyen bir geleneğin varisi olmak bizler için iftihar vesilesidir. Tıpkı diğer kültürlerin olduğu gibi ecdadımızın da bu diyarın her köşesinde bıraktığı İslam Medeniyetinin somut izleri hala yaşamaktadır. Kudüs, belki önemini yeni nesillere layıkıyla aktaramadığımız bir belde olsa da kadim medeniyet hafızamızdan asla silinmeyecek, asla vazgeçilmeyecek, asla terk edilmeyecek vasıftadır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak Kudüs’ün statüsünün keyfi bir şekilde değiştirilme girişimleri karşısında devletimizin yetkili mercilerince gösterilen haklı tepkiye ortak olduğumuzu ve bu girişimi Üniversitemiz Senatosunca alınan 08.12.2017 tarih ve 2017.25.129 Sayılı Kararla güçlü bir şekilde kınadığımızı ilan ederiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Tenis tarihinde ilk kez Quad Milli Takımı Dünya finallerinde Antalya Megasaray Tenis Akademi’de gerçekleşen 21 ülkeden toplamda 44 takımın katıldığı BNP Paribas Tekerlekli Sandalye Dünya Takımlar Şampiyonası’na wild card ile katılan Quad Milli Takımı Brezilya’yı 2-1 mağlup ederek adını tarihte ilk kez finale yazdırdı. Kaptanlığını Sinem Oğuz’un yaptığı Uğur Altınel, Ahmet Kaplan, Ali Ataman ve Fatih Karataş’tan oluşan Quad Milli Takımı Şampiyona boyunca Amerika’yı 2-1, Avustralya’yı 2-1 ve Büyük Britanya’yı 2-1 yenerek grubunu lider olarak tamamladı. Grubundan lider bitirip diğer grubun ikincisi Brezilya ile yarı final mücadelesine çıkan milliler ilk maçında Uğur Altınel sahne aldı. Uğur’un dünya 13 numarası Leandro Pena’ya 6-1, 6-3 mağlup olmasıyla Türkiye 1-0 geriye düştü. İkinci maçta dünya 11 numarası milli sporcu Ahmet Kaplan, Ymanitu Silva’yı 6-4, 6-0 yenerek seride durumu 1-1’e getirdi. Serinin kazananını belirleyecek çiftler maçında Ali Ataman/Ahmet Kaplan ikilisi Leandro Pena/ Ymanitu Silva çiftini 7-6, 6-0 mağlup ederek Türkiye’yi 2-1 Brezilya karşısında öne geçirdi ve final biteni cebine koydu. Milliler dünya şampiyonluğu için yarın 11.00’de başlayacak karşılaşmalarda Şili ile karşılaşacak. "Şampiyonluk için korta çıkıyoruz" Milli takımın final başarısını değerlendiren Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, “Çocuklarımızın korttaki mücadelesi heyecanımızı gittikçe artırıyor. İlkleri yaşamaya alışmış bir federasyon olarak teniste dünyanın iyi takımları arasına girdiğimizi, bir tenis ülkesi olduğumuzu hep söylüyorduk. Bugün çocuklarımız dünya kupasında dünyanın en iyilerini yenerek finale geldi. Şampiyonluk için korta çıkıyoruz. Çocuklarımız yürekleriyle milli formayı canı gönülden taşımayı ve kortlarda mücadele vermeyi başardılar” dedi. Bu tür organizasyonlara ev sahipliği yapmanın oluşturduğu etkiye dikkat çeken Durmuş, “Çocuklarımız bu turnuvada wild cardla yani puanı yetersiz olduğu halde turnuva ülkesinde olduğu için özel davetle oynayabilme fırsatı buldu. Çocuklarımız dünyanın en iyilerini yenerek namağlup olarak finale geldi. Bu bizim ülkemizde tenise verilen değerin, ilginin arttığının ve hatta çığ gibi büyüdüğünün bir göstergesi” diye konuştu. "İnanılmaz bir duyguydu" Karşılaşmaları değerlendiren milli sporcu Ahmet Kaplan ise, “İnanılmaz bir duyguydu. Teklerde durum 1-1’di karar double’ını oynuyorduk çiftler maçında. Elimizden gelen her şeyi yaptık. İnanılmaz bir savaş vardı. Her şeyimizi verdik. Çok mutluyuz, evimizdeyiz. Yarın final maçımız var kupayı alacağız” dedi. Milli sporcu Ali Ataman ise final karşılaşmasına hazır olduklarını ifade ederek şöyle konuştu: “Şili favori takımdı. Ama bu dakikadan sonra bizim için fark etmez. Herkesi yenecek güçteyiz. Yarın çok büyük bir başarıyla bu işi sonlandıracağız.”
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Öğretmenlerimizi olumsuzluktan korumak ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Evlatlarımıza kattıkları bilgi ve değerler bütünüyle ülkemizin kalkınma mücadelesinde hayati önemde olan öğretmenlerimizi her türlü olumsuzluktan korumak, onlara mesleklerini icra edecekleri rahat ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin kalkınma mücadelesinde hayati önem taşıyan öğretmenleri her türlü olumsuzluktan korumak ve onlara güvenli bir çalışma ortamı sağlamak gerekliliğine vurgu yaparak, "Evlatlarımıza kattıkları bilgi ve değerler bütünüyle ülkemizin kalkınma mücadelesinde hayati önemde olan öğretmenlerimizi her türlü olumsuzluktan korumak, onlara mesleklerini icra edecekleri rahat ve güvenli ortamı sunmak asli görevimizdir. Ulvi bir mesleği icra eden, yetiştirdikleri nesillerle geleceğimizi inşa ve ihya eden öğretmenlerimiz başımızın tacıdır. Bu anlayışa kararlılıkla sahip çıkan bir hükümet olarak öğretmenlerimize ve diğer eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddete ilişkin kapsamlı bir düzenlemeyi süratle hayata geçireceğiz. Kanun teklifi olarak Gazi Meclisimize sunacağımız düzenlemeyle, öğretmenlerimize yönelik fiillerde ceza kanunlarında öngörülen cezalar yarı oranında artırılacak. Bu fiilleri işleyenlerin cezasının ertelenmesi engellenecek. Bu fiiller tutuklama sebebi sayılarak tutuksuz yargılamanın önüne geçilecek. Özel kurumlarda çalışan öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız da görevleri sebebiyle kendilerine yönelik işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılacak. Öğretmenlerimiz müsterih olsun. Böylesine önemli bir mesleği ülkemizin her bölgesinde fedakarca yürüten öğretmenlerimize karşı şiddet olaylarına asla sessiz kalmadık, kalmayacağız. Bu vesileyle, İstanbul’da canice yapılan bir saldırı sonucu hayatını kaybeden İbrahim Oktugan öğretmenimize Allah’tan rahmet; ailesine, sevenlerine, öğrencilerine ve tüm eğitim camiamıza başsağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.